CHP'ye yönelik kurultay soruşturmasında yeni ifadeler

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Cumhuriyet Halk Partisi’nin 4-5 Kasım 2023 tarihlerinde gerçekleştirdiği 38. Olağan Kurultay’da "para karşılığı oy kullandırıldığı" yönündeki iddialar üzerine başlatılan soruşturmada, şüpheli sıfatıyla dinlenilen kişilerin beyanlarını toplamayı sürdürüyor.

Siyasi Partiler Kanunu’nun 112. maddesi ve ilgili yasal düzenlemeler kapsamında yürütülen soruşturma dosyasında, CHP Parti Meclisi Üyesi Baki Aydöner de ifade verdi. Aydöner, 2010 yılından bu yana partiye üye olduğunu ve Kasım 2023'ten itibaren Parti Meclisi üyesi olarak görev yaptığını belirtti. Aynı zamanda 38. Olağan Kurultay'da delege olarak yer aldığını dile getirdi.

Hakkındaki suçlamaların "siyasi rekabet ortamında kaybedenlerin husumet kaynaklı uydurduğu gerçek dışı beyanları" olduğunu savunan Aydöner, kurultay öncesi ve sonrasında yalnızca siyasi faaliyetlerde bulunduğunu, hukuka aykırı hiçbir eylemde yer almadığını kaydetti.

Aydöner, söz konusu dönemde çeşitli parti üyeleriyle temas kurmuş olabileceğini ifade ederek, "Kurultay döneminin gereği olarak parti üyeleri ile görüşmeler yapmış olabilirim ancak kesinlikle iddia olunduğu gibi ne İlyas Şahin ve ne de başkaca kimselerle market kartları konularında görüşme gerçekleştirmedim. Hakkımda MASAK kayıtlarında yer aldığı söylenen taşınmazlar, tamamen aile ve kişisel birikimle edinilmiş cüzi yatırımlardır." dedi.

Kurultay sürecinde bazı otellerde para ve teknolojik cihaz dağıtımı yapıldığı yönündeki tanık iddialarını da reddeden Aydöner, "Bu dönem içerisinde ben çanta ile para taşımadım. Kimseye para vermedim. Herhangi bir şekilde delegelere parasal bir teklifte bulunmadım. Telefon veya tablet şeklinde bir hediye dağıtımı yapmadım, yapıldığını da görmedim ve duymadım." açıklamasında bulundu.

Soruşturmada ifadesi alınan bir diğer isim ise CHP Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi Özkan Tice oldu. Tice, 2018-2023 yılları arasında İzmir İl Başkan Yardımcılığı görevini yürüttüğünü ve 38. Kurultay’da delege olarak oy kullandığını belirtti.

Tanık ifadelerindeki suçlamaları kabul etmeyen Tice, "İddia edildiği gibi kurultay sürecinde, öncesinde ve sonrasında delegelere herhangi bir menfaat sağlandığını duymadım, görmedim. Siyasi faaliyetler dışında herhangi bir davranışım olmadı. Delegelerden hiçbirine Özgür Özel'in desteklemeleri amacıyla para dağıtmadım, para dağıtılması olayını da duymadım." diyerek kendini savundu.

Parti Meclisi Üyesi Ali Haydar Fırat da soruşturma kapsamında beyan verenler arasında yer aldı. Fırat, kurultay sırasında delege olmadığını ve yalnızca yasal siyasi haklarını kullandığını söyledi. MASAK tarafından incelenen banka hesaplarındaki hareketlerin kendi kişisel gelir ve tasarruflarından kaynaklandığını savundu.

