Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,3535
Dolar
Arrow
35,9326
İngiliz Sterlini
Arrow
44,9148
Altın
Arrow
3286,0000
BIST
Arrow
9.719

Yenidoğan Çetesi davasında 22 tutuklu sanığın tutukluluğuna devam kararı: Dava salı günü devam edecek

Bebek ölümlerine neden olan ve kamuoyunda "Yenidoğan Çetesi" olarak bilinen suç örgütü davasında altıncı gün başladı. Çetenin elebaşı olduğu iddia edilen doktorlar Fırat Sarı ve İlker Gönen'in ağır suçlamalar karşısında savunmaları sürerken, 582 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Fırat Sarı, bugün mahkemede savunmasını yaptı. Dava salı gününe ertelendi.

Yenidoğan Çetesi davasında 22 tutuklu sanığın tutukluluğuna devam kararı: Dava salı günü devam edecek

Nagihan YILKIN- 12punto.com.tr 

İstanbul'da, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden olan ve haksız kazanç sağlayan 47 sanığın yargılandığı bebek katili Yenidoğan Çetesi davası bugün de kaldığı yerden devam ediyor. 

Dün görülen duruşma yaklaşık 11 saat sürdü. Davada İlker Gönen'in savunmasını tamamlamasıyla toplam 21 tutuklu sanığın savunması alınmış oldu.

Türkiye'yi sarsan çetenin elebaşı tutuklu doktor Fırat Sarı, bugün savunmasını verecek.

DÜN DURUŞMADA NELER YAŞANDI?

Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince adliyenin konferans salonunda yapılan duruşmanın öğleden sonraki oturumunda suç örgütünün sevk ve idaresini sağladığı öne sürülen sanık doktor İlker Gönen'in savunması alındı.

Gönen, 2017'de Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde çalışırken hocası aracılığıyla Fırat Sarı'yla tanıştığını söyledi.

Hocasının kendisine Sarı'nın, sarılık tedavisinde kullanılmak üzere bir ilaç geliştirdiğini, cihazı birlikte denemelerini söylediğini kaydeden Gönen, Sarı'yla birkaç kez daha görüştüklerini ve sonrasında konuşmadıklarını savundu.

Sanık Gönen, 2020'de Fırat Sarı'nın kendisini arayıp Medisense isimli bir firma kurduğundan ve danışman doktora ihtiyacı olduğundan bahsettiğini belirterek, "Nasıl bir hizmet verdiğini sorduğumda hasta ve yenidoğanda çalışan bulma konusunda aracılık yaptığını söyledi. Bunu hiç duymadığım için telefonu kapatıp araştırdım. Neredeyse tüm özel hastanelerin fizik tedavi, göz, yoğun bakım, yenidoğan yoğun bakım, acil, cildiye, kardiyoloji gibi bölümlerinin böyle dış firmalardan hizmet aldığını gördüm." dedi.

Söz konusu şirkette danışman olarak çalıştığını anlatan Gönen, 2023 sonunda şirketten kendi isteğiyle ayrılarak devlet hastanesinde çalışmaya başladığını ifade etti.

Gönen, ambulans şoförü olan sanık Gıyasettin Mert Özdemir'le Fırat Sarı aracılığıyla tanıştığını, hasta yönlendirdiğini bildiğini, 112'de çalıştığını ise sonradan öğrendiğini savundu.

İstanbul'daki 26 kamu hastanesinde doğum yapıldığını belirten Gönen, bu hastanelerdeki kuvöz oranının doğum oranına karşın düşük kaldığını, bu nedenle özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakımlarının kullanıldığını söyledi.

"KAMU DOLUYSA ÖZEL HASTANEDE YER ARANMAYA BAŞLANIR''

Gönen, bebeklerin sevk işlemleriyle ilgili, "Sevk işlemlerinde doktor, 112'ye mail atar hasta bilgilerini içeren. Mail önüne düşen çalışan, doktoru arar ve 3 soru sorar: Hastanın durumu, nasıl taşınacağı ve ne gerekli olduğuyla ilgili. 112, hastaya yer aramaya başlar. Kamu hastanelerinin yenidoğan yoğun bakımları yüzde 99 doludur. En yüksek kapasite Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'ndedir. Günlük 6 hasta, sadece oranın doğumhanesinden dışarıya sevk edilmektedir. Kamu doluysa özel hastanede yer aranmaya başlanır. Bu, yaklaşık 5-6 saat sürer. Kamu hastanelerinde sevk işlemi, bir hastayı şuradan alıp buraya koymak kadar basit değil." diye konuştu.

Özdemir'le sevk konusundaki görüşmelerine ilişkin de Gönen, bu konuşmalarda 112 sistemini bertaraf eden, önceliğe geçmiş bir tane sevkin olmadığını, müfettişliğin 112 raporunda sevk yüzdesinde herhangi bir anormalliğin saptanmadığını, kendisinin yenidoğan ve erişkin hasta hakkında konuştuğuna dair görüş bildirdiğini ancak 2010'dan beri yenidoğana baktığını, erişkin hasta görüşmesinin olmadığını savundu.

Gönen, iddianamede yer alan hakkındaki uzman görüşünde suçlandığı 5 hastayla ilgili konuşmak istediğini belirterek, şunları söyledi:

"Sayın savcımız, uzman görüşü istemiş. Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu, nedense aynı hastanede çalışan 3 yenidoğan uzmanına uzman görüşü aldırmış. Görüş aldırılırken de belgelerin, bilgilerin yanında tapeler gönderiliyor. İki aydır tek kelime hakkım yokken en kolay şey, medyada tape okuyup yorum yapmakmış. Bebek Karakoç'ta suçlanma nedenim, vitamin içeren serumu vermemem. Bununla ihmal ve kasten öldürmekle suçlanıyorum. Hasta, Çınarcık Devlet Hastanesi'ne gidiyor. Bebeğin karnı mor, şiş. Bağırsağında yırtık var, ameliyat olması gerekiyor. 112'ye bildiriyorlar. Müsait yer bulunamıyor. Bebek, yaklaşık 18 saat sevk bekliyor, durumu kötüleşiyor. Bağcılar Medilife Hastanesi'ne geliyor, ameliyat ediliyor. 64 gün yatıyor hasta ve maalesef vefat ediyor. Hemşire hanımlar beni görüntülü aradılar 64 gün boyunca. O görüntülerin hiçbiri tapelerde yok. Serumu yazması gereken sorumlu doktordur. Haydi danışman hekim olarak beni suçladın. O hastanede resmi danışman olarak görünen, resmi yoğun bakım hekimini niye suçlamıyorsun?"

