Narin Güran davasında ikinci gün sona erdi: Duruşma yarın devam edecek
Diyarbakır, Tavşantepe Köyü'nde katledilen Narin Güran (8) cinayetine ilişkin, tutuklu sanıklar annesi Yüksel, ağabeyi Enes ve amcası Salim Güran ile Nevzat Bahtiyar’ın 'İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılandığı davanın dün başlayan ilk duruşması, bugün de devam etti. İşte dakika dakika yaşananlar...
Türkiye'nin yakından izlediği Narin Güran cinayetiyle ilgili davaya bugün de devam edilecek. Tutuklu sanıklar adliyeye getirildi.
Diyarbakır'ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolduğu izlenimi verilen ve 19 gün sonra cansız bedeni bulunan Narin Güran cinayeti davasının ilk duruşması dün (7 Kasım) başladı.
Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşma tam 14 saat sürdü. Duruşmada tutuklu sanıklar Nevzat Bahtiyar, ağabey Enes Güran, anne Yüksel Güran ve amca Salim Güran ile “müşteki” sıfatıyla katılan baba Arif Güran ile tanıklardan Gazal Bahtiyar dinlendi.
SANIKLAR VE TANIKLAR GETİRİLDİ
Türkiye'nin takip ettiği davanın ilk duruşmasında sanıklar savunmalarını yaptı. Haklarında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen sanıklar, sorulara genellikle ‘Bilmiyorum, hatırlamıyorum’ gibi yanıtlar verdi.
4 sanık ve 26 tanık, davanın ikinci gününde geniş güvenlik önlemleri altında Diyarbakır Adliyesine getirildi.
Sanıklar ve tanıklar sırayla duruşma salonuna girdi. Önce Arif Güran, ardından Enes Güran geldi. Peşinden anne Yüksel Güran içeri girdi. Üzerinde dünkü siyah kıyafetleri var. Sonrasında da Salim Güran ve Nevzat Bahtiyar getirildi. Narin'in tutuksuz olan abisi Baran Güran salona çağrıldı.
Abi Baran Güran tanık olarak kürsüye geldi.
Mahkeme Başkanı: Annen, amcan ve kardeşin sanık, tanıklık yapmama hakkın var.
Baran: Tanıklık yapacağım.
Erzurum'da çalışıyorum, saat 7-8 gibi kardeşim Muhammet aradı Narin'in kaybolduğunu söyledi. Ben de eve geldim caminin orada toplanmışlardı sonra 112'yi aradım
Hakim: Amcanın evine kamera kurulmuş gizli toplantı yapılmış
Baran: Gizli toplantı evde mi olur? Bakan geliyor evi boşaltın diyorlardı Bakan geliyordu gizli toplantı olsa köyde olmazdı.
Hakim: Kadınlar kavgası
Baran: Ben orada değildim.
Hakim: Kadınların ağzı kapatılıyor konuşmasın diye
Baran: Herkes gergin
Hakim: "Erkekler yaptı neden susuyorsunuz" diye kadınlar söylemiş.
Baran: Herkes gergin o gerginlikle söylenmiştir.
Hakim: Narin kaçırıldı veya öldürüldü diye bir şey duydun mu?
Baran: Olay günü bir araba geldiği söylendi bir araba gelmiş o gün biz kaçırılmış dedik.
Şıha gidildi ölse ben bilirdim dedi kaçırılmış dedi biz de kaçırılmış sandık.
Diyarbakır Baro eski Başkanı Nahit Eren soruyor;
- Biz sorgu yaparken sen dışardaydın Salim Güran "sen neyin peşindesin" dedi.
Baranın da benim peşinde olduğum şeyin peşindeyim.
----Bu esnada baba Arif Güran yine ağlamaya başladı.--------
Avukat: Arif bey lütfen benim neyin peşinde olduğumu söylemem lazım benim amacım; yaşamıma da neden olsa 3 çocuk babası olarak
Mis gibi kokan Narin'in katilinin peşindeyim.
O yüzden Baran sana adli tıpta kardeşini göstermedim o kokuyu alma diye sende mis kokusuyla kalsın diye.
Arif Güran haykırarak Kürtçe konuşmaya başladı.
Baran Güran üstüne yürümek istedi.
Baran babasını durdurdu.
Arif Güran kızım katledilmiş sen ne diyorsun diye haykırarak duruşma salonundan çıkartıldı.
Duruşmayı takip eden Güran ailesi mensupları, Nahit Eren'e isyan edip
"Onu istemiyoruz" dediler.
Sanık avukatları da "böyle yargılama yapılamaz" diye tepki gösterdiler.
Mahkeme başkanı da duruşmayı izleyen Güran ailesi fertlerinin yanına gitti sakinleştirmeye çalışıyor.
Duruşma salonu karıştı.
