Motokuryelere yeni düzenlemeler yolda… TEHİS Başkanı: ‘Kuryelerin esas sorunlarına çözüm olmayacak’
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, motokuryelere yönelik yeni düzenlemeleri kamuoyuyla paylaştı. Önümüzdeki iki ay içinde yürürlüğe girmesi planlanan düzenlemelerle, motokuryelik mesleği daha sıkı denetim ve lisans şartlarına bağlanacak. Peki, motokuryelerin sorunları yeni düzenlemelerle çözülür mü? Turizm, Eğlence ve Hizmet İşçileri Sendikası (TEHİS) Başkanı Kubilay Çelik anlattı.

Hazal Güven - 12punto.com.tr
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, motokuryelere yönelik yeni düzenlemeleri kamuoyuyla paylaştı. Yerlikaya, motokuryelerin resmi kayıt altına alınacağını ve lisans zorunluluğu getirileceğini belirtti. Bu adımla, herkesin bu mesleği yapamayacağı bir dönemin başlayacağını ifade eden Yerlikaya, "Önüne gelen motokurye olamayacak, lisansını alacak. Denetime o zaman başlayacağız" dedi.
Yeni düzenlemeler kapsamında, motokuryelerin kask, eldiven, ekipman elbisesi ve bot gibi koruyucu ekipmanları kullanması zorunlu olacak. Ayrıca, bu işi yapmak isteyenlerin belirli eğitimleri alması ve bu eğitimleri düzenli olarak da yenilemesi gerekecek.
Yeni düzenlemeler hakkında 12punto'ya konuşan Turizm, Eğlence ve Hizmet İşçileri Sendikası (TEHİS) Başkanı Kubilay Çelik’le kuryeleri koruyacak yasal düzenlemelerin yapılmasının önemli olduğunu belirterek, "Fakat bunların iş cinayetlerini önlemek ya da iş kazalarını azaltmak gibi bir yeterliliği yok. Çünkü kuryelerin gerçek sorunlarının çözümüne dair yasal düzenlemelere dönüşmüyor alınan kararlar. Esas problem burada. Yetkililer kendi kafalarına göre düzenlemeler yapıyor. Ama bu düzenlemeler kuryeleri ilgilendiren, esas sorunlarına çözüm olacak düzenlemeler değil" ifadelerini kullandı.
Çelik, şunları söyledi:
‘KAZA YAPMAYAN MOTOKURYE YOK GİBİ BİR ŞEY’
“Kuryeler belli belgeler alarak kuryelik yapabiliyor. Mesela P1 Yıldız diye bir yetki belgesi çıkardılar kuryelere. Onu almadan kuryelik yapamıyorsunuz. Arkanızdaki çantanın ruhsata işlenmiş olması gerekiyor. Bunlar gibi kurallar var. UTTS kaydı yaptırmanız gerekiyor ki benzini gider olarak gösterebilin gibi. Aslında bu dünya çapındaki gelişmelerle ilişkili aynı zamanda. Kuryelik Türkiye’de kısa bir süre önce “tehlikeli işler” statüsüne alındı. Daha önce “az tehlikeli işler” statüsündeydi. Bununla beraber belirli yasal düzenlemeler yapılması da zorunlu oldu. Yoksa çok da ilgilenmiyorlardı bu işlerle. Kuryeliğe dair genel bir ilgisizlik vardı."
‘DÜZENLEMELERİN KAZALARI AZALTMAK GİBİ BİR YETERLİLİĞİ YOK’
Çelik'e göre yapıla düzenlemelerde işçilere danışılmadığı için uygulamaya giren ceza ve yaptırımlarda sorunları çözmüyor. Çelik, sözlerine şöyle devam etti:
"İş cinayetleri son 4 yıldır 58-68 arasında. İş kazalarının sayısı ise bin civarında. Yani kaza yapmayan motorlu kurye yok gibi düşünün. Şimdi mesleğin statüsü “tehlikeli işler” statüsüne alındıktan sonra belirli yasal düzenlemeler yapmak zorunda kaldılar. Fakat bunların iş cinayetlerini önlemek ya da iş kazalarını azaltmak gibi bir yeterliliği yok. Bunların yanı sıra belirli sürelerde teslimat zorunluluğu yapan firmalara da yasak geldi. Hatırlarsınız “Yemeğiniz 30 dakikada gelmezse bizden” gibi uygulamalar oluyordu. Bunların da yasal zorunluluğunu kaldırdılar. Böyle bir şey yapılamaz diyor yönetmelik. Fakat ‘esnaf model’de çalışanlar için bunların bir karşılığı yok. Çünkü diyelim bu reklamı yapmasalar bile kurye ne kadar hızlı götürürse o kadar çok para kazanacağı mantığı olduğu için bu reklamın olup olmamasının çok bir karşılığı kalmıyor. Bütün sistem ‘parça başı çalışma’ mantığına dayalı. Böyle olunca da ne kadar çok parça başı iş, yani ne kadar çok ‘paket dağıtımı’ yapılırsa kurye o kadar kazanacak.
