Reha Muhtar’ın oğlu medya yemi oldu: Psikolog Serap Duygulu bir çocuğun hayatına kalan izleri 12punto’ya anlattı

Evinde yaşadığı kaza sonucu bilincini yitiren ünlü televizyon spikeri Reha Muhtar hastaneye kaldırılmış; babasıyla yaşayan 15 yaşındaki Poyraz’a ulaşamayan annesi Deniz Uğur, sanatçı Nilüfer’in kızı Ayşe Nazlı Yumlu’nun alıkoyduğu iddiasını öne sürmüştü. Anne Deniz Uğur, “Dış kapının mandalı olan insanlar çocuğumu benden kaçırıyor. Bunlar çete mi?” açıklamasını yapmıştı. İddiaların ardından sanatçı Nilüfer, “Çocuk annesine gitmek istemediğini zaten defalarca belirtmiştir. Poyraz'ın velayeti de babasındadır” açıklamasıyla iddiaları reddetmiş, yaşananların ardından 15 yaşındaki Poyraz sosyal medyadan açıklama yapmıştı. 12punto, Psikolog Serap Duygulu’ya yaşananları ve Poyraz üzerindeki psikolojik etkilerinin neler olabileceğini sordu.

12punto

Hikmet Eren ÇELENK     12punto.com.tr 

20 Ağustos'ta evinde geçirdiği kaza sonucu entübe edilen Reha Muhtar'dan güzel haber geldi. Muhtar’ın yanındakilerle konuşmaya başladığı iddia edildi.

Reha Muhtar günler önce İstanbul Sarıyer’deki evinde kaza geçirdi, bilinci kapalı şekilde hastaneye kaldırıldı. Düşme nedeniyle beyninde travma olduğu sebebiyle hastanenin yoğun bakım ünitesinde entübe edildi.

Doktorların aldığı kararla ilk önce uyandırılan gazetecinin şimdi ise çevresindekilerle konuşmaya başladığı iddia edildi.

Doktorların büyük uğraşlar sonucu Muhtar’ın beynindeki kanamanın durdurulduğu öğrenildi.

Reha Muhtar’ın hastanede olduğu süreçte yaşanan olayların ardından hastalıkla boğuşan eski gazetecinin ilk sözleri merak konusu oldu.

Muhtar'ın eski eşi oyuncu Deniz Uğur, çocuğuna ulaşamadığını öne sürerek şarkıcı Nilüfer ve kızının Poyraz Muhtar’ı kaçırdığını öne sürmüştü.

Reha Muhtar'ın oğlu Poyraz annesinin öne sürdüğü kaçırılma iddiaları sonrası açıklama yaparak şunları söylemişti: "Annem benim kaçırıldığımı söylüyor ama ben kaçırılmadım, ablamdan rica ettim beni babamın evine götür diye. " 

Sosyal medya ve medyada Nilüfer mi haklı yoksa Deniz Uğur mu tartışması sürerken çok kritik bir şey gözden kaçırıldı. Kimse, Reha Muhtar’ın oğlu Poyraz Uğur’un ne hissettiğini, 15 yaşındaki bir çocuğun yaşananlardan sonra basın açıklaması yapmak zorunda kalışı üzerine düşünmedi. 

Özellikle çocukların tartışmanın odağında olduğu konularda zarar gören kim oluyor?

Bu tartışmaları sağlıklı yürütmenin bir yolu yok mu?

‘ÇOCUĞUN VELAYETİ KİMDEYSE ONDA KALMALI’

15 yaşındaki Poyraz’ın ailesinde yaşanan problemlerle gündeme gelmesinin etkilerini Psikolog Serap Duygulu 12punto’ya anlattı. 

Psikolog Serap Duygulu, “Süreci takip ediyorum. Biz işin magazinsel kısmına saplanıp kaldık fakat bu işin psikolojik ve hukuki yönleri var. Tarafların kamuoyu tarafından biliniyor oluşu bir kenara bırakılarak tamamen psikolojik olarak değerlendirilmesi gerekiyor. Bir çocuğun mutlak vasiliği anne ve babadadır. Her şeyin normal şartlar altında olduğu bir durumda mahkeme başka bir vasi atamadıysa mutlak olarak evladın vasiliği anne ve babadadır, velayet kime verildiyse ondadır. Bu konu tartışmaya kapalıdır. Normal şartlarda, hukuk başka bir yönlendirme yapmadığı sürece 18 yaşının altında bir birey evrensel hukukta, uluslararası çocuk hakları beyannamesinde nasıl çocuk kabul ediliyorsa, vesayeti de aynı kesinlikle anne ve babadadır” diye konuştu.

‘DURUMU SOSYAL MEDYAYA YEM EDEMEZSİNİZ’

Sosyal medyada insanların görüşlerini beyan etmesi ve taraf olmasına ilişkin Serap Duygulu şunları söyledi:

“18 yaşının altında bir çocuğun ayrı eve çıkmasına hiçbirimiz izin vermeyiz. Hem mantıken hem hukuken böyledir. 18 yaş altında bir çocuğun ama o ablasına gitmek istedi ama annesini görmek istemedi, şununla arası iyiydi bununla arası kötüydü gibi bahaneler sunularak meşrulaştıramazsınız, normalleştiremezsiniz. Böyle bir durumu da sosyal medyaya yem edemezsiniz. Burada anne açısından da söylüyorum ‘Benim çocuğum kaçırıldı, el konuldu’ gibi söylemlerle çözüme ulaşamazsınız. Hukuka başvurulur, uzmanlara başvurulur.”