Başkan, avukatlara soruyu direkt soracaksınız.
Direkt sorulmazsa salondan çıkartırım dedi.
Nahit Eren özür dileyerek sorusunu sormaya başladı;
- Sana Narin nereye defnedilecek farklı bir yere defnedelim dedim. Sen bana ne dedin?
- Ne olursa olsun kendi köyüne gömülsün ama...
- Ben sana hatırlatayım; "bu konuda benim ve babamın dışında kimsenin söz hakkı yoktur" demedin mi?
- Dedim. Nereye çekiyorsun beni?
7 saat adli tıpta beklettiniz, yaralı ağabey olarak babam karar versin dedim.
- Kim öldürdüyse ceza alsın dedin. Ailem de olsa Nevzat da olsa ceza alsın dedin. Sen de bana bunun için vekalet verdin.
Sanık avukatları vekâlet ilişkisi gizlidir soru sorulamaz diyerek itiraz etti.
Mahkeme başkanı "sanık avukatlarının itirazı doğru" dedi
Bunun üzerine Baran cevap vermedi.
Avukat cezaevindeki kardeşi Enes ile yaptığı kamera görüntülerini sordu
Baran: Kamera görüntüsü çok yayıldı nerden yayıldı bilmiyorum kardeşime dik dur dedim moral vermek için. Cezaevinde olduğu için sahipsiz mi bırakalım?
Aile Bakanlığı avukatı Baran Güran'a soruyor;
Avukat: Sence ne oldu?
Baran: Biz kardeşimin kaçırıldığını düşündük.
Avukat: 19 gün kardeşin aranıyor. Aileniz yanlış yönlendiriyor, ne diyorsunuz?
Baran: Benim ailem karakol görmemiştir o yüzden yanlış ifade vermiş olabilirler.
Avukat: Enes madde kullanıyor mu şiddet uygular mı?
Baran: Kesinlikle öyle bir şey yok.
Avukat: Kolunu ısırdı.
Baran: Ben de kolumu duvara vurdum, bundan haberiniz var mı? Normal bir durum bu.
Avukat: Nevzat ile ilgili siz ne düşünüyorsunuz mesela ailenle dost mu?
Baran: Uzun zamandır konuşmuyoruz onu biliyorduk.
Sanık avukatı soruyor;
Avukat: Nevzat, Narin dışında başka çocuğa para verdi mi?
Baran: Vermemiş. Yaşıt çocuklara sorduk sadece Narin'e para vermiş.
Avukat: Sence Nevzat babanla tartışması sonucu bu cinayeti işlemiş olabilir mi?
Baran: Olabilir. Nevzat çok soğukkanlı 50 cinayet işlemiş gibi.
Hakim: Baran, "Nevzat para verdi" dedin. Neden şüphelenmedin o sırada?
Baran: Normal olabilir.
Hakim: Sen, "soğukkanlı, cinayet işlemiş gibi" dediğin için söylüyorum.
Baran: İnsan ilk kez cinayet işlemiş, insan korkar ama o babamın yanına geldi o derece soğukkanlı.
Salim Güran'ın avukatı soruyor;
- Ali Rıza Güran, Bahtiyar ailesine para teklif etti mi?
Baran: Asla, asla.
Avukat: Salim Güran nasıldı?
Baran: Amcam sürekli jandarmanın yanında arama yapıyordu
Avukat: Salim Güran yeğenlerini döver mi?
Baran: Asla, hiç dövmez.
Avukat: Amcan ile annen arasında ilişki olduğu iddia ediliyor.
Enes görse ne yapardı?
Baran: Kafasına sıkardı.
Baran Güran'ın sorgusu tamamlandı.
Narin'in amcasının oğlu Osman Güran tanık kürsüsünde;
Hakim; Narin'in kaybolduğunu nasıl öğrendin?
Osman: Ben fabrikada çalışıyordum Narin kayboldu dendi. Ben merkezde oturuyorum, gittiğimde Enes'i gördüm.
Hakim: Ertesi gün aramalarda terlik bulunmuş.
--Arif Güran için ambulans geldi--
Sağlıkçılar duruşma salonunun dışında müdahale ediyor.-----
Osman: Terliği Muhammet köy yolunun üstünde almış arabaya. Benim yanıma getirdi ben de Baran'a fotoğrafını attım.
Hakim: Çok ilginç değil mi terliği bulup haber vermemesi?
Osman: Bilmiyorum, öyle dedi. Muhammet buldu deyince araba ile oraya gittik.
Savcı soruyor;
Senin 6 kez geçtiğin ve görmediğin terliği, araba ile geçerlerken gözüne takılarak almaları normal mi?
Osman: Görmedim. Muhammet öyle bulmuş.
Savcı: Annen kadınlar kavgasında Yüksel'i suçlamış.
Osman: Bilmiyorum.
