Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,8412
Dolar
Arrow
33,9580
İngiliz Sterlini
Arrow
44,8874
Altın
Arrow
2747,0000
BIST
Arrow
9.771

Erdoğan 'kör' müsünüz?' demişti... 'Hamas Anadolu'yu savunuyor demek Kuvâ-yi Milliye'ye hakarettir'

Gazeteci Yılmaz Özdil, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Hem kendi topraklarının istiklali için savaşan hem de Anadolu’yu savunan Hamas’ın yanında durmaya devam edeceğiz" sözlerine tepki göstererek, "Hamas Anadolu'yu savunuyor demek Kuvâ-yi Milliye'ye hakarettir" dedi.

Erdoğan 'kör' müsünüz?' demişti... 'Hamas Anadolu'yu savunuyor demek Kuvâ-yi Milliye'ye hakarettir'

Gazeteci Yılmaz Özdil, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunduğu kişisel Youtube kanalında Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Hamas'a yönelik açıklamalarına tepki gösterdi.

Özdil şunları söyledi:

"YUNAN ORDUSUNUN GAYRİ NİZAMİ HARP İLE BAŞA ÇIKAMAYACAĞINI HESAPLAMIŞLARDI"

19 Mayıs Mustafa Kemal Samsun'a çıktı. Bekir Sami Günsav 1 gün sonra Samsun'a geldi. Mehmet Şefik Aker, Kazım Özal Kuvâ-yi Milliye Ege Bölgesi'nde köy köy örgütleyen 3 kritik albaydılar. Yörük Ali Efe'yi Milli Mücadele'ye katılmaya Albay Şefik ikna etti. Demirci Mehmet Efe'yi de. Her çetenin başında namlı bir efe vardı ama aslında her müfrezeyi bir subay yönetiyordu. 

Ordu Saray tarafından lağvedilmişti, er yoktu ama dünyanın en tecrübeli subay kadrosu dip diriydi. Çanakkale'den Hicaz'a, Galiçya'dan Yemen'e, Libya'dan Sarıkamış'a kadar üç kıtada vuruşmuş savaş tecrübesi çok yüksek olan 15 binden fazla subay Kuvâ-yi Milliye'ye katılıp Anadolu'ya geçmiştir. Her ihtiyacını karşılamak için Efeleri organize ettiler. Yunan ordusunun bu gayri nizami harp ile başa çıkamayacağını hesaplamışlardı. Düzenli ordumuz kurulana kadar zeybekleri er olarak kullandılar. Saldırı ve savunma ile alakalı bütün taktik ve stratejik hareket planlarını subaylarımız yapıyordu. İşin şanı şöhreti efelere bırakılıyordu. Yörük Ali Efe'yi Yüzbaşı Şükrü yönetiyordu. Gökçen Efe'yi Yüzbaşı Yakup yönetiyordu. Her birinin yanında subay vardı. Toplam 20 bin zeybek vardı, Zeybek taburlarına yüzbaşılar komuta ediyordu. 

"YUNAN KARAKOLU İMHA EDİLDİ"

Top bataryalı Zeybek alaylarını ise binbaşılarımız yönetiyordu. Efeler Mustafa Kemal ile temas kurabiliyordu ama eğer telgraf çekeceklerse eğer kendi bünyesindeki subayların şifresini kullanmak zorundaydı. Telgraf şifreleri efelere verilmiyordu. 

Yörük Ali Efe'nin ilk başarısı Malkoç baskınıydı. Yüz kişilik Yunan karakolu hedef alınmıştı. Makineli tüfeklerle güçlendirilmiş kale gibi bir karakoldur. Malkoç Deresi üzerindeki köprüyü koruyordu bu karakol. İzmir-Aydın Demiryolu bu köprüden geçiyordu bu karakol o zamanlar. Yunan lojistiği için hayati önemi vardı. Hareket planını Alpay Şefik yaptı. Müfrezelerde 6 subay vardı, subaylarımız da mor cepkenli zeybek kıyafeti giymişti. Demiryolu köprüsünü havaya uçurmak için ayakalarına dinamit bağlanması gerekiyordu. Dinamitleri Teğmen Zekai yerleştirdi. Yunan karakolu imha edildi. 

MİM MİM GRUBU VE HAMZA GRUBU

Mustafa Kemal'in kesin emri var; 'Yerli Rumlara asla dokunulmayacak.' Yunanın bize yaptığını biz Rumlara yapmayacaktık. Efeler bu emre istisnasız itaat etti. Kurmay disiplinli bu emir komuta zincirimiz sayesinde bir tek Rum köyü bile basılmadı. Kuvâ-yi Milliye yerel halktan bir tek Rum bile öldürmedi. Biz düşman dışında kimseyi öldürmedik. Malkoç'tan sonra Aydın'da Erbeyliği İstasyonu'na yapıldı. Teğmen Kadri örgütledi. İzmir'in ilk direniş müfrezesine Yiğit Ordusu adı veriliyordu. Yüzbaşı Tahir komutasındaydı.

Ayvalık'taki ilk kurşun savaşını Yarbay Ali Çetinkaya yönetti. Emrindeki 172.Alay'ı yöredeki zeybeklerle birleştirmişti. Kuvâ-yi Milliye Ege Bölgesi'nde Mustafa Kemal adına örgütleyen en üst düzey komutan Ali Fuat Paşa'ydı. 

