CHP Genel Başkanı Özgür Özel Aydın mitinginde Çerçioğlu ve AKP'ye sert sözlerle yüklendi
Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu'nun AKP'ye geçmesinin ardından, CHP'den sert açıklamalar geldi. Parti yönetimi yurttaşın tepkisini göstermek adına miting düzenledi. Özgür Özel gerçekleştirdikleri Aydın mitinginde sert ifadeler kullandı.

CHP Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu'nun AKP'ye katılmasının yankıları sürüyor.
CHP, ilk ciddi adımını bugün Aydın'da düzenleyeceği mitingle gösterdi. Atatürk Kent Meydanı'nda saat 20.00'da başlayan mitingde konuşma yapan Özgür Özel miting alanını dolduran kalabalığa seslendi.
300 binden fazla Aydınlının iradesini başka partiye taşıyan Çerçioğlu'na yurttaşların çok sert tepki verdi.
Alana giden yol bariyerlerle kapatılırken mitinge katılmak isteyen yurttaşlar, mitingin yapılacağı alana geçmek için 2 kilometre yürümek zorunda kaldı.
ÖZGÜR ÖZEL: AK PARTİLİLER BİRBİRLERİNE GİRDİLER
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, konuşmasına Adnan Yücel'in 'Yeryüzü Aşkın Oluncaya Dek' şiiriyle başladı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in konuşmasından satır başları şu şekilde:
“Bir inancın yüceliğinde buldum seni, bir kavganın güzelliğinde sevdim. Bin kez budadılar körpe dallarımızı. Bin kez kırdılar. Yine çiçekteyiz işte, yine meyvedeyiz. Bin kez korkuya boğdular zamanı, bin kez ölümlediler. Yine doğumdayız işte. Yine sevinçteyiz. Bitmedi, daha sürüyor o kavga ve sürecek. Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek. Ey ‘Her şey bitti’ diyenler. Korkunun sofrasında yılgınlık çekenler. Ne kırlarda direnen çiçekler, ne şehirlerde büyüyen öfkeler. Henüz elveda demediler. Bitmedi, daha sürüyor o kavga ve sürecek. Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek. Aydınımız milli mücadelenin simge şehridir. Tarih 16 Haziran 1919. İzmir’in işgalinden sonra Gazinin kararlılıkla Samsun’a çıkışından sadece bir ay sonra, bu topraklarda Atatürk’ün yol arkadaşları, Yörük Ali Efe, Kıllıoğlu Hüseyin Efe, Kozalaklı Mehmet Efe, önce 17 milisle, sonra 60 milisle Malgaç baskınında işgalcilere direnen, ilk zaferi Malgaç’ta kazandıran ve bütün Anadolu’ya umut olan Aydın. Efeler diyarı Aydın. Sana geldik. Senle kucaklaşmaya geldik. Efelerin bu cesaretini, bu kararlılığını, bu başlangıcını Gazi hiçbir zaman unutmadı. Dört kez Aydın’a geldi. Cumhuriyetin, Sümerbank Basma Fabrikasını ilk olarak Aydın’a açtı ve bunu Aydın’a bir teşekkür madalyası, bir şeref madalyası olarak kazandırdı.”
“Gazi’nin Nazilli’ye armağanı olan bu basma fabrikasını Adalet ve Kalkınma Partisi, iktidarının ilk icraatı olarak kapattı. Aydın’ın Adalet ve Kalkınma Partisi ile Recep Tayyip Erdoğan ile o günden beri görülmedik bir hesabı var. Her seçimde o yaptığının hesabını Aydın, Erdoğan’dan sorar, AK Parti’den sorar ama karşısında Aydın’ın iradesine direnebilecek, Aydın’da gücünü gösterebilecek, Aydın’a kafa tutabilecek birileri yoktur. O yüzden Aydın, yıllardır Cumhuriyet Halk Partisi’nin gösterdiği adayı seçer. Aydın, iradesini Cumhuriyet Halk Partisi’nden yana koyar. Ancak geçtiğimiz hafta Aydın’ı alamayanlar, her şeyi yapıp Aydın’ı alamayanlar, milli iradeyi gasp etmeye, milli iradeyi çalmaya, Aydın’ın iradesini hırsızlamaya kalktılar. Partilerinin kuruluş yıl dönümünde, güya Cumhuriyet Halk Partisi’ni demoralize edecek, kendilerine moral verecek, güya psikolojik üstünlüğü ele geçirecek bir iş diye bir Cumhuriyet Halk Partili Büyükşehir Belediye Başkanını partilerine katmaya kalktılar. O günden sonra iktidara yakın kalemler bir umut, ‘Psikoloji değişti mi?’ Kabul ediyor üstünlüğün kimde olduğunu. ‘Bu moral AK Parti’yi ayağa kaldırır mı?’ Biliyor perişan olduğunu. ‘Acaba bu olay, CHP’nin enerjisini düşürür mü’ diye umdular. O dakika dedim ki ‘Aydın’a gidiyoruz. Millete soracağız. Türkiye’ye Aydın’ı, Aydın’dan göstereceğiz.’