‘KURYELERİN ESAS SORUNLARINA ÇÖZÜM OLMAYACAK’
Bu cezalandırma sistemlerinin bazıları yasal düzenlemenin içerisinde yapılıyor bazıları ise yasal düzenlemenin dışında hayata geçiriliyor. Mesela diyelim ki bir kurye bu yapılan düzenlemelere uymuyor. Düzenlemeye göre bu motorun çekici tarafından götürülmesi gerekiyor. Her götürülen motor için çekicilerden bir tane motor parası alıyor. Yani bağlanıp götürülen motorun parasını kuryeden alıyorlar. Bu çekici parası olmuş oluyor. Ama diyelim ki 10 tane motoru aynı şekilde bağladılar. Yine hepsinden ayrı ayrı çekici parası alıyorlar.
Biz elbette kuryelikle ilgili yasal düzenlemelerin yapılmasından taraftarız. Buna dair açıklamalar da yaptık. Ama buradaki sorun bu yasal düzenlemelerin kuryelerle ortak bir şekilde tartışılmamasını eleştiriyoruz. Çünkü kuryelerin gerçek sorunlarının çözümüne dair yasal düzenlemelere dönüşmüyor alınan kararlar. Esas problem burada. Yetkililer kendi kafalarına göre düzenlemeler yapıyor. Ama bu düzenlemeler kuryeleri ilgilendiren, esas sorunlarına çözüm olacak düzenlemeler değil."
‘PATRONLAR VERGİ DAHİ VERMİYOR, TÜM YÜK KURYELERDE’
Kuryelerin üzerindeki vergi yüküne de dikkat çeken Çelik, şunları söyledi:
"Üstelik bütün bu düzenlemelerin ağırlığı kuryelerin sırtına bindiriliyor. Patronların sırtına hiçbir şey bindirilmiyor. Mesela bir inşaat şantiyesinde baret takmamak suçtur. Ama baret takmamanın suçu işçide değil patronda, iş güvenliği uzmanlarındadır. Kuryelik mesleğinde kask takmamanın suçu kuryelerde. Tabii ki bütün işçiler sektör fark etmeksizin önce kendi canlarını güvenceye almalıdır. Ama buradaki zorunluluk ve yükümlülüklerin hepsi kuryelere bindiriliyor. Bunun sebebi de kuryelerin işçi statüsünde görülmemesi. Kuryeler ‘bağımsız çalışan’ ya da ‘platform çalışanı’ olarak değerlendiriliyor. Oysa bu insanlar patronlar için artı değer üretiyor. Bütün bu yükümlülüklerin de patronlar tarafından karşılanması gerekiyor. Türkiye’deki e-ticaret sitelerinin, hızlı teslimat sitelerinin büyüme hızlarına baktığımızda devasa rakamlar olduğunu görüyoruz. Bir gram vergi ödemiyorlar. Iki sene önce çok büyük firmaların vergilerinin silindiğini gördük. Kuryelerin ise binlerce vergi borcu çıkıyor. Herhangi bir kuryeyi çevirin en az 200 bin lira vergi borcu vardır şu anda. Çünkü burada bütün yükümlülük kuryenin sırtına bindirilmiş durumda.
Son dönemde kuryelik mesleği sanki çok büyük paralar kazanıyormuş gibi bir algı yaratılmaya başlandı. Aslında şirketler bu algıyı yaratan sosyal medya fenomeni gibi insanları kendi tutuyor. Parayla reklam yaptırmış oluyorlar. Bir hile oluşmuş oluyor. Kuryeler sanki 100 bin civarı para kazanıyormuş gibi gösteriliyor. Oysa ki bunun gerçeklikle bir alakası yok. Çünkü bütün kuryelerin çalışma sürecinin giderleri kendilerine ait.”
Haber Kaynağı : Hazal Güven
Çok Okunanlar

İstanbul’un Fethinin Yıldönümünde Vatikan’da ne oldu?

Gelinim Mutfakta 6 Haziran Cuma puan durumu: Bugün kim elendi?

Rönesans Rezidans’ın Mühendisi Hüseyin Yalçın Coşkun, Sırbistan’da ölü bulundu

İtirafçı müteahhitte tam gaz destek: Fotoğrafları sildirdiler

Hüseyin Çelik'in ardından AKP'den bir çatlak ses daha...

CHP'den tarihi fark: Aradaki fark ilk kez bu kadar arttı

PKK'nın sözde fesih kongresinde ortaya çıktı!

Yandaş medya yeni düzenlemenin detaylarını duyurdu

Bayram Ekonomisi: Gelenek, Tüketim ve Toplumsal Döngü

Bayram mesajları 2025: En güzel, anlamlı, kısa Kurban Bayramı mesajları
