Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,0649
Dolar
Arrow
34,5203
İngiliz Sterlini
Arrow
43,3466
Altın
Arrow
3019,0000
BIST
Arrow
9.692

Bora Kaplan Davası: 'Sadık Soylu’yu Getirin…'

Organize suç örgütü olduğu iddia edilen Ayhan Bora Kaplan davasında sanıklar ve avukatlarının esas hakkında mütalaaya karşı savunmalarının alınmasına devam edildi. Örgütün siyasi ve yargısal bağlantılarını yürüttüğü suçlamasına yanıt veren Barış Kurt'un ifadeleri dikkat çekti.

Bora Kaplan Davası: 'Sadık Soylu’yu Getirin…'

Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Sincan Cezaevi yerleşkesindeki duruşma salonunda görülen davanın bugünkü celsesinde Semih Arslan’ı öldürmekle suçlanan Mahmut Gökhan Çanga’ın avukatı Ela Leyla Umur, bu olayla ilgili olarak 2016’da verilen Kovuşturmaya Yer Yok Kararının (KYOK) dosyaya yeni bir delil gelmeden kaldırılmasını şu ifadelerle eleştirdi:

“KYOK’un kaldırılması meselesini konuşup bir karara bağlamadan doğrudan esasa girildi ve hüküm aşamasına gelindi. 2016’daki bu kararın kaldırılması ya şaibelidir ya da yeterince incelenmeden karara varıldı. Şaibeli ise o kararı veren savcıyı çağırıp burada dinleyelim ya da hakkında suç duyurusunda bulunalım. Yanlış üstüne yanlış yapılıyor, ama bir yerde durmamız gerekir. İstihbari bilgiden söz ediliyor. Bu bilginin kaynağının ne olduğunu öğrenmemiz gerekmiyor mu? Devlet meselesi, uluslararası bır mesele değil ki. Öyleyse başım üstüne, saklayalım; da böyle rezil oluyoruz. Dönemin güçlüsü kimse; gelsin kürsüye veya iktidara, hasımları hakkındaki KYOK’ları kaldırsın, adamların içinden geçsin.”

Bu ifadelerden sonra savcıya, “Savcım, çok gençsiniz; yarın bu size de lazım olur.” diyen Av. Umur şöyle devam etti:

“Dün, babanız yaşındaki profesör adama bile güldünüz. Yapmayın. Ben çok hakim, savcı gördüm, ‘Beni kurtarın Avukat Hanım’ diyen.”

Av. Umur beyanlarını sürdürürken Savcının yine güldüğünü görünce de şöyle tepki gösterdi:

“Ne gülüyorsunuz ya!.. Sinirlerimi bozuyorsunuz. Özel hayatımda komiklikleri severim, ama burada bunu yapmayın.”

RAPORDA YOK ALGI VAR

Av. Umur, soruşturma savcısının Mahmut Gökhan Çanga’yı gözaltına aldırıp tutuklatmadan önce polislerden, bilirkişiden Semih Arslan’ın ölümüyle ilgili “intihar olasılığı düşüktür” şeklinde rapor almalarını istediğini vurgularken de 7 sayfalık raporda kesinlikle böyle bir ifade olmadığı halde varmış gibi gösterildiğine dikkat çekip, “Ya kasten veya işinizin yoğunluğundan yaptınız. Suç duyurusunda bulunsam ‘Yoğunluktan dikkatimizden kaçtı.’ diyeceksiniz. Ben de öyle olmasını diliyorum. Yoksa vay halimize. Ben burada kral çıplak diyorum, ama kimse duymuyor.” dedi.

BORA KİM DE?

Mahmut Gökhan Çanga’nın Bora Kaplan’la tek bir fotoğrafı, görüşmesi ve baz birlikteliğinin olmadığını belirten Av. Ela Leyla Umur şunları kaydetti:

“Varsayalım ki, Semih Arslan’ı öldürmek için Bora Kaplan’dan talimat aldi. Peki bu talimatı ne karşılığında yapsın? Adam Semih Arslan’a pijamasını verecek kadar minnoş. Parası, evi, arabası yok. Yedi sülalesini araştırın; haksız zenginleşen var mı? Gökhan Çanga hukukçu. Bora kim de ondan talimat alıp adam öldürüp balkondan atacak? Adam hayatında tavuk kesmemiş ya!”