“ÇOĞUNLUK ENERJİSİ BİZDEDİR”
“Değme kampanyalarda, seçime günler kala büyük rekabetler içinde, kamu gücü elinde, bütün bakanlıklar emrinde, bütün Ege’yi bu meydana toplayıp da bu meydanda bu kalabalığı bulamayanlar görsün. Ahlaki üstünlük bizdedir. Psikolojik üstünlük bizdedir. Çoğunluk enerjisi bizdedir. Aydın’ın iradesi işte bu meydandadır. Bu meydan, milletin meydanıdır. Daha önce söyledim. AK Parti’nin kalelerine gidiyoruz. ‘AK Parti’nin kalesi’ denilen yerlerde inanılmaz kalabalıklar topluyoruz. Hep şunu söyledim; ‘Kutuplaşma siyaseti bitmiştir. Kale siyaseti bitmiştir. Hiçbir yer kimsenin kalesi değildir. Varsa bizim kalemiz, o da millete feda olsun’ dedim. Buradan da haykırıyorum: Bu meydana bakın; Aydın, milletin kalesidir. Milli iradenin kalesidir.”
“MİLLET, EMANETİNİ GERİ ÇAĞIRIYOR”
“Bir müsaade edin bu meydandan bir ses yükseliyor. Bir ‘istifa’ talebi yükseliyor. Bu alelade bir istifa talebi değildir. Duymayan kulaklar duysun. Millet, emanetini geri çağırıyor. İşte bu ses milletin sesi, emaneti geri istiyor. Çünkü bir siyasi yan kesici ile karşı karşıyayız. Bir siyasi kapkaç olayı ile karşı karşıyayız. Maalesef bir kapkaççıyı, bir yankesiciyi Ege’deki kazanamadığı, bir tek bile belediye kazanamadığı Ege’de ‘belediye başkanım’ diye bir kapkaççıyı baş tacı eden bir acizlikle karşı karşıyayız.”
“AK PARTİ EGE’DE BELEDİYESİZ KALDI”
“Durumu özetleyelim. Cumhuriyet Halk Partisi, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinden itibaren kurulduğu gün gibi Türkiye’nin birinci partisi olmuş, Türkiye nüfusunun yüzde 65’inde belediyeleri kazanmış, Ege’de belediyesi olan 9 ilin 9’unu da kazanmış. Adalet ve Kalkınma Partisi, ‘Sivas’ın ötesine gidemiyorsun’ diye, zamanında CHP’ye laf eden, alay eden Adalet ve Kalkınma Partisi, Ege’de il ve büyükşehir belediyesiz kaldı. O günden sonra bütün belediyelerimiz üzerine bir büyük kumpas, bir büyük saldırı başlatıldı. Belediyelerde yaygın olarak ihaleye giren Türkiye çapındaki birkaç firma önce cezaevine atıldı. Mallarına el konuldu. Sonra sözde ‘itirafçılık’ denen iftiracılık müessesesi başladı. Şunu bilin, birkaç aylık belediye başkanları, hiç ihale vermedikleri, sadece önceki AKP’li belediyeden ödemesini yaptıkları halde cezaevlerine kondular. Öyle ki Türkiye’de bu kişiyle en çok çalışan belediyelerden Kütahya Belediyesi’nden Alim Işık’tı, onun dosyasını Kütahya’ya yolladılar. En çok çalışan, geçmişe dönük çalışan belediye Aydın Büyükşehir Belediyesi’ydi. Bu haberi saldılar, belediye başkanını korkuttular, şantaj yaptılar.”
“HABERDAR OLDUĞUMDA SORDUM”
“Bunlar, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Özlem Çerçioğlu hakkında yapmış olduğu suç duyuruları, hazırlanan 13 iddianame, ekleri, üç dev klasör. Bundan haberdar olup, titremeye başlayınca sordum: ‘Veremeyeceğin hesap var mı?’ Dedi ki ‘Normalde yok. Ama bunlara güven olmaz.’ Dedim ki ‘Kendine güveniyorsan, biz Cumhuriyet Halk Partisi’yiz, biz ne dosyadan, ne iftiradan yılarız, her başkan gibi senin de kaya gibi arkada dururuz.’ Ancak bizim gösterdiğimiz bu cesareti, bizim gösterdiğimiz bu kararlılığı kendisi gösteremeyen, içeride yatan arkadaşlarından utanmayan, şu arkamdaki her biri bu partinin gözbebeği Ege’nin her biri birbirinden kıymetli, Manisa, Uşak, Balıkesir, Muğla, İzmir, Denizli, Afyon ve Kütahya Belediye Başkanlarımız... Hiçbiri boyun eğmedi, eğmeyecek. Hiçbiri haram lokma yemedi. Hiçbirinin utanacak bir şeyi yok. Onlara da şantaj yapıyorlar. Onları da tehdit ediyorlar ama 9’da 9 Ege Belediyesinden bir tanesini söküp, Aydın gibi bir yerde, Efeler diyarında üzerine kirli bir ampul takanlara şunu söylüyorum: Aydın’ın iradesini bekleyin. Hesap soracağız, hesap soracağız.”
