Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
34,9385
Dolar
Arrow
32,5064
İngiliz Sterlini
Arrow
40,8451
Altın
Arrow
2441,0000
BIST
Arrow
10.087

12punto anbean takipteydi: Sinan Ateş davasında ikinci gün sona erdi

Türkiye'de uzun süredir merakla beklediği Sinan Ateş davasının ikinci günü sona erdi. Dava yarın sabah saat 9.00'da kaldığı yerden devam edecek. . 12punto davayı anbean duruşma salonundan takip etti.

12punto anbean takipteydi: Sinan Ateş davasında ikinci gün sona erdi

Türkiye'nin merakla beklediği Sinan Ateş davasında ilk oturum dün tamamlandı.

Dava bugün saat 09.00'dan itibaren görülmeye başlandı. Duruşma yarın saat 9.00'da kaldığı yerden devam edecek.

Gazeteci ve 12punto.com.tr yazarı Müyesser Yıldız davadaki gelişmeleri dakika dakika aktardı

Sinan Ateş davasının ikinci günü sona erdi. Dava yarın kaldığı yerden devam edecek.

Mahkeme Başkanı duruşmaya polisler hakkında işlem başlatıldığını duyurarak başladı.

Mahkeme Başkanı, Sinan Ateş ailesinin avukatı Ali Yücel’in duruşma salonunda insicamı bozduğu ve dışarı çıkarılması hakkında polislere talimat verildiğini fakat polislerin talimatı yerine getirmediğini söyledi. 

Görevini yerine getirmeyen polisler hakkında tutanak tutulduğu ve dosyaya eklendiğini belirtti.

Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş ise Serdar Öktem’in ifadesine istinaden sosyal medya hesabı üzerinden paylaşımda bulundu.

"Kurdukları darağacını un ufak ederiz, o urganı dişlerimizle parçalarız!"

Tutukluların 19 ay sonra aklına gelen hikâyelerle, gaipten duydukları seslerle soruşturmanın seyrinin değiştirilmeye çalışıldığını ve bu yolla, soruşturmanın derinleşmesini sağlayan emniyetin, adaletin şerefli mensuplarının boynuna takılmak için urgan hazırlandığını, darağacının çoktan kurulduğunu endişe içinde müşahede ediyoruz.

Bilsinler ki kurdukları darağacını un ufak ederiz, o urganı dişlerimizle parçalarız!

Bu kumpas tiyatrosunu başlarına yıkacağız, beklesinler!

Ne devletten büyükler ne milletten ne de adaletten!

Öğrenecekler.

Emniyet Müdürü’nü çağıran Mahkeme Başkanı emrini yerine getirmeyen polisler halkında tutanak tutulmasını istedi. “Kimden korkuyorsun, devletin gücünü göstermekten aciz misiniz?” dedi. 

Sinan Ateş ailesinin avukatı Ali Yücel’in sanıklardan Serdar Öktem’e sorusunun ardından duruşmaya ara verildi.

Mahkeme Başkanı çıkan tartışma sonucu Sinan Ateş ailesinin avukatı ve Sinan Ateş’in yakın arkadaşı Ali Yücel’in dışarı çıkartılması talimatını verdi. 

Mahkeme salonunda gerginlik çıktı. 

Müştekilerin tepki göstermesi üzerine Ali Yücel salonda kaldı. Ancak mahkeme başkanı müşteki tarafında kendisine tepki gösteren iki kişiyi dışarı çıkarttı. Mahkeme Başkanı emrini tekrarlatan polislere sert tepki gösterdi. Sicil numaralarını istedi.

Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Sincan Cezaevi yerleşkeşindeki duruşma salonunda görülen davanın bugünkü ikinci celsesinde suikastı organize eden Doğukan Çep, salona getirildiğinde gazetecilerin bulunduğu bölüme bakıp kafasını sallayarak bir şeyler söyledi.

