Evvela 20’li yaşlardaki 5 teğmen bu devletin kurucusunun kim olduğunu hatırlatıp, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye haykırdı... Ardından kendisinden başka hiçbir şeyi düşünmediği zannedilen 18’li yaşlardaki binlerce üniversiteli, siyasi partilere ders verircesine ülkenin sürüklendiği karanlığa karşı ayağa kalktı... Birkaç gün önce de 49 yaşındaki bir Vali mevki ve makamından vazgeçme pahasına, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin birikimine ve duruşuna yaraşır şekilde, ne idüğü belirsiz açılıma anlamlı bir tavır koydu.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin başlattığı ve İmralı’daki teröristbaşının “baş müzakereci” ilân edilmesi cüretine varan bu ikinci açılım için “Yerli ve milli. Üçüncü göz yok.” deniyor ya, önce geçmişten bazı ayrıntıları hatırlatalım.
Birinci Açılımdan Notlar
İlk açılımın tam gaz sürdüğü 2014’te dönemin Şırnak Valisi Hasan İpek çıkıp şöyle konuştu:
“Çözüm sürecini bu aşamaya getiren Başbakanımız Tayyip Erdoğan’ı ve bu konuda ciddi gayretleri olan Abdullah Öcalan’ı takdirle karşıladığımı belirtmek istiyorum. Halkın bu yoğun ilgisine hiç kimse karşı çıkmasın istiyorum. Lütfen bin yıllık kardeşliği yeniden tesis etmek için bu güzel adımı devam ettirmelerini temenni ediyorum ve bekliyorum. Şırnak halkı bekliyor, Kürt halkı bekliyor, Türk halkı bekliyor... Tüm Türkiye ve dostları bunu bekliyor.”
O Vali’ye en sert tepkiyi gösteren Bahçeli oldu ve şunları söyledi:
“Doğu ve Güneydoğu’da devlet yoktur. Valiler ve kaymakamlar kayıptır. Asker ve polisimiz ancak kendisini savunmaktadır... Bazıları, PKK’lıları ricayla minnetle durdurmaya, kestikleri yolları yalvar yakar açtırmaya çalışmıştır. Bazıları ise çözüm sürecinden dolayı Başbakanla birlikte İmralı canisini takdirle karşıladığını yüzsüzce, edepsizce dile getirmiştir. Ve bu vali müsveddesi hala görevdedir... Türkiye nereye gitmektedir?.. Orada devlet fiilen komaya girmiş demektir.”
Vali ise Bahçeli’nin adını anmadan şu karşılığı verdi:
“Kendisi ne derse desin; ister çok vatanperver olduğunu söyleyip bunu bozmak istesin, ister kendisinin ayrılıkçı olduğunu söyleyerek bunu bozmak istesin. Bunların hiçbirisine kimse rağbet etmiyor. Çözüm sürecini bozamazlar. Bunların hiçbirisine Şırnaklılar rağbet etmiyor. Kürtler rağbet etmiyor, Türkler rağbet etmiyor, Türkiye Cumhuriyeti rağbet etmiyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin dostları rağbet etmiyor ve hep birlikte rağbet etmeyeceğiz.”
O Vali’nin uzun yıllar görevde kaldığını, hatta 2015 seçimlerinde AKP’den milletvekili aday adayı olduğunu belirtip Kasım 2014’ün son haftasında yaşanan başka bir olayı aktaralım...
Bahçeli’nin ifadesiyle, “icazet ve vesayet altındaki” dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu “Dersim isyanının” elebaşı Rıza’yı, “seyit” unvanıyla andı.
