Emekli askeri hakim Dr. Ahmet Zeki Üçok’tan çarpıcı teğmen açıklaması: ‘Karşı devrimin en önemli ayağı’

Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde Atatürk'e bağlılık yemini eden teğmenlerle ilgili yürütülen soruşturmada iki teğmenin 'ihraç' talebiyle disipline sevk edildiği iddia edildi. Emekli Askeri Hakim Dr. Ahmet Zeki Üçok, 12punto’ya yaptığı açıklamada, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin geçmişten günümüze uğradığı değişimi tek tek anlatırken askeriyedeki değişimin karşı devrimin en önemli ayağı olduğunu ifade etti.

Kara Harp Okulu mezuniyet töreninin ardından toplanarak 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' sloganı atan ve kılıçlarını kaldırarak yemin eden teğmenlerden Ebru Eroğlu ve T. A.'nın 'TSK'dan ihraç' cezası talebiyle Türk Silahlı Kuvvetleri Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk edildiği öne sürüldü. Yaklaşık 30 yıl Türk Silahlı Kuvvetleri’nde askeri staj ve askeri hakim olarak görev yapan . Emekli Askeri Hakim Dr. Ahmet Zeki Üçok, 12punto’ya yaptığı açıklamada yargılanan teğmenlerin suç unsuru teşkil eden hiçbir ifadeleri olmadığını ifade ederek askeriyenin sivilleştirildiğini söyledi ve değişim sürecini anlattı.

“HÜKÜMETİN İÇERİSİNDEKİ TARİKAT GRUPLARI…”

Dr. Üçok, Askeri Ceza Kanunu’nu anlatarak sözlerine şöyle başladı:

“Bizim Askeri Ceza Kanunu’muzda, herhangi bir yasal yaptırım uygulatan düzenlememizde ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ veya ‘Cumhuriyet için ölmeye hazırız’ demekte tek bir suç ifade eden, bırakın maddeyi kelime dahi yoktur. Çünkü biz Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları bu okullara, askeri liselere, harp okullarına girdiğimiz andan itibaren zaten Mustafa Kemal’i kendimize önder olarak aldığımız için kendi aramızda konuşmalarımızda Mustafa Kemal’in fikirlerini tartışırız, Mustafa Kemal’in yolunda yürümek için çaba sarf ederiz. O yüzden Türk Silahlı Kuvvetleri’nde Mustafa Kemal Atürtürk ile ilgili söz söylemek suç değil, tam tersine her daim takdir görendir, olması gerekendir. Ama son dönemdeki hükümetin ve hükümetin içerisindeki aşırı tarikat ve cemaatlerin kontrolünde olan grupların ve geçmiş FETÖ döneminde kalan bazı köşe yazarı basın mensuplarının yarattıkları bir algı operasyonuyla sanki böylesine bir konuşma yapmak suçmuş gibi kamuoyuna lanse edildi. Çeyrek asırdan fazla yıldır süregelen bir ritüel sanki ilk defa yapılıyormuş gibi kamuoyuna aktarıldı. Teğmenlerin ilişiklerinin kesilmesi konusunda kampanya başlatıldı. Tamamıyle FETÖ’cülerin, cemaatçilerin, Atatürk düşmanlarının, tarikatlerin ortak bir operasyonu olup parti hükümeti ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de ne yazık ki bu kampanyaya alet olup Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en değerli iki tane evladını Türk Silahlı Kuvvetleri’nden atmak için gerekli süreci nihayete erdirmek üzereler.”

“BU, KARŞI DEVRİMİN EN ÖNEMLİ AYAĞI”

Dr. Üçok, soruşturmanın kapsamına ilişkin, “Bu sadece teğmenlere karşı bir operasyon olmadı. Aynı zamanda bizim Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu emekli arkadaşlarımızın harp okullarında eğitim vermek için girdiği derslerde de sözleşmelerini yenilemediler. Artık harp okullarında geçmiş tecrübelerini aktaracak olan emekli arkadaşlarımız da bu süreçte olmayacak. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gelenek ve göreneklerini birer birer parçalayan bir hükümetle karşı karşıyayız. Dünyanın en güçlü ordusu dediğimiz Türk Silahlı Kuvvetleri, bu orduyu kendi iç disiplini ve yapısıyla sağlamıştı. Ancak bunu sivilleştirme uygulamaları ile ortadan kaldırmaya çalışmaktalar. Bundan sonra hangi harp okulu öğrencisi ya da subay 'ben Mustafa Kemal’in askeriyim, ben Atatürkçüyüm' diyebilecek. Şu hale bakın, ‘ben Atatürkçüyüm, Mustafa Kemal’in askeriyim’ demek ordudan atılmayı gerektiren bir suç oldu. Böylesine bir dönüşüm dünyanın hiçbir ülkesinde görülmemiştir. Bu tam olarak karşı devrimin en önemli ayağıdır” ifadelerini kullandı.

