Esenyurt Belediyesi'ne kayyum atanmasını hukukçu Adem Sözüer 12punto ekranlarında değerlendirdi: İmamoğlu da tehlikede
CHP'li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer gözaltına alındı. Görevinden uzaklaştırılan Özer'in yerine kayyum atandı. Yaşanan bu gelişmeleri İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Hukukçu Adem Sözüer 12punto ekranlarında değerlendirdi.
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, geçtiğimiz günlerde gözaltına alınmıştı. Özer'in Esenyurt'ta yürütülen, belediyeye yönelik çeşitli soruşturmalar nedeniyle gözaltı kararının çıktığı kaydedildi. Özer'in evinde ve belediyede aramalar yapıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca soruşturmanın PKK/KCK terör örgütünün mensup ve faaliyetlerinin tespit edilmesine yönelik olduğu kaydedildi. Gözaltına alınan Özer hakkında tutuklama kararı çıktı. Esenyurt'ta Ahmet Özer'in yerine ise kayyum yönetimi atandı.
Yaşanan bu sıcak gelişmelerin ardından 12punto ekranlarında Beste Çelik'in sorularını yanıtlayan İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Adem Sözüer, Esenyurt Belediye Başkanı Özer'in isminin 10 yıl önce açılım süreci çerçevesinde geçtiğini, ancak o dönemde birçok devlet yetkilisinin de benzer görevlerde yer aldığını belirtti. Bu bağlamda Sözüer, "Açılım sürecinde birçok siyasetçi ve devlet yetkilisi rol aldı. Ortada gizli kapaklı deliller değil, o dönemki resmi görevler var" ifadelerini kullanarak, Özer'in görevden alınmasının hukuki değil, siyasi bir müdahale olduğunu savundu.
YARGIYA MÜDAHALE ELEŞTİRİSİ
Sözüer, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde cumhurbaşkanının hem yürütme gücünü elinde bulundurduğunu hem de parti genel başkanı olarak siyasi kararlar alabildiğini ifade etti. Bu durumun yargı ve idareye siyasi müdahaleleri kolaylaştırdığını belirten Sözüer, “Cumhurbaşkanı ve parti genel başkanı olarak konuştuğunda, bu ifadeler kendine bağlı kurumlar tarafından talimat olarak algılanıyor” dedi.
Özellikle yargı süreçlerinin siyasallaşmasını ele alan Sözüer “Hakimlerin yer değiştirmesi, dava sürecine siyasi etki yapılması gibi uygulamalarla hukuki süreçler tamamen siyasi bir baskıya dönüşüyor. Bu durum Türkiye’de hukukun askıya alındığının açık bir göstergesidir” dedi.
''KAYYUM ATAMALARI ANAYASAYA AYKIRIDIR''
Özer’in yerine İstanbul Vali Yardımcısı Can Aksoy’un kayyum olarak atanmasını değerlendiren Sözüer, kayyum atamalarının anayasaya aykırı olduğunu savundu. Anayasanın yerel yönetimlerin bağımsızlığını garanti altına aldığını hatırlatan Sözüer, “Belediye başkanları yalnızca görev suçu nedeniyle görevden alınabilir ve yerine belediye meclisi başkan vekili seçer. Ancak olağanüstü hal dönemi kanun hükmünde kararnamelerle yapılan bu değişiklik, hukuksuz bir şekilde kalıcı hale getirildi” dedi.
Kayyum atamalarının yerel seçimleri etkisiz hale getirdiğini savunan Sözüer, "Yerel yönetimler merkezi idarenin bir parçası haline getiriliyor. Bu uygulama, anayasal bir garabet olup hukuk devletinin ruhuna aykırıdır" ifadelerini kullandı.
İMAMOĞLU DA TEHLİKEDE
Sözüer, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’e yönelik bu adımların, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve diğer muhalif belediye başkanları için de bir tehlike oluşturabileceğini belirtti. Siyasi iktidarın, muhalif isimleri tasfiye etmek için yargıyı kullanabileceğini ifade eden Sözüer “Siyasi rakipleri tasfiye etme amacıyla yargı baskı unsuru olarak kullanılıyor. Bu durum, Türkiye'de her vatandaşın hak ve özgürlüklerinin tehlikede olduğunun göstergesidir” dedi.
TÜRKİYE ACİLEN HUKUKA DÖNMELİ
Türkiye’de yargının bağımsızlığının tehlikede olduğunu ifade eden Sözüer, bu sürecin bir keyfilik rejimi yarattığını ve hukuk devletinin askıya alındığını söyledi. “Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarının uygulanmadığı bir ülkede hukukun varlığından söz edilemez” diyen Sözüer, Türkiye’nin hızla hukuk devleti ilkelerine geri dönmesi gerektiğini vurguladı.
Adem Sözüer sözlerini şöyle sürdürdü:
Türkiye, Abdullah Öcalan'a umut hakkını tartışırken bu noktaya geldi. Hep öngörülemez şeyler oluyor ama bildiğimiz bir şey var: İmamoğlu da siyasi bir rakip olduğu için bu davalara muhatap kalıyor. Davaların hukuki temeli herhangi bir şekilde yok. Esenyurt belediyesine yapılan hukuka aykırı uygulama, sanki sadece Esenyurt’la sınırlı değil; Türkiye’de pek çok yerde sistematik müdahaleler var. İmamoğlu neden merkezde? Belki de siyasal iktidar onu en büyük rakip olarak gördüğü için. Sadece ahmak davası değil, İmamoğlu'na sürekli bazı müfettiş raporları yöneltiliyor. Siyasal iktidar, kendisine rakip olabilecek herkes bakımından devletin bütün yetkilerini kötüye kullanarak tasfiye ve köşeye sıkıştırma politikası güdüyor. İmamoğlu nasıl bir tehlike bekliyor değil, Türkiye’de tüm vatandaşları hakları bakımından hukuk devleti askıya alınmış durumda. Tüm kişi hak ve özgürlükleri tehlikededir ve bu nedenle hukuk devletinin askıdan indirilmesi gerekir.
12punto ekranlarında yayınlanan Yorum 12 programını 12punto TV YouTube kanalından izleyebilirsiniz.
Haber Kaynağı : 12punto
Çok Okunanlar
BEDAŞ 21 Kasım'da İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
A101 21 Kasım 2024 Perşembe aktüel ürünler kataloğu yayımlandı!
Hasan Arat'tan Fenerbahçe'ye Rafa Silva'lı 'Talisca' yanıtı
21 Kasım 2024 burç yorumları
Fatih Altaylı'dan Acun Ilıcalı ve yasa dışı bahis yorumu
21 Kasım Perşembe maç programı: Bugün maç var mı, hangi maçlar var, saat kaçta?
Ebru Baki Sözcü'den ayrıldı mı?
UEFA Uluslar Ligi'nde Türkiye'nin rakibi kim olacak? Play-off maçı ne zaman?
Atatürk için 21 Kasım 1938'de yapılan resmi cenaze töreninin fotoğrafları
20 Kasım reyting sonuçları 2024: Annem Ankara, Kuruluş Osman, Leyla