Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,3594
Dolar
Arrow
34,4660
İngiliz Sterlini
Arrow
43,6304
Altın
Arrow
2935,0000
BIST
Arrow
9.367

Yenidoğan çetesi davasında 4. gün sona erdi: Beni susturdular

Bebeklerin yoğun bakım süreçlerini suistimal ederek ölümlerine neden olmakla suçlanan Yenidoğan Çetesi davasında sanıkların itirafları gündeme damga vurdu. Davada dördüncü gün oturumu sona erdi. Davadaki son gelişmeleri 12punto anbean aktardı.

Yenidoğan çetesi davasında 4. gün sona erdi: Beni susturdular

Nagihan YILKIN      12punto.com.tr 

22'si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı "Yenidoğan Çetesi" davasında 4. güne girildi.

Dün görülen 3. gün duruşmasına, Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Toplamda 47 sanığın yargılandığını davada 13 sanığın ifadesi tamamlandı.

112 Acil Çağrı Merkezi'nde çalışan kişilerle ortak hareket ederek, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları öne sürülen 22'si tutuklu 47 sanık, "suç işlemek amacıyla örgüt kurma", "kurulan örgüte üye olmak ve yardım etmek", "kamu kurumu zararına dolandırıcılık", "sahtecilik", "ihmal suretiyle ölüme sebep olmak" ve diğer suçlardan hakim karşısına çıkmaya devam ediyor.

KİMLERİN İFADELERİ ALINDI?

Üç gün içerisinde savunması alınan sanıkların isimleri ve meslekleri şu şekilde:  

 

1. Hakan Doğukan Taşçı - Hemşire  

2. Hasan Basri Gök - Hemşire  

3. Deniz Korkmaz - Hemşire  

4. Hüseyin Günerhan - Hemşire  

5. Hüseyin Gündüz - Ambulans Şoförü  

6. Cansu Akyıldırım - Hemşire  

7. Çağla Durmuş - Hemşire  

8. Damla Atak - Hemşire  

9. Rıza Keykubad - Doktor  

10. Emine Avcı - Yönetici  

11. Mehtap Sayar - Hemşire  

12. Fehmi Alperen - 112 Acil Servis Çalışanı  

13.Mehmet Halis Başli - Hemşire 

12punto Muhabiri Nagihan Yılkın adliyeden bildiriyor...

İşte dakika dakika yaşananlar...

Mahkeme heyeti yerini aldı, sanıklar getirildi. Sanık yoklaması ve müdafi yoklamasının ardından savunmalar başlayacak. Fırat Sarı bugün yeşil kareli gömlek giymiş.

 

Sanık Funda Özen kürsüye getirildi.

Savunmasını yapıyor:

24 yaşındayım üniversite mezunuyum.

2020 yılında Reyap hastanesinde işe başladım. Doktor asistanı olarak başladım, sonra hasta kayıta geçtim, sonra da medikal muhasebe faturalandırmaya geçtim. Sonra diğer branşları en son da yoğun bakım servisinde faturalandırma yaptım.

Suç örgütü iddialarını kabul etmiyorum. Sadece hastaneden maaş alıyorum aileme destek oluyorum,  ek gelirim yok.

Mahkeme Başkanı: Medikal muhasebede ne iş yaptın?

Funda Özen: SGK faturalandırmaları.

 

"HADİ YİNE ŞANLISINIZ"

Mahkeme Başkanı: Hasan Basriyle konuşmasını soruyor: 'Ben onların tarihlerini değiştirmiştim, hadi yine şanslısınız' diyorsun nedir bu.

Funda Özen: Değiştirmiş değil de değiştirtmiştim. Sistemde bir aksaklık olsa bile epikrizler kayıtlı oluyor. Bizim epikrizleri erişme yetkimiz olmuyor.

Mahkeme Başkanı tapeleri sormaya devam ediyor ancak sesler çok duyulmuyor.

 

"PUSULA SİSTEMİNE YAZIYORUZ"

Çapraz sorguya geçildi.

Hakime: Faturanın tamamı bittikten sonra sisteme yüklüyorsunuz değil mi?

Funda Özen: Evet.

Hakime: Daha önce farklı bir sistemde hazırlanıp mı medulaya yükleniyor. Senin ifadenden okuyorum. Pusula sistemi ne?

Funda Özen: Hastanede kullanılan bir yazılım program. Başlangıçta pusula sisteminde yapıyoruz.

Hakime: Pusula sisteminden size gelen epikrizlerde değişiklik yapma yetkiniz yok mu?

Funda Özen: Yok.

 

"SADECE FIRAT SARI'NIN EPİKRİZLERİ DÜZELTİLİYORDU"

Savcı: Sen sadece yenidoğanı faturalandırmasını yapmıyorsun. Diğer bölümlerden gelem epikrizleri de böyle inceliyor musun?

Funda Özen: Yine aynı şekilde kontrol ediyordum.

Savcı: Bir eksiklik gördün ne yapıyorsun?

Funda Özen: Sekreter ya da doktora iletiyorum.

Savcı: Sekreter kim 

Funda Özen: Doktorun asistanı.

Savcı: Hasan basri sizin hastanenizde çalışmıyor, niye hasan basriyi arıyorsun?

Funda Özen: Doktor çok yoğun olduğunda asistanla iletişime geçiyorduk. Asistan olarak onu tanıtmışlardı.

Savcı: Yenidoğandan sadece doktor Fırat Sarı'nın mı epikrizleri düzeltiliyordu?

Funda Özen: Evet sadece Fırat Sarı.

Sanık avukatı: Müvekkilimin herhangi bir suç işlediğime dair bir tape kaydı mevcut değildir. Müvekkilim hakkında dinlenme kararı da yoktur. Bu tapelerin tamamı hukuka aykırıdır.