“BELEDİYE BAŞKANLARIMIZLA GURUR DUYUYORUZ”
“Tüm belediye başkanlarımızla gurur duyuyoruz. Ey Tayyip Erdoğan, sen benim belediye başkanlarıma iftira için onlarca cilt cilt iddianameler hazırlatırken ben onlara teslim olmadım. Biz teslim olmadık. Arkadaşlarımız teslim olmadı. Ama sen kazanamadığın bir belediyeyi almak için hakkında üç klasör dosya hazırlattığın birinin yakasına rozet takmaya tenezzül ettin. Tamahkarsın, acizsin, zavallısın. CHP, siyasette cesurdur, dürüsttür, kararlıdır. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bugünkü siyaseti tamahkardır. Acizdir. Zavallıdır. 47 yıl ikinci parti olmuş, tenezzül etmemişiz. 23 yıl AK Parti kazanmış, tenezzül etmemişiz. Biz kazanmışız, seçimlere 47 ay var. 47 gün bile dayanamayanların, demokrasi treninden 31 Mart’ta inenlerin, 19 Mart’ta darbeye kalkışanların bilmesi gereken bir şey var. Patron ne Erdoğan’dır, ne Özgür Özel. Bir tek patron vardır. O da millettir. O da bu meydandadır. Önüne konulan kalın bir soruşturma dosyasıyla ‘Ya hapse tıkıl, ya partime katıl.’ ‘Ya içeri atılacaksın, ya AK Parti’ye katılacaksın’ söylemine teslim olana, kocasının şirketi için pazarlık yapana, batık şirketi AK Parti’ye geçince borsada coşana bir tane lafım var. Yazıklar olsun.”
“AK PARTİ JANT ÜSTÜNDE GİDİYOR”
“Adalet ve Kalkınma Partisi’ne şu kadarını söyleyeyim. Yıllar önce ‘erdemliler hareketi’ diye kurulan, bugün şantaja, tehdide sığınan, Ege’de belediye kazanmak için sandıktan çıkmayıp, kumpastan çıkanlara şunu söylüyorum. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin tekerleri patlamıştır, lastik inmiştir. Jant üstünde gidiyorsunuz, jant üstünde. Jantın üstünde giden siyaset, varsa varsa kaybedeceği seçim sandığına varır. Daha ilerisi yoktur. Sadece bu konuya daha fazla, hakkından fazla zaman ayırmadan, bir tek şunu söylüyorum. Hasta haliyle hapiste yatan Mehmet Murat Çalık’tan,, evladından koparılıp hücreye atılan Oya Tekin’den, Kadriyelerden, Eliflerden, Pınarlardan hiç mi utanmadın? 38 kadın belediye başkanından hiç mi utanmadın? Gün gelecek tarih, arkamdaki 8 cesur insanı, Cumhuriyet Halk Partisindeki 415 cesur insanı, 2 milyon cesur üyemizi, 15,5 milyon cesaretle Ekrem İmamoğlu’nun ardında duran 23 Mart kahramanlarını, AK Parti’den korkmayıp onları seçimde yollayacak olan Türkiye Cumhuriyeti’nin onurlu, temiz, her biri birbirinden cesur insanlarını yazacak.”
“ARTIK AYDIN’IN GÜNDEMİNDE SEN YOKSUN”
“Bu korkakları tarihin çöp sepetine atıyorum. Yolda yürürken ‘Bana omuz attılar’ diyenlere, ‘Nezaketsiz, beceriksiz, çirkin insanlar bunlar’ dediklerine, sana ‘İki yüzlü’ deyip hakaret edenlere, mazbatanı yemekhanede verenlere, her fırsatta sana hakaret edenlere korkup sığınıp, topukladın ya tarihin çöp sepetinde kal, artık Aydın’ın gündeminde sen yoksun. Sen korktuğun için kaçtın. Ama bundan sonra hayatın boyunca kaçtığın için korkmaya devam edeceksin. Biz de senin peşinde olacağız. Aydın’ı hırsızlayan Erdoğan’a sesleniyorum. 20 yıldır Aydın’ı kazanamadın, bir daha da kazanamayacaksın. Meclis üyelerimiz, 10 belediye başkanımız dimdik ayaktadır. Bu süreçte Aydın’da belediye meclis çoğunluğu Cumhuriyet Halk Partisi’ndedir. Seçim sonuçları ortadadır. Aydın’ın iktidarı Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Şimdi bu muhteşem meydandan iğne atsan yere düşmeyen bu meydandan dronlar hazırsa, cep telefonları hazırsa Türkiye’ye bir sürprizimiz var. Yansın ışıklar. Otobüsün üstündeki Aydın milletvekillerimize, il başkanımıza, bütün Aydın belediye başkanlarımıza, Ege’nin Efe’si belediye başkanlarıma, büyükşehir ve il belediye başkanlarıma selam olsun, Efeler Diyarı’na. Şimdi bir tane adı Efe, sözde Efe, topuklamış, topuğu kırık Efe oradan camın arkasından buraya bakarken 100 binlerce Efe karşıya Aydın Büyükşehir Belediyesi’ne bakıyor. O bina milli irade hırsızların, siyasi kapkaççıların, siyasi yankesiciler değil, siz Aydınlılarındır. Sizindir o bina.”