Bebek Karakoç'un vefatının ardından polisin tüm evraka el koyduğunu anlatan Gönen, "Bebeği Adli Tıp Kurumu morguna götürüyorlar. Bebekten örnekler alıp inceliyorlar. Temmuzda Adli Tıp İhtisas Kurulu, oy birliğiyle bebeğin ölümü için beslenememe değil bağırsakların yırtılması ve erken doğuma bağlı akciğer-beyin hasarı diyor." beyanında bulundu.

Kerem Muhammet Tokluoğlu bebeğin kendisi için çok önemli olduğunu söyleyen sanık Gönen, "Kalp masajı yaptırmamakla, bu hastada Türkiye Cumhuriyeti'nde ilk defa ötanazi yapmakla suçlanıyorum. Çocuğa başındakiler iki saat müdahale ediyorlar, sonra beni arıyorlar, 'Hocam dönmüyor, bıraktık.' diyorlar. Ben de 'Dosyada 20 dakika daha gösterin.' diyorum ama bu uzman görüşünü hazırlayan yalancı, İlker Gönen 'Bunu 20 dakika gösterin.' dediyse 'Kalp masajını yaptırmadı.' diyor. Hemşire gözleminde dosyada bir saat kalp masajı görülüyor. Nerede ötanazi, nerede kalp masajı yaptırmama?" diye konuştu.

Gönen, hakkındaki suçlamalara işaret ederek, savunmasını şöyle sürdürdü:

"Benim yüzümden 47 kişi bebek katilliğiyle suçlanıyor. Bunun hesabımı kim verecek? Bebek katilliğini kimse bana yaftalayamaz. Alnıma yapıştırdılar onu ama çıkaracaklar. Bu uzman görüşü medyaya sızdırıldıktan sonra kimse bu görüşün nasıl hazırlandığını sormadı. Ben burada çocuk, bebek katilliğiyle suçlanıyorum. Kimse bizim yanımızda durabildi mi? Yok. Medyada öyle bir baskı oluşturuldu ki 'Gün yüzü göremesin, bir an önce öldürülsün.' denildi."

"İDAM SEHPAMIZI UZMAN GÖRÜŞÜ KOYDU, TEKMEYİ DE MEDYA ATTI"

Bunların "habercilik" adı altında sayfa sayfa her yerde gezdiğini söyleyen Gönen, "Ben 5 ölümle suçlanarak buraya geldim. Birinci hastada Adli Tıp, gerçeği kenara koydu. Bir tanesinde ötanazi, ikincisinde akciğer patlamasını görüp söylememekle, üçüncüsünde adrenalin vermemekle, dördüncüsünde ölüden kan almakla suçlandım. Dört hastada katillikle suçlandım. Bunların tamamında tapeye bakarak, bilgiye, belgeye başvurmadan beni suçladılar. İki aydır bu uzman görüşünü size açıklamak için dakikaları sayıyorum. Akla, mantığa sığmayacak şeylerle suçlandım. Bizim idam sehpamızı uzman görüşü koydu, tekmeyi de medya attı." diye konuştu.

Gönen, örgüt yöneticisi olmadığını, bir örgütün içinde bulunmadığını ve ölümlerde bir ihmalinin olmadığını savundu.

Gönen'in avukatı Aydın Mandar da tüm sanık müdafilerinin zor durumda olduğunu belirterek, "Bebek katili yaftası tek kişiye verilmişti. Ben barolara teşekkür etmiştim, geri alıyorum. Kendileri katılma taleplerinde bulundu, kararı beklemeden gittiler. Otopsi varken uzman görüşüne göre iddianame yazılmasını üzülerek izliyorum. 10 bebek ölümüyle suçlanan dosyada otopsi yok. Tek otopsi var, onda da malnütrisyon (beslenme yetersizliği) bulgusu yok." dedi.

6.GÜN BAŞLADI 

Yenidoğan davasında 6.gün Mahkeme heyetinin yerini almasıyla birlikte başladı. İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen'in 10 kez "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve 11 kez uygulanmak üzere "resmi belgede sahtecilik" suçlarından toplam 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyor.

Örügtün çetebaşı Fırat Sarı'nın savunması başladı: 

“BEN BİR HİÇ KALDIM”

Mahkeme Başkanı: Savunmanı yapacak mısın?

Fırat Sarı: Yaklaşık iki ay önce savcı tehdidinden sonra kamuoyundaki baskı artınca avukatlarım ayrıldı. Avukatlarım hazır değildi.

Olaylar başladığından beri tek amacım, maddi gerçeği ortaya çıkarmak. Savunmamı yapmak istiyorum.

İddianame kapsamında olmayan şeyler gündeme geldi. Savcı tehdidinden sonra kamuoyunda infial yaratan bir durum oldu. Buraya gelmek istedim. Artık hayata dair bir beklentim de umudum da kalmadı.

Hayal gücüme bile sığmayan şeyler ortaya atıldı. Saç ekimim yok, öyle bir param da yok.

Mehtap’ın parasını Hasan Basri, Onun çok parasını alıyor diye. Sümeyye ise “Çok para harcıyor,” diye borç aldım.

1975 Bingöl doğumluyum. 17-18 yaşlarındayken tıp fakültesine girdim. Üniversitede bir gösteriye katıldım ve örgüt üyeliğinden dolayı cezaevinde kaldım. Örgütten ayrıldım, dört yıl sonra cezaevinden çıktım. FETÖ dönemine kadar çalıştım. Toplumu çok seviyorum ve hizmet etmek istedim. Ancak terör örgütleri için hedef haline geldiğim için bunların duyulmasını istemedim.

Mesleki kariyerimi kaybettim, ardından insan onurumu da kaybettim. Bunun acısını hissederek yaşamaya devam ettim. Söküle söküle, ben bir hiç kaldım.

Avukatlara, bir strateji istemediğimi ve içtenlikle konuşacağımı söyledim.

ASKERLİĞİMİ UĞUR MUMCU GİBİ YAPTIM”

FIRAT SARI: Medyada söylendiği gibi hiçbir şey kolay olmadı. Askerliğimi Uğur Mumcu’nun yaptığı gibi sakıncalı piyade olarak yaptım.

“EN ÇOK FİZİK TEDAVİ MERKEZLERİ PARA ALIYOR”

Fırat Sarı: 112 ekibi çok donanımlı değil. Gittim, 112 komuta merkeziyle konuştum. Yeterli değillerdi.

Bebek kötüyse, ben kendim giderim. Usulsüz sevk dedikleri şey bu.

Reyap Hastanesi kuruldu. Bana, “Gel, bizle çalış,” dediler. Bütün poliklinikler işletmeye veriliyor. Özellikle fizik tedavi bölümleri tamamen işletme şeklinde çalışıyor. SGK’dan en çok parayı onlar alıyor.