Funda Özen yerine geçti. Sanık Renas Kılıç getirildi.

 

"OY SAĞLAYACAK BİRİLERİNİ İSTEDİ"

Esenyurt Belediyesi'nin Sağlık İşleri Müdürlüğünde çalışan sanık Renas Kılıç: 

2017 yılında Esenyurt belediyesinde işçi olarak başladım. Ondan önce 2015 yılında Reyap hastanesinde çalışıyordu. Esenyurta başladıkta sonra 7-8 ay sonra hiç çalışmadım.

Geçinmek zor olduğu için yarı zamanlı başladım 2021'e kadar Reyap'ta çalıştım. 

Kemal Deniz Bozkurt 'seni sözleşmeli memur alayım. İnsanlar seni çok seviyor' dedi. Evde sağlık hizmetlerinde çalıştım daha sonra. Ben başkanın teklifini kabul ettim. Başkanın benden bir isteği vardı. Muhtarlar, dernekler ve özel hastanelerden oy sağlayacak birilerini istedi. Beni görevlendirdi. 

Mahkeme Başkanı: Belediyeye ne zaman başladın?

Renas Kılıç: 2021 kasım ayında başladım.

Mahkeme Başkanı: Esenyurt belediyesinde çalıştığın dönemde sen Reyap'a çalıştın mı?

Renas Kılıç: Yok. Şöyle yani, Amaç iyi hizmet vermek. Özgür bey, 'Bizim hekim ihtiyacımız olduğunda sen bize destek verebilir misin' dedi. Ben de hekim araştırıyordum.

Mahkeme Başkanı: Özgür dediğin kim?

Renas Kılıç: Hastane müdürü.

 

"FIRAT SARI ÇOCUĞUMLA ÇOK İLGİLENDİ"

Mahkeme Başkanı: Fırat sarıyı tanıyor musun?

Renas Kılıç: 2017 yılında ben başladıktan sonra. Benim çocuğum erken doğum oldu, ben bakarım dedim. O sırada benim çocuğumla çok ilginlendi.

Mahkeme Başkanı: Bugün yeni hayattan seni aradılar mı diye bir şey sormuşsun?

Renas Kılıç: Evet. Yeni hayattan beni aramışlardı ben de ona sordum.

Mahkeme Başkanı: Senim işin Fırat'ın hastalarını takip etmek mi?

Renas Kılıç: Fırat beye ulaşamışlar beni aradılar. Bebeği zor durumda bırakacak bir şey yapmadım.

Mahkeme Başkanı: Medicence şirketinden sana gelen paralar nedir?

Renas Kılıç: Fırat beye ben gönderdim. Eşi de biliyor. Bir para alışverişimiz yok.

 

"DURUMU OLMAYAN VATANDAŞLARI YÖNLENDİRİYORDUM"

Mahkeme Başkanı: Senin görevin hastanelere hasta göndermek mi?

Renas Kılıç: Bebek yakınlarından talep gelirse, muhtarlardan, ilçe başkanlarından gelirse gönderiyoruz. Vatandaşların durumu olmuyor, bir şeylere ihtiyacı oluyor. Belediyeden destek isteyen vatandaşları yönlendiriyorum.

 

"BAŞHEKİM İDOLÜMDÜ"

Mahkeme başkanı bir tape daha sordu.

Renas Kılıç: Esenyurt devlet hastanesinde görev alan başhekimle aram yakındı. İdolümdü kendisi. Ben de belediyede isim yapmak istedim.

 

"EŞİM 112'DE ÇALIŞIYOR"

Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı 'Hasta az' diyor, sen 'Nasıl dolu değilsin, ya bırak'diyorsun. 3-4 tane boşum var diyor. Nedir bu?

Renas Kılıç: Sen Esencan'a niye gönderdin dedi. Ben bebeğin ailesi hangi hastaneyi isterse oraya gönderiyorum.

Mahkeme Başkanı: Eşin ne iş yapıyor?

Renas Kılıç: Hasdal 112 Acil'de çalışıyor.

 

"BENİM HEDEFİM ESENYURT BELEDİYE BAŞKANI OLMAKTI"

Mahkeme Başkanı: Söyleyeceğin başka bir şey var mı?

Renas Kılıç: Sosyal medyada çıkan haberlerden dolayı masumiyet karinesine bakılmaksızın linç girişimde bulundular

İki depremde de enkazda kaldık. İki depremde de görev aldım. Bir insanın hayatıyla oynamak bu kadar kolay olmamalı. Ben bir bebek öldürmekle suçlanmıyorum. Kamu zararıyla suçlanıyorum.

Esenyurt Belediyesi'nde bir amacım vardı. Belediye başkanı olmaktı. Buradan çıkacağıma inanıyorum ben. İnsanların yüzüne nasıl bakacağımı düşünüyorum. İhmali adam öldürme suçundan dışarda, adam varken ben burada tutukluyum.

 

"İLETİŞİME GEÇECEĞİN İSİM ŞU DİYORUZ"

Hakime: 'Vatandaşlar geliyor, yönlendiriyoruz' dedin. Bu yönlendirmeden kastın nedir, bu sevki nasıl yapıyorsun?

Renas Kılıç: Bebek doğar doğmaz bir talepleri oluyor. Bebek bezi, biberon ya da başka bir şey. Yenidoğam paketi olarak veriyoruz. Başka bir şeye ihtiyacınız olduğu zama bize ulaşabilirsiniz diyoruz. Tıp merkezi nakil birimi olmaz. 112'yi ararlar. Hastaneye götürürler.

Hakime: Reyapa yönlendirme işlerini nasıl yapıyordun?

