13 yaşındaki çocuğu istismardan yargılandı, yurtdışı yasağı 'hacca gideceği için' kaldırıldı!
2011 yılında 13 yaşında olan Y.E.’nin Antalya’da gittiği tiyatro kursunun öğretmeni Ümit Z.A. tarafından nitelikli cinsel istismara maruz bırakıldıktan 13 yıl sonra yaptığı şikayet üzerine başlatılan soruşturma sürüyor. Hacca gideceğini gerekçe göstererek yurt dışı çıkış yasağını kaldırtan şüphelinin yargılandığı davada, Y.E. kamuoyuna şu sözlerle seslendi: “Bu suç insanda öyle bir derin yara açıyor ki hayata devam etmek mümkün olmuyor. İfade verirken burnum kanadı. 10 Haziran’daki duruşmamız için destek bekliyorum”.

Sinem Nazlı Demir - 12punto.com.tr
Y.E. 13 yaşındayken 2011 yılında Antalya’da bir tiyatro kursuna kaydoldu ve tek çocuk oyuncu olarak eğitim almaya devam ederken, kursun öğretmenlerinden biri olan Ümit Ziya Altı tarafından turlara, tek kişilik provalara davet edilmeye başladı. Y.E. ilk başlarda öğretmeninin kendisine gösterdiği ilgiyi öğretmen-öğrenci ilişkisi çerçevesinde değerlendirirken bir süre sonra Ümit Z.A. tarafından Y.E.’ye yönelik sürdürülen iletişimin şekli ve boyutu değişti. Öğretmen, Y.E..’yi provalardan sonra evine bırakmaya, mektup yazmaya ve daha sonrasında ona hediyeler almaya ve 13 yaşındaki bir çocuğa mektuplar yazmaya başladı. Y.E’yi manipüle ederek arabasına bindirip 13 yaşındaki çocuğu istismar etmeye başladı.
'HER HAFTA BANA CİNSEL İSTİSMARDA BULUNDU'
O günleri Y.E. savcılıkta verdiği ilk ifadesinde şöyle anlatıyor:
“Ümit Z.A. 2011 yılı Şubat ayından itibaren bana yönelik ilgisini gösteren mailler göndermeye başladı. Daha sonra ise ortak bir mail hesabı açıp hesabın taslaklar kısmından bana mektuplar göndermeye başladı. Bana bonzai ağacı aldı, 'Bonzailerin ömrü uzun olur, aşkımız da öyle olacak, 18 yaşına kadar sakla' dedi. Tiyatro çalışmaları bitiminde Ümit Z.A. beni arabasıyla evime bırakmaya başladı. Eve bırakmadan önce de arabayla dolaşıp daha sonra arabayı ıssız bölgelere park ediyordu. Daha sonra beni öpmeye ve dokunmaya başladı. Cinsel organıma dokunuyordu. Bu eylemlerini 2011 yılı Mart ayından itibaren yapmaya başladı. Ümit Z.A'nın bana yaptıklarını utandığım için bir başka kimseye anlatamadım. Haftada bir tiyatro provası yapılıyordu ve her provadan sonra cinsel eylemlerini tekrarlıyordu. Tiyatro çalışmaları yaklaşık 9 ay sürdü ve hemen hemen her hafta bana bu şekilde cinsel istismarda bulundu. 22 Temmuz 2011 tarihinde beni bir ofise götürdü. Vücuduma dokunmaya başladı. Ben korktum ağladım. Bir şey deneyeceğini söyleyerek beni sakinleştirmeye çalıştı. Ve eylemini gerçekleştirdi, bana nitelikli cinsel istismarda bulundu. Canım çok acıyıp ağlamaya devam edince eylemini sonlandırdı. Birkaç gün sonra bana bir gebelik testi verip testi yapmamı istedi. Benimle cinsel ilişkiye girmesinin çok büyük suç olduğunu, bu olayı başkalarına anlatmam halinde hapse gireceğini ve hapiste öldürülebileceğini, olayda ikimizin de suçlu olduğunu söyledi. 2012 yılı Şubat ayına kadar bu şekildeki cinsel eylemlerini birçok kez tekrarladı. Babam bana “sana dokundu mu” diye sorduğunda katil olur ve hapse girer diye söyleyemedim. Ümit Z.A. birbirimize aşık olduğumuzu, aslında benim 13 yaşındaki bedenimde farklı bir ruh barındırdığımı, yaşıma göre olgun olduğumu, insanların bunu anlamayacağını söyleyerek beni duygusal yönden kendisine yaklaştırmaya çalıştı.”
2024'TE ŞİKAYET ETME KARARI ALDI