“SARIKLI AMİRAL TARİKATÇILARIN BAŞARISI OLDU”

Yaklaşık bir yıl önce Tuğamiral Mehmet Sarı’nın askeri üniformanın üzerine sarık ve cübbe giyerek tarikat içerisinde görüntülerinin ortaya çıkmasının ardından hakkında soruşturma açılmıştı. Milli Savunma Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’ndaki soruşturma başlar başlamaz görevden alınan Sarı, daha sonra YAŞ kararları ile emekli edilmişti.

Kamuoyunda ‘sarıklı amiral’ olarak bilinen olayı hatırlatan Dr. Üçok, “Böylesine geniş kapsamlı bir soruşturmanın 2 ay 10 gün gibi bir sürede bitirilmiş olması bize ‘Sarıklı Amiral’i yani Mehmet Sarı’yı hatırlattı. Hatırlarsınız Mehmet Sarı tek kişiydi, fotoğraflar ortadaydı. Ancak bu tek kişinin soruşturması bir yılda bitmedi ve zaman aşımına uğrayarak aramızda şu anda sarığını takarak geziyor, böylesine gerçekten suç olan bir eylemi işlemiş olmasına karşın Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ihraç edilmedi. Bunu, tarikat, cemaat ve Atatürk düşmanlarının bir başarısı olarak görüyorum. Ancak buna meydan vermemek, bu durumu değiştirmek için de elimizden gelen her şeyi yapacağız” dedi.

TSK’DEKİ DEĞİŞİM SÜRECİ NASIL YAŞANDI?

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 15 Temmuz darbe girişiminin ardından askeriyenin hükümete bağlanarak sivilleştirildiğini söyleyen Dr. Üçok, süreci şöyle özetledi:

“Türk Silahlı Kuvvetleri 15 Temmuz sonrası hüküme bu darbenin Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kendisine yapılmış bir eylem olarak değerlendirdi ve bunun için çok radikal önlemler aldı. İlk yaptığı iş askeri okulları, harp okullarını, askerlikle ilgili hastaneleri ve benzerlerini kapattı. Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde kendisinden olmadığına inandığı kişileri, özellikle de albay düzeyindekileri YAŞ kararı ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nden tasfiye etti. Bir gecede bir YAŞ ile 658 albay tasfiye edildi. Bu kişilerin yerine, kendisinden olduğuna inandığı, kendi il-ilçe teşkilatlarının, parti teşkilatlarının, çeşitli tarikat ve cemaatlerin refaransıyla gelen kişileri, o dönem harp okulları kapalı olduğu için, üniversitelerin ve yüksek okulların son sınıflarından öğrenciler alarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki boşluğu doldurdu. Dolayısıyla bu Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bugüne kadar olan yapısında büyük değişikliklere neden oldu.

Askerler arasında ‘silah arkadaşlığı’ mefhumu yok oldu. Askerler arasında belirli tarikat ve cemaatin mensupları ‘cuma namazını benim tarikatimin hocası kıldıracak, yok seninki kıldırmayacak’ kavgaları edildi. Geçtiğimiz günlerde Kayseri’de 12. Hava Üssü’nde ‘mavi takkeliler’ olarak ayrı bir grup üsteki camiden ayrılarak kendi imamlarının arkasında namaz kıldılar. Yüksek Askeri Şura’nın yapısını değiştirdi. Tamamen bakanların etkin olduğu bir yapı oluşturdu. Sivillerin hakim olduğu bir Yüksek Askeri Şura oldu. Bütün generallerin terfi edilmelerini, emekli edilmelerini, görev sürelerini uzatılmasını, atamalarını, Yüksek Askeri Şura ile hiçbir askeri gelenek ve göreneği dikkate almadan kendilerine bağlılık nosyonu üzerinden yaptılar. Subay ve assubayların da tayin ve terfilerini kuvvet komutanlarının, Genel Kurmay Başkanlığı’nın elinden alıp Milli Savunma Bakanlığı’nda Personel Müdürlüğü’ne, sivil bir adama bağladılar. Yani hangi subayın, assubayın, hangi birliğine şehre, hangi birliğe tayin olacağına, yurtdışına hangi subayın hangi assubayın gideceğine, Personel Genel Müdürlüğü’nde bulunan belki de kısa dönem 6 ay askerlik yapmış kişilerin eline kaldı. Dolayısıyla bu da tıpkı Sağlık Bakanlığı’nda tıpkı Milli Eğitim Bakanlığı’nda olduğu gibi askerin terfisi için siyasi, milletvekili aramaya, AKP il-ilçe başkanının peşinden koşmaya neden oldu. Bu da askeri hiyerarşiyi bozdu, askeri ilişkileri bozdu. Birçok yerde de düşük rütbelilerin kendi amirlerine karşı askeri disipline yakışmayacak davranışlarda bulunduğunu gördük ama bunlar kamuoyuna yansımadı. Kamuoyuna yansıyan olaylarda ise insan kaçakçılığından sigara kaçakçılığına pek çok Türk Silahlı Kuvvetleri’nde bugüne kadar görülmemiş hukuk dışı eylemler meydana geldi.”

Haber Kaynağı : 12punto