“AYDIN’A SANDIĞI KOYALIM, HODRİ MEYDAN”
“Bütün Türkiye’ye televizyonları başında bizi izleyen seyircilere bu geceyi şöyle özetlemek isterim. Aydın’daki 10 binler, 100 binler ‘Özlem istifa’ diye bağırıyor, ben araya girdikçe meramımı anlatıyorum. Hepinizin ağzına sağlık, hepinizin ağzına sağlık. Ey Tayyip Erdoğan Aydın’da 100 binler oyunu geri istiyor. Aydın’da 100 binler emaneti geri istiyor. Ben buradan Erdoğan’a bir çağrı yapıyorum. Cesaretin varsa ister burada alınacak kararla, belediye meclisi ve tüm yedekleri boşaltarak, ister birlikte alacağımız kararla mecliste gereğini yaparak. Hodri meydan. Aydın seçimlerini yenileyelim. Hodri meydan. Hodri meydan. AK Parti’nin bu sözde transferle siyasi yankesicilikle güç topladığını iddia edenlere hodri meydan. Aydın’a sandığı koyalım. Erdoğan’ın adayı belli. Erdoğan’ın adayı siyasi kapkaççı, siyasi yankesici. Cumhuriyet Halk Partisi’nin adayını açıklıyorum. Erdoğan senin adayın o siyasi yankesici, kapkaççı. Seçimi şimdi yenilesen de iki, üç sene sonra yapsan da ben de adayımı açıklıyorum. Açıklayayım mı? Cumhuriyet Halk Partisi’nin adayı bu meydandaki bütün Aydınlılardır. Bütün Aydınlılar. Bizim Aydın’daki mücadelemiz bir bireysel mücadele, bir bireysel başarı değildir. Aydın’ın bütün Efeleri, Aydın’ın en uzak ilçesinin, en uzak köyünde o helal oyunu gelip Altı Ok’a basmış kim varsa, bu meydanda kim varsa ya da bu haksızlık kimin içine sinmediyse ilk seçimde Aydın Büyükşehir adayı odur. Sizsiniz, sizlersiniz.”
“1998’DE 16 LİRA OLAN TEŞVİK, BUGÜN 1 LİRA”
“Seçimlerde alamadıkları belediyeyi rüşvetle, şantajla, yankesicilikle almaya çalışanlar; Aydın’a verdikleri hiçbir sözü de tutmuyorlar. Aydın’ı önce zirai don vurdu. Sonra kuraklık ürünleri yaktı. Bu sezon arazilerin yüzde 50’si sulanamadı. Maalesef öyle bir noktadayız ki çiftçi tamamen kaderiyle baş başa bırakılmış durumda. Domates, karpuz tarlada kaldı. Diğer taraftan pamukta maliyet iki kat arttı, fiyat aynı kaldı. Zeytin bahçelerine madenleri açıyorlar. Maalesef Aydın’da 45 maden arama ruhsatı, 208 işletme ruhsatı var. Ve eskiden zeytine cent üzerinden teşvik verilirdi. Litre başına 40 cent, bugünkü parayla 16 lira. Oysa bugün zeytinyağının litresine 1 lira veriyorlar. İlk verildiği 1998’de 16 lira olan teşvik, bugün 1 liraya düşmüş durumda. Türkiye incir üretiminde dünya birincisi, Aydın da Türkiye birincisi. Ama maalesef inciri kuraklık vuruyor, nem çürütüyor, sinekler kemiriyor. Jeotermal bütün Aydın’ın dengesini bozuyor. Madenlerin tozları incirin kalitesini bozuyor. Geçen sene aflatoksin yüzünden dünya kadar ürünümüz geriye döndü. Ve kimse incir üreticisinin dönüp de yüzüne bakmıyor. Buradan açıkça söylüyorum. Tayyip Erdoğan gibi yakınan, isyan eden çiftçiye, köylüye ‘Al ananı da git’ diyen biri değil, ’Köylü milletin efendisidir’ diyen biri Cumhurbaşkanı olmadıkça, onun partisi iktidar olmadıkça; incir de pamuk da diğer ürünler de zeytin de para etmeyecek, hiçbirimizin yüzü gülmeyecek. ‘Al ananı da git’ diyeni göndermeye, ‘Köylü milletin efendisidir’ diyecek olanı getirmeye hazır mıyız? Hazır mıyız? İşte bütün yürüyüşümüz, bütün kararlılığımız buradadır. Aydın’a verilen yüksek hızlı treninden tutun ilçeler arası yollara, yine Aydın’a verilen havalimanı, hava taşımacılığı sözlerinden yapamadıkları şehir hastanesine ya da beş yıldır bitmeyip bir okulda duran emniyet müdürlüğüne kadar Aydın’ı unutanlara, sırt dönenlere karşı Cumhuriyet Halk Partisi olarak; bu şehrin özellikle hem bugüne kadar yaptıklarımız için hem de bu gece bir milli irade hırsızlığına bu muhteşem meydanla, meydan okuduğunuz için Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında bu sözlerin tamamını tutmak boynumuzun borcudur. Genel Başkanınız kefildir, sözümüz sözdür.”
