Silivri'de tutsak edilen gazeteci Fatih Altaylı, 12punto'ya konuştu: Kahraman değilim, üzerime bir misyon yüklenmesini istemiyorum
Haziran ayından bu yana Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde tutuklu bulunan Fatih Altaylı, 12punto’ya yaşadıklarına dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Üzerine bir misyon yüklenmesinden ve muhalif olarak tanımlanmasından rahatsızlık duyduğunu belirten Altaylı, “Kahraman değilim ama doğru bildiklerimi söylemeye devam edeceğim, neden cezaevinde olduğuma, hedef haline getirildiğime anlam veremiyorum” diyor.

YouTube kanalında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan tehdit içerikli sözler sarf ettiği gerekçesiyle gözaltına alınan gazeteci Fatih Altaylı, “Cumhurbaşkanını tehdit” suçundan tutuklanmıştı.
Gazetecilerin özgürlüklerinin alındığı ve aylarca iddianamelerinin dahi yazılmayıp cezaevinde tutulduğu bu dönemde, Fatih Altaylı’nın da tutuklanıp Silivri’deki Marmara Cezaevi’ne konulması, ekrana taşıdığı bazı önemli gerçeklerin iktidarı rahatsız etmesi ve susturulması olarak yorumlanmıştı ve halen de öyle yorumlanmaya devam ediyor.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral, X hesabından yaptığı paylaşımda, Altaylı’nın YouTube hesabından paylaştığı videodan 36 saniyelik bir bölümü alıntılayarak altına şu notu düşmüştü: “Altaylıııı! Suyun ısınmaya başladı.”
Altaylı, söz konusu videoda Türkiye’de yüzde 70’in AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “ömür boyu iktidarda kalmasına” hayır dediği bir anketi yorumlamış ve şu ifadeleri kullanmıştı:
“Şu anda AKP seçmeninin önemli bir bölümü ve MHP seçmeninin bir bölümü dışında hiç kimse böyle bir şeye onay vermez. Geçmişine bak bu milletin, uzak geçmişine bak. Bu millet padişahını boğmuş bir millettir, hoşuna gitmediği ve istemediği zaman. Az uz değildir öldürülen, suikasta giden Osmanlı padişahı.”
Ne olduysa Saral’ın hedef gösteren, tehdit dolu paylaşımının ardından gelişti. Altaylı, 21 Haziran Cumartesi akşamı gözaltına alındı, 22 Haziran 2025 tarihinde İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildi ve tutuklandı. Soruşturma savcılığında iki avukatı eşliğinde ifadesi alınan Altaylı, Cumhurbaşkanı’na karşı herhangi bir tehdit veya hakaret kastı olmadığını olabildiğince anlatmaya çalışsa da özgürlüğünü yitirdi.
GAZETECİLER BASKI ALTINDA
Ne yazık ki yalnızca Fatih Altaylı değil; son dönemde birçok gazeteci, sosyal medyada başlatılan organize linç kampanyalarının ardından yargı baskısıyla karşı karşıya kalmakta. Yargının, sosyal medya baskısıyla ve iktidara yakın bazı yayın organlarında yazarlık yapan isimlerce yönlendirilmesi, bağımsız yargı ilkesi açısından kabul edilemez bir durumken gazeteciler için de büyük bir tehdit oluşturuyor.
Yargının görevi, düşünceyi cezalandırmak değil; temel hak ve özgürlükleri korumaktır. Fikir belirtmek ve gazetecilik suç değildir. Eleştiri ise demokrasinin temelidir. Eleştirinin, fikrin bastırılması ise otoriterliğin göstergesidir.
Türkiye tam olarak böyle bir dönemden geçerken 12punto, Silivri’de özgürlüğünden alıkonan Fatih Altaylı ile görüştü.