Renas Kılıç: Bebeğin ailesine diyoruz ki bu hastanede iletişime geçeceğiniz isim şu. 

Hakime: Hangi hekimin adını veriyordunuz?

Renas Kılıç: 3 tane hekim var.

Hakime: Fırat Sarı'nın adını vermiyordunuz yani değil mi?

Renas Kılıç: Hayır vermiyordum. Çocuk doktoru diyordum. Ben talimatı Fırat'tan almam ki belediye başkanından alırım.

 

"BELEDİYEDEN ÜÇTE İKİ MAAŞIMI ALIYORUM"

 

Savcı: Belediyede hakkında bu konuyla alakalı idari işlem var mı?

Renas Kılıç: İhraç yok.

Savcı: Belediyeden maaş alıyor musun?

Renas Kılıç: Üçte iki maaşımı alıyorum şu an.

Savcı: Disiplin soruşturması yok mu?

Renas Kılıç: Bana iletilen bir şey yok.

 

Avukat: Fırat Sarı’dan herhangi bir para aldınız mı?

Renas Kılıç: Asla Fırat beyden ve Fehmi beyden almadım. 

 

Avukat: SGK’dan para aldınız mı?

 

Renas Kılıç: Ben nasıl para alabilirim. Şirket miyim? SGK’nın avukatları burada bana nasıl bir şey çıkaracaklar çok merak ediyorum.

Renas Kılıç’ın avukatı: 13 sanık ifade verdi.

Hiçbiri vekilim aleyhinde tek bir şey kullanmamıştır. Vekilim de burada herhangi bir menfaat ilişkisinin olmadığını söylemiştir. Sosyal bir iletişimleri bulunmaktadır. Tahliyesini talep ediyorum.

 

Yenidoğan Çetesi davasında  40 dk ara verildi.

Yenidoğan Çetesi davasında ara bitti.

Mahkeme heyeti yerini aldı. Sanıklar getiriliyor.

 

Sanık kürsüsüne 'suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma' ve 'kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık' suçlarını işlediği gerekçesiyle 14 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan Serdar Yüksel getirildi.

 

"KEŞKE BORÇ ALMASAYDIM"

Sanık Serdar Yüksel:

51 yaşındayım 3 çocuğum var. 7 aydır tutukluyum. Bu süre zarfında eşim çalışmamakta. Çocuklarımın geçimini ailelerim sağlamakta. Kollukta verdiğim ifadelerin büyük çoğunluğunu kabul ediyorum.

Para hususunda yanlış yönlendirdim, panik olarak davrandım suçlamamı borç ilişkisine dayandırdım. Ama keşke almasaydım.

Örgüt üyesi değilim. Örgütle alakalı herhangi bir şeyim yok.

Serdar Yüksel mikrofona üfleyerek konuştuğu için konuşması anlaşılmıyor.

Mahkeme Başkanı da uyardı.

"Ses boğuk geliyor, anlamakta güçlük çekiyorum."

Bu kez de mikrofondan uzaklaştığı için sesi izleyici tarafından duyulmuyor.

 

"MERT VE FIRAT BEYDEN PARA ALDIM"

Mahkeme Başkanı: Gıyasettin Mert Özdemir'i tanıyor musun? 

Serdar Yüksel: Evet 2-3 defa yüz yüze görüştüm. İlker beyle de Vatan'da tanıştım.

Mahkeme Başkanı: Para aldım diyorsun, parayı kimden aldın?

Serdar Yüksel: Mert Özdemir'den ve Fırat beyden aldım.

 

"KAÇ KERE PARA ALDIN"

Mahkeme Başkanı: Gıyasettin Mert'ten para aldım dedin, kaç kere oldu?

Serdar Yüksel: Hatırlamıyorum ama 10-12 defa... Hastalardan teşekkür mahiyetinde oluyor, her hasta için olmuyor.

Mahkeme Başkanı: Hastalar 112 sisteminden mi geliyor?

Serdar Yüksel: Evet, hepsi.

 

"YOĞUN BAKLIMLARI DOLDURMAK İSTİYORLAR"

Mahkeme Başkanı: İlker ve Fırat Sarı'nın Serdar Yüksel hakkındaki tapesini soruyor

İlker, 'Serdardan ses var mı' diye soruyor, Fırat Sarı da Serdar'a bu ara hastalarımız düşük diyeceğim' diyor

Serdar Yüksel: Yoğun bakımları doldurmak istediklerini biliyorum. Zaten, doğal olarak... (sesi anlaşılmıyor)

 

TEŞEKKÜR ÜCRETİ

Mahkeme Başkanı: İlker mail gibi bir şey soruyor iban olarak da değerlendirilebilir. Nedir bu?

Serdar Yüksel: Teşekkür mahiyetinde ücret ödeyeceklerdi.

 

ÇAM SAKURAYI ANLATIRKEN MAHKEME BAŞKANI MÜDAHALE ETTİ

Serdar Yüksel ÇAM SAKURA ŞEHİR HASTANESİ ile ilgili bir şey anlatırken Mahkeme Başkanı konuyu kapattı.

Mahkeme Başkanı: Sorduğum sorulara cevap verirsen...

 

"İFADE VERİRKEN PANİKLEDİM"

Mahkeme Başkanı Gıyasettin'in bir tapesini soruyor 'Serdar'a desem sana hasta başı 5 bin versem diye..'

Serdar Yüksel: Bunları hiç görmedim, hiç duymadım.

Mahkeme Başkanı: Serdar'a hasta başı para vermekle ilgili başka şeyler de geçiyor.

Hasta başı para aldın mı?

Serdar Yüksel: Hayır almadım.