“HAKKINI ARAYAN MEMURLARIN ARKASINDAYIZ”
“Öncelikle bugün burada da görev yapan, seçim günü çalışan, maç günü çalışan, mitingde çalışan, eylemde çalışan, pandemide çalışan kahraman Türk polisine bir yürekten alkış alalım. Bugün de burada görev yapan, pandemide kendi hayatını ortaya koyup hepimizi kurtaran sağlık emekçilerine bir kocaman alkış alalım. Ve yine hangi kademede olursa olsun bu devletin memuru olan, dirsek çürüten, göz nuru akıtan ya da her türlü görevde hepimiz için çalışan devletimizin bütün memurlarına selam olsun. 2002 yılında en düşük memur maaşı 14,5 çeyrek altınken bugün onların en düşük memur maaşı 6 çeyrek altın. Ve bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin memurları için zam görüşmeleri yapılırken bu kadar enflasyona rağmen ilk altı ay için yüzde 10, ikinci altı ay için yüzde 6, geçen sene Tayyip Erdoğan’ın 8 bin lira geçen sene için seyyanen zam sözüne rağmen, geçen sene yok, bu sene yok, bin lira zam teklif eden bu iktidara yazıklar olsun. Bugün memur sendikaları ayağa kalkmış, isyan ediyorlar. Hangi görüşten olursa olsun bu iktidara itiraz eden, hakkını arayan tüm memurların ve sendikalarının yanındayız. Arkalarındayız. Şunu hepimiz bilelim. Karşı karşıya getirdiklerine bakmayın. Öğrenci kurtulmadan polis kurtulmaz. Çiftçi kurtulmadan esnaf kurtulmaz. Memur kurtulmadan emekçi kurtulmaz. Emekçi kurtulmadan emekli kurtulmaz. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz. Bugün 47’nci eylem için bir aradayız. Belli bir limit var. Hep beraber kurtuluş için belli bir ses seviyesine çıkarsak bu otobüs de bize iştirak ediyor. Şimdi hep beraber bir duyayım. ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz.’ Şimdi onlar düşünsün. Ey Tayyip Erdoğan, şu kadar cesaretin varsa şu kadar demokrasiden nasibini aldıysan şu kadar Aydın’dan utanman varsa getir sandığı, Aydın karar versin, kim belediye başkanı olacak…”
“ERDOĞAN ZENGİNİ SEVİYOR”
“Aydınlılar, Tayyip Erdoğan sizi seviyor mu? Niye? Siz, fakirsiniz fakir. Tayyip Erdoğan, zengin seviyor zengin. O, beşli çeteleri, 40 haramileri, yandaş müteahhitleri, zeytin kesip maden arayanları sever. O geldiğinde 8 çeyrek altın maaş alan emeklinin 6 çeyrek altınına göz diken, zengin seven Tayyip Erdoğan’dır. Emekliyi sevmez. Asgari ücretliyi açlık sınırının altında çalıştıran Tayyip Erdoğan, yoksulu sevmez, emekçiyi sevmez. Ama o Tayyip Erdoğan, 152 gün önce giriştiği darbe girişimiyle Türkiye’nin bütün varlıklarını kendi geleceği için çarçur etmeyi bilir. 160 milyon dolar. Çiftçiye bir yılda ödenen desteğin tam 100 katı. 160 milyon dolar, asgari ücret zammının 120 katı. 160 milyon dolar, emekliye verilen zammın tam 150 katını Ekrem Başkana yaptığı darbe, o darbenin sonunda doların çıkışını, paranın gidişini durdurmak için yaktığı rezervler, yarattığı faiz maliyetiyle hepimizin sırtına bindirdi. İlk altı ayda bu ülke 1,1 trilyon lira faiz ödedi. Bu şu demek. 23 yılda bir tane Avrasya Tüneli yaptı. Onunla övünüyor. Altı ayda 22 Avrasya Tüneli… 23 yılda 1 tane Yavuz Sultan Selim köprüsü yaptı. İlk altı ayda 18 Yavuz Sultan Selim Köprüsünü sadece faize ödedi. Emekliye gelince yok. Asgari ücretliye yok. Bugün memura yok ama darbeye var, faize var. Buradan Aydın’dan bu muhteşem kalabalıktan Türkiye’ye seslenmek istiyoruz. Bundan tam 152 gün önce Tayyip Erdoğan dedi ki ‘Turpun büyüğü heybede. Bekleyin. 1 ay olmadan birbirlerinin yüzüne bakamayacaklar, eşlerinin, ailelerinin gözüne bakamayacaklar.’ Şimdi geçtiğimiz günlerde İBB borsasını açıkladım. Dünyanın her yerinde hakim var, savcı var, avukat var. Avukatı suçlu olanlar ya da suçsuz olanlar ama insanlar tutar. Bir tek Türkiye’de savcılar avukat tutmuş. Masumları tehdide, şantaja, iftiracılığa, para karşılığı serbest bırakmaya yönlendirmek için şanlı, güzel, dünyanın en mukaddes mesleklerinden biri olan avukatlık mesleğinin içindeki birkaç çürük elmayla hem savunma mesleğini kirletiyorlar hem Türkiye’yi kirletiyorlar.”
