Uğur Dündar'dan, SBK'nın Soylu açıklamaları üzerinden 'haklılık' değerlendirmesi: Zaman Sedat Peker'i haklı çıkardı

Uğur Dündar, Sezgin Baran Korkmaz'ın Süleyman Soylu hakkındaki çarpıcı açıklamalarını yaptığı paylaşım üzerinden yorumladı ve Sedat Peker'in haklı çıktığını söyledi.

12punto

Sezgin Bakan Korkmaz, Fatih Altaylı ile Amerika'da yaptığı röportajda eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile arasında geçen konuşmayı anlattı.

Korkmaz'ın ses getiren bu açıklamaları ardından gazeteci Dündar, sosyal medya hesabından bir açıklamada bulundu ve Sedat Peker'in bir dönem ortaya attığı iddiaların bu açıklamalarla birlikte gerçek olduğunun anlaşıldığını söyledi.

Korkmaz'ın açıklamalarını çok önemli bulan Dündar, bu itiraflarla birlikte bir dönem Soylu tarafından mahkemeye verildiğinin de altını çizdi.

Uğur Dündar şu paylaşımı yaptı:

"Zaman Sedat Peker'i bir kez daha haklı çıkardı.

Fatih Altaylı'nın ABD'deki Sezgin Baran Korkmaz'la yaptığı başarılı röportajdan anlıyoruz ki; Süleyman Soylu İçişleri Bakanı olduğu dönemde S. Baran Korkmaz'ı makamına çağırıp "Bu devlet işidir" diyerek, baskıyla 50 milyon dolarlık alacağını sildirmiş. (Sedat Peker de bu iddiada bulunmuştu.)

O tarihlerde " Sedat Peker'in iddialarının üzerine gidilip gerçeklerin ortaya çıkarılması gerektiğini ısrarla savunduğum için Soylu tarafından "Suçu ve suçluyu övmekten (!)"  yargılatılmış, ancak ilk celsede beraat etmiştim."

SEZGİN BARAN KORKMAZ, SÜLEYMAN SOYLU İLE OLAN GÖRÜŞMESİNİ ŞÖYLE ANLATTI:

Korkmaz, İnan Kıraç'ın uzun yıllardır iş ortağı olan Nahum ailesinin Kıraça Holding’deki yüzde 45'lik hissesini İnan Kıraç'ın isteğiyle 60 milyon dolara satın aldığını, ancak Kıraç'ın bu parayı daha önce söz vermesine rağmen geri ödemediğini açıkladı.

İnan Kıraç hakkında ihtiyati haciz kararı aldırdığını belirten Sezgin Baran Korkmaz, daha sonra devreye dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun girdiğini ve hisseleri bedelsiz şekilde İnan Kıraç’a vermesini istediğini söyledi.

Soylu'nun, kendisine "Bu devlet meselesi İnan Kıraç'ın borcunu sileceksin" dediğini ifade eden Korkmaz, yaşananları şöyle anlattı:

"Kıraça Holding’in yüzde 45 hissesi, Nahum ailesindeydi. İnan Kıraç ile Nahum ailesi arasında sorun vardı. İnan Kıraç, Nahum ailesi ile anlaşamadığını, benim dışarıdan bir kişi olarak Nahum ailesindeki hisseleri almamı, daha sonra o hisseleri benden alacağını söyledi.

Ben de kabul ettim. Nahum ailesi ile görüştüm. Kıraça Holding’in yüzde 45 hissesini 60 milyon dolara aldım. Daha sonra İnan Kıraç’tan paramı istedim ama kendisi buna yanaşmadı. Ben de alacağıma karşılık İnan Kıraç hakkında ihtiyati haciz kararı aldırdım.

"İNAN KIRAÇ BENİ ERDOĞAN'A ŞİKÂYET ETTİ"

Bunun üzerine İnan Kıraç, Sayın Tayyip Erdoğan’a gidip Sezgin Baran Korkmaz’ın kendisine çökmeye çalıştığını anlatmış ve Erdoğan da dosyayı Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e vermiş. Abdülhamit Gül, dosyayı inceletmiş ve Erdoğan’a dosyanın ticari bir alacak verecek meselesi olduğunu belirtmiş.

Daha sonra birileri Erdoğan’a bu işin içinde çökme meselesi olduğunu söyleyerek, bu işin İçişleri Bakanı’nın görevine girdiğini söylemiş ve Erdoğan dosyayı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya vermiş.

SOYLU, 'KIRAÇ'IN BORCUNU SİLECEKSİN' DEDİ

Bunun üzerine Soylu, beni Ankara’daki makamına davet etti. Gittiğimde, hukuken haklı olduğumu ihtiyati haciz kararı aldığımı, İnan Kıraç’a hacze gideceğimi söyledim. Bakan Soylu bu borcu silmem gerektiğini ve hisseleri bedelsiz şekilde İnan Kıraç’a vermem gerektiğini bana söyledi. Nedenini sorduğumda bu işin devlet meselesi olduğunu söyledi.

Ben, Soylu’ya ‘Kürt olduğum için mi bana böyle davranıyorsunuz’ dediğimde, odadaki bir emniyet müdürü bana karşı çıkıştı. Konuşma farklı yerlere gitti. Ben de bu sefer ‘Ben Trabzonlu olmadığım için mi benimle böyle konuşuyorsunuz’ dedim. Bu sefer emniyet müdürü ayağa kalktı, ben de ayağa kalktım. Gerginlik olunca ben bakanlıktan çıktım.

10 dakika uzaklaştıktan sonra beni bir daha aradılar. Yeniden çağırdılar. Gittiğimde Soylu, ‘Bu devlet meselesi İnan Kıraç’ın borcunu sileceksin’ dedi. Ben de 'tamam' deyip hiçbir şey demeden ayrıldım. Sonra Ankara’da devlette etkin birini aradım, bu konunun devletle alakasını öğrenmek istedim.

'SOYLU, GÖRÜNTÜLÜ OLARAK İNAN KIRAÇ’I ARADI'

O ise bunun devletle ilgili olmadığını, Soylu’nun Erdoğan’a ve Kıraç’a şirin gözükmek için işgüzarlık yaptığını söyledi. Daha sonra beni biri daha aradı, ‘Seni Ankara’da ezdiler mi’ dedi. Ben de ‘nasıl yani’ dediğimde, ‘Soylu, görüntülü olarak İnan Kıraç’ı aradı, olayı böyle anlattı’ dedi. Ben, İnan Kıraç’a çökmeye çalışmadım, İnan Kıraç bana çökmeye çalıştı. Hatta İnan Kıraç’ı İnan Kıraç yönetmiyor. Kendisine vasi atanması lazım. Kendi kızıyla yaşadığı sorunların arkasında da bu var. İnan Kıraç üzerinden İpek Kıraç’a da çökmek istiyorlar."