Mahkeme Başkanı: Emniyette verdiğin ifadende de susma hakkını kullanmışsın.

Serdar Yüksel: Evet panikledim.

Mahkeme Başkanı: Gıyasettin Mert ile borç ilişkin var mı?

Serdar Yüksel: Yok

Mahkeme Başkanı: Sen mi istedin, o mu sana gönderdi

Serdar Yüksel: Benim hiç böyle bir talebim olmadı.

Mahkeme Başkanı: İşletmeye dahil olarak çalıştın mı?

Serdar Yüksel: İşletmenin ne olduğunu bilmiyorum.

Mahkeme Başkanı: İddianameye baktın mı, kaç gün oldu işletme denilince ne olduğunu anlamıyor musun?

 

"112'NİN HABERİ VARDI"

Hakime: 112'den seni kim arıyor?

Serdar Yüksel: O anki 112 çalışanı. 

Savcı: Senin hastaneye sevk etmelerinden 112'nin haberi var mıydı?

Serdar Yüksel: Evet, kesinlikle.

 

ÇAPRAZ SORGUDA ÇELİŞKİLİ İFADELER

Savcı: Mert, İlker ve Fırat ile bir kez görüştüm demişsin, burada birçok kez dedim hangisi doğru?

Serdar Yüksel: Birden fazla görüştüm. Yanlış söylediğimi sanmıyorum. Şu anki ifadem doğru.

Savcı: Mert'in düğünü olduğu için mi borç verdin?

Serdar Yüksel: Ben borç verdim.

Savcı: Neden borç verdin?

Serdar Yüksel: Pardon ben borç para vermedim.

Savcı: İddianameden tekrar söyleyeyim... Borç para verdim demişsin.

Serdar Yüksel: Doğru. Verdim.

Savcı: Az önce vermedim dedin.

 

SANIK, DEVLET HASTANELERİNİ DE SAYDI

SGK avukatı: İl dışından gelen hastaları hangi hastanelere sevk ediyorsun?

Serdar Yüksel: Marmara eğitim araştırma, Siyami ersek, ümraniye eğitim araştırma

Avukat: Özel hastaneler hangileri?

Serdar Yüksel: Huzur hastanesi, Medicalpark hastaneleri, 

Mert Özdemir'in çalıştığı hastaneler; Avcılar, Medilife, bir hastane daha vardı ama...

 

HASTALARIN SADECE 5 TE 1'İ YENİDOĞAN

Avukat: Tavsiye verdiğiniz hastalar sadece yeni doğan hastalarından mı oluşuyordu, başka hastalar da oluyor muydu.

Serdar Yüksel: 5 te 1'i Yenidoğan.

 

DEVLET HASTANELERİ DE VARDI

Avukat: Sadece özel hastaneler miydi,

devlete ait hastaneler de var mıydı

Serdar Yüksel: Vardı.

Avukat: Fırat Sarı'nın anlaştığı hastaneler dışında hastane var mıydı?

Serdar Yüksel: Tabi

Avukat: SGK ne ödüyor... (tam anlaşılmadı)

Devlette ne kadar veriyorsa özele de o kadar veriyor.

 

"DEVLET HASTANELERİ DE VAR"

Sanık Serdar Yüksel, İstanbul dışı ve İstanbul içi hastane sevklerinden sorumlu, çarpıcı açıklamalar yapıyor. Söyledikleri durumun sanıldığından daha da büyük olduğunu ortaya koyar nitelikte ancak çok zor anlaşılıyor. Özellikle devlet hastaneleri için söyledikleri dikkat çekici.

 

"SANIK HASTANE YÖNETİCİSİYİM DİYOR"

Gıyasettin'in avukatı 112 ile ilgili soru sordu

Mahkeme Başkanı: 112 şoförü olan Gıyasettin değil mi, keşke ona sorsaydın. Sanık hastane yöneticisiyim diyor.

 

"112 AVUKATLARI AÇIKLASIN"

Avukat: İl dışından getirilen bir hasta, Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürülecekken, örneğin Beylikdüzü Devlet Hastanesi'ne götürülüyor. Bu nasıl oluyor? 112 avukatları da burada, onlar açıklasın.

112 avukatları söz almadı.

Sanık Serdar Yüksel'in ardından Sümeyye Nur Arslan getirildi.

 

"FIRAT BEYİN ASİSTANLIĞINI YAPTIM"

Sümeyye Nur Arslan savunmasını yapıyor:

Sadece Fırat Sarı' nın asistanı olarak görev yaptım. Onun dışında örgüte hizmet ettiğimi düşünmüyorum.

Fırat Sarı sorumlu hemşire olarak Reyap hastanesine girmemi istedi. İşletmeden haberim yoktu.

2021-2022-2023'te mi çalıştın?

Sümeyye Nur Arslan: Evet

Mahkeme Başkanı: Ne zaman asistanlığını yaptın?

Sümeyye Nur Arslan: 2022-2023 ihbar sürem boyunca da Fırat beyin dediği işleri yaptım. Kaşesini falan kullanmadım.

 

"FIRAT SARI EVDE BAKIM İŞİ DE YAPMAK İSTEMİŞTİ"

Sümeyye Nur Arslan: Fırat beyin kendisinin mali müşaviri var. Telefonumda da kayıtlı. Vekaleti var bende.

Evde bakım hizmetleri gibi be bölüm var.

Fırat bey kendisinin böyle bir şey açmak istediğini söyledi. Evrak işleri için Medicence'nin evde bakım işlemleri için vekalet gerekiyordu. Bu yüzden kendisi bana vekalet vermişti. Ben bu vekaletle sadece evde bakım işleri için yaptım. Daha sonra evde bakım işinin olamayacağını söyledi. Araba ev alım satım işlemleri için de vekaletliğini yaptım.