Duruşma başladığında da bir sanık avukatı, siyasilerin müştekilerle oturmasını eleştirip bunun taraflar üzerinde baskı oluşturduğunu belirtti. Mahkeme Başkanı, avukata şu karşılığı verdi:

“Tarafların güvenliği için öyle bir düzenleme yapıldı. Bunun altında bir şey aramayın. O tarafta, bu tarafta kimin olduğunun bize hiçbir etkisi yok. Kim gelirse gelsin bizi ilgilendirmiyor.”

Bugün savunmasını yapan ilk isim, tetikçi Eray Özyağcı’yı Ankara’ya getirdiği söylenen polislerden Murat Can Çolak yaptı.

Polis arkadaşı Aşkın Mert Gelenbey’in isteği üzerine Ankara’ya gittiğini, Eray Özyağcı’yı tanımadığını öne süren Çolak, “Aşkın Mert Gelenbey’e ‘Bu kim, neyin nesi?’ diye sordum. Arkadaşı olduğunu, herhangi bır sıkıntı olmadığını söyledi. Arabada içtiğim için çoğunlukla uyudum.” dedi

Müşteki Ayşe Ateş’in avukatı Süleyman Bülbül’ün Murat Can Çolak’a yönelttiği, “Araması olan birisini şerefli Türk polisi nasıl taşır?” şeklindeki soruya Mahkeme Başkanı ve sanık avkatları tepki gösterdi. Murat Can Çolak, bu soruya, “Ben adamın ismini bilmiyorum, yakalaması olduğunu nereden bileyim?” diye cevapladı.

“OLCAY KILAVUZ BU İŞİN NERESİNDE?”

Savunma yapan ikinci sanık, Doğukan Çep’in cezaevi arkadaşı Ufuk Köktürk ise özetle şunları anlattı:

“Olaydan iki-üç gün önce Doğukan Çep arayıp borç istedi. Üzerimde para yoktu, bir arkadaşımdan istedim. O da Doğukan’ın verdiği IBAN’a gönderdi. Olaydan bir gün önce de Doğukan yine aradı, ‘Zor durumdayım, hakkını helal et, Pazartesi vereceğim.’ dedi. Ben sıkıntıdaydım. Arkadaşım Mehmet Ali yanımdaydı, ona sordum. Hesabına baktı, 4 bin lirası varmış. Doğukan’dan IBAN istedım, ama Mehmet Ali gönderemedi. Allah’tan gönderememiş, yoksa o da burada olacaktı. Gönderemeyınce parayı çekip bana nakit olarak verdi. Ben de eşime IBAN’ı üzerinden gönderttim. Tutuklanmamın sebebi bu parayı göndermem değil. 2013’te cinayetten yatmış biriyim; nasıl olur da doğum yapmak üzere olan eşim üzerinden gönderirim? Ayrıca Doğukan Çep’le yüz yüze görüşme imkanım var, elden de verebilirdim. Zaten Savcı da bana, ‘Tek handikapın böyle biriyle arkadaş olman.’ dedi. Suçum, MHP İl Başkanlığında resim çektirmişim, 3 hilalli resmim var. ‘Bunu ne zaman çektirdin? Olcay Kılavuz bu işin neresinde? MHP mi yaptırdı?’ diye sordular. Bu soruşturmayı yapanlara hakkımı helal etmiyorum. Allah’ından da bulacaklarını düşünüyorum. Sırf MHP’de çektirdiğim fotoğraf için buradayım. Yavuz Selim Demirağ’ı tanırım. Çok namuslu haberler yapardı. Ama daha ben tutuklanmadan, 100 bin lira gönderdiğimi söyledi.”