“AK PARTİLİLER BİRBİRLERİNE GİRDİLER”
“Bunlardan birini geçtiğimiz hafta Tuzla’da, bir diğerini geçtiğimiz günlerde basın toplantısıyla ifşa ettik. AK Parti’nin MKYK, Merkez Karar ve Yönetim Kurulu’nda görev yapan Mücahit Birinci. Gece 24.00’te gidiyor. 1,5 sayfalık bir iftiraname koyuyor. Ne yok ki? Partiye iftira, Ekrem Başkana iftira. Namuslu insanlara, belediye başkanlarına iftira. Bir de diyor ‘Ver 2 milyon dolar para. Savcı Bey seni çıkaracak haftaya.’ Şimdi bu utanmazı ifşa ettim. Kuruluş yıl dönümü hediyesi diye önce acımadı ki yaptılar. Salağa yattılar. Dediler ki ‘Ya ne yapalım, avukatla müvekkil arasında.’ Oysa HSK’ya belgeleri, iddiaları, kayıt dökümlerini verdik. Şimdi dün bir baktık birisi AK Parti, Mücahit Birinci’yi babası en birinci ideologları Mücahit Birinci denen meczup avukatı AK Parti atmaya çalışırken o kendisi AK Parti’den atlamış. Birbirlerini suçluyorlar. Birbirlerine girdiler. Bugün biri diyor ‘Bildiklerimi anlatacağım. Vekalet ücretlerini konuşacağım, bir kusur bende mi?’ Biri öbürüne sosyal medyadan küfür ediyor. Öbürü öbürüne hakaret ediyor. Şimdi Aydın’da, arkamda hepinizin helal oylarıyla kazandığınız Tayyip Erdoğan’ın hırsızlamaya çalıştığı Aydın Büyükşehir Belediyesi. Karşımda 100 binin üzerinde birbirinden açık alınlı, cesur, güzel insanın gözleri. Gözlerinizin içine baka baka söylüyorum. Tayyip Erdoğan, 152 gün önce ‘Bir aya kalmaz birbirinin gözüne, yüzüne bakamazlar’ dediği ben bu güzel insanların yüzüne bakıyorum ve diyorum ki ‘Arkadaşlarımız masumdur. Atılanlar iftiradır. Kurulan kumpastır. Tayyip Erdoğan tamahkardır, kumpasçıdır, darbecidir. Milli irade hırsızıdır. Siyasi yan kesicidir.’ Birbirinizin yüzüne bakıyor musunuz? Birbirinizi seviyor musunuz? Partinize güveniyor musunuz? Başkanlara güveniyor musunuz? CHP bu haldeyken AK Partililer birbirine sövmektedir. Birbirinin kuyusunu kazmaktadır. Birbirine düşmektedir. Şükürler olsun ki ahlaki üstünlük bizdedir. Psikolojik üstünlük bizdedir. Çoğunluk enerjisi bizdedir. Demek ki biz kazanacağız, biz kazanacağız, biz kazanacağız. Aydın’dan seslenelim. ‘Ey Erdoğan, ben milletim. Ben milli iradeyim. Adayımı bırak, sandığı getir. Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum.’ Hodri meydan. Hodri meydan. Hodri meydan.”
“‘BU ÇOCUK SAVUNMA YAPARSA MAHKEMEDE DUMAN OLURUZ’ DİYE KORKTUKLARI…”
“Bir tarafta bizi bu gece Çorlu’dan izleyen Mehmet Pehlivan, biliyorsunuz değil mi? Ekrem Başkan’ın uzun boylu, yakışıklı, çalışkan avukatı. Bu çeteyi en iyi bilen, bu çeteyi en çok korkutan, ‘Bu çocuk savunma yaparsa mahkemede duman oluruz’ diye korktukları… Bir gün bu arkadaşı adliyeye çağırdılar. Mehmet Pehlivan adliyeye girdi, basına gülerek, elinde bir şeyle oynayarak, sohbet ederek. Savcının kapısında bekledi. Aldılar, girdi. Tutuklayıp içeri koydular. Dediler ki ‘Kaçma şüphesi var.’ Oysa ayağıyla geldi. Daha geçen hafta, iki hafta önce çarşamba Tuzla’da ifşa ettiğimiz savcının yolladığı avukat, biz söyleyince telefonu kapattı. Arkadaşının arabasına atladı, Kaş’tan Meis’e, Yunan Adası’na kaçmak için giderken Antalya’da Kepez’de yakalandı. İstanbul’a getirildi ve bir gece emniyette tutulmadan, diğer avukatları tutuyorlar. Tutmamalılar ama tutuyorlar. Bir gece tutulmadan getirildi, savcı karşısına çıkarıldı ve ev hapsi verildi. Çünkü dediler ki ‘Suçun alt sınırı düşük, tutuklama yasağı var.’ Oysa yaptığı suçun cezası 7,5 yıl. Bizim yakışıklı Mehmet’inki 4 yıl. Mehmet ayağıyla geliyor, kaçma şüphesinden cezaevine. Öbürü Yunan Adası’na kaçarken yakalanıyor, ‘Sen otur evinde.’ Ey HSK Başkanı olacak Adalet Bakanı. Diyorum ya sen böyle davrandıkça Akın Gürlek ve Recep Tayyip Erdoğan arasında duvara asılı Adalet Bakanı fotoğrafısın sen. Sen dekorsun, sen bakan değilsin. Dekorsun. Ey Adalet Bakanı, ey İstanbul Başsavcısı Akın Gürlek. Bir tarafta 7,5 yıla tutuklama yasağı, bir tarafta 4 yıla tutuklama öyle mi? Kaçıp gidene serbest evde dursun, ayağıyla gelene kaçma şüphesi var hapishanede yatırırsın öyle mi? Bunlara söyleyecek bir lafınız yok.”