12punto’nun avukatı Sıla Gürkan’a değerlendirmelerde bulunan Altaylı, tek amacının gazetecilik yapmak olduğunun altını çizdi. Özgürlüğüne kavuştuktan sonra da doğru bildiklerini söylemeye devam edeceğini belirten Altaylı, cezaevi koşullarının zor ve yıpratıcı olduğunu vurguladı.
12punto’ya sürece ve yaşadıklarına dair önemli aktarımlarda bulunan Altaylı şunları söyledi:
“Dışarıdan aldığım tepkilerden beni en hoşnut etmeyen tepki, buradan çıktığımda üzerime bir sorumluluk, bir misyon yüklenmesi ve benden beklentileri olması. Fakat ben kahraman filan değilim, böyle bir sorumluluk üstlenmek ve kimsenin de bana böyle bir sorumluluk yüklemesini istemem.”
“Cezaevi süreci insanı değiştiriyor, beni de daha dingin bir insan yaptı. Ben normalde daha öfkeli, sinirli bir adamımdır. Fakat burada olduğum süreçte dingin bir insan oldum. Beni buraya gönderenlere de burada olmama sebep olanlara da kimseye öfkeli değilim. Artık hiçbir şekilde öfke hissetmiyorum. . Benim öfkem sisteme.”
“Bana yapılan ve benim en sevmediğim yorum muhaliflik… Merkezin göbeğindeyim. Gazeteciyim ve doğru bildiklerimi yazar, söylerim. Neden cezaevinde olduğuma, hedef haline getirildiğime anlam veremiyorum.”
“Çokça kitap okuyorum. 32 civarında kitap okudum. Burada sadece sevdiklerimizden uzak kalmıyoruz. Burası bir yoksunluk ortamı.”
“Ben suç işlemedim. Haksız yere buradayım. Ekim ayındaki duruşma sonrasında buradan çıkacağımı bekliyorum. En kötü kasım ayında tahliye edileceğimi düşünüyorum.”
“Küçük bir hücrede tek başına kimseyle konuşmadan günler geçirmek zor. İnsan dostlarıyla iki muhabbet etmek istiyor. Spor yapamıyorsunuz, bir alana çıkıp tek başına yürüyorsunuz hepsi bu. Evet, bulunduğum yeri elimden geldiğince yaşantıma uydurmaya çalışıyorum. Yaşadığım bu küçük alanı ve bahçeyi cezaevinden aldığım güllü sabun ve suyla temizliyor, her gün süpürüyorum, gömleklerimi, çarşaflarımı elimdeki imkânlarla ütülüyorum. Ama benim böyle yaşıyor olmam, 20 kilo vermemiş olmam, cezaevi koşullarının kötü olduğu, cezaevinde olduğum ve haksız yere cezalandırıldığım gerçeğini değiştirmiyor.”
“Öğrencilere burs veriyoruz. YouTube kanalının gelirleri tamamen burslara harcanıyor. En büyük kaygım burs verdiğimiz öğrencilerin bir kayba uğraması. Çalışanların maaşlarının yatması.”
“Özgürlüğüme kavuştuğumda aynı çizgide devam edeceğim. Yaptığım şey doğru bildiğini söylemek. Yaptığım dürüst gazetecilik yapmaktan ibaret. Bir ideolojiye bağlı değilim, gazeteciyim”
Haber Kaynağı : 12punto
Çok Okunanlar

İddia: Ali Erbaş'ın yerine gelecek isim belli oldu

Özgür Çelik'e kayyum kararı aldıran Özlem Erkan kurultay delegesi çıktı

Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!

CHP'de olağanüstü toplantı sonrası İstanbul'a hareket

Özgürlüğüme kavuştuktan sonra da doğru bildiklerini söylemeye devam edeceğim

Bir evi bile hak etmiyor muyum?

Vizesiz ülkelere de bir şans verin, seveceksiniz

AKP'den istifa eden Birinci'den 'iletişim' eleştirisi

İnsanların Öğrenme Yöntemlerinde Bilinçaltı Etkisi

CHP'de kayyum şoku! Özgür Çelik'ten ilk açıklama