CİNAYETTEN 3 GÜN ÖNCE POLİSLERLE GİDECEĞİNİ SÖYLEMİŞ

Eray Özyağcı ve iki polisin birlikte Ankara’ya geldiği arabanın kiralandığı otoparkın sahibi Mustafa Uzunlar da şu dikkat çekici ifadeleri kullandı:

“27 Aralık’ta Doğukan Çep geldi, Ankara’ya gidip gelmek için araç istedi. Hiç araba kullandığını görmediğim ve ehliyeti olmadığı için vermek istemedim. ‘Polis arkadaşlarla düğün tebriğine gıdeceğiz.’ dedi. Polislerle gideceği için kabul ettim. Aracın günlüğü 2 bin liraydı, elden verdi. İndirim yapıp 500 lirayı iade ettim. Gidecekleri gün, ‘Sen niye gitmedin?’ diye sordum. ‘Arkadaşlar gidip gelecek.’ dedi. Neticede ‘Polislere veriyorum, ne olur ki?’ diye dùşündüm. Beni kandırdığı için Dogukan Çep’ten şikayetçiyim.”

Sanıklardan Osman Bayraktar’ın savunmasından sonra duruşmaya yarım saat ara verildi. Doğukan Çep salondan götürülürken gazetecilere bu defa da öpücük gönderdi.

Verilen aranın ardından tetikçi Eray Özyağcı’yı kaçıran Vedat Balkaya’nın kullandığı motorsikleti satan Mehmet Yüce savunmasını yaptı. Sosyal medyada verdiği ilandan sonra Vedat Balkaya’nın gelip motorlardan birisini beğendiğini, ama bazı eksikleri olduğu için birkaç gün sonra teslim edebileceğini söylediğini anlattı. Vedat Balkaya ile 50 bin lirası peşin 80 bin liraya anlaştıklarını belirten Yüce, “Bu kadar. Sonrasında tutuklandım. Doğukan Çep’i, Eray Özyağcı’yı tanımıyorum.” dedi.

Sanıklardan eski MİT çalışanı Çağlar Zorlu ise soruşturma savcıları Durdu Özer ve Durmuş Ali Kaya’ya hakkını haram ettiğini bildirdikten sonra Aytaç Ataç’ın kafesinde tanıştığı Tolgahan Demirbaş’a Sinan Ateş’in adresi diye verdiği adreslerin uydurma olduğunu, bu uydurma adres yazışmaları dışında sanıklarla hiçbir bağlantısı olmadığını öne sürdü. Zorlu şu iddialarda da bulundu:

“Temmuz 2015’e kadar MİT’teydim. Sonra kendi isteğimle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na geçtim, halen oradayım. Bu dosyaya renk katmak için getirildim. Durdu Özer ve Durmuş Ali Kaya’nın, ‘Burada MİT’çi var. Buradan Hakan Fidan’a, oradan birilerine uzanırız.’ diye yarattığı şablon. ‘Ben MİT’çi değilim. MİT’e sorun.’ dedim. ‘Uğraştırma. Ben MİT’le ne uğraşacağım?’ cevabını verdi. Kalemim kırılmış, ağzımla kuş tutsam da buraya gelecekmişim.”

Bir müşteki avukatı, Çağlar Zorlu’ya Tolgahan Demirbaş’a niye yalan söylediğini sordu. Zorlu, “Yalan söyleyip söylemediğime sen karar veremezsin.” karşılığıni verdi. Avukat, adreslerin uydurma olduğunu kendisinin söylediğini hatırlatıp, “Hava atmak için mi?” diye sorunca da Çağlar Zorlu, “Neyin havasını atacağım ya? Sen hava atıyorsun.” diye konuştu.

Sanıklardan Avukat Serdar Öktem’in savunması sırasında salon karıştı. Müşteki avukatlarından Şeyda Şahin’in sorularına sanık avukatları tepki gösterince tartışma yaşandı. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı şöyle tepki gösterdi:

“Atışmayın, atarım dışarı. Her iki taraf için de söylüyorum. Avukatı (Ayşe Ateş’in avukatı Ali Yücel’i kastederek) dışarı çıkarın. Kolluk görevlileri çıkarın. (görevliler müdahale etmeyip diğer avukatlar masalara vurarak protesto edince) Bir daha müdahale etmeyecekseniz oturun. Devam ediyorsanız çıkın. Bak o taraf susuyor. Ağzınıza hakim olamıyorsanız çıkın. Gözlüklü, bıyıklı avukat; kolluk, görevinizi yapın. Dışarı çıkarmayan kolluk görevlileri kim?”