Y.E., Ümit Z.A.’nın ona verdiği deftere yazı yazarken bu durumdan şüphelenen annesi defteri okumaya karar verdi ve defterde gördüklerinden sonra Ümit Z.A.’yı aradı ve telefonu açan annesi ise Y.E’nin annesine “kızınıza sahip çıksaydınız o zaman" diyerek telefonu kapattı. Bu olaydan sonra Ümit Z.A. ortak kullanılan mail hesabındaki bütün yazışmaları sildi ve tiyatro ofisini Y.E.’nin babasının isteğiyle kapattı.
Y.E. ise yaşadıklarını unutmaya çalışarak başka bir şehre taşınarak psikolojik tedavi görmeye başladı. Y.E., bu süreçte yazar olarak mesleğine ve seminerlerine devam eden Ümit Z.A.’nın, 2017 yılında kendi yaşadığı şehirde düzenlenecek olan kitap fuarına geleceğini öğrendi ve fuar günü gidip Ümit Z.A. ile yüzleşti. Ümit Z.A. ise ona, “Ben de seni bekliyordum, yaşadıklarımız aşktı ve seni hala seviyorum” dedi. Bu yaşananlardan sonra Y.E. olanları ailesine söyleyemediği için şikayetçi olamadı ancak bir gün şikayetçi olacağını Ümit Z.A.’ya söyledi. Şikayetçi olmadığı takdirde psikolojisinin düzelmeyeceğine kanaat getirerek ve ailesine durumu söyleme cesaretinde bulunarak 7 yıl sonra, 2024’ün Eylül ayında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’na giderek şikayette bulundu ve Ümit Z.A.’nın tutuklanmasını talep etti.
'YAZAR OLDUĞUM İÇİN HAYRANLIK DUYAN ÇOK OLUYOR'
Şikayet üzerine ifade veren Ümit Z.A. ise kolluk görevlilerine yaptığı savunmasında, “Tiyatro oyunlarının olduğu günlerde tiyatro bitimi tiyatroda görev alanlarla bazılarını yolumun üzerinde olduğu sürece evine bırakırdım. Evlerine bıraktığım şahısların içerisinde Y.E. isimli şahıs da olabilir. Ben kendisi ile beraber olmadım. Ben yazar olduğum için bana hayranlık duyan çok kişi oluyor. Bu aşk karşılıksızdı. Kendisiyle herhangi bir şekilde yakınlaşmadık” diyerek itibarının zedelenmeye çalışıldığını iddia etti ve suçlamaları kabul etmedi.
Ümit Z.A.’nın avukatı ise yaptığı savunmasında, “Mağdure, yaşı ilerlediğinde erkek arkadaşlar edinmiştir ve bu erkek arkadaşları ile ilişkisini gösterereek fotoğraflarını sosyal medyada paylaşmıştır. Bu fotoğraflar incelendiğinde uygunsuz fotoğraflar olduğu, masasında alkolIü içecekler olduğu görülmektedir. Mağdure platonik aşk yaşamaktadır” diyerek Ümit Z.A.’nın beraatini talep etmiştir.
ADLİ TIP, 'RUHSAL AÇIDAN ETKİLENMİŞ' DEDİ
Bu süreçte Y.E.’nin psikiyatristi de Y.E.’nin ruhsal durumuyla ilgili, yaşanılan isitsmarın etkilerine yönelik mahkemeye sunulmak üzere bir rapor yazdı. Y.E. hakkında Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli tıp Anabilim Dalı Başkanlığı'nın düzenlediği raporda da, Y.E.’de travma sonrası stres bozukluğu bulgularının olduğu, 2011-2012 yılları arasında maruz kaldığı iddia edilen "Çocuğun Cinsel İstismar Eylemleri" nedeniyle ruhsal açıdan etkilenmiş olabileceğinin tıbbi kanaatine varılacağı aktarıldı.
Raporda ayrıca, her ne kadar şüphelinin üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğine dair savunması bulunmakta ise de; mağdurun suç tarihinde 15 yaşından küçük olması nedeniyle rızasının bulunduğu kabul edilse bile yaşı gereği rıza ehliyetini açıklamaya ehil olmadığı, yaşadığı cinsel istismar eylemlerinin mağdurun ruh sağlığını bozduğunun belirtildi.
İSTİSMARCI HAKKINDA İKİ AYRI SUÇTAN DAVA
