Madımak katliamı ve bugüne yansımaları: Emekli General Ahmet Yavuz’dan çarpıcı değerlendirme
Emekli General Ahmet Yavuz, Madımak Katliamı’nın Cumhuriyet tarihinde bir kırılma noktası olduğunu belirterek, toplumsal kutuplaşmanın ve günümüz gerilimlerinin bu acı olaydan beslendiğini söyledi.

1993 yılında Sivas’ta yaşanan Madımak Katliamı, Türkiye’nin toplumsal hafızasında silinmeyen acı bir iz olarak yerini koruyor. Olay sırasında, bir grup radikal kişi tarafından Madımak Oteli ateşe verilmiş, otelde mahsur kalan şair, yazar ve aydınlardan 33 kişi hayatını kaybetmişti.
Dönemin yetkililerinin yetersiz müdahalesi ise kamuoyunda derin bir tartışmaya yol açtı. Aradan geçen yıllara rağmen, bu trajedinin toplumsal ve siyasal etkileri gündemdeki yerini koruyor.
Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, Madımak Katliamı’na ilişkin yaptığı tarihsel değerlendirmede, olayın Cumhuriyet tarihinde bir dönüm noktası olduğunu vurguladı.
Yavuz’a göre, yaşananlar Türkiye’de devletin yurttaşlarına karşı görevini yerine getirme konusundaki zaaflarını da ortaya koydu. Madımak’ta can kaybının engellenememesi, toplumda derin kutuplaşmaların ve güvensizliğin tohumlarını da attı.
DEVLETİN YAKLAŞIMI VE YÖNETİCİ SORUMLULUĞU
Katliam sırasında yetkililerin “gereken feraseti gösterememesi”, olayın daha trajik bir hal almasına neden olmuştu. Ahmet Yavuz, dönemin valisi ve garnizon komutanı gibi kritik noktalardaki isimlerin yetersiz kaldığını belirtti. “O gün devlet kurumları gereken iradeyi gösterseydi; sadece insanlarımızı değil, ülkemizin birlik duygusunu da koruyabilirdik” diyen Yavuz, bu tür olaylarda devletin tarafsızlığı ve koruyuculuğunun hayati olduğunun altını çizdi.
Devletin ve yöneticilerinin pasif tutumunun, yalnızca o günün değil, sonraki yılların da toplumsal atmosferini etkilediğini söyleyen Yavuz, “Madımak sonrası yaşananlar, Türkiye’de toplumsal barışın neden bu kadar kırılgan olduğunu gösteriyor” dedi.
DERS ALINMAYAN TARİHSEL YANILGI
Madımak trajedisinden çıkarılması gereken en önemli derslerden birinin, kutuplaşmanın ve ‘biz’ ve ‘onlar’ ayrımının tehlikesi olduğunu dile getiren Ahmet Yavuz, “Ya onlar ölecek ya biz!” şeklindeki ifade biçimlerinin geçmişten bugüne toplumsal yaraları derinleştirdiğini belirtti. Son dönemlerde Leman dergisine yönelik protestoların ve benzeri toplumsal gerilimlerin de tarihten gerekli dersin alınmadığını gösterdiğini belirten Yavuz, bu tehdit dili ve düşmanlaştırıcı söylemlerin toplumsal dokuyu zedelediğine dikkat çekti.
Türkiye’de hâlâ benzer gerilimlerin yaşandığını, özellikle genç kuşakların da bu tür kutuplaşmalara maruz kaldığını vurgulayan Yavuz, olaylara bakış tarzında ciddi bir değişime ihtiyaç olduğunu kaydetti.
Haber Kaynağı : 12punto
Çok Okunanlar

General duruşmaya katılmadı özel celse istedi... Tanığa bir telefon geldi...

Muhammed Yakut'un hayatını kaybettiğini ilk o duyurmuştu!

ROK'tan CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı manipülasyonu

Partilerin oy potansiyellerini açıkladılar

Mübadil mezarlarının üstüne otopark...

Zekai Paşa OYAK Yönetim Kurulu Başkanı oldu

Yeni Şafak önce paylaştı, sonra sildi

Muhammed Yakut ölmeden saatler önce aramış

Emekliye ve memura Temmuz zammı netleşti!

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş Hac ziyaretine ütücüyle gitti!
