Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
46,8469
Dolar
Arrow
40,5798
İngiliz Sterlini
Arrow
54,2381
Altın
Arrow
4339,0000
BIST
Arrow
10.642

'Türkiyeli' tartışmasına Erdoğan'ın başdanışmanı da katıldı

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, TBMM'de kurulan 'Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'na yönelik eleştirileri 'asılsız ve kışkırtıcı' olarak nitelendirdi.

'Türkiyeli' tartışmasına Erdoğan'ın başdanışmanı da katıldı

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başdanışmanı Mehmet Uçum, yeni açılım süreci kapsamında TBMM'de oluşturulan 'Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu' hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Gündemdeki "Türk-Türkiyeli" tartışmasına da değinen Uçum, "Türk Milleti, Türk Vatandaşlığı, Türkçe, Cumhuriyet, Laiklik, Hukuk Devleti ve Milli Devletin meşru sınırları tartışma konusu olmadığı halde bunlar tartışmaya açılıyor yaygarası yapmak fikri provokasyondur. 'Türk yerine Türkiyeli denmek isteniyor' gibi asılsız ve kışkırtıcı iddiaları ortaya atmak fikri sabotajdır." ifadelerini kullandı.

Uçum, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, komisyonun terörsüz bir Türkiye için tarihi bir adım olduğunu savundu. Komisyonun geniş bir temsille kurulmasının olağanüstü bir öneme sahip olduğunu belirten Uçum, bu yapının 'aktüel siyaset' yerine 'genel siyaset' odaklı çalışacağını ve devletin genel işleyişine stratejik katkılar sunacağını dile getirdi.

"OLAĞANÜSTÜ ÖNEME SAHİP"

Uçum'un X hesabından paylaştığı yazısı şu şekilde:

"Terörsüz Türkiye yolunda TBMM’de “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu”nun kurulmasıyla bu tarihi dönemde yeni bir sayfa açıldı. 

Komisyonun yüzde yüze yakın bir temsille kurulması olağanüstü bir öneme sahiptir.

Komisyonun kuruluşu Türkiye halkından oluşan Türk Milletine umut vermiştir. 

Komisyonun ‘aktüel siyaset’in çekişmeleri üzerinden değil, ‘genel siyaset’in ortak ihtiyaçlarına göre konuyu ele alacağına inanıyoruz.

Eminiz ki Komisyon, ‘Devletin aktüel işleyişi’ndeki pratik unsurlardan ziyade asıl olarak ‘Devletin genel işleyişi’ndeki stratejik hususları dikkate alarak konuya bakacaktır. 

Tüm partilerin ‘demokratik genel siyaset’ odaklı olarak konuya yaklaşması, ‘aktüel boyutlu parti siyaseti’ni tali tutması halinde;

rekabet değil işbirliğinin

çatışma değil güçbirliğinin

çekişme değil fikir birliğinin  

öne çıktığı bir çalışma yapılabilir.

Komisyon nitelikli çalışmalarıyla, çıkaracağı raporlarla, TBMM’nin icrai fonksiyonları için yapacağı tavsiyelerle Cumhuriyetin kuruluşunu tamamlamaya tarihi bir katkı yapabilir. Komisyon, Cumhuriyetle tescilinmiş ve yüzyılı aşkın süredir devam eden kuruculuğun tamamlanmasında, belirleyici irade olan TBMM için güçlü bir hazırlık yapıp geniş bir mutabakat sağlayabilir.

Komisyon çalışmalarını yürütürken; temsil siyaseti yerine doğrudan siyaset yaklaşımına, temsil alanlarının tezleri (tez siyaseti) yerine, halkın genel ve ortak taleplerine (talep siyasetine) üstünlük tanırsa çok daha etkili olabilir.

Komisyon, yöntemsel olarak temsili demokraside temsilcinin halk adına ‘fikri öncü’ olması kabulü yerine talep demokrasisinin yenilikçi yaklaşımı olan temsilcinin halkın ‘fikri sözcü’sü olma tarzını tercih ederse çok yüksek bir verim elde edebilir. 

"İLK TOPLANTI GÖSTERDİ Kİ..."

İlk toplantı gösterdi ki Komisyon, Türk Milletinin kapsayıcılığını, Türkiye halkının çeşitliliğini ve özgünlüğünü esas alarak Devlet Millet bütünleşmesi perspektifine göre çalışacak.

Bu büyük görevi fikri provokasyonlar ile küçük hesaplara heba etmemek, bu tarihi fırsatın asılsız iddialarla gölgelenmesine izin vermemek gerekir.

Türk Milleti, Türk Vatandaşlığı, Türkçe, Cumhuriyet, Laiklik, Hukuk Devleti ve Milli Devletin meşru sınırları tartışma konusu olmadığı halde bunlar tartışmaya açılıyor yaygarası yapmak fikri provokasyondur. “Türk yerine Türkiyeli denmek isteniyor” gibi asılsız ve kışkırtıcı iddiaları ortaya atmak fikri sabotajdır.

Bölgede Türklerin, Kürtlerin ve Arapların birliğine ilişkin Kardeşlik Manifestosunu siyasi ümmetçilik olarak yaftalamak ancak bir emperyalist operasyon olabilir. Bu tuzağa düşmemek gerekir.

Türk Milletini oluşturan Türkiye halkının çeşitliliğini gözeterek milli birliği güçlendirmeye vurgu yapan ve Cumhurbaşkanının çalışma ekibi konusunda örnek veren yapıcı yaklaşımları sanki kimlik kotası isteniyor gibi istismar eden fikri saldırganlık düşmanca bir tutumdur ve kötüniyetin sicilli dilidir.

Devlet gündeminde ve resmi süreçlerde bir Lozan tartışması olmadığı halde varmış gibi tahrikler yapmak bayağı bir oportünizmden başka bir şey değildir. 

"HERKESİN ELEŞTİRİ YAPMA HAKKI VAR ANCAK..."

Elbette herkesin eleştiri ve yapıcı uyarı yapma hakkı vardır. Ancak yapıcı uyarı niyeti olduğunda önce pozitif adımlar vurgulanır, destek açıklanır sonra sürece ilişkin risklere dikkat çekilerek uyarı yapılır. Bunlar katkı da yapar. 

Ama hiç kimsenin fikri sabotaj ve provokasyon yapmak, olmayanı varmış gibi göstererek fikri saldırganlığa girmek, çirkin bir fırsatçılıkla ilerleyen sürece engel çıkarmaya çalışmak gibi bir hakkı yoktur. Böyle yapanlar er geç bu yaptıklarının altında kalır. Türkiye artık ve hele bu dönemde Türkiye karşıtı açık ya da gizli yapılan hiçbir iç ve dış operasyona izin vermez.

Sonuç olarak Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, Türkiye’nin yükselişinin başlamakta olduğu tarihsel bir dönemde tarihe geçecek bir rol üstlendi. Komisyonun her türlü provokasyona ve Türkiye karşıtı operasyona göğsünü gererek ve bunları elinin tersiyle iterek başarılı olacağına inanıyoruz."


Haber Kaynağı : 12punto

açılım süreci Mehmet Uçum
Wodo Network