FIRAT SARI İŞLETME YAPISINI ANLATTI

“Ben bunu nasıl yapabilirim?” diye düşündüm, mesaimi de aksatmadan bir şekilde. Gece doktorları da oluyor ama bana daha çok güveniyorlar. Sonra İlker Gönen’le tanıştık. Onunla kafamız uyuştu. İşletmelerin sayısı arttı. Birçok hastaneden teklif aldık ama kabul edemedim. İşletme denilen yapı böyle başladı. İstanbul’da özel sağlık sektörü için bu, zaten olan bir şey.

112 bana güvendiği ve benden bilgi alabildiği için hastalarını bana yönlendirdi. O dönem için söylüyorum, hiçbirine para vermedim. Ama dışarıda işletme alınca, baktık ki hasta bulucular var. Mert’le anlaştık.

Hastanelerin işletme ihtiyaçlarını da anlatayım. Yenidoğan gibi yerlerde personel bulmak zor. Hemşirelerle ilgili maaş sorunları var. Hastanede bir grup hemşireye daha fazla maaş verince iş barışı bozuluyor.

Özel hastaneleri destekliyorum. İyi işler başarıldı, ama sonuçta orası bir işletme. İnsan sağlığıyla ilgileniyorsunuz; en ufak bir hata korkunç boyutlara ulaşabilir. Daha iyi şekilde yönetmek istiyorlardı.

Hizmette işbirliği sözleşmesi yapılıyordu. İlaçlar, demirbaşlar, doktorlar, hemşireler—her şey hastaneye aitti. Hastanenin kendi kurumsal sistemi aynen çalışmaya devam etti. İnsan kaynakları birimi, satın alma birimi… Bizim o birimlere müdahalemiz olmaz. Ben sadece doktor ya da hemşire öneririm; insan kaynakları onaylarsa işe alırlar.”

“ÖZEL HASTANELERİ SAVUNUYORUM”

Fırat Sarı:  Biraz da sevke değinmek istiyorum. Ben 112 sevkini tıp merkezlerinden böyle aldım. 112 sevk zincirini bozarak ya da rüşvet vererek hasta almadım. Bu mümkün değil. Başkanım, siz de 112’yi arasanız, bir tuşla hangi hastaneye kaç hasta gönderdiklerini öğrenebilirsiniz. Ama 112 uzadığı için kimse 112’yi istemiyor. Ailenin rızası alınarak sevk yapılıyordu.

112 sevkini aksatmak söz konusu değil. Şu anda dört tane yenidoğan nakli yapılıyor.

Benim tapelere çok itirazım var. Birincisi, iki insan konuşuyor. Burada kamuoyuna sesleniyorum. Sonuçta tedbirli konuşurum, kafamdaki her şeyi söylemem; süzgeçten geçiririm. Özel hayatta geçen konuşmalar kamuoyuna lanse ediliyor.

Tıbbi terimler yanlış çevrilmiş. Özellikle 90’lardan sonra ivme kazanan bazı şeyler oldu. Duruşmanın ilk günü özel sağlığa karşı bir tavır vardı.

Ahmet Saltık benim hocamdı. “Sağlık haktır, satılamaz,” derdi. Ama bu gerçeğe uygun değil. Özel hastaneler kuruldu ve gerçekten iyi işler yaptılar. İstanbul’un yükünü kaldırdılar. Sadece İstanbul’un değil, Suriyeli birçok hastanın da yükünü özel sağlık sektörü taşıdı. Örneğin, İngiltere’de hastaneye bu kadar kolay gidemeyiz. Ama burada özel sağlık, insanların yükünü hafifletti.

“BU OLAYA NE KADAR TEPKİ GÖSTERİLDİ”

Fırat Sarı: Ölümlere gelecek olursak, bir raporla bizi ateşe attılar. Sağlık Bakanlığı vekilleri buradaysa, yenidoğan ölümlerinin operasyon öncesi ve sonrası dönemine bakmalarını isterim. Bizi aldıktan sonra ölümlerin artacağını düşünüyordum. Peki, biz nereye bakıyoruz?

Bir aydır haber izlemiyorum. En son izlediğim haberlerde, Kıbrıs’ta bebeklere yüzde 70 etil alkol verilmişti. Sağlık Bakanlığı vekilleri buradaysa, “Bu durumu ne kadar takip ettiler?” diye soruyorum. Yenidoğanla ilişkilerini sorguladılar mı, ona baktılar mı?

Etil alkol çok ağır bir şey. Bebek elbette mamayı istemeyecektir. Bu, bir erişkinin dört şişe 100’lük rakıyı arka arkaya içmesine denk geliyor. Bu olaya ne kadar duyarlılık gösterildi, gerçekten bilmiyorum.

FIRAT SARI BEBEK ÖLÜMLERİNİ ANLATIYOR

“Opera ile Kadan bebek benim görmediğim bebekler. Karakoç bebeğin 3.200 gram doğduğunu söylüyorsunuz, ama neden 2 kiloya düştüğünü soruyorsunuz. Bağırsakları patlamış. Kadan bebekle ilişkilendirilmem ise tam bir skandal.

İlker’le bebeği tartışıyoruz; bu bir mesleki tartışma. Ben filmi görüyorum ve ondan şüpheleniyorum.

“AŞIRI AGRESİF HAZIRLANMIŞ İDDİANAME”

Fırat Sarı: Bu konuşmalardan çıkan iki iddia var: Birincisi, “Bu bebek doğmuş ve iki saat içinde ölmüş” deniyor. İkincisi ise “Bebeği uzun süre yatırdıkları için komplikasyona neden olmuşlar” deniyor. Ama gerçek, yaratanın mühürüdür. Mühür izlerdir, kanıttır. Bu kanıtlara geçmeden karar verilmiş. Aşırı agresif hazırlanmış bir iddianame var.”

(OPERA BEBEK) ‘SAĞLIK BAKANLIĞI ÇOCUK YOĞUN BAKIMI YOK’ DEMİŞ

Fırat Sarı: Bu operasyon kapsamında bize bağlı çalışan hastanelerde de eksikler var. Her hastanenin yenidoğan uzmanı olması gerekirdi. 

Opera bebekle ilgili olarak Raşit abi beni arıyor. Altı aylık bir bebeği sevkle yatırıyorlar. Çocuğun takibi bir gün sonrasına kalıyor. Çocuk yoğun bakım olmadığı için bebeği yenidoğan bölümüne yatırıyorlar. 112 aranıyor ama bu hasta için çocuk yoğun bakım bulunamıyor.

