Genelkurmay Başkanının Emeklilik Gerekçesi!..

Jandarma Genel Komutanlığı ile TSK’daki terfi, atama ve emeklilik kararları beş gün arayla açıklandı.

Erdoğan, Jandarma kararnamesini 30 Temmuz'da imzaladı, 31 Temmuz'da da Resmi Gazete’de yayımlandı. YAŞ ise 5 Ağustos’ta Saray’da toplandı, alınan kararlar aynı gün açıklandı ve ertesi gün Resmi Gazete’de yayımlandı.

Evvela Jandarma’daki bir gelişmeyi netleştirelim.

Sorgusuz Sualsiz Habercilik

Önceki günkü, “Jandarmada Taht Kavgası mı?” başlıklı yazımızda, yeni kararnameyi analiz ederken, bir son dakika gelişmesini şöyle duyurduk:

“Jandarma Havacılık Komutanı iken Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığına atanan ve Menzil tarikatına yakın olduğu iddia edilen Tümgeneral Ali Doğan’ın korgeneral yapılmaması üzerine birkaç gün önce emeklilik dilekçesini verdiği bildiriliyor.”

Yazımızın mürekkebi kurumadan aynı gece Erdoğan yeni bir Jandarma atama kararı imzaladı, dün de bu karar Resmi Gazete’de yayımlandı.

Kararnameye göre; Balıkesir İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Cengiz Yıldız Ankara İl Jandarma Komutanlığına, Ankara İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Recep Yalçınkaya Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığına, Jandarma Genel Komutanlığı Destek Kıtalar Grup Komutanı Jandarma Kıdemli Albay Murat Özer Balıkesir İl Jandarma Komutanlığına, emeklilik dilekçesi verdiğini belirttiğimiz Tümgeneral Ali Doğan da Jandarma Genel Komutanlığı emrine atanmıştı.

Anadolu Ajansı dahil tüm medya bu yeni atamaları, “Jandarma atamaları Resmi Gazete’de... Erdoğan’dan gece yarısı kritik görevden alma kararları... Jandarmada atamalar belli oldu... Jandarma Genel Komutanlığı’nda 4 üst düzey atama... Jandarma Genel Komutanlığında kritik atamalar... Ankara İl Jandarma Komutanı görevden alındı... Jandarma Genel Komutanlığında üst düzey değişiklik” gibi başlıklarla haberleştirdiler.

“12 gün sonra ne oldu da bu atamalar veya değişiklikler yapıldı?” diye soran bile olmadı.

Oysa durum açıktı; Ali Doğan’ın emekli olmayı istemesi, bu zorunlu değişikliklere yol açmıştı. Özetle Ali Doğan’ın tepki emekliliği kabul edilmiş, bu karar 30 Ağustos tarihinden itibaren geçerli sayılacağı için de “Jandarma Genel Komutanlığı emrine” atanmıştı.

Ama öğrendiğimiz kadarıyla Jandarma’daki huzursuzluklar devam ediyormuş. İddialara göre, Ali Doğan’ın boşalttığı Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı için düşünülen iki isim de “rest” çekince, PKK’nın geçen Ekim’de TUSAŞ’a düzenlediği saldırıda güvenlik ihmaliyle suçlanan Ankara İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Recep Yalçınkaya’nın buraya atanmasına karar verilmiş.

TSK Tarihinde Önemli Bir İlk Daha

AKP iktidarında teamüller alt üst edilip ordu komutanlığı yapmadan kuvvet komutanlığına veya ordu komutanlığı yapmadan Genelkurmay Başkanlığı’na atamalar yapıldı.

Bu YAŞ’ta önemli bir ilke daha imza atıldı ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak “kadrosuzluk” gerekçesiyle emekli edildi.

Necip Torumtay ve Işık Koşaner örneğindeki gibi istifa eden Genelkurmay Başkanları gördük. Veya Necdet Özel’in, görev süresinin uzatılmasını kabul etmediğini duyduk.

Ama galiba Metin Gürak örneğinde ilk defa böyle bir şey oluyordu. Yine de yanılmamak için TSK’nın hafızası sayılabilecek emekli bir orgeneralimize, “TSK tarihinde kadrosuzluktan emekli edilen bir Genelkurmay Başkanı var mı?” diye sordum. Güldü ve şu karşı soruyu yöneltti:

“Genelkurmay Başkanına hangi kadro verilecekti de kadrosuzluktan emekli edilmek durumunda kalındı?”