İstanbul'da Mim Mim Grubu kuruldu, yeraltı istihbarat teşkilatımızdı. Lideri Topkapılı Canbaz Mehmet. Sustalı tabancalı 3 bin elemanımız vardı. Resmi olarak Albay Neşet Bey'e bağlıydı. Albay Neşet de Albay İsmet'e (İsmet İnönü)'ye bağlıydı. 1 yıl sonra da Hamza Grubu kuruldu. Askeri istihbarat teşkilatımızdı. Hazreti Hamza'nın kuvvetinden, cesaretinden ilham alınmıştı ismi oradan geliyordu. Mim Mim grubu böyle görevini layıkıyla yerine getirilmişti, artık askeri hiyerarşide kurumsal teşkilata geçilmişti. Genelkurmay'a bağlıydı, lideri Yüzbaşı Neşet Bey'di. Eminönü Merkez Üssü'ydü.

"MİLLİ MÜCADELENİN YAZILMAYAN YÖNLERİNDEN BİRİDİR"

Hamza Grubu daha sonra Felah Grubu adını aldı. Felah Grubu'ndan Yüzbaşı Kemal Bey'in Fransız istihbaratından elde ettiği bir harita Kurtuluş Savaşı'nın en değerli istihbari çalışmalarından biri oldu. O harita Yunan ordusunun Ege'de konuşlandığı bütün noktaları, bütün tahkimatı, bütün lojistik yolları gösteriyordu. Felah Grubu'nun en önemli görevlerinden biri Anadolu'ya geçen subay, astsubay ve sivillerin aileleriyle ilgilenmekti. Milli Mücadelemizin yazılmayan, çok önemli yönlerinden biridir. Ailelelerin ekonomik sıkıntılarıyla ilgileniyorlardı. Hasta olursa doktor sağlanıyordu, ameliyat ettiriliyordu. Vefat ederse, kendi ailelerinden biri vefat ederse kendi ailelerinden biri vefat etmiş gibi ilgileniyorlardı. 

"GÜÇ KULLANMA HAKKINI ANAYASA'DAN ALIYORDU"

Mayıs 1919'da Anadolu'ya geçip 9 Eylül 1922'ye kadar ailesini göremeyen subaylarımız vardı. Bizim Kuvâ-yi Milliye'mizden hiçbir komutan, 'siz burada savaşın ben Katar'da, Kuveyt'te oturayım' demedi. Hepsi Anadolu'daydı. Bahriye Kaçakçı Müfrezesi kurulmuştu. Karadeniz'de faaliyet gösteren Kuvâ-yi Milliye donanmasıydı. Rusya'dan İnebolu'ya silah, cephane taşıyan kahraman teknelerimizdi. Karargah Ankara'daydı. Yüzbaşı Ahmet Şevket Bey yönetiyordu.

Adana direnişini Albay Nuri (Nuri Conker), Kozanoğlu kod adıyla Binbaşı Doğan, Aydınoğlu Tufan kod adıyla Yüzbaşı Osman Nuri. Tekelioğlu Sinan kod adıyla Yüzbaşı Ratip örgütledi. Antep direnişi Kılıçali kod adıyla Üsteğmen Asaf. Polat Paşa kod adıyla Yüzbaşı Kamil. Şahin Bey kod adıyla Teğmen Mehmet Sait örgütledi. Maraş direnişini Alpay Nuri Conker ile birlikte Yörük Selim kod adıyla Yüzbaşı Salim örgütledi. Urfa direnişini Namık kod adıyla Binbaşı Ali Sait örgütledi. Bakın niye isim isim veriyorum; 19 Mayıs vesilesiyle altını çizerek dinlemenizi rica ediyorum: Bu milletin silahlı gücü, ordusu lağvedilmişken bile ordusunun muvazzaf subaylarıydı. Bu milletin silahlı gücü,  ordusu lağvedilmişken bile TBMM'nin emrindeydi. Bu milletin silahlı gücü,  ordusu lağvedilmişken bile meşru güç kullanma hakkını Anayasa'dan alıyordu. 

"BİZ ANADOLU'YU BÖYLE SAVUNDUK"

Kuvâ-yi Milliye'ye, Müdafa'i Hukuk'tur. Hukuku müdafa ediyordu. Dünyada örneği yoktur. Tarihte ilk ve tektir. Kuvâ-yi Milliye, evrensel hukuktur, Anayasa'dır. Temel harcında Millet Meclisi vardır. Demokrasiye dayalı bir kavramdır. Biz Anadolu'yu işte böyle savunduk. Bizim rol modelimiz işte bu Kuvâ-yi Milliye. 

"ZIRCAHİL ATMOSFERİNİN KULAĞINA HOŞ GELEBİLİR AMA..."

'Hamas Anadolu'yu savunuyor' demek; tarikat-cemaat zırcahil atmosferinin kulağına hoş gelebilir ama Kuvâ-yi Milliye'ye hakaretttir."

NE OLMUŞTU?

15 Mayıs'ta AKP'nin Grup Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan şunları söylemişti:

"Hamas, Gazze'de Anadolu'nun ileri hat savunmasını yapıyor. Bunu göremeyecek kadar kör müsünüz? Bunu anlamayacak kadar mı idrakiniz kapandı. Ben Hamas'ı Kuva-i Milliye'ye benzetince rahatsız olanlar oldu. Kuva-i Milliye'ye de hain, isyancı demediler mi?

Hem kendi topraklarının istiklali için savaşan hem de Anadolu’yu savunan Hamas’ın yanında durmaya devam edeceğiz."


Haber Kaynağı : 12punto

hamas Kuvayi Milliye