Bakanlıktan mail gönderildi. Çocuk doktorları var çocuk yoğun bakımı yok. Oradaki doktorlar ilgilensin demişler.  İstanbul’da çocuk yoğun bakım sayısı çok az; bu da bir gerçek. Doktor Raşit beni arıyor, “112 sevk etmiyor, aile burayı istemiyor, başka bir hastane önerir misin?” diyor. Saat 1 gibi Doğukan’ı arıyorum ve “Entübe altı aylık bir bebek var. Bakabileceğinizi düşünüyorsanız sevkini yapın,” diyorum.

Sonradan anlıyorum ki Doğukan, Şehmuz Bey’e haber vermemiş. Epikrizler incelenmemiş. Ben bu hastanın orderını yazmadım. Gece aranmadım, çünkü zaten iki saat uyurum; hastaneler arasa giderdim. Ancak Doğukan’ın aranmayacağı konusunda bir baskı kurulmuş.

Raporda ise hastane isimleri bile karıştırılmış.

“KENDİMİ İNSAN OLARAK GÖRMÜYORUM”

Fırat Sarı: Kendimi insan olarak görmüyorum. Bu dosyadan dolayı çok hekim gaspa uğradı. Gençler çok acımazsızlar. Bunları böyle yayınlamakta doğru değil. Hekim arapça hekim, hakim denir. Siz de biliyorsunuz. Hasta konusunda hüküm verir. Epikriz her şey hekime aitti. Hekim iradesiz bir şey gibi görülüyor. Hemşire arkadaşlar kendilerinden çok eminler, ben merkezli kişilikleri var. Gençler, gençken hepimiz öyleydik belki onun etkisidir.

“SAĞLIK BAKANLIĞI BENİM İSTATİSTİKLERİMİ İNCELESİN”

Fırat Sarı: Sağlık Bakanlığı benim istatistiklerimi incelesin. Toplumsal kıyamet kopunca herkes saldırıya geçti. Ben 15-20 yıl arası yoğun bakım hastası baktım. Benim ölüm oranlarım sınırın altında. Cani olsam oranlardan çıkar. Şimdi siz ceza hakimisiniz hakkınızda rüşvetle ilgili haberler çıkıyor. Siz daha bir davadan şüphelisiniz. Sizin yargıladığınız herkes şüphe eder. İnfial yaratır benim başıma gelen şey bu. Beni gördüğüm sağlam bebeğin ailelerin hiç sorunu yoksa yine şüphe edip şikayet ediyor. Acaba böbreğini mi çaldı vs. ben normal bir insanım. Bir yoğun bakıma annenin bebeğini yatırması bir travmadır. Bunlar tetikleniyor. Ben anne değilim ama görüyorum.

İSTİHBARAT GÖREVLİSİ ARKADAŞI: “İKİ POLİS ARKADAŞLA 4 SAAT GÖRÜŞTÜM”

Fırat Sarı: Bingöl’de istihbarat görevlisi bir arkadaşım vardı. Bana Vatan Emniyeti'nden iki polis arkadaş yönlendirdi. Onlarla dört saat görüştüm, telefon kayıtları da bende var.  

Ben bunları Mali Şube’de söylediğimde herkes cin görmüş gibi oldu

“SAVCI İLE GÖRÜŞMÜŞTÜM”

Fırat Sarı:Orada o polislere anlattığım şey şuydu: Bu operasyonda bir bebek ölümü yok ama başka bir şey var. Bu hemşire arkadaşlar asgari ücretle çalışıyorlar ve 300 liraya ilaç satmaya çalışmışlar."  

Ben savcı ile görüşmüştüm zaten. Sorabilirsiniz. Tehdit edildikten sonra tavır değiştirdiğini düşünüyorum.

Fırat Sarı’nın bahsettiği Deniz Korkmaz’ın CİMER şikayeti:

“DENİZ GEZMİŞ PARKASI GİYER, KARL MARX OKUR, MAOCUYDU”

Fırat Sarı: Bütün suçlar nerede biliyor musunuz. CİMER şikayetinde geçiyor. O şikayeti yapan adam benim evladım gibi gördüğüm adamdı. Benim hastanemde çalışıyordu. Deniz Gezmiş parkası giyer, aşırı solcuydu. Maocuydu.

Karl Marx okur. Deniz aşırı solcu. Gösteride yakalanmış sonra bir kere daha vatana çağırılmış niye çağrılmış bilmiyorum. Üslup Deniz’in üslubu değil, vatan millet diyen biri değil. Gözüyle gördüyse niye bizimle çalışıyordu.  Arkadaşlar canınız yanacak ama ben bu hastane sahibini patlatacağım diyordu.

Deniz bunu siyasi bir eylem olarak yaptığını düşünüyorum. Bu yapısını biliyordum. Bu çocuğu örgütten ayrı tutalım diyorduk.

Fırat Sarı oğlundan gelen mektubu anlatıyor: 

"Bugün oğlumun mektubunu aldım, 15 yaşında. Mektubunda, 'Telefon geldi, korktum' diyor. Telefonda, 'Baban iyi bir doktor' demişler.  

Okula gitmekten korkuyormuş. 15 gün okula gidememişlerdi zaten.

Mahkeme Başkanı: Anlaştığın hastaneler hangileriydi?  

Fırat Sarı: Doğa Hastanesi, tam işletme değildi ama bir dönem onlarla çalıştım. Önce Baypark Hastanesi, sonra Florya Hastanesi, sonra Avcılar Hospital, ardından Bağcılardaki Şafak Hastanesi, Güney Hastanesi ve Duygu Hastanesi ile çalıştım.

Mahkeme başkanı: Bu isimleri tanıyor musun: Cansu Akyıldırım?  

Fırat Sarı: Evet tanıyorum, sorumlu hemşireydi. Sonra başhemşire oldu ve TRG’ye gitti. Reyap Hastanesi’nde benimle çalıştı, ardından Birinci Hastane’de çalıştı.  

Mahkeme başkanı: Ceren Hatice Kırım?  

Fırat Sarı: Bizimle çalıştı. Medilife’tan önce A Hastanesi’nde çalıştı. O zaman A Hastanesi de işletme hastanesiydi. Ceren oradaydı, sonra Beylikdüzü Medilife Hastanesi’ne geçti.  

Mahkeme başkanı: İfadende Esenyurt Reyap Hastanesi geçiyor.  

Fırat Sarı: Evet, orada da çalıştım

 

Mahkeme başkanı, Fırat Sarı’ya soruyor:

Mahkeme başkanı: Gıyasettin Mert Özdemir’in eşi?  

Fırat Sarı: Sigortasını yaptık.  Şimdi onu da şey yapmak istemiyorum, bağışlasın ama gerçeği söylemek zorundayım, sigortasını yaptım.  

