Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
38,2288
Dolar
Arrow
36,3010
İngiliz Sterlini
Arrow
46,1227
Altın
Arrow
3428,0000
BIST
Arrow
9.602

Şara yönetimindeki Suriye'nin geleceği nasıl şekillenecek? 'AKP'ye maliyeti çok yüksek olabilir'

Suriye'de yeni kurulan Geçiş Hükümeti'nin lideri Ahmet el Şara, Esad döneminin ardından belirsizlikleri bitirme iddiasında bulundu. Buna karşın 'yeni' Suriye'deki durum, ülkedeki sorunların azalmadığına işaret ediyor. Suriye'nin haritası yeniden şekillenirken, İsrail'in işgali ve henüz sona ermemiş çatışmalar, bölgedeki gelecek hakkında soru işaretleri doğmasına yol açtı. Prof. Dr. Hasan Ünal, Suriye'deki son durumu 12punto için değerlendirdi.

Şara yönetimindeki Suriye'nin geleceği nasıl şekillenecek? 'AKP'ye maliyeti çok yüksek olabilir'

Suat TEKİN - 12punto.com.tr

Şam'ın 20 kilometre dışına kadar gelen İsrail ordusu, işgal ettiği Suriye topraklarında askeri üsler inşa ediyor. Eski HTŞ'li ve 2024 yılına kadar ABD'nin aranan teröristler listesinde yer alan Ahmet el Şara, şu ana kadar yaptığı açıklamalarda, Batı ile entegre olmak istediklerine vurgu yaptı. Suriye'de Şam merkezli bir yönetim kurulmuş olsa da ülkede çatışmalar henüz sona ermedi. Öte yandan Suriye'nin farklı bölgelerindeki silahlı gruplar, Geçiş Hükümeti ile görüşmeler yürütmelerine karşın, Şam'daki yeni otoriteyi halen kabul etmedi.

Suriye'de 29 Ocak 2025'te düzenlenen Zafer Konferansı'nın ardından Ahmet el Şara yeni Suriye hükümetinin cumhurbaşkanı ilan edildi. Geçiş Hükümeti, ülkenin yeni anayasasını hazırlamak için birkaç seneye ihtiyacı olduğunu belirtirken, ülkenin toprak bütünlüğünü korumak istediklerine yönelik açıklamalar yaptı. Öte yandan Geçiş Hükümeti'nin Cumhurbaşkanı Şara, Suriye topraklarını işgal altında tutan İsrail ile herhangi bir çatışmaya girmeyeceklerini ifade etti. Suriye'de Esad dönemi sonrası yeni sorunlar ortaya çıkarken, bölgenin geleceğine dair belirsizlikler artmış gibi görünüyor. Esad döneminin sona ermesiyle ortaya çıkan sorunları, Batı'nın Şara yönetimi üzerindeki etkisini ve Türkiye'nin Suriye politikalarını Prof. Dr. Hasan Ünal'la konuştuk.

YENİ SURİYE'NİN SORUNLARI

Ünal, Esad döneminin sona ermesiyle sorunların azalmadığını ancak hem sorunların hem de belirsizliklerin arttığı görüşünü paylaştı. Şara yönetiminin seçimsiz bir şekilde iktidarı ele geçirdiği bir ortamda, yeni anayasanın ne zaman hazırlanacağına dair de net bir tarih verilmedi.

Ülkede meşru seçimlerin ne zaman yapılacağına dair Geçiş Hükümeti'nden yapılan çelişkili açıklamalara dikkat çeken Ünal, gelecekte ortaya çıkabilecek sorunlara ilişkin şunları kaydetti:

''Esad dönemine göre Suriye'nin önünde daha olumlu seçenekler olduğunu düşünmüyorum, sorunlar azalmadı, daha ziyade farklılaştı. Hem sorunların hem de belirsizliklerin arttığını söyleyebiliriz. Mevcut geçici Suriye hükümeti, yeni anayasanın yapımı ve seçimler için önce 3-4 yıl dedi, şimdi 4-5 yıl diyor. Bu pek çok sorunu beraberinde getirebilir.

Geçiş döneminde herkesi tatmin edecek bir anayasa yapılmaya çalışılırken tartışmalar nereye evrilir, kestirmek güç. Belli çevreler, bazı gruplar, 'Biz bu gidişatı beğenmiyoruz' diyerek yeni anayasa çerçevesinde hak elde etmek üzere silaha sarılırlar mı, bunlar belirsizliğini koruyor.''

Suriye'de şiddet olayları yaşandığına dair haberlere de dikkat çeken Ünal, haberlerin güvenilirliği belli olmasa da önemli sorunlar yaşandığı görüşünü paylaştı. Ünal, ''Genel bir değerlendirme olarak söylemek gerekirse, bence Suriye'nin sorunları azalmış görünmüyor'' diye konuştu.

