Journal of Family Care Ethics'in 2023 tarihli çalışmasında belirtildiği üzere, aile içi bakım sorumluluğunun dengesiz dağılımı, sadece ekonomik bir mesele değil, aynı zamanda derin psikolojik ve sosyal yaralar açan karmaşık bir travmadır. Araştırmaya göre, bakım sorumluluğunu tek başına üstlenen aile bireylerinin %78'i, diğer kardeşlerin kasıtlı ihmalini "duygusal şiddet" olarak tanımlamaktadır.
Toplumun vicdanı, bazen en parlak aynalarda değil, en karanlık köşelerde kendini gösterir. Yaşlı veya hasta ebeveyn bakımında, bu karanlık köşeler aile içi ihmalin ve sistemsel ikiyüzlülüğün gölgesinde gizlenir. En acı olan ise, bu ihmalin coğrafi mesafelerle değil, vicdani mesafelerle ölçülmesidir.
Aynı Şehrin Guguk Kuşları: Yakındaki Uzaklık
International Journal of Geriatric Care'in 2024 tarihli araştırması, aynı şehirde yaşayan aile fertlerinin ihmalinin, uzak mesafedeki akrabalara göre bakım verenler üzerinde 3 kat daha fazla psikolojik yıpranmaya neden olduğunu ortaya koymuştur.
Uzak ülkelerdeki kardeşlerin destek olma zorluğu anlaşılabilir bir gerçekken, aynı şehirde yaşayan vefasız oğullar, hayırsız gelinler ve vurdumduymaz torunların kayıtsızlığı, modern zamanın en acı ironisidir. Bu "aile içi guguk kuşları", ebeveynlerinin evinin kapısından girmeye tenezzül etmezken, maaşlarını ve mal varlıklarını akbaba gibi uzaktan koklamayı ihmal etmezler. Yağmaya hazır bu modern akbabalar, ana-leşini bekleyen psikopat evlatlar olarak, aile kurumunun kanayan yarasıdır.
Sistemin Çarpık Yüzü: Kahraman İlan Edilenler ve İdari Soruşturmaya Uğrayanlar
İsveç'te 2022'de yürürlüğe giren "Aile Bakım Sorumluluğu Yasası", kardeşler arasındaki bakım yükünün adil dağılımını yasal bir zorunluluk haline getirmiştir. Yasa, bakım sorumluluğundan kaçan aile fertlerine yönelik ciddi yaptırımlar içermektedir.
Günümüzde devlet kurumlarında çalışan birçok bakım veren, tam bir paradoksun içinde yaşamaktadır. Nordic Journal of Public Policy'nin araştırmasına göre, bakım veren çalışanların %62'si kurumsal ayrımcılığa maruz kalmaktadır. Bir yandan sosyal medyada "fedakâr evlat" olarak paylaşımlar yapılırken, diğer yandan hasta ebeveyninin acil durumuyla ilgilendiği için mesaiye geç kalan memur, idari tahkikata uğrayabilmektedir.
Suç Bastırma Sanatı: İhmalkârların Yeni Stratejisi
Family Psychology Review'da yayınlanan 2023 tarihli bir meta-analiz çalışması, ihmalkar aile fertlerinin %83'ünün "suçluluk transferi" adı verilen psikolojik bir savunma mekanizması geliştirdiğini ortaya koymuştur.
İhmalkâr aile fertlerinin en sinsi taktiği, kendi suçlarını örtbas etmek için bakım vereni suçlamaktır. Mahcubiyetle destek teklif edenleri bile caydıracak yüzsüzlükte çıkışlar yaparak, kendi vicdani iflaslarını başkalarının üzerine yıkmaya çalışırlar.
"Dijital Vekâlet" Yanılsaması: WhatsApp Üzerinden Bakım(!)
Modern Technology & Elder Care dergisinin araştırmasına göre, dijital iletişim araçları üzerinden göstermelik ilgi, bakım verenlerde "ikincil travma" yaratmaktadır. WhatsApp üzerinden:
"Nasıl gidiyor?" kayıtsızlığındakiler
"İhtiyaç var mı?" sortisi çekenler
"Niye bana haber vermiyorsun..." arsızlığındakiler
"Anne sen en çok küçük oğlunu seviyosun, bize yok mu dua moruk!!!" yüzsüzlügündekiler
"Ah keşke gelebilsem..." diyen çakma gelin damatlar,
böylesi mesajlarıyla vicdanlarını rahatlatma çabalarıyla modern zamanın en acı, ironik ve nankör Oskar adaylarıdır.
Yaptırım ve Adalet: Maddi ve Manevi Hesaplaşma
Norveç ve Danimarka'da uygulanan "Bakım Adaleti Yasası", ihmalkar aile fertlerine yönelik şu yaptırımları içermektedir:
1. Bakım sorumluluğundan kaçan aile fertlerine miras hakkından mahrumiyet
2. Bakım verene tazminat yükümlülüğü
3. Sosyal güvenlik sisteminde bakım verenlere pozitif ayrımcılık
4. İhmalkar bireylere toplumsal yaptırımlar
Sonuç: Vicdanın ve Adaletin Yeniden İnşası
WHO'nun 2024 raporuna göre, aile içi bakım ihmali, global ölçekte bir halk sağlığı krizine dönüşmektedir. Aile içindeki bu hain "guguk kuşları" ve "akbabalar", sadece kendi ailelerini değil, toplumsal dokuyu da zehirlemektedir. Her sessiz zulüm, her vicdani ihanet, gelecek nesillere aktarılan zehirli bir mirastır.
Unutulmamalıdır ki, bugün ebeveynlerinin kapısından içeri sokmaya tenezzül etmeyenler, yarın kendi çocuklarının vicdanında açtıkları yarayla yüzleşeceklerdir. Ve bu yara, hiçbir miras paylaşımının, hiçbir konforlu yaşamın örtemeyeceği kadar derin, tek başına ölüm döşeği tema'sında olması kaçınılmazdır.
Çok Okunanlar
Kabine tel tel dökülüyor... Erdoğan o isimleri görevden alacak!
'Görevden affını' mı isteyecek? Yerine geçecek ismi açıkladılar
Bolu'da 78 kişiye mezar olan otel yangının nedeni belli oldu
Pervin Buldan bunları size de anlattı mı?
'İnce CHP'ye geçiyor' iddiasına Memleket Partisi'nden açıklama
Bursa'da deprem! İstanbul'da da hissedildi
Ve sonunda bitti... Talisca Fenerbahçe'de
Ekrem İmamoğlu'nun bahsettiği S.B. kimdir?
BEDAŞ 27 Ocak'ta İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
Reyting sonuçları açıklandı! AB ve Total birincisi Deha mı Teşkilat mı oldu?