Mahkeme Başkanı: Ayşe müzeyyen yurtoğlu?

Fırat Sarı: Güney Hastanesi’nin sahibi

Mahkeme Başlanı: Damla Atak

Fırat Sarı: Çok iyi hatırlamadım.

Mahkeme Başkanı: Hüseyin Gündüz

Fırat Sarı: Burada tanıdım.

Mahkeme Başkanı isimleri sormaya devam ediyor

“YÜZDE 1-3 ARASINDA ALIYORDUK”

Mahkeme Başkanı: Medicense şirketinin hesaplarının yönetimini kim yapıyordu.

Fırat Sarı: Hesap diye bir şey yoktu dağınık çalışıyorduk. Bazen zarar ettik bazen yüzde1  yüzde 3 arasında alıyorduk. Cüzi bir miktar.

Mahkeme Başkanı: GMZ nasıl kuruldu?

Fırat Sarı: Deniz ile kurduk. Seviyordum Deniz’i. Doktorların ödemesini yapmak için falan.

Mahkeme Başkanı: Deniz mi ilgleniyordu?

Fırat Sarı: Sümeyye ama ben talimat verdim.

Mahkeme Başkanı: Hastanelerden kimlerle görüşüyordun?

Fırat Sarı: Sadece patronlarla görüştüm diyemem. Şirket hakkında kim söz sahibiyse onunla konuştuk.

Mahkeme Başkanı: Sözleşme nasıldı?

Fırat Sarı: Fiili bir sözleşme değildi güvene dayalıydı. Ama elimizde bir matbu vardı. Kasaya, vezneye hastane işlerine karışmayacağımız şeylerle ilgiliydi.

Mahkeme Başkanı Renas Kılıç’la konuşmasını soruyor:

Fırat Sarı: Hasta istemişim kendisinden.

Hastayı yönlendirebilirsin demişimdir.

Mahkeme başkanı, diploma kullanma ve mesaiye gitmeme üzerine yapılan konuşmaları sordu.

Fırat Sarı Şaka bu diyerek güldü.

Fırat Sarı: Bu şaka. Kimsenin diplomasını kullanmadık. Nasıl böyle bir şey olabilir?

“HASTANE YÖNETİMLERİ BENİ SIKIŞTIRIYORLARDI”

Fırat Sarı: Hastane yönetimleri beni hastayı artır diye sıkıştırıyordu. Tıbbi şeyleri düşünmüyorlardı bana ‘hasta bul’ diyorlardı benim de durumum buydu. Hasta artırmaya çalışıyordum.

Mahkeme Başkanı Gıyasettinle konuşmasını soruyor. Serdorava bebekle ilgili para mevzusu var, nedir bu?

Fırat Sarı: O aile yabancı bir aileydi, bebekte solunum sıkıntısı vardı. Reyap 10 bin istiyor mesela. Medeni Hoca, yatış parası için 5 bin lira demiş ama ailenin üzerinde hiç para yoktu, dolayısıyla bebek yatırılmaz. Bu hastane kuralıdır.  Birinci Hastane 2 bin 500 lira yatış için kabul etti. 2 bin 500 lira verdim ki hasta yatışı olsun diye. Sonradan ne yaptılar, bilmiyorum.  

Mahkeme Başkanı: Aileden 5 bin al demişsin.  

Fırat Sarı: Hasan Basri Gök alsın diye söyledim, kendim için değil. Onlar kötü kullanmışlar. 

Mahkeme Başkanı: Hasan Basri  Renginar’a diyor ki basamakları 1’e çek diyor.

Fırat Sarı: Hasan Basri’nin konuşmaları çok ciddiye alınan biri değil. Renginar onu yapacak biri değil. Çok deneyimli bir hemşiredir. Onun dediklerini yapacak biri değil.

FIRAT SARI DENETİM GELECEK DİYE UYARMIŞ

Mahkeme Başkanı: Damla ile aranda bir konuşma geçiyo denetim konusunda uyarıyorsun. (Soyadını duyamadım ama Damla Atak değil) 

Fırat Sarı: Damla, orada güzellik hizmeti veriyor, alt yüklenici olarak çalışıyor.

Mahkeme Başkanı: Niye uyarıyorsun ki uyaracak ne var?

Fırat Sarı: Güzellik merkezlerine çok sık denetimler oluyor, paniklemesin diye uyarmak istedim.

Mahkeme Başkanı: Hasan Basri ve Hakan Doğukan Taşçı ile konuşmalaranı soruyor. ‘Mehtap’a bilerek bebekleri fazla tutuyorsun’ demişler. ‘Vicdanın rahat mı’ demişler.

Fırat Sarı: Bilmiyorum. 

Mahkeme Başkanı:  Mehmet Halis başlı ‘Hocam bunlar gerizekalı’ diyor. ‘Gerizekalının ilahı bunlar’ diyorsun. 

Fırat Sarı:  Galiba medilife hastanesi. Dertlerini anlatıyor.

“DENETİMDE YAKALANDIK”

Fırat Sarı: 20 kuvöz vardı. 26 bebek vardı. Denetimde yakalandık. Üst üste yığılmalar oluyordu öyle. Kapasite dışına çıkmayalım diye konuşuldu öyle.

“AĞZI BİR OLSUN”

Mahkeme Başkanı: Hasan Basri “Bizi bu işe sokan Fırat Sarı’ydı” diyor.

Fırat Sarı: Mehtap’ı manipüle etmek istiyor. Sorabilirsiniz benim burada Mehtap’a talimatım yok.

Fırat Sarı: ‘Ben ‘Dursun abiyi arayayım söyleyeyim. Çağlayla ağzı bir olsun’ diyorsun.

Mahkeme Başkanı:  Neden?

Fırat Sarı: Çağla çok korkuyor öyle şeylerden. 

Mahkeme Başkanı: Yanlış bir şey yoksa söylemez zaten

Fırat sarı: Bizim toplumumuzda polisten korkulur ya

Korkulacak bir şey yoksa olmaz 

Bilmiyorum. Yanlış bie şey yok.

Mahkeme Başkanı: Epikrizleri kim yazdı?

Fırat Sarı: Dursun bey yazmıştı.

Mahkeme Başkanı: Hekim değil mi Dursun Eryılmaz

Fırat Sarı: Klavyeden düzgün yazamaz diye. Şablonu düzgün dolduramaz diye

Mahkeme Başkanı: Kendi hemşiresi yok mu? Mantıklı geliyor mu sana? Benim buradaki duruşmama Çağlayan’dan katip istemem gibi bir şey.