Mahkemeye Semih Arslan’ın ölümünden sonra Gökhan Çanga’nın kendi telefonundan 112’yi arayıp ambulans istediğine dair ses kayıtlarını da dinleten Av. Umur savunmasını, “Bir insanın hayatıyla oynuyorsunuz. Hem olmayan bir şeyi yazıyor hem bir kalemde ağırlaştırılmış müebbet istiyorsunuz. Bu fahiş bir hatadır. Kararı hızlıca okuyup gitmenizden korkuyorum. Hayatımın en büyük travması olur.” sözleriyle tamamladı.

GİZLİ TANIK İDDİALARI SPEKÜLASYON MU?

Tutuklu sanık Yahya Ersoy’un avukatı Eşref Öztürk, Savcının mütalaasında gizli tanıkla ilgili eleştirilerin “spekülasyon” olarak nitelendirildiğine dikkat çekerek bunların tamamının Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın KOM poiisleri hakkında hazırladığı iddianamede yer aldığını anlatıp bu iddianameyi hazırlayan ve bu mütalaayı veren Başsavcılıkların farklı yerlerin Başsavcılıkları olup olmadığını sordu. Av. Öztürk, “Herkes gergin, çünkü adil karar vereceğinize inanç kalmadı. Adaletin kestiği parmak acımaz, ama adaletsiz ezilen vicdan da ömür boyu sızlar.” dedi.

REDD-İ HAKİM KONUSU NE OLDU

Duruşmaya öğlen arası verilirken Mahkeme Başkanı, sanık avukatlarına hafta başında dile getirdikleri redd-i hakim talebiyle ilgili dilekçe verip vermeyeceklerini sorarak, “Vermeyecekseniz biz bugün talebinizi 33. Ağır Ceza Mahkemesi’ne bildireceğiz. Verecekseniz de yarın hepsini birlikte gônderelim” dedi.

Duruşmanın öğleden sonraki bölümü, sanıklardan Hasan Can Saraçoğlu’nun avukatı Cem Erol’un savunmasıyla başladı. Av. Erol, müvekkilinin 1 yıl tutuklu kaldıktan sonra itiraz sonucu tahliye edildiğini, ancak Savcının Saraçoğlu’nun cezalandırılıp hükümle birlikte tutuklanmasını istemesinin nedenini anlayamadıklarını anlatarak şunu kaydetti:

“Yıllar önce bir hocam, ‘İktidarın emrini yerine getirene memur, hukukun emrini yerıne getirene hakim denir.’ demişti.”

AKP Ankara eski İl Başkan Yardımcısı ve Çankaya Belediye Meclis Üyesi Barış Kurt da savunmasında, iddianamede Erkan Doğan’ın kerpetenle dişlerini çekmekten eziyet, hürriyeti tahdit ve yağma suçlarından müşterek fail olarak cezalandırılmasının istendiğini, ancak geçen süreçte Akman Plaza’da olmadığının ortaya çıkması üzerine Savcının, müşterek faillikten değil azmettirmekten cezalandırılması yönünde mütalaa verdîğini belirterek şöyle konuştu:

“İmkan olsa eminim ki, bugün anlatacaklarımı dinledikten sonra beraatimi isteyecektir. Ben, kes-kopyala-yapıştırla iddianamenin mütalaa, mütalaanın da karar haline getirildiği şeklindeki görüşlere katılmıyorum.”

ERKAN DOĞAN NE DERSE AYET

HTS ve baz kayıtlarıyla ilgili mahkemenin bilirkişiden aldığı rapor üzerinden iddia edilen olay tarihinde Erkan Doğan’ın yanı sıra kendisiyle birlikte suçladığı diğer sanıklar Bora Kaplan, Muhammet Kaplan ve Adnan Kaplan’ın saat saat nerede olduğunu görsellerle anlatan Barış Kurt, “Her şey ortada; ama Erkan Doğan ne derse ayet. İddia ettiği olaydan sonra sıcağı sıcağına verdiği ilk ifadelerde de benim adım yok. Bu da olayın sonradan kurgulandığının ispatıdır.” dedi.

