Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in Özallı, Erbakanlı 'müfredat' savunmasına Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay tepki gösterdi: 'Referans noktalarını biraz eksik anlatmış...'
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, kamuoyunda tepkilere neden olan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'ne ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Tekin, " Maalesef çok yüzeysel çok ideolojik eleştirilerle karşı karşıya kaldı. Bu tür eleştirilere çok fazla prim vermeden yolumuza devam etmemiz lazım ki 1987'de Turgut Özal'ın hayali, 1970'li yıllarda Erbakan Hoca'nın hayali 1930'lu 1940'lı yıllarda Nuri Demirağ'ın hayalleri hayata geçebilsin" dedi. Eğitim İş Genel Başkanı Kadem Özbay, Tekin'in açıklamalarını 12punto'ya değerlendirdi.
Ayhan TAŞPINARLIOĞLU - 12punto.com.tr
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, kamuoyunun tepkilerine neden olan açıklamalarıyla gündeme gelmeye devam ediyor.
Tekin, son yaptığı açıklamada "Maalesef çok yüzeysel çok ideolojik eleştirilerle karşı karşıya kaldı. Bu tür eleştirilere çok fazla prim vermeden yolumuza devam etmemiz lazım ki 1987'de Turgut Özal'ın hayali, 1970'li yıllarda Erbakan Hoca'nın hayali 1930'lu 1940'lı yıllarda Nuri Demirağ'ın hayalleri hayata geçebilsin" ifadelerini kullandı.
Tekin'in bu ifadeleri üzerine Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, 12punto.com.tr'ye açıklamalarda bulundu.
Özbay şunları söyledi:
''REFERANS KAYNAĞI AYNI ZAMANDA PÜSKÜLLÜ TARİHÇİNİN TARİH TEZLERİ...''
''Aslında ideolojik bir dayatmayı kendisinin yaptığını referans noktalarıyla ifade etmiş ama referans noktalarını biraz eksik anlatmış. Referans kaynağı aynı zamanda püsküllü tarihçinin tarih tezleri, Adnan Oktar denilen kişinin Harun Yahya ismiyle yayınladığı kitaplar.
Asıl köklerini söylememiş ya da söyleyememiş; bilim dışı, eğitim bilimiyle alakası olmayan çağ dışı, Cumhuriyet karşıtılığı...
Biz müfredat ile ilgili ne diyoruz? Eğitimin anayasasıdır, toplumun tüm kesimlerini kapsayıcı nitelikte olması lazım diyoruz.
Saydığı örneklere baktığımızda Türkiye'de belli bir ideolojiyi temsil eden kişilerden referans aldığını söylüyor. Yetkisini kötüye kullandığını itiraf etmiş.
Kendi çalışma alanı da 19. yüzyıl Osmanlı Modernitesi. Çok sevdalıları olduğu Abdülhamit ve o dönemle ilgili süreç, yani istibdat dönemi. İstibdat dönemini bugün de yaşıyoruz.
Ama biz diyoruz ki; o istibdatlardan Mustafa Kemal'ler çıktı Atatürk oldu.
Ne yaparlarsa yapsınlar bu istibdattan da nice Atatürk'ü anlamış, Cumhuriyeti anlamış gençler çıkacak.
Çağ dışı nesil yetiştirme projesini gerçekleştiremeyekler. Bunun altını çizmek lazım.
Bir de cumhuriyetin Milli Eğitim Bakanının öncelikli referans kaynağı Atatürk olur, Cumhuriyetin devrimleri olur.
Ne demiştik? Bu müfredatın içinde Atatürk yok, Cumhuriyet yok, yurttaşlık yok, bilim yok... O nedenle Türkiye Cumhuriyeti'nin eğitim modeli olamaz, sahtedir.
Burada siyasal dayatma var. İtirafını yapmış. Biraz eksik bırakmış. Biz de o eksikleri açıyoruz.
Cumhuriyet 100 yıl ileride. Onlar 100 yıl geride kalmış, hatta en az 100 yıl diyelim. Evrimi tartışmaya açarak Ortaçağ'ın bile gerisinde kalabilecek bir zihniyetin dışa vurumudur.''
Özbay ayrıca Okul Müdürü İbrahim Oktugan'ın vahşiçe katledilmesinden sonra eğitim sendikalarının miting ve yürüyüş yapmaları hakkında da konuştu.
Özbay şunları ifade etti:
''Türkiye'de son yıllarda yapılmış belki de sendikal tarihte de en yoğun katılımın sağlandığı miting, yürüyüş oldu.
Bütün öğretmenlerin, eğitimcilerin, eğitime öğretime değer veren duyarlı yurttaşların katıldığı çok tarihi bir eylemdi.
Tüm Türkiye'de alanlar eğitimde yaratılan tahribata, öğretmenlik mesleğinin itibarsızlaştırılmasına, güvencesiz okul ortamlarına yönelik ses yükseltti.
Bazı partilerin duyarlılığı söylemlerde kaldı.
Öldükten sonra 'yasal düzenleme yapacağız' diyorlar. Onu da 'en iyi biz yaparız' zihniyeti devam ediyor.
Biz, siyasi partilere eğitimin bu ülenin en önemli meselesi olarak görmeye davet ettik.
Bu davete Cumhuriyet Halk Partisi karşılık verdi. Türkiye tarihinde ilk defa bir eğitim mitingi düzenlendi. Bu mitinde daha fazla siyasi parti, sendika katılması gerekirdi.
Bundan sonraki süreçte de burda kalmamaası gereken bir süreç olduğunu görmemiz lazım.
Türk eğitim can çekişiyor. Pansumanla tedavi edilecek bir durumda değil. Dini bir işgal var. Açılan İmim hatip okulları, tarikat ve cemaatlarin sözde okulları, zorunlu din dersi dayatmaları... Bunlar yetmiyor, artık tüm dersleri içeriğle birlikte bir nevi medrese tipi eğitim modeline dönüştürmeye çalışıyorlar.
Çağ dışı eğitim modeli dayatılıyor. Burada çağın gerekliliğine yönelik hiçbir çocuk, genç yetişemez.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin son süreçte yaptıklarını çok değerli buluyorum. Bundan sonra devam ettireceklerine dair sözleri var. Diğer siyasi partilerden şu ana kadar en azından bir eylem, somut bir söylem duymadık.
Bir siyasi partinin bu ülkenin geleceğini düşünüp, düşünmediğinin en önemli göstergesi eğitime, eğitimcisine ve çocukların eğitim hakkına verdikleri değerle ölçülür.
Bu değer de çok yeterli düzeyde değil.''
Haber Kaynağı : Ayhan Taşpınarlıoğlu
Çok Okunanlar
BEDAŞ 21 Kasım'da İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
A101 21 Kasım 2024 Perşembe aktüel ürünler kataloğu yayımlandı!
Hasan Arat'tan Fenerbahçe'ye Rafa Silva'lı 'Talisca' yanıtı
21 Kasım 2024 burç yorumları
Fatih Altaylı'dan Acun Ilıcalı ve yasa dışı bahis yorumu
21 Kasım Perşembe maç programı: Bugün maç var mı, hangi maçlar var, saat kaçta?
UEFA Uluslar Ligi'nde Türkiye'nin rakibi kim olacak? Play-off maçı ne zaman?
Ebru Baki Sözcü'den ayrıldı mı?
Atatürk için 21 Kasım 1938'de yapılan resmi cenaze töreninin fotoğrafları
Onur ve Semih arasında MasterChef'te kavga! Yeni fragmanda olay anları