 

"MOTİVASYON PARALARINI DOĞRU ANLATAMADILAR"

Sümeyye Nur Arslan: Fırat Sarı kime ne atacağımı söylerdi.

Mahkeme Başkanı: Medicence işlemlerini sen mi takip ediyordun?

Sümeyye Nur Arslan: Ben Medicence adına hiçbir işlem yapmadım. Sadece dediği tutarları attım. Yaptığım vekalet işlemleri söylediğim işlemler.

Mahkeme Başkanı: Medicenceden gelen paralar nedir?

Sümeyye Nur Arslan: Doğa hastanesinde çalıştığım zamandı.

Motivasyon ücretini kimse doğru düzgün anlatamadı. Hastaneler her zaman az para çok iş şeklinde çalıştırıyor. 3 hasta bakmanız gerekirken 5 kişiye bakıyorsunuz. Ben daha büyük hastaneye gideyim mesela Acıbadem'e gideyim 2 hasta bakayım diyorsunuz. Fırat bey sizin gitmenize izin vermemek için size ödeme yapıyor.

Sanık Sümeyye Nur Arslan epikriz girişini anlatıyor...

Bebeğin kilosunu yazıyorsunuz, antibiyotiklerini ve bebeğin yattığı günü yazıyorsunuz.

Gün gün bu işlemleri yapıyorsunuz. Sistem kendisi atıyor.

 

Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı, 'ekmeğimizi yedi, onu affetmeyeceğim' diyor. Nedir bu?

Sümeyye Nur Arslan: Mert'ten bahsediyor burada. Fırat bey ben başladığımda Fehmi ve Mert ile görüşmeyeceğini söylüyordu.

 

"FIRAT SARI ALDIĞI BORCU ASLA TAM GERİ ÖDEMEZDİ"

Mahkeme Başkanı: Para alışverişi nedir?

Sümeyye Nur Arslan: Fırat bey asla aldığı parayı geri vermiyordu.

Sizden 5 mi aldı asla size geriye 5 vermiyordu. 

Reya'ta çalıştığım süreçte de benim altımda tecrübeli hemşirelere de veriyorlardı.

Mahkeme Başkanı: GMZ şirketi için ne diyorsun?

Sümeyye Nur Arslan: Kendi hesabımdan böyle şeyler yapacağını bilmiyordum. Deniz Korkmaz'ın şirketten haberi vardı. Gmz şirketinin vekaleti de Hasan Basri'deydi.

Deniz Korkmaz sürekli Fırat Sarı'nın yanında olan bir insandı.

 

"FIRAT SARI HEP MEŞGUL OLUYORDU"

Fırat Sarı'nın asistanı Sümeyye Nur Arslan: 

"Ben asistan olmama rağmen çok zor ulaşılıyordum. Telefonu hep meşgul oluyordu. Kendisi de zaten kendisine ulaşmak isteyenlerin beni aramasını söylemişti. Benden önce de Hasan'ı arıyorlardı."

Mahkeme Başkanı Cansu Akyıldırım (Fırat Sarı'nın ilişkisi olan hemşire) ile olan konuşmasını soruyor.

Sanık Sümeyye Nur Arslan: Cansu kontrol ederken yanlışlar görüyor. Murat Mantuç ile ilgili bir şeydi.

Fırat bey de yoğun olduğu için beni gönderiyor. Cansu'ya diyorum ki ne var. Bari fotoğrafını at Fırat hocaya soracağım diyorum.

Murat Mantuç'tan zaten çekiniyorum çünkü ters bir adam (gülerek söylüyor)

 

"GÜNLÜK EPİKRİZ YAZILMIYORDU"

Mahkeme Başkanı: Şimdi Epikriz bilgilerinin doğru yazılmadığı, basamak değişiklikleri yapıldığı ve bilgilerin günlük yazılmayıp 30 gün sonra eklendiği iddiası var. Bu usule uygun mu? 

Sanık: Ben hiçbir yerde günlük yazıldığını görmedim, gerçekten görmedim. 3 günlük 4 günlük yazıldığı oluyordu. Bu sistemde hasta taburcu olduktan sonra yazılıyordu. Çıkan Epikriz zaten şablon bir Epikriz. Bizim hastayı görme durumumuz olmadığı için içerik hakkında bilgimiz yok.

 

"ANLAŞMALAR RESMİYDİ"

Sümeyye Nur Arslan: Fırat hocaya bu para olaylarında resmi olup olmadığını sordum.

Şirketle ilgili olan şeyde dosyaları gördüm çünkü. Kaşeli imzalı olduğunu gördüm. Fırat hocanın işletmeyle ilgili resmi bir şey olmadığını görmedim.

Mahkeme Başkanı: Hangi hastanelerle anlaşma vardı?

Sümeyye Nur Arslan: Avcılar Hastanesi, Bağcılar Medilife, Birinci hastanesi, TRG Hastanesi var, hatırlamıyorum şimdi...

 

"KENDİ YEĞENİMİ FIRAT SARI'YA GETİRDİM"

Mahkeme Başkanı: Ekleyeceğiniz bir şey var mı?

Sümeyye Nur Arslan: Fırat beyin bana söylediği şeyleri görevim olarak düşünüyordum. Birinin asistanı olrak çalıştığınızda da o ne söylerse onu yapıyorduk.

Hastalarla ilgili bir şey söylemek istiyorum.

Haberlerde çıkan şeylerden dolayı söylüyroum ben hep kendimden fedakarlık yaptım. O hemşireler çalışırken nasıl baskılarla çalıştığını bilmiyor. Bu kadar düşük ücrete rağmen kendinden fedakarlık yapıyor.