‘BU HABERLER KARŞISINA HER ZAMAN ÇIKACAK’

Psikolog Serap Duygulu, Poyraz’ın sosyal medyadan yaptığı açıklamalarla ilgili olarak, “15 yaşındaki bir çocuğun sosyal medyadan açıklama yapmaya mecbur bırakılması da yanlıştır. Ablasının ‘Ben onu kaçırmadım, ben onun ablasıyım’ gibi açıklamalar yapması da yanlıştır. Bu tarz ilişkileri sosyal medyaya yansıtmak yanlıştır. Her şeyi sunulabilir, alınıp satılabilir bir hale getirdik. Bunu da tüketeceğiz, bu da gidecek. Fakat bunun ağrazları bu çocukta ya da ailenin diğer bireylerinde bundan sonra taşıyabilecekleri bir sıkıntı olarak kalacak çünkü dijital ayak izlerimiz var. Attığımız her adım bu sınırsız dijital evrende kendisine yer buluyor ve bu çocuklar ilerleyen yaşlarda kendilerine ait bu haberleri görmek zorunda kalacaklar. Bundan sonra taraflar sağlıklı ilişki kurmak isteseler bile sosyal medyaya bu şekilde çivilenmiş bu olumsuz haberler nedeniyle birtakım sıkıntılar yaşayabilirler“ ifadelerinde bulundu. 

‘KİMSEYİ İLGİLENDİRMEZ’

Poyraz’ın ablasıyla birlikte olduğunu söylemesi üzerine konuşan Serap Duygulu, çıkan vesayet krizine dair şunları söyledi:

“Olayın sürecini adım adım izleyelim. Burada evinde rahatsızlanmış bir baba ve buna şahitlik eden bir evlat var. O arada çocuğun velayeti anne veya babasında. Şimdi 15 yaşındaki bir çocuk onu görmek istemedi buna bakmak istemedi diyerek vasisinden uzaklaştırılamaz. Kendi kararlarını kendisinin aldığı yaşa kadar yani devlet tarafından reşit sayıldığı 18 yaşına kadar kendi kararlarını hukuki anlamda vasisi verir, onun insiyatifindedir. Annesine haber verilmesi gerekiyordu. Annesine neden haber verilmedi gibi durumları bilemeyiz. Sıkıntı da burada başlıyor zaten. Şimdi her kafadan bir ses çıkıyor. Hukukun ne söyleyeceği, uzmanların ne söyleyeceği önemlidir. Herkesin sorumluluk alanı da belli olmalıdır. Burada belli ki roller karışmış. Çocukla kan ve gönül bağı olmayanlar dışında kimsenin işi yoktur. Kan bağı olsa dahi hukukun belirlediği insanlar dışında kimseyi yine ilgilendirmez, kimsenin payı olmamalıdır. Kan bağı öne sürülerek hak sahipliği gibi bir iddianın öne sürülmesinin hiçbir geçerliliği yoktur.“

‘MAHREMİNİ AÇIKLAMAK ZORUNDA KALACAK’

Poyraz’ın sosyal medya açıklamasının ardından ilerleyen yaşlarında yaşayabileceği psikolojik sorunların neler olabileceğini sorduğumuz Serap Duygulu şunları anlattı:

“Bundan sonra bu çocuk hayatının hemen her alanında bu soruların muhatabı olacak. Özelini, aile ilişkilerini başkalarına açıklamak zorunda kalacak. Çocuğun bütün mahremiyet ve özel alan sahiplilikleri kamuya açılmış durumda. Dijital ayakları sürekli karşısına çıkacak. Aile içerisindeki sıkıntıların bu şekilde mi açığa çıkması gerekiyordu? Alanında uzman insanlar, eğitimcileri, psikologları nerede işe yarayacak? O zaman herkes kendi hukuk kurallarını sosyal medyada koysun, ailevi problemlerini burada çözsün. Bizlerin bir aile kavramı var, yakınlarımıza karşı bile özel alanımızı koruyoruz. Şimdi bu çocuğun tüm mahremiyeti açığa çıktı. Bu yaşlar disiplinlerin, sorumlulukların reddedildiği ve kendi kişiliğini oluşturduğu yaşlar. Elbette ayrılıklar ve anlaşmazlıklar olabilir. Herkes hem hukuki hem psikolojik durumunu gözden geçirsin. Kimsenin böyle bir hakkı yok. Şu an yaşanan olayın arka planını bilmiyoruz. 15 yaşında bir çocuğun kendi kararıyla belirlenemez, bununla ilgili uzmanlardan fikir alınır. Uzmanlar gerekli gözlemleri yaptıktan sonra karar verir. Buna karar vermek uzmanlardan dışında kimseye düşmez. Çocuğun vasisi kimse mutlaka onunla kalmalıdır.”