“AK TOROSLAR ÇETESİ ŞUURUNU KAYBETTİ”
“Ve en son bu AK Toroslar çetesi iyice şuurunu kaybetti. Fatih Keleş önce kardeşi ile ağabeyini daha sonra yeğenini, en son 26 yaşındaki oğluyla tehdit edilen, uzak cezaevlerine sürgün denilen, ikide bir tek başına getirilip avukatsız iknaya alınan, iftiraya zorlanan Fatih Keleş’e en son bugün sabah gazetesinin iki gündür manşetlerinden, güya Fatih Keleş bu iftiracıları susturmak için, Fatih Keleş gibi bir pırlanta, güya suikastçı tutmuş, güya bunları ortadan kaldırmak için kiralık katil tutacakmış. Kiralık katili tutacağını söyledikleri kişi Selahattin Yılmaz. Herkes bilsin ki; biz bu kişiyi ne görürüz ne biliriz ne tanırız ne yanyana gelmişiz. Ancak MHP’nin gözbebeğidir. MHP’li Genel Başkan Yardımcılarının yakınıdır. Devlet Bey’in yakınıdır. Buradan bütün Türkiye duysun ki Devlet Bahçeli ‘Yeter davalar çok uzadı. Türkiye’ye zarar veriyor. Bir an önce bitirin’ dediği için AK Toroslar çetesi MHP’ye de ayar vermektedir. Ben bu meydanlardan defalarca söyledim. Bu 19 Mart darbe girişiminin hedefinde şimdilik CHP vardır. Ama asıl hedef sivil siyasettir. Bugün CHP’dir, yarın MHP olur, öbür gün AK Parti olur. Buradan Erdoğan’a sesleniyorum. Meczup Mücahit Birinci’yi disipline sevk ederek, partiden atarak bu rezaletten sıyrılamazsın. Cesaretin varsa AK Toroslar çetesini uzaklaştıracaksın, namuslu ve liyakatli savcıları yollayacaksın. TRT’den yayınlayacaksın. İftirayı da dinleyecek millet, cevabını da duyacak. Hiç verilmeyecek bir hesabımız, alnı lekeli bir belediye başkanımız, eli kirli kimse yoktur. Hırsızın partisi olmaz. Hırsızın siyaseti olmaz. Allah bütün hırsızların bin kez belasını versin. Namuslu ve dürüst insanlara sahip çıkmaya devam edecek misiniz? Bir kez daha 100 yıl önce olduğu gibi 100 yıl sonra Cumhuriyet’e sahip çıkacak mısınız? Sandığa, milli iradeye sahip çıkacak mısınız?”
“VİCDANI EL VERMEYENLER KOŞTULAR, BABA OCAĞINA GELDİLER”
“Aydın’da birileri topuklayıp da kaçanlar, belediye emekçilerine baskı yaparak partiden istifalarını istiyorlar. Ben buradan bütün Aydınlılara teşekkür ederim. Bunu duymuşlar, vicdanları el vermemiş. Koştular, baba ocağına geldiler. Ve Cumhuriyet Halk Partisi’ne gelip ‘Madem öyle yapıyorlar, partiye kayıt olmak istiyorum’ dediler. Aydın il başkanlığında, ilçelerde üye kayıt formları tükendi. Bugün Ankara’dan beraberimizde araçların bagajında üye kayıt formları getirdik. Aydınlılar dayanışmak için yarından itibaren il binası sizindir, ilçe binası sizindir. Cumhuriyet Halk Partisi baba evinizdir. Ve tüm Aydın’ın demokratlarını baba evine, ki kapısı ardına kadar açıktır. Tapusundaki isim bellidir. Ne Özgür Özel’dir ne bir başkasıdır. Baba evinin tapusu bir kişiye kayıtlıdır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Bir haftada partiye koşup gelip üye olan 2 bin 400 yeni Efe’ye yürekten teşekkür ediyorum, hoş geldiniz. Yarından itibaren Aydınlıları Cumhuriyet Halk Partisi’ne kayıt olarak bu siyasi yankesiciliğe meydan okumaya davet ediyorum. Tüm Türkiye’de AK Parti’nin tükenişini, CHP’nin iktidara yürüyüşünü tescil etmek için herkesi Cumhuriyet Halk Partisi’ne üye olmaya davet ediyorum. Hep birlikte yürümeye ve iktidara yürümeye hazır mıyız? Birlikte yürüyecek miyiz? Hep beraber iktidara yürüyecek miyiz? Haydi o zaman yürüyelim arkadaşlar.”