Benim kendi ikiz yeğenim vardı.

Bir tanesi çok ağır kalp hastasıydı. Çam Sakura'da doğdu. Başka hastaneye sevk edildi. Bir tanesinin durumu ağır en azından diğeri kurtaralım diye Reyap hastanesine Fırat hocaya getirdim. Öyle bir şeyini görsem hastalarla ilgili ben kendi yeğenimi götürmezdim.

 

"BAKTIĞIM BEBEKLERİN AİLELERİ BANA TAKI TAKTI"

Fırat Sarı'nın asistanı Sümeyye Nur Arslan: Ben bu suçları kabul etmiyorum. Emanet gibi gördüm bebekleri. Ben adli kontrol sürecinde evlendim. Benim baktığım bebeklerin aileleri bana gelip takı taktı.

Savcı: Halime bebek olayı var. Fırat Sarı 'siz bir şey yapmayın, ben halledeceğim' diyor. Çorlu'ya gittin mi?

Sümeyye Nur Arslan: Ben bilmiyorum ben o hastanete gitmedim.

Sanık müdafi: sümeyyeler karıştırılıyor olabilir.

Savcı: Hayır.

Sümeyye Nur Arslan: Ben o hastaneye gittim ama o bebekle ilgili hastaneye gitmedim. 

Savcı: Hangi tarihte gittin?

Sanık müdafi: dosyada bununla ilgili bir şey yok.

Savcı: Sanık kendi gittim dedi.

Sümeyye Nur Arslan: Ben çok öncesinde gitmiştim. Asistan olmadan önce.

"FIRAT SARI'NIN 400 BİN TL GELİRİ VAR NEDEN BORÇ VERDİNİZ?"

 

"BANA 150 BIN TL BORCU VAR"

Savcı: Fırat Sarı, "400 bin TL gelirim var." diyor. Peki, bu kadar geliri olmasına rağmen sizden neden para istiyor?

Sümeyye Nur Arslan: Ben asistanken borç vermemiştim. Ama sonrasında sadece o 20 bin TL'yi değil, daha fazlasını da verdim. Herkesin ortasında, "Sende para vardır, versene" diyordu. 1-3-5 ne olsa alıyordu.

Savcı: Fırat Sarı'nın iki şirketi ve bir sürü işletmesi olduğunu söylüyorsunuz. O zaman neden ufak miktarlarda sizden borç alıyor?

Sümeyye Nur Arslan: Bunu biz de sorguluyorduk ama birlikte çalıştığımız için bir samimiyet oluşuyordu. O anlık bir şeydi. Zaten bunu hiçbir zaman ihtiyacı var diye düşünmedim.

Sümeyye Nur Arslan: Şu an tutuklu. Ama bana hâlâ 150 bin TL borcu var.

Mehtap'dan da altın aldığını biliyorum.

 

SAĞLIK BAKANLIĞI VEKİLİ: DOSYALAR NASIL DIŞARI ÇIKARTILDI?

Sağlık Bakanlığı avukatı: Hasta dosyalarının hasta dışına dijital sağlık verilerinin 3. kişilerle paylaşılması yasak.

Bu dosyaları hastane dışına kim çıkardı, ne amaçla çıkardı?

İtiraz edildi.

Mahkeme başkanı sorulmasına karar verdi.

Sümeyye Nur Arslan: Kaşesi olduğunu gördüğüm için yasak olduğunu, suç olduğunu bilmiyorum. Fırat Beye getirilmesinin yasak olduğunu bilmiyordum. 

İtiraz edildi: Dosyaların  dışarı çıkartılmasıyla ilgili Dosyada kvkk yönünde bir suç yok o yüzden itiraz ediyoruz. 

Mahkeme Başkanı soru sorulmamasına karar verildi.

“FIRAT SARI’NIN 400 BİN TL GELİRİ VAR NEDEN BORÇ VERDİNİZ?”

“BANA 150 BİN TL BORCU VAR”

Savcı: Fırat Sarı, “400 bin TL gelirim var.” diyor. Peki, bu kadar geliri olmasına rağmen sizden neden para istiyor?

Sümeyye Nur Arslan: Ben asistanken borç vermemiştim. Ama sonrasında sadece o 20 bin TL’yi değil, daha fazlasını da verdim. Herkesin ortasında, “Sende para vardır, versene” diyordu. 1-3-5 ne olsa alıyordu.

Savcı: Fırat Sarı’nın iki şirketi ve bir sürü işletmesi olduğunu söylüyorsunuz. O zaman neden ufak miktarlarda sizden borç alıyor?

Sümeyye Nur Arslan: Bunu biz de sorguluyorduk ama birlikte çalıştığımız için bir samimiyet oluşuyordu. O anlık bir şeydi. Zaten bunu hiçbir zaman ihtiyacı var diye düşünmedim.

Sümeyye Nur Arslan: Şu an tutuklu. Ama bana hâlâ 150 bin TL borcu var.

Mehtap’dan da altın aldığını biliyorum.

Yenidoğan Çetesi davasında 20 dk ara verildi. Aradan sonra Tuğçe Toptemel sanık kürsüsüne getirilecek.

Soruşturmayı yürüten Savcı Yavuz Engin’in tehdit edilmesine neden olan tutuklu hemşire Tuğçe Toptemel kürsüye getirildi.

“KENDİSİNİ DOKTOR OLARAK TANITIRDI”

Sanık Tuğçe Toptemel: 

Öncelikle yakınlarını kaybedenlere başsağlığı diliyorum.

1 buçuk yıldır gece vardiyası şefi olarak çalışıyorum.

Gece doktorumuz olmuyordu.