Müşteki bölümünde oturan Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır’ın da tartışmalara dahil olması üzerine daha da hiddetlenen Mahkeme Başkanı şöyle devam etti:

“Sen de çık dışarı. Polisler, ne yapıyorsunuz siz? O polisler kimse onları da istiyorum. Kolluk amirleri buraya gelsin. Sicillerini istiyorum. Beni burada bas bas bağırttılar. Ben on defa bağırmak zorunda değilim Müdür Bey. Neden çekiniyorsunuz, neden korkuyorsunuz? Emri ben vermişim. Devletin gücünü göstermekten, yasayı uygulamaktan bu kadar aciz misiniz?.. Ben bu yargılamayı yapar, yürütür, savunmaları alırım. Müvekkillerinize bir şey ispat edeceğim diye şova gerek yok. Ben de avukatlık yaptığım için kafanızdan ne geçtiğini iyi bilirim.”

Yaşananlardan sonra duruşmaya öğlen arası verildi.

MHP ÜYESİYİM ŞEREF DUYUYORUM

Sanık Avukat Serdar Öktem olaylar öncesinde yaptığı savunmada savcılar Durdu Özer ve Durmuş Ali Kaya’yı suçlayıp bunu bir camiaya maletmek için yaptıklarını öne sürdü.

Savcı’nın ilk sorusunun, “MHP üyesi misin?” olduğunu belirten Öktem, “Evet, MHP üyesiyim. Onur ve şeref duyuyorum. Niye soruyorsunuz?” dediğini kaydetti.

Hakkında bölücüler, hainler ve FETÖ’cüler tarafından algı yürütüldüğünü iddia eden Öktem, telefonunun şifresini vermemesiyle ilgili olarak da şu açıklamayı yaptı:

“Kovid geçirdiğim için hatırlamadım, ama ‘Bir yere yazdım, bulabilirim.’ dediğim halde bunu kayıtlara geçirmediler.”

Bunun üzerine Mahkeme Başkanı, şimdi şifreyi hatırlayıp hatırlamadığını sordu. Ökten, “Hayır.” derken, Avukatlık Kanunu’nun 36’ncı maddesine de işaret etti.

Savunmasının devamında bir kez daha savcılar Durdu Özer ve Durmuş Ali Kaya’yı suçlayan Öktem, “Savcılık yapmadılar, savuculuk yaptılar. Olayı mensubu olduğum camiaya yıkmak için bana 18 aydır zulmediyorlar.” dedi.

Öktem, bir sanık avukatının, “Ülkü Ocakları ile ilginiz var mı?” sorusuna, “Ülkücü olmaktan şeref duyuyorum. O camiaya mensup olduğum için gurur duyuyorum.” karşılığını verirken, Sinan Ateş’i tanıyıp tanımadığına ilişkin soruyu, “Ne iletişimim ne tanışıklığım ne tokalaşmışlığım var. Ülkü Ocakları Başkanlığı yapmasa varlığından bile habersizim.”

Bu ifadelerden sonra Ateş Ailesi’nin avukatı Şeyda Şahin, Öktem’in telefon şifresini hatırlamamasına işaretle, “Hatırlasaydınız verir miydiniz?” diye sordu. Öktem, bir kez daha Avukatlık Kanunu’ndan söz etti. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı, “‘Yasa gereği vermezdim.’ diyor. Vermek istemiyor veya gerçekten hatırlamıyor. Bunun takdiri bize ait.” açıklamasını yaptı.

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünün başlangıcında Mahkeme Başkanı, Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı M.D.’nin kendisi de dahil olmak üzere avukatları dışarıya çıkarmayan polisler hakkında düzenlenen tutanağın mahkemeye teslim edildiğini söyledi.