EKREM İMAMOĞLU: BU İKTİDAR ÜLKEMİZİN HİÇBİR SORUNUNU ÇÖZEMEZ
CHP Aydın İl Başkanı Hikmet Saatcı, tutuklu cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun mektubunu okudu:
“Yiğit efeler, koca yürekli zeybekler diyarı Aydın’a selam olsun. Güzel Aydın’ın kıymetli hanımefendileri, beyefendileri, gençleri, çocukları; merhaba! Sizleri sevgiyle, saygıyla, hasretle kucaklıyorum. Hepimiz; adaletin, hürriyetin, bereketin hakim olduğu bir Türkiye’de kardeşçe yaşamaya hasretiz. Siyaset, milletimizin bu hasretini bitirmenin, bu umudunu gerçekleştirmenin aracıdır. Ama hukukun, demokrasinin dışına çıkarak yapılırsa, siyaset sorun çözmez, sorun üretir. Türkiye, bugün böyle bir noktadadır. İktidarın, adaleti ve milli iradeyi hiçe sayan siyaset anlayışı milletçe yaşadığımız sorunları yaratan ve büyüten en önemli etkendir. Hukuk ve demokrasi rotasına dönmedikçe, bu iktidar ülkemizin hiçbir sorununu çözemez. Aksine daha da büyütür, daha da ağırlaştırır.”
“MAFYATİK SİYASETTEN KURTULAMAZSAK; HAYATIMIZIN HER ALANINDA ÇETELEŞME HAKİM OLUR"
“Yargı kumpaslarına, iftiraya, şantaja dayalı ‘mafya usulü siyaset’, ülkemizin çözülmesi gereken en acil sorunudur. Mafya yöntemleriyle koltuklarını koruyamayacaklarını, büyük milletimizin böyle bir rezilliğe asla geçit vermeyeceğini, o bir avuç insana göstermek mecburiyetindeyiz. Bu, bütün siyasi ayrışmaların ötesine geçerek, ülkemizin ve devletimizin geleceği adına hep birlikte başarmamız gereken bir milli görevdir. Demokratik siyaseti hakim kılmaz, mafyatik siyasetten kurtulamazsak; hayatımızın her alanında çeteleşme hakim olur. Türkiye, maalesef böyle bir sürecin içindedir. Yargıda, sağlıkta, eğitimde, aklınıza gelebilecek her alanda çeteler, mafyatik siyasetten güç alıyorlar.”
“MİLLETİN GÖNLÜNDE VE TARİH KARŞISINDA O KADAR KÜÇÜLMÜŞLERDİR Kİ…”
“Önümüzdeki seçim, küçük-büyük tüm çetelerin sonunu getirecek; Türkiye, baştan ayağa temizlenecek. Mafyatik siyaset karşısında dik duramayıp, milletin verdiği makamı pazarlık konusu haline getirenler, milletin iradesine ihanet edenler olabilir. Onlar, milletin gönlünde ve tarih karşısında o kadar küçülmüşlerdir ki, bu saatten sonra ancak kendilerini lekeleyebilirler. Bizim işimiz; lekelerle, toz zerreleriyle uğraşmak değildir. Bizim hedefimiz; devletin tüm kurumlarını yağmacılıktan, liyakatsizlikten, partizanlıktan temizlemektir. Bizim hedefimiz; Türkiye’yi adaletin, hürriyetin, bereketin ülkesi haline getirmektir. Bu hedeften asla vazgeçmeyeceğiz. Azim ve kararlılıkla, milletimizin gücüyle mutlaka başaracağız.”
“BİR AVUÇ İNSAN KAYBEDECEK, MİLLET KAZANACAK”
“Bu cennet vatanda, geçim derdi çekmeden, gelecekten endişe etmeden, hep birlikte, kardeşçe yaşayacağız. Yalnızca birileri için değil, herkes için, her yerde adaleti ve hürriyeti sağlayacağız. Herkes için, her yerde; önce adalet, önce hürriyet! Bizim yolumuz, ‘Bir hükümet, ancak adalete istinat edebilir. Bağımsızlık, istikbal, hürriyet, her şey adaletle mevcuttur,’ diyen Ulu Önder Atatürk’ün yoludur. Hiçbir güç bizi yolumuzdan döndüremedi, döndüremeyecek. Vakti gelmiş bir değişimin karşısında hiçbir güç duramaz. Hedefimize, adım adım büyüyen bir azimle, adım adım büyüyen bir cesaretle yürüyeceğiz ve milletçe başaracağız. Bir avuç insan kaybedecek, millet kazanacak. Her şey çok güzel olacak. Ekrem İmamoğlu. Silivri Zindanı."
Haber Kaynağı : 12punto
Çok Okunanlar

ORC’nin genç seçmenler anketinde beklenmedik üçüncülük!

Yandaş gazeteci sıradaki operasyon için adeta 'adres' verdi!

CHP'deki Özlem Çerçioğlu krizinin perde arkası ortaya çıktı!

Belediye operasyonlarının asıl adresini açıkladı

Gazze’de Namaz kılmak!..

Mehmet Şimşek istedi, Erdoğan onaylamadı

Siyasette dengeler değişiyor: Milliyetçi tabanda çözülme!

AKP'ye 'topuklayan' Özlem Çerçioğlu'nu kızdıracak pankartlar!

Ali Erbaş'ın koltuğunu koruma planı...

'Seçimlerde kaybeden biz oluruz' uyarısı