''DIŞ POLİTİKALARI BATI'NIN İSTEDİĞİ GİBİ OLACAKTIR''

Suriye'de yeni hükümetin dış politikasını İsrail ve ABD'nin çizgisine paralel şekilde oluşturduğunu söyleyen Ünal, İran ve Hizbullah'ın Şara yönetimi tarafından düşman olarak tanımlandığını açıkladı.

Ünal, Geçiş Hükümeti'nin dış ilişkilere bakışını şu sözlerle açıkladı:

''Suriye dış politikası büyük ölçüde ABD ve İsrail'in, Batı'nın istediği şekilde olacaktır diye düşünüyorum. Bunu zaten geçici hükümetin başkanı Şara ilan etti. Olabildiğince İsrail yanlısı bir yönetimden söz ediyoruz. Zaten bu yönetim Suriye topraklarının herhangi bir şekilde İsrail'e karşı kullanılmasına izin vermeyeceğini, Batı ile entegre olmak istediğini, bölgede tek düşmanlarının İran ve dolayısıyla Hizbullah olduğunu ve bölgedeki diğer ülkelerle hiçbir sorunları olmadığını söylüyor.

Şara hükümetinin dış politikası genel hatlarıyla ABD ve İsrail’in çizgisiyle paralel. İsrail, Esad devrildiği günden itibaren Suriye'nin ciddi topraklarını, yani, Golan bölgesinin geri kalan kısmını -1967 savaşında işgal edemediği bölgeleri de- işgal etmiş durumda. İsrail'e karşı Şara'nın herhangi bir rahatsızlığı yok. Buna karşın geçenlerde Hizbullah'a saldırı başlattıkları haberleri çıktı. Ne kadar doğru bilmiyoruz ama Hizbullah tarafından şiddetle püskürtüldükleri anlaşılıyor. 

Yeni yönetimin genel dış politika çerçevesi büyük ölçüde Batı’nın, özellikle de İsrail'in istediği şekilde oluşacaktır diye düşünüyorum.'' 

İSRAİL'İN SURİYE'DEKİ ETKİSİ

Esad rejiminin devrilmesiyle Suriye'de kendi etki alanını oluşturanlar sadece ülke içerisindeki gruplar olmadı. İsrail, Esad'ın devrilmesinin ardından 1967 yılından bu yana işgal altında tuttuğu Golan tepelerinin ardındaki bölgeleri de ele geçirdi. İsrail'in işgali genişlerken, Şara yönetimi Tel Aviv yönetimiyle çatışmaya girmeyeceğini ilan etti.

Ünal, İsrail ve Suriye arasında yakın dönemde bir çatışma beklemediğinin altını çizdi. Suriye'nin güneyindeki Durzi bölgesinin İsrail kontrolüne girdiğini ifade eden Ünal, İsrail ve Şara yönetimi arasındaki ilişkiyi şu ifadelerle açıkladı:

''Şara çok zayıf durumda, Toyota pikaplarla gelip yönetime el koydular. Suriye ordusunun savaşmak istememesi gibi halen açıklanamayan bir durum sonucunda iktidarı ele geçirdiler. Şimdi İsrail ile bir mücadeleye girişmelerini beklemek yanlış olur. Kaldı ki Şara ideolojik olarak böyle bir durumda olmadıklarını söylüyor. Böyle bir niyette olanlara da Suriye topraklarında yer verilmeyeceğini ifade ediyor. 

Öte yandan, İsrail’in işgal ettiği topraklar ne olur konusu ayrı bir tartışma. 1967 savaşında İsrail’in işgal ettiği Durzi bölgesinin geri kalanı da şu anda İsrail’in kontrolüne girdi. Bu bölgelerde ne olur kestirmek güç. Şu anda Durzilerin söylediği şu: 'Eğer federasyon olursa ve Durziler olarak belli haklar elde edersek bu bölgeyi Suriye’ye entegre ederiz', yani federal bir Suriye’ye, yoksa İsrail’e bağlanabiliriz' gibi laflar ediyorlar. Bu gerçeğe dönüşebilir.''

Şara hükümetinin 'herhangi bir sebeple İsrail’e karşı mücadele etmesini' beklemediğini vurgulayan Ünal, şunları dile getirdi:

''Hatta şöyle söylenebilir. 1947 yılından bu yana İsrail'in neredeyse tek kurşun atmadan elde ettiği en büyük başarı Suriye'nin çökmesidir. Aslında Türkiye büyük destek verdiği bu gidişat ile çok eleştirdiği İsrail'e büyük bir hediye vermiş oldu.''

TÜRKİYE VE SURİYE İLİŞKİLERİNİN GELECEĞİ NASIL ŞEKİLLENECEK?

AKP hükümetine yakın medyada Türkiye'nin Şara yönetimi üzerinde 'büyük' etki sahibi olacağına yönelik haberler çıktı. Ünal, Türkiye'nin Suriye üzerinde etkisi olacağını düşünmesine karşın, bu etkinin 'sınırsız' olacağı iddialarına katılmadığını belirtti.