Fırat ifadesinde, "Yaptığım televizyon yayınlarından telif gelirlerim var. Ayrıca SGK'den emekli maaşım var. Ayrıca, eşim de Çankaya Belediyesinde memur. Dosya konusu soruşturma dönemine ilişkin olarak benim aldığım veya sattığım herhangi bir menkul, gayrimenkul ile taşıt yoktur. Yine soruşturma konusu döneme ilişkin benim birinci ve ikinci derece yakınlarımdan CHP'li belediyeler ile onların iştiraklerinde işe başlayan bir yakınımda yok. Ben 13 yıl boyunca önceki Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun danışmanlığını gönüllü olarak yürüttüm. Ancak gelişen siyasi olaylar sonucunda partide bir değişim olması gerektiğini düşünmeye başladım." şeklinde konuştu.

Kurultay delegesi olmadığını dile getiren Fırat, yine de Özgür Özel’in adaylığı sürecine destek verdiğini vurguladı. "Kurultay delegesi olmadığım için doğrudan kurultaylarda oy kullanma imkanım olmadı. Ancak partide gerçekleşen değişim sürecinde yeni genel başkan adayı olan Özgür Özel lehine fikir beyan ettim. Ayrıca, gelişen olaylar hakkında da bir gazeteci kimliğim ile yorumlar yaptım. Yaptığım bu yorumlar ve fikir beyanlarımın karşılığında Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel'in bulunduğu ekip veya bir başkasında herhangi bir para veya bir menfaat temin etmedim. Bana bu mahiyette teklif de yapılmadı." ifadelerini kullandı.

"İBB'YE AİT MARKET KARTI BULUNUP BULUNMADIĞINI BİLMİYORUM"

Parti Meclis Üyesi Ozan Işık da ifadesinde, CHP'ye 2012 yılında katıldığını ve partide gençlik kolları başta olmak üzere çeşitli görevlerde bulunduğunu aktardı. Şu an Parti Meclisi’nde yer aldığını dile getiren Işık, tanık ifadelerinde yer alan market kartı dağıttığı yönündeki suçlamaları net bir şekilde reddetti.

İfadelerinde, "Tanığın söyledikleri tümüyle iftiradır. İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait market kartı bulunup bulunmadığını bilmediğim gibi, ben böyle bir kartın biri ya da birileri tarafından dağıtıldığını görmedim duymadım." sözlerine yer verdi.

Işık, kurultayda aday olması nedeniyle parti delegelerine kendisini tanıtıp oy istediğini, kimseye herhangi bir para ve menfaat temin etmediğini savundu.Ayrıca, Özgür Özel’e oy verilmesi yönünde ikna çabaları sonucu yakınlarının belediyelerde işe alındığı yönündeki iddiaları da yalanladı.

Işık, "Kardeşim, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kariyer Bürosuna internet üzerinden iş başvurusu yaptı. Gerekli sınav ve mülakatlara girdi. Sınavlarda başarılı olması sonucunda İstanbul Büyükşehir Belediyesine Bağlı İGDAŞ iştiraki şirketine makine mühendisi olarak işe başladı. Bu konunun benim referans olmamla bir alakası yoktur." dedi.

KILIÇDAROĞLU'NUN ESKİ ÖZEL KALEM MÜDÜRÜ DE İFADE VERDİ

Öte yandan, Kemal Kılıçdaroğlu'nun eski özel kalem müdürü Şükran Kütükçü de dosya kapsamında şüpheli sıfatıyla ifade verdi. Kütükçü, resmi geliri dışında başka bir kazancının olmadığını belirtti. Halk TV'nin sahibi olduğu öne sürülen Cafer Mahiroğlu tarafından finanse edilerek yurtdışına gönderildiği yönündeki iddiaların da gerçeği yansıtmadığını savundu.

Kütükçü, kendisine yöneltilen diğer bir suçlama olan, Kılıçdaroğlu’nun özel programlarını Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel ile paylaştığına ilişkin iddiayı ise şöyle yalanladı:

"O dönem içerisinde kesinlikle onun günlük programlarını ve ziyaretçilerini dışarıda hiçbir kimseye bildirmedim. Özgür Özel veya Ekrem İmamoğlu lehine özel bir faaliyet içinde bulunmadım."

Haber Kaynağı : AA