Açılan dosyaya yönelik Cumhuriyet Savcısı’nın hazırladığı iddianamede ise, “Mağdurun samimi bulunan beyanlarına itibar edilerek, şüphelinin 2011-2012 tarihleri arasında birden çok kez farklı zamanlarda mağdura dokunmak, öpmek, çocuğa karşı organ sokmak suretiyle cinsel istismar eylemlerini gerçekleştirdiği” aktarılarak şüphelinin bu suçları işlediği hususunda hakkında kamu davası açılması ve cezalandırılması talep edildi. Ümit Z.A. hakkında “Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı, Cebir Tehdit veya Hile Kullanarak Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma” suçlarından dava açıldı.
'NİTELİKLİ İSTİSMARA TEŞEBBÜS EDİYOR'
12Punto’ya konuşan, dosyanın ve Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nin avukatı Yağmur Burçin Sayın, tiyatro kursunun başladığı zamandan itibaren Y.E.’nin maruz bırakıldığı istismarı şöyle anlattı:
“Ümit Z.A. isimli şahıs, tiyatro kursu başladıktan bir süre sonra Y.E.’ye hediyeler ve çiçekler almaya başlıyor. 2011’in sonundan itibaren Antalya’da falezlere götürüp, özellikle arabada öpüyor, cinsel organını tutturuyor. İkinci görüşmede boş bir eve götürüyor, nitelikli cinsel istismara teşebbüs ediyor. Y.E. adına bir mail adresi açıyor, taslaklardan haberleşmeye başlıyor, iz bırakmamak adına. Y.E.’nin annesi bir gün odasına giriyor, defteri buluyor ve babayı arıyor. Aile, Ümit Z.A. ile buluşuyor Y.E. olmadan. Daha sonra ailesi Y.E. ile de konuşuyor. Bir süre sonra şehir değiştiriyorlar. Y.E. yaşadıklarını çevresine anlatamıyor ve hayatına devam ediyor. Üniversite başlayınca, yıllar önceki mail adresine girince mailleri okuyor ve yaşadıklarını hatırlayıp tedavi almaya başlıyor. 2024’ün eylül ayında şikayette bulunuyor, adli tıp raporunda da cinsel istismara uğradığına dair psikolojik etkiler görüldü diyerek soruşturma başlıyor.”
'UMREYE GİDECEĞİM' DEDİĞİ İÇİN YASAK KALKIYOR
İlk duruşmanın Nisan ayında görüldüğünü belirten Sayın, sanık Ümit Z.A.’nın kendisine Y.E. tarafından iftira atıldığını iddia ettiğini söyledi.
Duruşma savcısı, sanığın tutuklanmasını, bu talebin kabul edilmemesi halinde adli kontrol hükümlerinin uygulanmasını istedi. Ayrıca 6284 sayılı yasa kapsamında mağdura yaklaşmama ve iletişim kurmama yönünde tedbir talep edildi. Mahkeme heyeti, sanığın tutuksuz yargılanmasına karar vererek herhangi bir adli kontrol tedbiri uygulamadı.
İlk ifadesinden sonra Ümit Z.A.’ya adli kontrol ve yurt dışı çıkış yasağının getirildiğini aktaran Sayın, bu yasağın ilk duruşma öncesi nasıl kalktığının altını çiziyor:
“Yasak verildikten sonra umreye gideceğim diye bilet alıyor ve Sulh Ceza Mahkemesi’nde dilekçe veriyor. Daha sonra bu yasak ve adli kontrol şartı kaldırılıyor.”
İstismarcıların çocukları hedef alarak çocukluklarını elinden aldığını ve dini öne sürerek çocukları kandırdıklarını anlatan Sayın, kamuoyunun desteğini beklediklerini söyledi:
“Çocukların, özellikle kız çocuklarının duygularını sömürmeye çalışıyorlar, bunu yaparken de bedenlerini kullanıyorlar. Dini, tasavvufi inançlarını öne sürerek güvenilir insan olduklarına dair küçücük çocukları kandırıyorlar. Pedofili bir hastalık olduğu gibi bu insanların aramızda bulunması suç potansiyelini arttırmaktadır. Bu istismarcılar, tacizciler aramızda geziyor. Bizler Y.E. gibi tehlike altındayız. Önlemlerin, tedbirlerin alınması için sesimizin duyulması gereklidir. Müvekkilimin yaşadıkları onun çocukluğunu elinden almıştır. Ama hayat hikayesini dinledikçe ve onu izledikçe başarılarıyla gurur duymaya başladım. Biz Y.E.’nin destekçisi ve davamızın sonuna kadar arkasındayız. Bir sonraki duruşmamız 10 Haziran’a ertelendi. Kamuoyunun desteğini bekliyoruz.”