Hakan Doğukan Taşçı’nın kendisini doktor olarak tanıtıyordu. Aileler ‘neden doktor yok’ diye sorarlardı, hemşire olarak bize sorarlardı hep. Biz de mahcup duruma düşüyorduk.

“BEBEĞİN KALBİNİ HİSSEMEDİĞİMİ SÖYLEDİM”

Sanık Tuğçe Toptemel: Opera bebekle ilgili yaşadığı süreci anlatıyor.

Olayın yaşandığı gün benim mesai saatim akşam 8’e kadardı. Monitör öttü, kalbinin yavaşladığını gördüm. Bu esnada Gizem hemşire de yanımdaydı. Narkotik ilaçlar verilmişti, bu ilaçlar bebeği sersemleten ilaçlardır. Gündüz hemşireler tarafından hazırlanmış. Hakan Doğukan Taşçı’yı aradım, benden bebeğin videosunu istedi. Ben de videosunu, monitörün görüntüsünü de attım. Kalbini hissedemiyorum dedim. 

6 aylık bebek olduğu için kalbini hissedemediğimi söyledi. Ben de tam tersi olmaz mı dedim.O da hayır daha yavaş atar dedi.

“6 AYLIK BEBEK YENİDOĞAN’DA OLMAZ DEDİM”

Sanık Tuğçe Toptemel: 

Bebeğe 3 kalp masajı yaptım.

Bebeğin nabzını kontrol ettim. Bir yandan kan gazı almaya çalıştım.

Kan gazı almamın sebebi bebeğin durumunun kötü olduğuna dair elimde bir kağıt olması nedeniyledir. Ama kan gazı alamadım.

Bebeğin kalbini hissedemiyorum, duyamıyorum diye defalarca söyledim.

6 aylık bebeğin yenidoğanda olmaması gerektiğini söyledim. Bana Hakan Doğukan Taşçı ve Fırat Sarı’nın getirdiğini söylediler ben de bir şey diyemedim.

“BEBEĞİ ÖLDÜRMÜŞSÜN DEDİ”

Mahkeme Başkanı: Bebek size nasıl geldi?

Tuğçe Toptemel: Öğlen 4 gibi Beylikdüzü Medilife Hastanesi’nden geldi. Bize herhangi bir bilgi verilmedi. Doktor ve hemşireler bilgi paylaşmadı.

Mahkeme Başkanı: Tapelerde, Doğukan’ın “Bebeğin nasıl öldüğünü fark etmesinler” dediği geçiyor.

Sanık: Bu ifadeyi kabul etmiyorum. “Bebeğin ölümünü geç fark etti” şeklindeki beyanlar yalan. Eğer bu doğru olsaydı diğer entübe hastalar da hayatını kaybederdi. Monitör yanlış ölçüm yapıyordu.

Ben bebeği yaşar şekilde teslim ediyorum. 2 saat sonra beni arayıp "Bebeği öldürmüşsünüz" diyorlar. Kendilerini defalarca aradığımı söylemiştim.  

Mahkeme Başkanı: Bebeğin durumu ne zaman kötüleşti?  

Tuğçe Toptemel: 07.45’te kötüleşti. Kalbini duyamadım. Emin olunca Hakan Doğukan Taşçı’yı arıyorum. Bana, "Bebek 6 aylık, kalbini hissedemezsin" diyordu.

Mahkeme Başkanı: Epikriz hakkında ne diyorsun?  

Tuğçe Toptemel: Ben hiç yazmadım, nasıl yazıldığını da bilmem. Epikriz doktor tarafından yazılır.

“KEŞKE ALMASAYDIM ZATEN BÜYÜK PARALAR DEĞİLDİ”

Mahkeme Başkan: Şirket hastanesi miydi?

 Sanık: Evet.

Mahkeme Başkanı: Sen şirkete mi çalışıyorsun?

Sanık: Benim maaşım hastaneden yatıyor. 25 bin lira alıyorum. Sigortalı çalışıyorum. Fırat,  Doğukan’a verirdi. Doğukan da  bin - bin 500 bin lira para verirdi. Böyle bir şey olduğunu bilseydim almazdım, zaten çok büyük paralar da değildi. Hiçbir işbirliğim yoktur ben zaten.

Mahkeme Başkanı: İşletmeden dolayı gelen bir para mı?

Sanık: Evet

Mahkeme Başkanı: Hastanede doktor olmuyor muydu?

Sanık: Gece doktor olmuyordu.

Mahkeme Başkanı: Gece hemşirelere mi kalıyordu hastane?

Sanık: Yenidoğanda olmuyordu doktor.

Cansu dönemindeyken hep Fırat hocayla iletişime geçerdik.

Mahkeme Başkanı: Hakan Doğukan dönemini soruyorum

Sanık: Doğukan döneminde hep onun talimatına göre hareket ettik.

Mahkeme Başkanı: Hastanede doktor olmuyor muydu?

Sanık: Gece doktor olmuyordu.

Mahkeme Başkanı: Gece hemşirelere mi kalıyordu hastane?

Sanık: Yenidoğanda olmuyordu doktor.

Cansu dönemindeyken hep Fırat hocayla iletişime geçerdik.

Mahkeme Başkanı: Hakan Doğukan dönemini soruyorum

Sanık: Doğukan döneminde hep onun talimatına göre hareket ettik.

“ÖLDÜR DESE ÖLDÜRECEK MİSİN?”

Savcı: Neden Hakan Doğukan’ı doktor olarak tanıtıyorsun aileye?

Sanık: Biz talimatlara uyarak çalışıyorduk hemşireler olarak.

Savcı: Genel bir ilkedir. Suç olan bir şeyi yapmamak. Çocuğu öldür dese öldürecek misin, talimatın bir sınırı vardır. Bunu yapmaman lazım, suç olduğunu bilmen lazım.