Sanıklardan Caner Güney taksici olduğunu, olay gecesi Suat Kurt’u Şile’ye götürdüğünü, ertesi gece gelip kendisini alan polislere Kurt’u nereye bıraktığını söylediği halde sabaha kadar dövüldüğünü anlatıp, “Polisler Şile’deki adresi ve diğer adresleri bulamadı, ben götürdüm.” dedi.

ARABA MHP’YE AİT

Cinayet akşamı Tolgahan Demirbaş’la İstanbul’a giden Ülkü Ocakları yöneticisi Emre Yüksel, sanık avukatlarının sorusu üzerine kullandıkları araçla ilgili şunları söyledi:

“06 AT 5021 plakalı araç MHP’ye ait. Araç Ülkü Ocaklarına tahsisli. Ben de Ülkü Ocaklarında görevli olduğum için kullanabilirim.”

Sanık avukatları, bu soruya, “davayla ilgili kurumların konuya dahil edilmek istendiği” gerekçesiyle karşı çıkarken, Ateş Ailesi’nin avukatı Ali Yücel’in diğer bazı arabalara ilişkin sorusuna da Mahkeme Başkanı, “dosya kapsamında olmayan başka şahıslarla ilgili olduğu” gerekçesiyle izin vermedi.

Av. Süleyman Kavak’ın, “Bedava kullanmak için mi kendi arabanızla değil de Ülkü Ocakları’nın aracıyla gittiniz?” şeklindeki sorusu üzerine de Emre Yüksel şöyle konuştu:

“Bizim bedavayla işimiz yok. Uzun yolda konfor sebebiyle. Ayrıca Ülkü Ocaklarına tahsisli araç tüm Ocaklılar için anasının ak sütü gibi helaldir.”

09.00 Duruşma ikinci gününde başladı. 

MAHKEMEDE 'BOLU' ENGELİ

Ayrıca, Sinan Ateş cinayetine ilişkin yeni bilgiler ortaya çıktı.

DW Türkçe'den Alican Uludağ'ın aktardığına göre; Dosyanın tutuklu şüphelisi Serdar Öktem'in kullandığı belirtilen aracın, tetikçinin geçici olarak bırakıldığı Bolu'da trafikte MHP'li vekilin babasına ait araçla peş peşe giderken kamera görüntüsü ortaya çıktı.

Tetikçi Eray Özyağcı'nın cinayetten 3 gün önce Ankara'da götürüldüğü bölgeye Tolgahan Demirbaş'ın da aynı gün gittiği tespit edildi.

Ayşe Ateş'in avukatı Ali Yücel, Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Emre Yüksel'e Tolgahan Demirbaş ile Bolu'ya geldikleri sırada iki ayrı aracın PTS'ye takıldığını, bu araçlardan birinin İsmail Akgül'ün kullanımında olduğunu tespit ettiklerini belirterek soru sormak istedi. 

Ancak mahkeme başkanı, bu kişinin yargılama ile ilgisinin bulunmadığını belirterek soru sormasına izin vermedi.

12punto'dan Ersin Eroğlu, mahkemedeki "Bolu" sorusuna dikkat çekti. Eroğlu, "Ateş ailesinin avukatı Ali Yücel, Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Emre Yüksel'e Bolu’da iki ayrı aracın PTS'ye takıldığını, bu araçlardan birinin İsmail Akgül'ün kullanımında olduğunu tespit ettiklerini belirterek soru sormak istedi" ifadelerini kullanarak şunları aktardı:

"Mahkeme başkanı, sorunun dava kapsamında olmadığını belirterek soru sormasına izin vermedi.

Ali Yücel dava dosyasına giren raporun dava kapsamında olduğunu ve soru sormalarının engellendiğini söyledi.