“KIRGINDIM, KIZGINDIM”

Fırat Sarı: Müzeyyen ablayı (hastane sahibi) çok seviyordum aramı bozdular. Müzeyyen ablayı beni kötülediler. O yüzden Mert’e kırgındım, kızgınımdım. O dönemde haddimi de aştım herkesten özür dilerim.

Sanık müdafii: Sanık uzun zamandır ayakta, otursun

Fırat Sanık: Bir su içebilirim

Mahkeme Başkanı: Sorularımdan sonra ara veririm, kayda geçiyor.

“NE AMAÇLADIĞIMI BİLMİYORUM”

Mahkeme Başkanı: Hakan Doğukan ‘taburcuları uzattım’ diyor, ‘uzatabildiğin kadar uzat diyorsun’ sen de. 

Fırat Sarı: Şehmuz bey sert biriydi. Ben daha yumuşağım kimse ona teklif etmez. Ne amaçladığımı da bilmiyorum.

‘SARIKAYA BEBEĞİN FİŞİNİ ÇEKECEĞİM’  TAPESİ

Mahkeme Başkanı ‘fişini çekeceğim’ tapesini sordu.

Fırat Sarı: Oksijensiz kalmış bir bebek. Bize durumu kötü gelmişti epey çaba sarf ettik. Böyle bir şey yok kimse kimsenin fişini çektiği yok tabi. Bunlar muhabbet. Bir hastanın fişi nasıl çekilir, niye çekilir. Ben hastayı uzun yatırmakla suçlanıyorum zaten niye öldüreyim.

SAVCI, FIRAT SARI’YI UYARDI

Fırat Sarı: Tapeler keşke yayınlanmasaydı.

Siz baş başa kaldığınızda abzürt bir şey hakkında ‘birinin kellesini aldım kopardım gibi’ konuşmuyor musunuz?

Savcı: Bizim üzerimizden örnek vermeden konuş

Fırat Sarı: Özür dilerim.

'HAKAN DOĞUKAN BU OPERASYONU BİLİYORDU İSTİHBARATI VARDI'

Fırat Sarı: Hakan Doğukan çok ilginç bir çocuk. Arkadaşlar arasında soy kütüğümüzü bilen bir arkadaşımızdı.  Bu operasyonu bile bilen arkadaşım. Benim suçumu biliyordu. Benim hts kayıtlarımı söylüyordu. Bu bilgilerin hepsini biliyordu. Bahçelievler Cumhuriyet savcılığı tarafından kendisine kişisel verileri üzerinden  açılmış  bir soruşturma vardı, ‘birilerini aradım kaldırttım’ dedi.

İstihbaratın her konuda onda toplanması çok ilginç.

‘Fırat Sarı’ya örgüt operasyonu yapacaklar, başka hastaneye geçelim’ diyor mesela.

ARA VERİLDİ

Yenidoğan Çetesi davasında Mahkeme Başkanı Fırat Sarı’ya yönelik sorularını bitirdi.

30 dakika ara verildi. 

Yenidoğan Çetesi davasında ara bitti. İzleyiciler yerini aldı. Sanıklar getirildikten sonra Fırat Sarı’nın çapraz sorgusu başlayacak.    

ÇAPRAZ SORGUSU BAŞLADI

Üye Hakime: İşletme usulünü ben başlatmadım, zaten vardı dedin. Bir hastane hangi durumda işletmeden memnun olmaz?

Fırat Sarı: Ya hekimiyle ilgili problem vardır ya da hasta azdır.

Üye Hakime: hastaneler hekim bulmakta, maaş ödemesinde zorlanıyorlardı. Sizin hastanelerle anlaşmalarınız tam olarak neydi?

Fırat Sarı: genelde eğer işletme değiştiyse hekimi de değişmiştir. Yenidoğan’a hekim bulmak zordur. Sorumlu hemşire bulmak isterler. Bunu da bizden öneri olarak alırlar biz ona bir şey diyemeyiz. 

Üye Hakime: Hekimi de mi değişiyor?

Fırat Sarı: Bazen değişir, bazen değişmez.

Üye hakime: Hastanenin işletmedini devraldığınız zaman tıbbi yükümlülükler hastanenin sorumluluğunda mıdır?

Fırat Sarı: Evet, demirbaşlar hastanenin sorumluluğundadır. Eksikse onlar tamamlar.

Üye hakime: Sizi kim arar?

Fırat Sarı: Hastane müdürü, hastane yöneticisi arar.

“KÖTÜ BİR İŞLETMECİYİM”

Üye hakime: Hastanelerde anlaşma yaptığınız noktasında ilker’in bir yetkisi oluyor mu, anlaşmayı siz mi yapıyorsunuz?

Fırat Sarı:Ben yapıyorum.

Üye hakime; İlker’in hastane anlaşmalarına gelmiyor dediniz ama telefonda şablonları var.

Fırat Sarı: İncelesin diye almıştır. Konuşuyoruz biz onunla. Yetkililerle ben görüşüm. Mali işler konusunda kötü bir işletmeciyim.

“HASTANELERLE CİRO ÜZERİNDEN ANLAŞTIK”

Üye hakime: Maddi anlaşmanız nasıl oluyor, aylık ciro üzerinden mi?

Fırat Sarı: Ciro üzerinden evet.

Üye hakime: İlkerle nasıl peki?

Fırat Sarı: Maaş üzerinden ve kar marjı

“İLKER’E 100-150 BİN VERİYORDUM”

Üye hakime: İlker’e verdiğiniz maaş ne kadardır?

Fırat Sarı: En son Ya 100 ya 150 bin TL vermişimdir.

Üye hakime: Motivasyon adı altında ücretler ciroya göre değişken miydi?

Fırat Sarı: Sabitti.

Üye hakime: Serdar’a siz para verdiniz mi doğrudan?

Fırat Sarı: Mert ayrıldıktan sonra vermişimdir.

“DEVLETLE İLİŞKİ İÇİNDEYİM” DEDİN

Savcı: ‘Devletle ilişki içindeyim’ dedin nedir o?

Fırat Sarı: Devletle ilişki içindeyim demedin

Savcı: Dedin

Fırat Sarı: Topluma kazandırma yasasıyla çıktım. Cezaevinden çıktıktan sonra güvenlik soruşturması için görüşüyordum

Savcı: Bu yargılamayla ilgisi var mı?

Fırat Sarı: Yok ama kamuoyunda çok lanse edildim.

Savcı: Cezaevinden çıktığım için görüşüyordum dedin ya denetimle alakalı mıydı?

Fırat Sarı: Topluma kazandırma yasasında çıktım

Savcı:Bizim yargılamamızla alakası yok yani?

