Canan Dağdeviren’den yeni buluş: ‘Kanserden kaybettiğim yengem için..’
2014’te Harvard Üniversitesi’nin Genç Akademi Üyesi seçilen, BBC’nin İlham Veren 100 Kadın Listesi’ne giren Dağdeviren Amerika’daki The Massachusetts Institute of Technology (MIT) Media Lab’de çalışmalarını sürdürüyor. Dağdeviren kalbe, akciğere ve diyaframa yapıştırılarak mekanik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürebilen, esnek ve giyilebilir bir kalp pilini buluşlarına imza attı.
12punto
Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri tarafından her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen uluslararası öğrenci kongresi ALIS’in (A Look Into Science-Bilime Bir Bakış) bu yılki konuklarından biri de dünyada fizik mühendisliği alanından 39 yaşındaki Doç. Dr. Canan Dağdeviren olduç Kongredeki Aydınlık için Karanlık da Gerekli başlıklı konuşmasında öğrencilere sıklıkla pes etmemenin, düştüğü yerden kalkarak yola devam etmenin önemini vurgulayan Dağdeviren yaklaşık bir saat sahnede kaldı.
2014’te Harvard Üniversitesi’nin Genç Akademi Üyesi seçilen, BBC’nin İlham Veren 100 Kadın Listesi’ne giren Dağdeviren Amerika’daki The Massachusetts Institute of Technology (MIT) Media Lab’de çalışmalarını sürdürüyor.
Dağdeviren kalbe, akciğere ve diyaframa yapıştırılarak mekanik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürebilen, esnek ve giyilebilir bir kalp pilini buluşlarına imza attı. Dağdeviren’in ekibiyle birlikte icat ettiği bu cihaz, diğerlerinin aksine kalp pili için gereken enerjiyi kendisi üretiyor. 5-7 yıl sonra değiştirilmesine gerek kalmıyor. Giyilebilir ultrason tarama cihazı da icat eden Canan Dağdeviren meme kanserinin erken teşhis edilmesine olanak sağlıyor. Kadınlar bu aleti sutyen içine takarak kolay ve sık tarama yapabiliyor.
Hürriyet.Com’a konuşan Dağdeviren Uluslararası Öğrenci Sempozyumu’na katılmanın kendisi için önemine şu sözlerle vurgu yaptı:
“Genç nesile olan umudum daha da yeşerdi”
“Özellikle bu öğrenci seminerine katılmak, oradaki Türkiye derecesine girmiş harika beyinlerle, öğrencilerle tanışmak, hocalarla sohbet etmek, Türkiye’nin başka şehirlerinden gelen tıp doktoru adaylarıyla buluşmak ve onların finale kalan projelerini değerlendirmek gerçekten çok güzeldi. Türkiye’deki genç nesle olan umudum daha da yeşerdi ve yanılmadığımı, umudumun canlı kalmasını -hep kendimi motive ettiğim gibi- bir kez daha hatırlamış oldum.
“Memleket hasreti çektiğim oluyor”
Amerika’daki The Massachusetts Institute of Technology (MIT) Media Lab’de çalışmalarını sürdüren Dağdeviren, ülkeden ayrı kalma süreci hakkında şunları söyledi: "Türkiye’ye Tayga’dan ve pandemiden önce çok sık gidip geliyordum. Yılda en az 3-4 kere hem işlerim hem de sunumlar yapmak için. Anadolu’nun farklı şehirlerine gidip öğrencilerle buluşuyordum. Memleket hasreti çektiğim oluyor. Suyun tadını mesela çok özlüyorum. Türkiye’deki pastane kokularını çok özlüyorum. İnsanlarla sohbet etmeyi çok özlüyorum. Fakat yine de gelip gittiğim ve sıkı takipte olduğum için Türkiye’den çok ayrı kalmadığımı düşünüyorum."
“Beyin kanseri nedeniyle kaybettiğim yengem için yapmıştım”
Parkinson hastaları için ürettiği cihazı anlatan Dağveren, Parkinson hastalarının beyinlerinde beyin pilleri kullanılıyor, bu pillerde voltaj uygulanmasını sağlayan elektrotlar oluyor. Fakat bu elektrotlar zaman içerisinde beyinde sıvı birikimi olduğundan bozuluyor. Biz bunu tamamen ortadan kaldırıp fiziksel bir titreşimle elektrotların yaptığı nöronal aktiviteleri arttırmaya yönelik bir alet tasarladık. Bu arada tam 8 yıl sürdü bu proje, oldukça uzun. Birçok problemle karşılaştık ama sonunda gerçekleştirdik. Çok harika bir katkı oldu hem benim kişisel hayatım için hem de bilim dünyası için. Bunu da 38 yaşında beyin kanseri nedeniyle kaybettiğim dayımın eşi için yapmıştım. Ve literatüre de böyle girdi. Makalenin teşekkür bölümünde de kendisinden bahsettim. Ne mutlu bunu da gerçekleştirebildim.” İfadelerini kullandı.