KKTC'de Kapalı Maraş'a ziyaretçi akını
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) Gazimağusa kenti sınırlarında bulunan Kapalı Maraş'ı ziyaret edenlerin sayısı 2 milyona ulaştı.

Kademeli olarak 8 Ekim 2020 tarihinde 46 yıl aradan sonra halkın ziyaretine açılan Kapalı Maraş'ın 2 milyonuncu ziyaretçisi, Türkiye'den Mihrican, Aycan ve Tuna Özcan oldu.
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Osman Aytaç ve Gazimağusa Belediye Başkanı Süleyman Uluçay, Kapalı Maraş'ı ziyaret eden Özcan ailesi ile bir araya gelerek hediye takdim etti.
Cumhurbaşkanı Tatar, burada yaptığı konuşmada, Kapalı Maraş'ın kendi döneminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın desteğiyle 46 yıl aradan sonra ziyarete açıldığını hatırlatarak, bölgeye ilginin yoğun olduğunu belirtti.
Tatar, Kıbrıs Türkü'nün adadaki varlığını 453 yıldır sürdürdüğünü anlatarak, Kapalı Maraş'ta Osmanlı'dan kalma çok sayıda tarihi eserin bulunduğunu dile getirdi.
Kapalı Maraş'ın kadim ve Kıbrıs Türk halkına ait çok önemli toprak parçası olduğunu söyleyen KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, "Kapalı Maraş vakıf ve ata malıdır ve toprak bizimdir" ifadesini kullandı.
Ersin Tatar, Kapalı Maraş'ı her zaman en iyi şekilde korudukları için Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Aytaç'a ve askerlere teşekkür etti.
Aycan Özcan da aile olarak Kapalı Maraş'ta bulunmaktan duydukları mutluluğu dile getirerek, bölgeye daha fazla turist gelmesi temennisinde bulundu.
Haber Kaynağı : 12punto
İlgili Haberler
Çok Okunanlar

Mehmet Şimşek'in veda zamanı mı? Yerin gelecek isim bile belli oldu

General-Binbaşı kavgası dallandı budaklandı!..

Erdoğan'ın Yüce Divan'da yargılanmasına neden olacak belge demişti

Hayatını 2 kez kurtaran ismi açıkladı!

Lozan Barış Antlaşması'nı Yunanistan göçmeni bir Türk'ün gözüyle anlamak

Gelecek Partisi'nde istifalar sonrası tansiyon yükseldi

Bakan Yusuf Tekin'den kafaları karıştıran açıklama

Yüksek ateş şüphesiyle hastaneye kaldırılan iki asker hayatını kaybetti

Oğulları uyuşturucudan ve insan kaçakçılığı suçlarından tutuklanmıştı

Demografik avantajdan kırılganlığa: Türkiye sessizce geleceğini mi kaybediyor?
