İBB Meclisi’nde ‘Ahmak’ tartışması: 'Ola ki İmamoğlu aday olursa...'

Nagihan Yılkın 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi ekim ayının ikinci oturumuna meclis 2'inci başkanvekili Gökhan Gümüşdağ başkanlık yaptı.

Meclis’teki gündem dışı konuşmalara İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında ceza davasına dönüşen "ahmak davası” damgasını vurdu.

Davayı ‘rejimin bizi hapsetmeye çalıştığı bir trajedi’ olarak yorumlayan İBB CHP Grup Sekreteri Ömer Rasim Şişman, “Ekrem İmamoğlu iktidarın karşısına çıkmaktan korktuğu bir liderdir. İşte bu yüzden milletin iradesiyle inatlaşmak istenmektedir. Herkesin bildiği gibi bu mesele Türkiye’nin kim tarafından yönetileceğine ilişkin bir müdahaledir” dedi. 

'SUÇ OLMADIĞI ORTADA'

2019 yılında tekrarlanan İstanbul seçiminin ardından dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun İmamoğlu’nu hedef alarak ‘ahmak’ ifadesini kullandığını anımsatan Şişman, şunları kaydetti: “2019 yılında, İstanbul’da, Ekrem İmamoğlu’nun ve 16 milyon İstanbullunun ikinci defa kazandığı yerel seçimlerin ardından, dönemin İçişleri Bakanı, Ekrem İmamoğlu hakkında siyasi nezaketten yoksun bir ifade kullanmıştır. Başkanımız hedef alınarak doğrudan kendisine ‘Ahmak’ denilmiştir. Ekrem İmamoğlu, sıradan bir mantık anlayışının gayet doğal kabul edeceği biçimde, bu saldırıyı, aynı ifadeyi sahibine iade ederek cevaplamıştır. Öte yandan, bahsedilen ‘ahmak’ ifadesinin de Yargıtay’ın emsal kararlarıyla suç olmadığı ortadadır. Yani bu dava, herkesin de bildiği gibi, yargının siyasi saiklerle güdümlendiği bir yargısal suikaste dönüşmüştür. Beklentimiz, İstinaf Mahkemesinin bu çirkin manipülasyona “dur” diyerek Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın amir hükümlerinden olan, hukukun üstünlüğü ilkesini tesis etmesi yönündedir. Devletin temeli olan adaletin sağlanması en doğal talebimizdir.”

'ADALET ARAYIŞINA DARBEDİR'

Şahin’in ardından söz alan İBB Meclis Üyesi Tuğçe Çelik Karademir de davanın geçmişini hatırlatarak şöyle konuştu: Ekrem İmamoğlu’nun karşı karşıya kaldığı haksızlık yalnızca kendisinin değil bu kentte yaşayan, bu ülkede yaşayan her bir seçmenin seçme iradesine, onuruna, adalet arayışına vurulan bir darbedir. Siz yargıya el uzattıkça Ekrem İmamoğlu'nun yol arkadaşları ve binlerce Türkiye sevdalısı olarak bu ülkenin göreceği en büyük demokrasi mücadelesini başlatmaktan asla çekinmeyiz.

CHP'Yİ HEDEF ALDI

Şahin ve Karademir’in ardından söz alan AKP Grup Sözcüsü Faruk Akkuş, “İki konuşmacı arkadaşımın da millet iradesi hukukun üstünlüğü, yargı ve ilgili sözlerinin hepsine katılıyorum. Evet, milletin iradesi üzerinde hiçbir güç yoktur. Ve yargıya hiç kimse müdahale edemez. Bir CHP'li hukukçu Ankara milletvekili zannediyorum. Konuşuyor işte şöyle olursa yargıya müdahale olur diye. Peki tersine bir karar çıkarsa ne olur? diye sordular. Dedi ki o zaman Ankara’da Yargıçlar var deriz” diyerek CHP’yi hedef aldı.