Ardından Genelkurmay Başkanının emekliliği için iki faktör bulunduğunu, bunların ise 4 yıllık görev süresini tamamlama veya yaş haddi olduğunu hatırlattı.

Metin Gürak için bu iki şart da söz konusu değil. Genelkurmay Başkanlığı’na 2023’te atandı, daha 2 yılı vardı. Yaşı da 65; ki, Genelkurmay Başkanları için yaş haddi 72’ye çıkarıldı.

Şuraya geleceğiz; tamam, iktidar Metin Gürak’la çalışmak istemeyebilir ama yolu, yöntemi bu mudur? Bir Genelkurmay Başkanına, kendi isteğiyle emeklilik şeklinde bir formülü lâyık görmeyip de “kadrosuzluk” gibi, olmayan bir gerekçeyle görevden almak ne denli şık bir harekettir?

Acaba Gürak nasıl bir “suç” işledi de böyle bir muameleye tabi tutuldu?

Malûm, bir süredir Yaşar Güler - Hulusi Akar rekabetinden söz ediliyor. Meslektaşımız Deniz Zeyrek’in de dikkat çektiği üzere Metin Gürak’ın bir vakitler Yaşar Güler’e yakın olduğu söylense de özellikle 15 Temmuz’da Hulusi Akar’ın en kritik görevleri ona verdiği biliniyor.

Gürak’ı ayrıca 6 Şubat depreminden hatırlıyoruz. O vakitler 2. Ordu Komutanı olarak Malatya’daydı. Gazeteci-Yazar Barış Terkoğlu, “2. Ordu Komutanı, ‘bir an önce depreme müdahale etmemiz lâzım’ demiş. ‘Beklemede kalalım’ denince, üzüntüden ağlamış.” şeklindeki bir duyumu paylaşmış, bunun üzerine de iddiaya göre, dönemin Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın isteğiyle Metin Gürak Terkoğlu hakkında dava açmıştı.

Gürak’ın tasfiyesinde; Tuzla Piyade Okulu’ndaki 10 Kasım törenlerinde Atatürk fotoğrafı takmayan teğmene tepki gösteren teğmenler ile Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyen teğmenlerin ihracına ayak diremesinin etkili olduğu da konuşuldu.

Ancak Genelkurmay Başkanı’nın okullarla hiçbir ilgisi yok ki!.. Ayrıca bu gelişmelerle ilgili görüşünün sorulduğunu veya onun görüşünü belirttiğini hiç sanmıyorum.

Genelkurmay Başkanlığı için Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu’nun seçilmesine gelince; atanması iktidara yakınlığına ve teğmenlerin ihracındaki “başarısına” bağlanıp, “terfi ettirildi” denildi.

Bilindiği gibi, 15 Temmuz’dan sonra Genelkurmay’la birlikte tüm Kuvvet Komutanlıkları MSB’ye bağlandı. Yani halen savaşta “başkomutan” sıfatına haiz olsa da Genelkurmay Başkanının ne emir-komuta yetkisi ne de emrinde birlik kaldı. Neredeyse tüm birlikler ve binlerce askerin bağlı olduğu Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan Genelkurmay Başkanlığı’na atanma terfi midir, bilinmez; ama en azından protokol anlamında öne geçmiş oldu.

TikTokçu Hacı Paşa Devri

Sevgili kardeşim Barış Terkoğlu önceki gün YAŞ kararlarıyla ilgili olarak kaleme aldığı “Tiktokçu hacı paşa devri” başlıklı yazısında, kimlerin nasıl terfi ettiğinin örneklerini verdi.

Biz de onlardan birisiyle bitirelim. TSK’daki son düzenlemelerin mimarı olduğunu anlattığı öne sürülen, ama terfi beklerken görev süresi uzatılan bir Paşa, yasağa rağmen kullandığı sosyal medya hesabından, muhtemelen kendisini eleştirenlere tepki için “Arkadan konuşan şrfszlere hitaben” notuyla bir Karadeniz türküsünün klibini, türkünün şu sözleriyle birlikte paylaştı:

“Hey gidi hey benim için arkamdan neler neler dediler, gıyabumda konuşup yerden yere vurdiler yok o bitti dediler, adam olmaz dediler. Dedukleri olmadi maalesef yanildiler. Mutluyum huzurum var çok iyi durumum var. Gururla taşiduğum ŞEREFUM, ONURUM var. Deli doliyim ama benim de bir kalbum var en azından bir ADIM bir da İTİBARUM var.”

Dur bakalım, daha neler göreceğiz!..

Müyesser YILDIZ

13 Ağustos 2025