Fırat Sarı:  Evet

“EPİKRİZLER UYGUNDU”

Savcı: İddianamedeki sahtecilik olayını anladın değil mi? Epikrizlerin SGK’dan farklı şekilde doldurulduğu iddiası var. Epikrizlerin doldurulması uygun muydu?

Fırat Sarı: Uygundu.

Savcı: Senin bilgin dışında bir şey duydun mu?

Fırat Sarı: Duymadım. Hekimler var, muhasebe var.

Savcı: Denetimden sonra diyorsun ki, “Bir süre epikrizleri aynı yazacağız. Ciddi zararım var, ciddi.” Bu konuşmaya cevap verir misin?

Fırat Sarı: Bu konuşmayı hatırlamıyorum ama öyle yorumlamıyorum. Zaten epikrizleri uygun şekilde yazıyoruz.

NEDEN WHATSAPP’TA KONUŞTU

Savcı: WhatsApp’a geçelim, oradan konuşalım diyorsun. Bu konuşmaları WhatsApp’ta mı yaptın?

Fırat Sarı: Mehmet Gürül’ün evinde çekmiyor.

Savcı: Sadece Mehmet Gürül değil

Fırat Sarı: Bana hep “Dinleniyorsun” dediler ama ben hep normal konuştum. 

“DİNLENDİĞİMİ DUYDUM”

Savcı: Dinlendiğini duydun mu?

Fırat Sarı: Doğukan söyledi.

Savcı: Hangi tarihte?

Fırat Sarı: Ocak ayında.

Savcı: Ekim ayından sonra hep “Dikkat ettim” diyorsun.

Fırat Sarı: Ben öyle yapsam, hiç konuşmazdım.

SAVCI: BENİM MANTIĞIMA UYMUYOR

Savcı: “Hasta sayısını artırmak için baskı yapıyorlar” diyorsun. Hasta diye bahsettiğiniz kişiler yenidoğan yoğun bakım hastaları, değil mi? Bu benim mantığıma uymuyor. Estetik operasyon olsa anlarım, ama bu nasıl bir şey? Açıklar mısın?

Fırat Sarı: Tıp merkezlerinde hastalar doğuyor. Başka hastanelere değil, bu hastanelere gitmelerini sağlıyoruz. 

“BÜTÜN HASTANE SAHİPLERİNİN HABERİ VARDI”

Savcı: Hasta sahiplerinin haberi var mıydı?

Fırat Sarı: Var tabii.

Savcı: Net cevap ver. Hastaneleri ayıracaksan da söyle.

Fırat Sarı: Vardır.

Savcı: “Vardır” mı, “var” mı?

Fırat Sarı: Var.

Savcı: Hepsinin haberi var mıydı?

Fırat Sarı: Vardı.

SAVCI: MÜTALAA VERECEĞİM

Savcı: O günkü koşullarda farklı olduğunuzu söylüyorsunuz. Neden çalışanların üzerine şirket kurmaya çalışıyorsunuz? Her şeyim legal diyorsunuz.

Fırat Sarı: GMZ’deki hedefim, bizimle çalışan arkadaşlarımı ortak yapmak, yasal olmayan ödemeleri yasalaştırmaktı.

Savcı: Dosyayı inceledim. Mütalaa vereceğim. Kafama takılanları net cevaplamanız gerekiyor ki ona göre karar alayım.

Fırat Sarı: Deniz’le başlamıştık. Diğerlerini de oraya ortak edip resmi hale getirecektik. Sümeyye’yi hatırlamıyorum ama Deniz’i zorlamadım.

“DENİZ’E KIRILDIM”

Savcı: Deniz’in ifadesi var. İşletme dışı ilaç satışıyla ilgili…

Fırat Sarı: Ben böyle bir şey söylemedim. Zaten kırıldım bu duruma.

Savcı: Hasan Basri “İllegal kısmındayım” diyor. İllegal dediği nedir?

Fırat Sarı: Hasan Basri’nin değişik konuşmaları oluyordu. Kastettiği neyse doğru değil.

10 BEBEKTE İHMAL VAR MI?

Savcı: 10 bebekle ilgili ihmal ya da eksiklik kabul etmiyor musun? Her şey usule uygun muydu?

Fırat Sarı: Ben bu vakaları gerçekten bilmiyorum. Kadan bebeği telefon konuşmasında öğrendik.

Savcı: Malzeme ve doktor eksikliği var dediler. Bu açıdan soruyorum.

Fırat Sarı: İhmal ya da eksiklik yaptığımızı düşünmüyorum. Çoğuna dahil değildim, görmedim, bilmiyorum.

HAKAN DOĞUKAN’IN “BOŞ KONUŞMASI”

Hakan Doğukan Taşçı’nın avukatı: “Hakan ve Hasan beni tahrik ediyorlardı, insanlarla aramı bozuyorlardı" dediniz. Neden işlerine son vermediniz?  

Fırat Sarı: Bunlar benim şu anki deneyimlerimin sonucu.  Tapeleri gördükten sonra anladım.

Avukat: Birlikte çalışırken Hasan Basri’nin boş konuştuğunu düşünüyor muydunuz.

Fırat Sarı: Evet

Avukat: Ama asistan olarak çalıştırıyordunuz

Fırat Sarı: Boş konuşması asistan olarak çalıştırılmayacağı anlamına gelmez.

Fehmi Alperen’in avukatı: Kamunun zarar tazmini hususunda SGK’ya ödeme yaptınız mı?

Fırat Sarı: Yapmadım.

Avukat: Güzellik merkezi işletmesi mevcut mudur?

Fırat Sarı: Eski eşimin vardı.

Avukat: Mert’in kendisi hakkında bir şikayeti var mı?

Fırat Sarı: Yoktur, bilmiyorum.

Avukat: Hüseyin Günerhan’ın günahını aldım dediniz, açıklar mısınız?

Fırat Sarı: İlaç sattığına ilişkin dedikodu duydum bununla ilgilidir.

Avukat: İlaç satışına Hüseyin Günerhan dahil midir, kimler dahildir?

Fırat Sarı: Hüseyin Günerhan dahil değildir.

Hasan Basri, Doğukan bir de Deniz.

“KAYA BEBEKTEN HABERİM YOKTU”

Avukat: Kaya bebekten haberiniz var mıydı?

Fırat Sarı: Yoktu.

Avukat: Kaya bebeğin videosunu size kim gönderdi?

Fırat Sarı: Doğukan.

MÜKERRER SORU

Hasan Basri Gök: siz ciddiye alınmayan insanla neden bu kadar süre çalıştınız?

Avukat : Mükerrer  bir soru.

Hakim: İtiraz ediyorum avukat bey ‘mükemmel soru’ falan olmaz

Başka avukat açıkladı:  Mükemmel değil hakim bey mükerrer dedi.