SÜRÜLEN HAKİMİ SUÇLADI

Davaya bakan 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin hakimi Hüseyin Zengin’in Samsun’a sürülmesine ilişkin de konuşan Akkuş, “Hakim ben şöyle karar vereceğim diyormuş birkaç kişiye. O hakimi hakimlikten almak lazım. Hakim kararını kimseyle tartışmaz. Vicdanına göre karar verir. Böyle karar vereceğim diyen bir hakim, bu kararı tartışan bir hakimin hakimlik yapmaması lazım. Hukuka ihanettir bu. Yargı kararını verecektir. Yargının verdiği karar uymak zorundasınız. Saygı duymayabilirsiniz, kabul etmeyebilirsiniz ama uymak zorundasınız.” dedi.

‘HADDİNİ BİL’ DİYE SESLENDİ

Akkuş konuşması sırasında CHP grubundan ayağı kalkarak kendisini eleştiren meclis üyesi Metin Kaya’ya seslenerek, “ Hukukçular konuşuyor Metin Bey sen otur. Sen otur otur, Metin Bey. Metin Bey, haddini bil. Hukukçu arkadaşlarımız cevap verir. Metin Bey haddini bil” ifadelerini kullandı.

'YARGIYI GETİRDİKLERİ NOKTA AÇIK'

‘Ahmak’ davasına konu olan konuşmaların YSK ile ilgili değil,  dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu arasında geçtiğini hatırlatan CHP Grup Sözcüsü Gencay Özcan,  “Dönemin YSK başkanı ve üyeleri burada bizim mağduriyetimiz yoktur. Dolayısıyla da şikayetimiz yoktur diyerek çekildi. Şimdi burada muhatap kimmiş? Tabii ki sözü söyleyen dönemin bakanı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu.  Ülkede yargıyı getirdikleri nokta çok açık. Anayasa Mahkemesi. Yargıtay'ın verdiği kararı tanımıyor. Yargıtay anayasa mahkemesinin verdiği karar tanınıyor. Bu ülkeyi kim yönetiyor, adaleti bu ülkede hangi noktaya getirdiniz? Bakın hangi davadan bahsediyorum, seçilmiş bir milletvekilinin milletvekilliğinin teslim edilmediği bir süreçten bahsediyorum. Yani Can Atalay sürecinden bahsediyorum. Başkanım Anayasa Mahkemesi Yargıtay’ın kararını, Yargıtay Anayasa Mahkemesi'nin kararını tanımazsa ve bunlar yok hükmündedir diye. Oralara gelen açıklamalar yapılırsa bu ülkedeki adaletin güveni sarsılır ve kamuoyunun da malumu vicdanlarda mahkum olur” dedi.

'ŞİDDETLE KINIYORUM'

Dava sürecinin bir algı operasyonu olduğunu söyleyen BBP Meclis Üyesi Dursun Çağlayan, CHP’yi demokrasiden sabıkalı olmakla  ve 60 ihtilalinin destekçisi suçladı. 

Çağlayan’ı şiddetle kınadığını söyleyerek söz alan CHP Grup Başkanvekili Ülkü Sakalar ise, "Cumhuriyet Halk Partisi her zaman darbelere de karşı çıkmış bir partidir. Bin dokuz yüz altmış ihtilaliyle. Gelip Cumhuriyet Halk Partisi de bilinir. Cumhuriyet Halk Partisi'nin bin dokuz yüz altmış ihtilaliyle yan yana alıp ihtilalde yaşanan darbecilerin yaptıklarını Cumhuriyet Halk Partisi'nde yıkmaya kalkmasını da şiddetle kınıyorum” dedi.

"OLA Kİ İMAMOĞLU ADAY GÖSTERİLİRSE..."

Davaya ilişkin konuşan Sakalar,  “Milim milim ölçülmüş biçilmiş bir dava, helal olsun. Biz bu davayı adalet tecelli edene kadar gündemde tutacağız. İki senedir istinafta bekliyorsunuz. Ha ola ki Ekrem İmamoğlu bir yerlere aday gösterilirse biz bunu dosyayı çıkarırız diyorsunuz, bu mu? Biz sizin niyetinizi biliyoruz. Her şeyi biliyoruz. Bütün İstanbul biliyor. Bütün Türkiye biliyor” diye konuştu.