Şara yönetiminin gümrük vergisi kararlarıyla ilgili Ünal, Türkiye'ye Esad zamanında uygulanan vergilerin devam ettiğini ancak diğer ülkelere artık bu vergilerin uygulanmadığını kaydederek, durumu 'ilginç' olarak niteledi.

Öte yandan Ünal, Türkiye'nin Suriye'deki etkisini şöyle tarif etti:

''Hükümete yakın medyada çıkan artık Suriye'de biz ne istersek o olacak şeklindeki konuşulanlar boş laflar. Öyle bir şey olmaz. Ama Türkiye'nin etkisinin sıfırlanabileceğini söylemekte abartılı olur. Türkiye bir etkiye sahip olacaktır. Ama bu etki öyle belirleyici bir etki olur mu? Ondan çok emin değilim.

Şu söylenebilir: Türkiye, Suriye’de ulusal çıkarlarına uygun politikalar izlemiyor. Bugünlerde de oldukça duygusal gidiyoruz. Duruma Suriye’yi toparlamak gibi bir misyon çerçevesinde yaklaşıyoruz.''

Türkiye'nin bölgede doğru yaptığı şeyin 'PKK/PYD sorununa odaklanmak' olduğunu kaydeden Ünal, bununla birlikte 'sığınmacılar konusuna' dair hükümetin herhangi bir adım atmadığına da dikkat çekti.

''Genel hatlarıyla Türkiye'nin PKK/PYD konusuna yaklaşımı ve merkezi hükümeti bu konuda yönlendirmeye çalışması bence doğru. Ancak, Türkiye'nin bir başka önceliği olması gereken sığınmacılar konusuna hiç değinilmiyor.

Burada anlıyoruz ki, 10 küsür yıldır TV'lerde; 'Bu insanlar giderse Esad bunları doğrar, Esad bir katil, insanların kanını içiyor o yüzden bu insanlar kaçtı' şeklindeki propaganda doğru değilmiş. Şu anda Esad yok. Bu insanlar için çok daha iyi olacağını iddia ettikleri bir yönetim var. Ama sığınmacıları göndermekle yine ilgilenmiyorlar.

Demek ki, 'Türkiye aslında sığınmacıları göndermek istemiyormuş' sonucuna varmak mümkün.''

Geçiş Hükümeti'nin lideri Şara, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile 4 Şubat'ta bir araya geldi. Ankara'daki görüşme, Şara'nın Suudi Arabistan gezisinin ardından yaptığı 2. resmi yurtdışı ziyaretiydi

''SURİYE'NİN AKP'YE MALİYETİ YÜKSEK OLABİLİR''

Türkiye'nin Suriye'de atabileceği diplomatik adımları değerlendiren Ünal, 'duygusal bir yaklaşım geliştirmenin' AKP hükümetine ağır maliyetleri olabileceği görüşünü paylaştı. Ünal'a göre AKP'nin Şara yönetimine yardımcı olmak istemesi, Suriye'deki ekonomik faturanın Türkiye'ye yük haline gelmesine neden olabilir.

Ünal, Şara yönetiminin ne Batı'dan ne de Körfez ülkelerinden aradığı mali desteği henüz bulamadığına dikkat çekerek, şu değerlendirmeleri yaptı:

''Genel olarak duygusal bir tavır var. 'Müslüman kardeşlerimiz, bugüne kadar ezilen, Esad diktatörlüğünden zarar gören insanlar, geldiler, yönetimi aldılar. Bu insanlara yardımcı olmak lazım' gibi tavırlar içerisindeler. Bunun hem mevcut hükümete (AKP'ye) hem de Türkiye'ye maliyeti çok yüksek olabilir.

Hükümete maliyeti şu olur: Hükümet Suriye'deki yeniden yapılandırma projelerinde Türk firmalarının yer almasını istiyor. Ama Türk firmalarının yer alacağı büyük çaplı projeler olabilmesi için buraya Batı dünyasından ve Körfez ülkelerinden büyük miktarda para aktarılması lazım. Onlardan da kimse bunu yapmaya niyetli görünmüyor. O yüzden bir sürü çıkmaz var.

Buradaki sorun şuna dönüşebilir: Türkiye kendisi bir takım projeleri finanse etmeye başlarsa hükümet sorunlarla karşılaşabilir. Türkiye içerisindeki mevcut ekonomik kriz dikkate alındığında, Suriye'ye ekonomik yardımlarda bulunmak mevcut hükümetin çok kötü durumlara düşmesine neden olabilir.''

Suriye ile bir deniz yetki alanı anlaşması da yapılabileceğini dile getiren Ünal, şunları sözlerine ekledi:

''Deniz yetki alanları konusuna da çok önem veriliyormuş gibi görünmüyor. Tabii perde arkasında neler olduğunu biz bilmiyoruz. Ama görebildiğimiz kadarıyla o konuda da bir girişim yok.''

Prof. Dr. Hasan Ünal


Haber Kaynağı : 12punto

Suriye suriye Geçiş Hükümeti Ahmet el Şara İsrail ABD Ortadoğu Türkiye
English Guru