Erkan Doğan’ın uyuşturucu kullanan, sabıkalı bir kişi olduğunu öne süren Barış Kurt zaman zaman sesini yükseltince Mahkeme Başkanı, “Çok bağırma” diye uyardı. Barış Kurt da, “Kusura bakmayın. 1 senedir içerideyim. Herkes gülüyor, eğleniyor; ben dışarıda neler bıraktım…” karşılığını verdi.

Barış Kurt şunları da kaydetti:

“Erkan Doğan’la ilgili kimseyi azmettirmedim, kimseye talimat vermedim. Erkan Doğan’ın 50 liralık telefonunu yağmalatıp ne yapacağım ben? Cep telefonunun yağmalandığı iddiası da kurgu. Evet Bora Bey’i mekanlarına gitmem sebebiyle tanıdığımı söyledim. Ama Bora Kaplan dahil kimseyle görüşmem, mesajlaşmam, sosyal medyada takibim veya paylaşımım yok. Üç üniversite bitirdim, doktora yaptım. Bu insanlardan nasıl talimat alabilirim?”

BARİ HAKSIZ TAHRİK UYGULAYIN

Erkan Doğan’ın iddialarının yalan olduğunu ortaya koyduğunu bildiren Barış Kurt, “Neye göre ceza vereceksiniz, bilmiyorum; ama olası bir ceza verecekseniz haksız tahrik uygulanmasını kesinlikle talep ediyorum. Çünkü Erkan Doğan’ın kendi beyanlarında, alacağını almak için bana şantaj yapmak, tehdit etmek istediği sabittir.” dedi.

MALIMA MÜLKÜME ÇÖKMEK İÇİN Mİ?

Barış Kurt, örgütün siyasi ve yargısal bağlantılarını yürüttüğü suçlamasına cevap verirken de zaman zaman ağlayarak şunları söyledi:

“Üye olduğum partiden 2019’da istifa ettim. Hangi siyasi bağlantıyı ne zaman, niçin kullanmışım? Kimi, nereye atamışım? Tek bir hakim, savcı tanımam. Adliye’ye gitmişliğım yok. Sadık Soylu’yu 18 yıldır tanırım. Hayatımın hiçbir döneminde birlilte Ankara Adliyesi’ne gitmedik. Sadık Soylu kim? Yargıtay Üyesi, hakim, savcı, HSK Başkanı mı? Vasfı ne? Getirin, sorun. Kendimi nasıl ispatlayacağımı saşırdım. Malıma, mülküme çökmek için mi böyle iftira attınız?”

Barıs Kurt’un, gözyaşları içindeki son sözleri şu oldu:

“Kimseyi küçük görmek, küçümsemek istemiyorum, ama 60 kişiyle ortak tek bir şeyimiz yok. Bambaşka dünyamız var. Bora bile benden vazgeçmiş. Son savunmamı yapıyorum, örgüt lideri ya, gelmedi. Belki bir şey diyeceğim. Başkanım, namaz kılıyorsunuz, alnınız secdeye değiyor. Nasıl vicdanınız sızlamıyor? Ben niye buradayım? Cezaevinde iki kez kalp krizi geçirdim. Bu zulme seyirci kalan herkese hakkımı helal etmiyorum.Karar günü gelmek istemiyorum; duramam, dayanamam. Tek pişmanlığım, evlenmedim. Çıkar çıkmaz evleneceğim. Kız 5 yıldır bekliyor.”

Bu arada duruşmayı izleyen Kurt’un kız arkadaşının da ağladığı görüldü.

Barış Kurt’un yaklaşık 5 saat süren son savunmasının saat 19.30’da tamamlamasının ardından, yarın devam etmek üzere bugünkü celse sonlandırıldı.


Haber Kaynağı : 12punto

Ayhan Bora Kaplan