(O sırada mahkeme salonunda gülüşmeler oldu)

Mahkeme Başkanı:  Bir dakika açıklayayım, hızlı bir giriş yaptı mükemmel anladım.

“BEBEK ÖLÜM KOMİSYONU”

Hasan Basri’nin Avukatı: Bir bebek ölümünün işlettiğiniz hastanede dosyası nasıl kapatılıyor? Ölüm saati değişir mi?

Fırat Sarı: Ölüm formları var, onları sisteme giriyoruz. Bebek ölüm komisyonu var.

Hasan Basri’nin Avukatı: Bebek ölüm komisyonu nedir?

Fırat Sarı: Sağlık Bakanlığı’na bağlı bir ölüm komisyonuna gidiyor.

“HASTANE SAHİPLERİNİN VERİLEN PARALARDAN HABERİ VARDI”

Avukat: Bebek Ayaz Karaduman’ın sevki konusunda dahiliniz var mıydı?

Fırat Sarı: Yoktu.

Avukat: Verdiğiniz paralar çalışanlara eşit mi veriliyordu?

Fırat Sarı:Eşit veriliyordu.

Avukat: Hastana sahiplerinin haberi var mıydı?

Fırat Sarı: Vardı.

SAVCI HASTANE SAHİPLERİNİ TEKRAR SORDU: “ÖNEMLİ BİR HUSUS”

Bahçeli’nin eski koruma müdürü TRG hastane müdürü Murat Mantuş’un avukatı Burak Mengü: TRG Hospital için kimle görüştünüz?

Fırat Sarı: Murat beyle

Avukat Burak Mengü: Bunlar için hiç yanınızda çalışanlara prim ödeyeceğinize dair hastane yöneticilerine bir şey söylediniz mi? Örneğin: Gıyasettin’e para verdiğinizi biliyor mu?

Fırat Sarı: Hayır.

Savcı: Çelişki oluşmaması adına tekrar soruyorum. Para karşılığında bebek alınmasıyla ilgili. Hastane sahiplerinin ya da yöneticilerinin  haberi var mıydı? Biraz önce ‘hayır’ dediniz.

Fırat Sarı: Ben onu Gıyasettin için dedim. 

Savcı: Hastane isim olarak bilmiyor ama para karşılığında hastane temin ettiğinizi biliyor yani öyle mi? Çelişki oluşmasın diye soruyorum önemli bir husus.

Fırat Sarı: Evet

“İYİ BİR FİKİR DEĞİLDİ”

Avukat: İlaçları bir merkezde toplamayı neden yaptınız?

Fırat Sarı: Çalınma durumu vardı ondan yaptım. Ama zaten iyi bir fikir değildi.

“TEKİRDAĞ’DAN SİLİVRİ’YE KADAR BÜTÜN HASTANELER”

Avukat: Türkiye üzerinde hangi hastanelerde işletme yapıyordunuz, bildiğiniz hastaneler hangileri?

Fırat Sarı: Sağlık sektörü yani burada çalışan herkes bilir. Hastaneleri hepsi bilir. Hastane ismi vermek istemedim.

Tekirdağ’dan Silivri’ye kadar bütün hastaneler. Beykent üniversitesi, Medicanalar…. Sadece yenidoğan da değil. Göz, fizik tedavi her hastanenin işletmesi oluyor.

“Her hekim hastane cirosundan para alıyor”

Fırat Sarı: Ben niye şirket kurdum. Şirket kurmamı istediler.  Doktorlar şirket kurarak çalıştığı hastanelere fatura keserler. Her hekim hastane cirosu üzerinden para alıyor.

Avukat sorgusu bitti.  Örgüt lideri olmakla suçlanan tutuklu Fırat Sarı’nın avukatı savunmasını yapıyor.  Savcı savunmanın bir kısmını ayakta dinledi.

“VAN’A DA GİTSENİZ İŞLETME SİSTEMİ VARDIR”

Fırat Sarı’nın avukatı: Bu davada konuşulanların örgütün ana ekseni olduğu belirtiliyor, ancak burada yalnızca özel sağlık sistemindeki kısmı dinledik. Bugün Van’a gitseniz fizik tedavi birimi, yoğun bakım birimi işletme sistemiyle çalışır. Mecliste bu konuda bir araştırma komisyonu kuruldu. Sağlık Bakanlığı gerçekliği tedbirlerle çözebilir, ancak müvekkilim basın aracılığıyla hedef haline getirildi. Müvekkilim 7 aydır tutuklu. Savcının tehdidinin basın aracılığıyla duyurulması sonrası konu ağırlaştı. Buradaki hemşireler genç, 'Bizim geleceğimiz kalmadı' diyor. Bundan daha ağır bir durum var mı? 100’e yakın klasörden bahsettik. Mahkeme iddianameyi kabul ettiği için tartışmaya açıyoruz yoksa size yönelik bir şey yok."

“AİLESİNDEN MADDİ DESTEK ALIYOR”

Fırat Sarı’nın avukatı: Fırat beyin geliri 400 bin tldir. Ama belki gideri 500 bindir. Nereden biliyorum, kendi ailesinden destek alıyor.

Fırat beyin başkasından aldığı paralara yönelik ısrarla sorulan sorular gıcık sorulardır. Hepimiz insanız, her zaman üzerimizde para taşımayabiliriz. Ben de büromda çalışanlardan alırım. Bunun kadar doğal bir şey yok.

FIRAT SARI’NIN AVUKATINDAN TEHDİT EDİLEN SAVCIYA: NEDEN YAPTIĞINI BİLİYORUM

Fırat Sarı’nın diğer avukatı: Savunma yapacak mısınız, susma hakkını kullanabilirsiniz sorusu usulendi. 80 milyon insan bizleri dahil katillerin savunucusu diye itham ediyorlar. Soruşturma savcısının yaptığı usulsüz sorgulama burada da devam etti. Böyle bir sorguya çekilme ben ilk kez gördüm. Soruşturma savcısı neden böyle yaptı onu da anlayabiliyorum. Usulsüz işlemleri örgütlü suç kapsamında yasal hale getirmeye çalıştı.

Soruşturma savcısı kendisi adına dosyayı oradan alıp başka yerlere getirdi.

Yenidoğan Çetesi davasında 45 dakika ara verildi.

Mahkeme Başkanı: Mahkeme heyeti görüşecek. 

SON DAKİKA

Yenidoğan Çetesi davasına 26 Kasım 2024 Salı günü saat 10:00’da devam edilecek.

Tutuksuz  sanıklar dinlenecek. 

 

Tutukluluların tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.


Haber Kaynağı :

yenidoğan yenidoğan bebek Fırat Sarı