Adnan Oktar hakim karşısında: 'İngiliz derin devleti Reisi’ye kumpas kurdu'

Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü’nün, güncel yapılanmasına yönelik aralarında örgüt lideri Adnan Oktar’ın da bulunduğu 20 kişinin yargılandığı davanın görülmesine başlandı. Oktar, geçtiğimiz günlerde helikopter kazasında hayatını kaybeden İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’yi de İngiliz derin devletinin öldürdüğünü söyledi: "İngiliz derin devleti Reisi’ye kumpas kurdu, şehit ettiler onu"

12punto

Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü’nün ‘örgütü’ aktif tutmak ve yeni üyeler kazandırmak amacıyla avukatlar aracılığıyla yeniden çalışmaya başladığı saptanmıştı.

Tespit üzerine başlatılan soruşturma sonunda aralarında örgüt lideri Adnan Oktar’ın da olduğu 20 kişi hakkında dava açıldı.

Açılan davanın ilk duruşması bugün yapıldı. İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Adnan Oktar ve 5 sanık SEGBİS sistemi ile bağlandı.

2’si tutuklu 5 sanık da duruşma salonunda hazır bulundu.

'BOŞ BİR İDDİANAME'

Mahkeme başkanı ve heyetin duruşma salonuna gelmesiyle başlayan duruşmada Adnan Oktar’a savunmasını yapması için söz verildi.

Cezaevi kısıtlamaları sebebiyle iddianameyi okuyamadığını söyleyen Oktar’a mahkeme başkanı, "İsterseniz savunmanızı iddianameyi okuduktan sonra yapabilirsiniz" dedi.

Bunun üzerine Oktar, "İddianameyi okumaya ihtiyacım yok. Allah’tan boş bir mahkeme ve boş bir iddianame olduğu için savunma yapabilirim" açıklamasını yaptı.

Savunmasına devam eden Adnan Oktar ortada bir örgüt olmadığını söyleyerek, "İngiliz derin devletinin yaptığı bir eylem bu. Ben İngiliz derin devleti ile ilgili birçok kitap yazdım. Bu onları kızdırdı” dedi.

'MÜTHİŞ BİR ALERJİSİ VAR'

Geçtiğimiz günlerde helikopter kazasında hayatını kaybeden İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’yi de İngiliz derin devletinin öldürdüğünü söyleyen Oktar, "İran Cumhurbaşkanı Reisi BM toplantısında Mehdinin hayatta olduğunu ve faaliyet hainde olduğunu söyledi. Bunu duyunca İngiliz derin devleti Reisi’ye kumpas kurdu, şehit ettiler onu. İngiliz derin devletinin mehdiye müthiş bir alerjisi var" ifadelerini kullandı.

''MEHDİ FAALİYET HALİNDE'

Savunmasına devam eden Adnan Oktar ortada bir örgüt olmadığını söyleyerek, "İngiliz derin devletinin yaptığı bir eylem bu. Ben İngiliz derin devleti ile ilgili birçok kitap yazdım. Bu onları kızdırdı” dedi.

Geçtiğimiz günlerde helikopter kazasında hayatını kaybeden İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’yi de İngiliz derin devletinin öldürdüğünü söyleyen Oktar, "İran Cumhurbaşkanı Reisi BM toplantısında Mehdi'nin hayatta olduğunu ve faaliyet halinde olduğunu söyledi. Bunu duyunca İngiliz derin devleti Reisi’ye kumpas kurdu, şehit ettiler onu. İngiliz derin devletinin mehdiye müthiş bir alerjisi var" şeklinde konuştu.

İDDİANAMEDEN

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, aralarında Adnan Oktar’ın da bulunduğu 20 kişi ‘şüpheli’ sıfatıyla yer aldı. İddianamede, silahlı suç örgütü yöneticisi olan Adnan Oktar’ın, cezaevinden örgütsel faaliyetlerine devam ederek özellikle avukatlar aracılığıyla örgütü diri tutmaya çalıştığı, ayrıca deşifre olan örgüt üyelerinin yerine yenilerini kazandırmayı amaçladığı anlatıldı.

Hazırlanan iddianamede, şüpheli Adnan Oktar’ın mahkeme kararlarıyla silahlı suç örgütünün yöneticisi olarak kabul edildiği ve cezaevinde bulunduğu fakat cezaevinde bulunduğu süreç içerisinde örgütsel faaliyetlerine devam ettiği, özellikle avukatları ve diğer örgüt yöneticileri Meltem Daban ve Ferhunde Eda Babuna aracılığıyla örgütü diri tutmaya çalıştığı, talimatlarını cezaevi dışında yayılmasını sağladığı, bunu yaparken de özellikle diğer örgüt yöneticileri vasıtasıyla yargılamanın kumpas olduğuna ilişkin kamuoyu oluşturma ve siyasi lobi desteğini alma faaliyetlerine giriştiği kaydedildi.

Bu çerçevede şüpheli Oktar’ın ana çatı dosyada ceza alan ve cezaevinde bulunan örgüt üyeleriyle mektup ve avukatlar aracılığıyla iletişim kurduğunun aktarıldığı iddianamede, şüphelinin etkin pişman olmak isteyen örgüt üyelerini engellemeye çalıştığı, özellikle içeride ve dışarıda bulunan örgüt üyeleri üzerindeki etkinliğini devam ettirmeye çalıştığı, ayrıca dışarıda olan, işlem gören veya görmeyen örgüt üyelerinin bir arada kalması yönünde talimat verdiği belirtildi.

Ayrıca, hazırlanan iddianamede, şüpheli Oktar’ın cezaevinde kaldığı dönemde özellikle 15 gün gibi kısa sürede yaklaşık 200 avukat ile görüşerek olağan akışa uygun olmayacak şekilde hukuki yardım adı altında görüşmeler gerçekleştirdiği, bu görüşmelerinde örgüte üye kazandırmayı amaçladığı, cezaevine giriş çıkışı kanuni sınırlar çerçevesinde serbest olan avukatlık mesleğinden faydalanmak üzere cezaevi dışındaki örgütsel tavır ve davranışları yönlendirmeye çalıştığı, bu tespit sonucundaysa şüpheli hakkında avukat görüşlerinin kısıtlanması yoluna gidildiği kaydedildi.

Hazırlanan iddianamede şüpheliler Adnan Oktar, Meltem Daban ve Ferhunde Eda Babuna’nın ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ suçundan 5’er yıldan 12’şer yıla kadar hapis cezasına çarptırılması, ayrıca, Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddesi uyarınca, örgüt üyelerinin örgütün faaliyeti çerçevesinde işlediği bütün suçlarından dolayı fail olarak cezalandırılması istendi.

Şüphelilerin bu çerçevede ise ‘örgütün veya amacının propagandasını yapma’ suçundan 10,5’ar yıldan 31,5’ar yıla kadar hapis cezası olmak üzere toplamda 15,5’ar yıldan 43,5’ar yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

İddianamede, diğer 17 şüphelinin ise ‘suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma’, ‘örgüte yardım’ ve ‘örgütün veya amacının propagandasını yapma’ gibi suçlardan değişen oranlarda hapisle cezalandırılması talep edildi.