Bolu meselesi ve Bolu’da yolu kesişenler gündeme gelince müdahale ediliyor…"

AYŞE ATEŞ: 'ÇÖKEN SAVUNMALAR'

Dünkü duruşmada sanıkların çelişkili ifadelerine dikkat çeken Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş sosyal medyadan yaptığı paylaşımda şunları aktardı:

DÜNKÜ DURUŞMADA SESSİZ SESSİZ ÇÖKEN SAVUNMALAR

“PANKART ASACAKTIK” SAVUNMASININ ÇÖKÜŞÜ

Tolgahan Demirbaş: Biz Mersin’deki olayla ilgili pankart asacaktık. Sinan Ateş’in evinin konum bilgilerini o yüzden talep etmiş olabilirim.

Avukatlarımız: Mersin’de Çağrı Ünel'e yapılan saldırı olayı 15 Mart tarihinde gerçekleşti ama sizin bu bilgileri isteme tarihiniz 10 Mart. Bu konuda ne söylemek istersiniz?

Tolgahan Demirbaş: Sessizlik.

Avukat Ali Yücel: Peki, sistemden benim aracımın plakasını neden arattınız? Benim evimin önüne de mi pankart asacaktınız?

Tolgahan Demirbaş: Sessizlik.

Avukatlarımız: Ayşe Ateş’in kimlik bilgilerini neden arattınız?

Tolgahan Demirbaş: Sessizlik

KİŞİSEL HUSUMETİN ÇÖKÜŞÜ

Doğukan Çep: Sinan Ateş’e Yargıtay’daki dosyamı çözmesi için 650 bin TL verdim ama çözmedi. Paramı da geri vermedi. Bu yüzden ayaklarına sıkmaya karar verdim.

Avukatlarımız: Bahsettiğiniz dönemde Yargıtay tarafından zaten onanmış olan dosyanızda Sinan Ateş size nasıl bir yardımda bulunacaktı?

Doğukan Çep: Sessizlik…

Allah hiç kimseyi kapı kapı, kanal kanal gezip kiralık katillere 19 ay sonra ezberletilmiş beyanlarla müdafaa yapacak kadar aciz duruma düşürmesin."

DAVAYA KİMLER KATILDI?

Dünkü duruşmaya tutuklu sanıklar ve avukatları davanın müştekisi Selman Bozkurt ile Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş de katıldı. 

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yanı sıra, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, İYi Parti Genel Başkanı Musavat Dervişoğlu , Sinan Oğan salonda yer aldı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinden sadece avukatların duruşmaya katılacağını açıklamıştı. Ancak Mahkeme Heyeti, MHP'nin talebini, "suçtan zarar görmedikleri gerekçesiyle" reddetti. 

DAVANIN GEÇMİŞİ

Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi, 26 Nisan'da sadece 22 tutuklu sanık hakkında dava açmış, iddianameyi 7 Mayıs'ta kabul etmişti.

Yargılanacak 22 tutuklu sanık arasında eski Ülkü Ocakları yöneticileri Tolgahan Demirbaş, Emre Yüksel ve Serdar Öktem de bulunuyor.

İddianamede, tetikçi Eray Özyağcı ile onu olay yerine getiren ve kaçıran Vedat Balkaya ile Suat Kurt hakkında "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.

Sanıklardan ''silahlı eylemi organize ettiği'' iddia edilen Doğukan Çep ve şüpheli eski Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demirbaş'ın ise ''suça azmettiren olarak maktüle yönelik toplu halde, iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor.

Sanıklardan Zekeriya Asarlaya, Hakan Saraç, Ufuk Köktürk, Mehmet Yüce, Mustafa Uzunlar, Askın Mert Gelenbey, Murat Can Çolak, Osman Bayraktar, Caner Güney, Umut Ersoy, Çaglar Zorlu, Aytaç Ataç, Emre Yüksel, Serdar Öktem, Erdem Karadeniz, Alper Atay, Mustafa Ensar Aykal hakkında ise ''iştirak halinde islenen suça yardım eden fail olarak maktüle yönelik toplu halde, iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme'' suçundan hapis cezası isteniyor.


Haber Kaynağı : 12punto

Sinan Ateş