Buğra Gökçe, Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek'e paylaştığı karikatür üzerinden seslendi

Daha yürürlüğe girmeden büyük eleştiriler alan vergi paketi tepkilerin odağında olmaya devam ederken, hükümetin attığı tasarruf adımları yurttaşın belini daha da büküyor. Topyekün bir tasarruf hareketine başlanacağının açıklanmasından bu yana sadece zamlar ve yeni vergilerle yurttaşın karşısına çıkan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek yoğun bir şekilde eleştiriliyor.

Attığı adımların somut değil sadece günü geçiştirmeye yönelik hareketler olduğunu söyleyen isimlerden biri de İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Buğra Gökçe oldu. Gökçe sosyal medya hesabından paylaştığı bir karikatür üzerinden isim vermeden Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek'e yüklendi. 

Gökçe ekonomide şimdiye kadar atılan yanlış adımları sıraladı ve yurttaşın daha fazla ezilmemesi gerektiğini söyledi.

İşte Buğra Gökçe'nin o paylaşımı:

Vergi affı - imar affı: Popülist ve rant odaklı politikalardan vazgeçme zamanı gelmedi mi?

Popülist bir anlayışla çıkartılan imar aflarının bedeli Türkiye için ağır oldu. Affı getirenler yalnızca buradan elde edecekleri rantı düşündüler. Birileri rant peşinde koşarken şehirlerimizin deprem direnci zayıfladı, canlarımız gitti. Sadece 6 Şubat depreminde on binlerce insanımız hayatını kaybetti, TBMM raporuna göre 36 bin 453 bina deprem anında yıkıldı. 

Popülist bir anlayışla çıkartılan vergi aflarının da bedeli ağır oldu. 2002 - 2023 arasında tam 11 kez vergi affı çıkartıldı. Bu dönemde yaklaşık 1,5 yılda 1 vergi affı çıktı. Sonucu ne oldu? Kur kurumalı mevduattan sıfır vergi alınırken, gıdadan, ulaşımdan, giyim gibi zorunlu harcamalardan alınan vergi bütçeyi finanse etti. 2024 bütçesinde en yüksek gelir kalemi KDV oldu. Yani vergi aflarının bedelini çalışanlar, emekliler, halkın büyük kesimi yaşamak için yapmak zorunda olduğu harcamalardan ödedi. Dolaylı vergilerin oranı gelişmiş ülkelerde yüzde 35 seviyesindeyken Türkiye’de 2023 yılı sonunda yüzde 70’e dayandı. Bir başka ifadeyle halkın dar ve orta gelirli kesimleri, kamuyu ve sermaye sahiplerini finanse etti.

Popülist bir anlayışla atılan her adımını ortaya çıkardığı ağır bedelleri, küçük bir azınlık dışında, milletçe ödüyoruz.  “Faiz sebep enflasyon sonuçtur.” politikası sonucunda Türk Lirası itibarını ve değerini kaybetti. Ekonomide onulmaz hasarlar oluştu. Döviz yükseldi. Yükselen dövizi baskılamak için Türkiye’nin döviz rezervleri yok pahasına harcandı. Birileri ucuza döviz alıp zengin olurken, Türkiye fakirleşti. Sadece KKM nedeniyle Merkez Bankası 2023 yılında 833 milyar TL gider yazdı ve yılı 818,2 milyar lira zararla kapattı. KKM nedeniyle; Merkez Bankasından, Bütçeden yapılan ödemeler ve alınmayan vergilerle ortaya çıkan kamusal yük 1,2 trilyon liraya ulaştı. Oysa zamanın Maliye Bakanı KKM’nin bütçeye hiçbir yükü olmayacağı iddia etmişti. Bu parayı bir avuç insan cüzdanlarına koyarken, millet bu parayı ekmeğinden, suyundan kısarak; porsiyonlarını küçülterek ödedi.

Mart 2024 döneminde Türkiye dünyanın en yüksek enflasyonuna sahip dördüncü ülkesi oldu. Ülkeyi hiperenflasyon ortamına sürükleyenlerin, şimdi enflasyonla mücadelede halkın üzerine daha çok vergi getirerek, halkı daha çok yoksullaştırarak ve bütün faturayı yine halka çıkartarak başarı kazanması mümkün değildir.  İşçilik, kur ve akaryakıt fiyatları uzunca bir süre artmadığı halde aylık enflasyon 2024 yılında aylık bazda yüzde 3’ün altına hiç düşmedi. Asgari ücretliye ikinci altı ayda zam yapılırsa enflasyon sarmalı oluşturacağını söyleyenler, akaryakıtta, alkollü içeceklerde ÖTV artışlarını altı aylık ÜFE artış oranına göre otomatiğe bağladılar. Artan akaryakıt fiyatıyla ve diğer vergi zamlarıyla enflasyon artacak, mal ve hizmetler daha da pahalı olacak, geliri artmayan vatandaş daha da yoksullaşacak.

Çözüm popülizm değil. Aklın ve bilimin yolu. Hukuk devleti ilkesinin hayata geçirilmesi. Etkin kamu denetimi. Karadeliklerin kapatılması. Kamu ihale sisteminin şeffaf ve rekabetçi hale getirilmesi. Vergi adaleti eksenli vergi reformu ile vergi gelirleri içinde dolaysız vergilerin payının arttırılması, hakça bir vergi düzeni. 

İstanbul’da her 10 kişiden 1’i yatağa aç giriyor, Türkiye’de 1 milyondan fazla çocuğumuz okula aç gidiyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 2023 faaliyet raporuna göre 4 milyon 989 bin 456 hane sosyal yardıma muhtaç hale getirildi. Yoksulluğu bitirmek değil, yönetmek derdinde olanların yaşanan hayat pahalılığı ve derinleşen yoksulluğa çözüm bulması mümkün değil. 

Çözüm makyajda değil, hastalığı teşhis edip, doğru tedaviyi uygulamakta. Çözüm siyasetin, koltuk sahiplerine rant kazandırmak için değil; halka hizmet için yapılması gerektiği bilinciyle ve samimiyetiyle hareket etmekte.

Haber Kaynağı : 12punto