Bahçeli buna tepki gösterince de Davutoğlu Bahçeli’ye; “Tunceli Türkiye’nin bir vilayeti mi? Evet... Gidin, cesaretiniz ve yüreğiniz varsa, bu sözleri Tunceli’de söyleyin. Orada katledilenlerin torunlarının yüzüne bakarak deyin ki, ‘ 'Dedeleriniz vatan hainiydi.' Ben yarın da, 10 sene sonra da Tunceli'de olacağım. Hodri meydan, siz de gidin.” çağrısında bulundu.
Bunun üzerine Bahçeli 28 Kasım’da Tunceli’ye gitti ve burada yaptığı konuşmada şunları vurguladı:
“İsyankârlardan özür dilemenin erdem olduğunu zırvalayan Davutoğlu, gerçekten de erdemli davranıp istifa ederek kalan haysiyet ve itibarını kurtarabilecek midir? Devletin diz çökeceğini söyleyen Başbakan’a diyorum ki, devlet diz çökmez. Devletin el-etek öpeceğini ileri süren Başbakan’a diyorum ki, devlet el de etek de öpmez. Devlet diz çökerse millet ricat edecektir. Devlet zaafa düşer ve zayıflarsa milletin bozgun yaşaması kaçınılmaz olacaktır... AKP-PKK ittifakıyla sürdürülen ihanet müzakerelerini nasıl ve hangi vicdan körlüğüyle görmezden gelelim?”
Şu da Eylül 2015’ten bir sahne... Erdoğan “çözüm sürecini buzdolabına kaldırdıktan” sonra TRT ekranlarından şu itiraflarda bulundu:
“Çözüm süreci içerisinde tabii valilerimiz kendilerine verdiğimiz talimatlar gereği ciddi manada bu terör örgütlerine karşı şu andaki operasyonlara girmiyorlardı. ‘Belki kendilerine çekidüzen verirler, belki bu şekilde devam etmezler.’ dedik. Ama maalesef kendilerine çekidüzen vermediler, tam aksine bu süreç içerisinde ne yazık ki, bir hazırlık safhasının içerisine girdiler.”
Gençler ve Atanamayan Öğretmenler Bariyerlerle Kuşatılırken
Bugünlere gelirsek; bölücü örgüt sadece PKK’ya ilişkin fesih kararını duyururken, MİT tarafından öldürüldüğü bilinen teröristlerden Ali Haydar Kaytan’ın 2018’de, Rıza Altun’un da 2019’da “şehit” olduğunu açıkladı. Yetmedi Kaytan “önderliğe bağlılık, hakikat ve kutsal yaşam”, Altun ise “özgürlük yoldaşı” sembolü ilân edilip, “onların şahsında tüm mücadele şehitlerine başarı sözü” verildi!..
İktidar ve medyası, bu hezeyanları alkışlarla karşılar da PKK’lılar durur mu?
Şimdi Vali Bülent Tekbıyıkoğlu’nun, 18 Mayıs’ta Tunceli’de o iki teröristin anılması yüzünden görevini bıraktığını konuşuyoruz ya; ilk anma, PKK’nın açıklamasından bir gün sonra 13 Mayıs’ta Ankara Tuzluçayır’da yapıldı. Orada neler olduğunu PKK’nın yayın organının haberinden okuyalım:
“Altun ve Kaytan’ın karanfillerle donatılan fotoğrafları anmanın gerçekleştiği yere bırakılırken, bir hatıra defteri de konuldu... Anmaya yakınlarının yanı sıra Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, DEM Parti milletvekilleri, Asrın Hukuk Bürosu, Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD), İnsan Hakları Derneği (İHD) ile çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı... Tören saygı duruşu ile başladı... Anmada Kaytan ve Altun için cerağlar yakıldı, Kürtçe ve Türkçe deyişler okundu... Önder Apo’nun Kaytan ve Altun'a dair gönderdiği mesaj Asrın Hukuk Bürosu'ndan Faik Özgür Erol tarafından okundu... Anmada söz alan Sebahat Tuncel, ‘Şimdi burada belki onlar fiziki olarak hakka yürüdüler ama mücadeleleri, emekleri, çabaları, düşünceleri tıpkı bu evde 52 yıl önce yapılan başlangıç gibi yeni bir başlangıç; demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yeni yol ve yöntemlerle, halklarımızın özgürlüğü, işçi sınıfının geleceği, kadınların özgürlüğü için yeni bir yaşamın tohumunu attılar.’ dedi... Üç gün sürecek anmanın ilk günü, Kaytan ve Altun'u anlatan sinevizyon gösterimi ile sona erdi.”
İşte bundan beş gün sonra Tunceli’deki anma gerçekleştirildi. Tuzluçayır’daki kadroya ilave olarak teröristbaşının milletvekili yeğeni Ömer Öcalan’ın da katıldığı bu anmadaki konuşmalarda ise, “Onların şahsında 1938’de kefensiz yatanları, bu topraklarda Kürdistan topraklarında hayatını mücadelede yitirenleri arkadaşlarımı saygıyla anıyoruz. Kürt halkının ve Dersim’in başı sağolsun” denildi.
Tunceli Valisi Bülent Tekbıyıkoğlu’nun görevden ayrılması konusunda söylenenleri biliyorsunuz. Vali, “Ben PKK’lılara anma töreni yaptırmam” demiş. Ancak yukarıdan, “Dini tören yapacaklar, izin verin” talimatı gelmiş. Yaşananları ve kandırıldığını görünce de 19 Mayıs akşamı, merkeze çekilmesini istemiş. Vali’nin bir de gündüz yapılan 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı törenlerinde ağlayışı var.
Sonrası malûm. Olan biteni Gazeteci Alican Uludağ 20 Mayıs’ta duyurdu. İçişleri Bakanlığı bir gün sonra Vali Tekbıyıkoğlu’nun merkeze çekildiğini bildirdi, ama herhangi bir gerekçe açıklanmadı.
Bu arada sadece Tunceli’de değil, tüm Türkiye’de, “PKK’ları anma törenleri ile ilgili durdurma ve müdahale olmayacak” talimatı verildiği öne sürüldü.
Doğru olmalı ki; İçişleri Bakanlığı’nın bulunduğu, gençler veya atanamayan öğretmenlerin eylemlerine karşı her yerin haftalarca bariyerlerle çevrildiği Başkent Ankara’da PKK’lılar için o anmalar rahat rahat yapılabildi.
Ve anlaşılan o ki; ilk açılım sürecindeki gibi valilerin, kaymakamların, hatta belki güvenlik görevlilerinin olanlara, olacaklara seyirci kalması isteniyor.
Teşekkürler Vali Bey; epeydir unuttuğumuz devlet mefhumunu hatırlattınız... Türk Milleti’nin onuruna sahip çıktınız... Milyonların yürek sızısına tercüman oldunuz!..
Bundan sonrası için iktidar veya medyasından ilk kimin, kimlerin Vali Tekbıyıkoğlu’nu, “terörist, FETÖ’cü, çözüm karşıtı, anaların ağlasın istiyor” lincine maruz tutacağına, kendisi hakkında soruşturma açılıp açılmayacağına bakalım.
Müyesser YILDIZ
23 Mayıs 2025
Çok Okunanlar

Ekrem İmamoğlu'na bir sansür daha geldi

CHP farkı açıyor: Ekrem İmamoğlu sürprizi!

BEDAŞ İstanbul'da bugün elektrik kesintisi yaşanacak ilçeleri sıraladı

İBB'ye yönelik 4.dalga operasyonunda gözaltına alınanların listesi

'Müsvedde' değil Vali!..

Atatürk'ün ismini hatırlamadığı için linç edilen kadın konuştu

Sur bombacısına ağırlaştırılmış müebbet bozuldu

CHP Kurultayı için kritik gelişme

Reform mu, kuşatma mı? Yerel yönetimlerde yeni dönem tartışmaları

Kerem Kınık’ın kızı Zehra Kınık için hapis talebi