Sanık: Ben her talimata uymadığımı söyledim. Müdahale etme demesine rağmen müdahale ettim.

“MALZEME HEP EKSİKTİ”

Sanık: Bebeğin durumu kötüleşince 2 monitöre bağladım ama birinde proplar yoktu. 

Savcı:Malzeme eksikliği mi vardı?

Sanık: Evet

Savcı: Bunların hepsinden hastane yönetiminin haberi var mıydı? 

Sanık: Bilmiyorum, bilgisi olsa gece doktoru koyarlardı diye biliyorum.

Savcı: Gece doktor yok, malzeme yok. Bunlar ciddi sorunlar. 10 yıllık bir hemşire olarak ciddiye alıp önemsemedin mi? Yönetime bildirmedin mi?

Sanık: Malzeme eksikliği bizde her zaman olurdu. Bunu biz sorumlu hemşireye söyledik. Hep onunla iletişime geçerdik. Yönetime hiçbir zaman çıkmadık. 

Savcı: Bu konuyla alakalı hiç irtibatın olmadı yani?

Sanık: Yok olmadı.

“BENİ SUSTURDULAR”

Avukat: Vicdanen rahatım diyorsun, bebek öldükten sonra suç duyurusunda bulunmadın mı?  

Soruya itiraz edildi.

Mahkeme Başkanı: İtirazı kabul edilmedi.  

Tuğçe Toptemel: Şikayette bulunmadım. Bizde çocuk yoktu, hiçbir zaman da olmadı. Bu Opera bebeğe bağlı bir durum değil, ölümler maalesef oluyordu. Ama Opera bebek 6 aylık olduğu bu beklemediğimiz bir ölümdü. Doktor olmadığı için beni susturdular, susmak zorunda kaldım.

“HASTANENİN HABERİ YOK MUYDU”

SGK avukatı: Hastane yönetimi burada hiç doktor yok demiyor mu? Bu hastanenin haberi yok mu?

Sanık: Yönetimle alakalı bir bilgim yoktur. Habeleri vardır. Ama haberleri olsa doktor getirirlerdi herhalde.

SGK avukatı: Hiç yönetime haber vermediniz mi?

Sanık: Yönetime haber vermek benim görevim değil beyefendi.

SGK avukatı: Haber verseydiniz, belki başka doktor müdahale ederdi.

Sanık: 10 senelik yenidoğan hemşiresiyim. Hiçbir zaman başka doktorun yenidoğana gelip müdahale ettiğini görmedim.

HASTANEDE OLMAYAN DOKTORUN KAŞESİ BASILIYORDU

Sanık Şehmus Çelik’in avukatı: Opera bebek hangi doktor teslim aldı?

Sanık: Fırat Sarı bana hemşireler Fırat Sarı ve Doğukan Taşçı dediler ama Şehmus Çelik’in kaşesi vardı.

Sanık Çelik’in avukatı: Hasta kabul belgesinde kimin kaşesi var?

Sanık: Şehmus Çelik’in kaşesi diye biliyorum.

Çelik’in avukatı: Biliyor musunuz, duydunuz mu?

Hatırlamıyorum beyefendi 1 sene geçti. Şehmus Çelik’in kaşesi basılıyordu.

Şehmuz Çelik’in avukatına diğer avukatlar itiraz etti. Sanığın oraya gelerek avukatı üzerinden baskı yaptığı ifade edildi.

O sırada Şehmuz çelik el kaldırdı.

Avukatlar Çelik’in avukatına itiraz etti: Vekillikten daha çok aracılık yapıyor

AVUKATLA SANIK ARASINDA TARTIŞMA

Hakan Doğukan Taşçı’nın avukatı: Bebek soğuk ve haraketsiz olduğu için kan gazı alamadım diyorsun. Peki Hakan Doğukan Taşçı’ya neden söylemiyorsunuz.

Sanık: Çünkü o sırada müdahale ediyordum. Alan zaten soğuktu. 

Hakan Doğukan Taşçı’nın avukatı: Neden kan gazı alamadınız?

Sanık: Bebek 6 buçuk kiloydu zaten yenidoğuma uygun değil.

(Sanık Tuğçe Toptemel sinirlendi. Konuşmalar tartışma tonunda ilerliyor)

Hakan Doğukan Taşçı’nın avukatı: Yarenle muhabbet mi ettiniz 1 buçuk saat

Savcı: bu soruya itiraz ediyoruz yönlendirmeye giriyor. 

Savcı (sanığa dönerek) : Sen de polemiğe girme. Cevap vereceksen ver, polemiğe girme.

Mahkeme Başkanı: Dosyadan çıktık, tıp tartışmasına geçtik.

Sanık Hakan Doğukan Taşçı, sanık Tuğçe Toptemel’e sordu:

Hakan Doğukan Taşçı:  Tuğçe, bana defalarca ‘Bebek için bir şey yapayım mı?’diye sorduğunu söylüyorsun. Ancak ben defalarca hastanın durumunu sormama rağmen bana ‘Bir şey yok’ dedin. Hasta öldükten 2 saat sonra bebeğin kustuğunu söylüyorsun. Neden? 

Tuğçe Toptemel: Ben aspire etmiş olabilir diyorum, sen de ‘Etmemişsin’ diyorsun. Ben sadece burada fikir olarak sunuyorum.

Yenidoğan Çetesi davasının 4. günü de bitti. Duruşma yarın 09.30’da 112 Acil Ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’in savunmasıyla başlayacak.


Haber Kaynağı : 12punto

yenidoğan yenidoğan bebek yenidoğan bebekler Yenidoğan çetesi