Ömrümün 5 yılı Amerika’nın nivyork ve nivcörsi bölgesinde geçti. Hem öğrencilik hem de inşaat mühendisi olarak.
Öğrenci iken fukaralık dönemini, mühendis iken ise ferahlık dönemini yaşadım.
Ne öğrenciyken ne de çalışırken, yemekhane sistemi ile pek karşılaşmadım.
Ha, hiç mi yoktu.
Tabiki nadir de olsa bazı okullarda ve endüstriyel iş yerlerinde vardı.
Hatırladığım kadarıyla, öğrenci yurdu ve okul şehirden uzak bir bölgede ise yemekhane sistemi olabiliyordu. Türkiye’de ise büyük küçük tüm kurumlarda yemekhane sistemi var.
Her ne kadar yemekler istenildiği kalite de olmasa da.
Neyse konumuz o değil.
Amerika’da inşaat mühendisi olarak çalışırken, öğlen yemekleri için şantiyenin hemen yakınındaki italyan büfesine giderdim. Çin yemekleri pek bize göre değildi. Amerika’nın da kendine has pek bir yemeği yoktu. Hala da yok. Burgerler ve çöp nagıtlar hariç. Türk lokantası zaten yoktu doksanlarda.
Akdenizli İtalyan hemşehrilerimizin hazırladığı bol domates-biber soslu ekmek arası köfte, peynirli makarna, ekşi mayalı ekmek, kıymalı-soğanlı börek ve bilumum kurabiye çeşitleri sayesinde beslenme sorunu neredeyse hiç yaşamadım.10-12 dolardan fazla para da tutmuyordu bu efsane sandviçler ve bilimum soslu tahıl ürünleri.
İtalyandan aldığım yemekleri, şantiye de yerdim. Komşunun porsiyonları bol kepçe idi ya da genç Türk hemşerisine kıyak olsun diye bol koyardı yemekleri. Bol kepçeden arta kalan yemekleri, kenara bir yere koyardım. Ne hikmetse bu arta kalan yemekleri koyduğum yerde bulmam pek mümkün olmazdı.
Temizlikçi çöpe atmış diye düşünür, üstünde durmazdım.
Meğersem, firmada çalışan filipinli ve ispanyol çocuklar, artan yemekleri iştahla midelerine indirirmiş. Büyük marketlerden, tanesini 99 kuruşa aldıkları 20’li 30’lu dondurulmuş paket pizzaları, her gün yemekten sıkıldıkları için, soteden beni keser, kalan yemeklerimin peşine düşerlermiş.
Zaman içinde samimiyetimiz ilerleyince, öyle beni takip etmeyin gelin isteyin demiştim de çok sevinmişlerdi. Mideleri bayram ediyormuş İtalyan yemekleri ile. Yoksa her gün bir dolarlık mikrodalgada ısıtılmış taş gibi plastik pizzaları yemekten canları çıkma noktasına gelmiş.
Dejavu dedikleri bir şey var ise, şu an yaşadıklarımız bana filipinli-ispanyol çocuklarının halini hatırlatıyor.
Kent lokantasına yakın olanlar için sorun yok, onlar şanslı.
Çok Okunanlar

Dünyanın en güzel 40 ülkesi belli oldu!

İmamoğlu'ndan dikkat çeken DEM, DEVA ve Gelecek çıkışı

Midas kapitalizmi!

Türkiye'nin en zengini artık Murat Ülker değil

Enflasyon düşecekmiş: Kendi söylediği lafa inanmayanlar

Doktora tezleri de şebeke tarafından sabunlaştırılıyor

Atatürk bunları söylerken bu günü mü kast etmiş?

Altın Deyip Geçme...

Artık bunu yapana 200 bin TL ceza geliyor

Ersin Tatar hakkında soruşturma başlatıldı