'İFADE VERİRKEN BURNUM KANADI'
12Punto’ya konuşan Y.E. yıllar sonra şikayet etmesine yönelik gelen eleştirilere yanıt verdi. İstismar suçunun anlatılması zor bir suç olduğunu söyleyen Y.E. bu suçun faillerinin neden konuşmaya çekilenebilecek çocukları hedef aldığına da dikkat çekti:
“Konuşmaya karar verme sürecimde o kadar çok arkadaşımdan ve akrabamdan çocukken istismara uğrayıp konuşamadığını öğrendim ki… İstismar suçunun bu kadar yaygın olduğunu görünce özellikle de elimde bu kadar delil varken başkaları için de bir şeyler yapmak istedim. “Neden bunca zaman susmuş?” sorusunun bir sürü cevabı var. Ailemiz bilsin istemiyoruz. Kimse babasının katil olmasını istemez. Bu konular, üzerine konuşulması kolay konular değil. Bütün insan ilişkilerinizi etkiliyor. Bu suçun zaman aşımının 25 yıl olmasının sebebinin bir sebebi var çünkü mağdurların konuşması çok zor oluyor. Bu suç insanda öyle bir derin yara açıyor ki hayata devam etmek mümkün olmuyor. Etkisi her yerde karşımıza çıkıyor. İnsanların çoğu bu haberi gördüğünde “13 yıl sonra mı aklına gelmiş, bu davadan bir çıkarı var” diye düşünüyor. Kimsenin bu davadan bir çıkarı olamaz. Böyle bir stresin altına kimse itiraf atmak için girmez. Ben ifade verirken burnum kanadı. Kendinizi sevmeyi unutuyorsunuz, sevdiğiniz insanlarla ilişki kuramaz hale geliyorsunuz. Pedofili de zaten böyle bir şey, bu suçlular gizlilikten besleniyor, konuşamayacak çocukları bilerek seçiyorlar. Özellikle engelli veya hassas bir dönemden geçen çocukları hedef alıyorlar, bu bir tesadüf değil. Ayrıca bu kişi beni tasavvuf hikayeleriyle kandırdı. Bu insanların cemaatçi olması tesadüf değil. Benim beynimi de yıkadı. Hacca gidip geliyor çünkü sistemi çok iyi biliyorlar. Dini kendilerine kılıf yapıyorlar.”
Şikayet etme sürecinde çevresindeki birçok kişinin de aynı ve benzeri hak ihlaline maruz bırakıldığını söyleyen Y.E. konuşmaya karar vermenin güçlü ancak zor bir adım olduğunu aktararak bir sonraki duruşma için kamuoyundan destek talep etti:
“Ben herkesi konuşmaya davet ediyorum. Şikayet ederseniz çok şey değişir. Bir kişi konuşursa binlerce kişi konuşma cesaretinde bulunur. Yıllardır tanıdığım insanlar bile benim dosyamdan sonra kendi yaşadıklarını itiraf etmeye başladılar. Bir kişinin şikayet etmesi bir sürü kişiyi cesaretlendirebilir. Konuşmaya davet ediyorum herkesi çünkü karşıdaki kişinin sorgulanması bile insanı rahatlatıyor. Bir noktanın da altını çizmek isterim, Ümit Z.A.’nın taciz ettiği ve bizim tanımadığımız başka bir kadın da gelecek duruşmamızda ifade verecek. Kamuoyunu 10 Haziran’da görülecek duruşmamıza desteğe davet ediyorum.”
Haber Kaynağı : Hazal Güven
Çok Okunanlar

'Barış çığlıklarıyla Türkiye adeta cehenneme götürülmektedir'!..

Halil Falyalı'nın kara kutusu Cemil Önal'ı öldürmüştü

PKK'nın fesih kongresinde katliam emrini veren isim ortaya çıktı

14 Mayıs 2025 gazete manşetleri

Gelinim Mutfakta 14 Mayıs Çarşamba puan durumu: Bugün çeyrek altını kim aldı?

Hayal Köseoğlu’nun PKK yorumu sosyal medyayı ikiye böldü! 'Biz silahlanıp...'

Çocuk istismarından yargılandı, 'hacca gideceğim' dedi, yurtdışı yasağı kalktı!

6 büyüklüğündeki depremin sonuçları ne olur?

Terör örgütü PKK Lozan'ı hedef aldı, AKP sessiz kaldı

Fenerbahçe'yi bekleyen 'dev' tehlike