Sanık avukatları soruyor;
Kolluk kuvvetlerinden kötü muamele gördüm mü?
Osman: Düz duvara tutup zor kullanma ve tırnakların çekilmesi gibi muamele gördük.
Hakim: Neden şikayetçi olmadın?
Osman: Biz Narin'in katilinin bulunmasını istiyorduk.
Avukat: Enes'in gözünde morluk var mıydı?
Osman: Yoktu, görmedim.
Arif Güran hastaneye götürüldü.
Osman'ın ifadesi bitti.
Tutuklu sanıklardan Muhammet Kaya tanık olarak geldi.
Muhammet: Enes dayımın oğlu
Salim dayım olur.
O sabah uyandım davetiye dağıtıyordum.
Akşam 8'de Devran Güran haber verdi Narin kayıp diye. Biz de aramaya gittik.
Hakim: Terliği bulduğun güne gelelim.
Muhammet: Süt almaya giderken terliği gördüm es geçtim sütü aldım dönüşte tekrar terliği gördüm alayım dedim aldım.
Hakim: Oradan yüzlerce kişi geçti
kimse görmedi de sen nasıl gördün? Acaba sana başka biri söylemiş olabilir mi?
Muhammet: Terliği aldım eve geçtim. Evde toplantı yapılacaktı komutan bağırıyordu, ben de ona yardımcı olayım dedim, sonra arabaya bindik, Osman arabada terliği fark etti, Baran'a atalım dedi fotoğrafı attı.
Hakim: Terliği unutmak biraz ilginç belki o yüzden tutuklusun. Neden herkese göstermedin?
Muhammet; Unuttum o panikle
Yüksel terliği gösterince ben olabilir, dedim ki kızın terliği vardı, ama sonra baktık numarası farklı. Anladık Narin'in olmadığını.
Savcı: Salim seni bilmediğin biri ile ayın 22'sinde bir yere göndermiş.
Neresi orası?
Muhammet: Bilmiyorum, belki dayım istihbarattan biri ile göndermiştir beni.
Muhammet Kaya gözaltındayken darbedildiğini söyledi.
- 9 saat boyunca darbettiler.
Jandarma bana "katil" dedi.
Muhammet Kaya'nın ifadesi tamamlandı. Tutuklu sanıklardan yenge Maşallah Güran tanık olarak geldi;
YENGENİN İFADESİ ALINDI
Hakim: Sizin eviniz nerede?
Maşallah: Köyde.
Hakim: Neresinde?
Maşallah: Tepenin altında.
Hakim: Arif'in evi ile ne kadar mesafe var?
Maşallah: Bilmiyorum.
Hakim: Sizin evinizden Ariflerin evini görebiliyor musunuz?
Maşallah: Yok.
Hakim: Yüksel ilk size geliyor değil mi, Narin nerede diye?
Maşallah: Evet.
Hakim: 15:15-15:30 arasında Yüksel'in evinde bir hareketlilik gördün mü?
Maşallah: Görmedim.
Hakim: Nevzat'ın evini görebilir misin?
Maşallah: Göremem.
Hakim: Hareketlilik duymadın mı?
Maşallah: Duymadım.
Hakim: Kadınlar arasında kavga neden çıktı?
Maşallah: Narin'in bulunduğu gün Hülya komutan geldi Yüksel'e başın sağ olsun dedi Yüksel de "bana söz vermiştin hani benim Narin'im" dedi. Ambulansa aldılar ben de o Narin'i hangi öldürdüyse Allah belasını versin dedim. Bana biliyorsanız anlatın dediler.
Hakim: "Herkes her şeyi biliyor beni konuşturmayın" demişsin.
Maşallah: Hayır öyle söylemedim.
Hakim: Kızını susturan oldu mu?
Maşallah: Hayır olmadı.
Hakim: Salim sizi yönlendirdi mi yalan beyanda bulunun diye?
Maşallah: Hayır olmadı.
Hakim: Siz Narin'in saatini yanlış söylemişsiniz
Maşallah: Kızım söylemişti bize gelirdi Narin hatta Mina gelmişti ama aklımdan çıkmış 17:40 Mina geldi ben onu Narin sandım sürekli onu düşünüyordum Narin benim de çocuğumdu.
Hakim: O günkü videoda Narin 14'te size gelmiş, koşarak gidiyor.
Ne gördü?
Maşallah: Bir şey görmedi
Hakim: O saatler sırasında Salim evinize geldi mi?
Maşallah: 18 gibi geldi, amcası olan Hüseyin Güran'ın elini öptü
Hakim: Narin'i Salim öldürmüş olabilir mi panik var mı?
Maşallah: Yok.
Hakim: Nevzat'ı tanıyor musun?
Maşallah: Komşumuzdur. Bu saatten sonra artık iyi olmaz
Hakim: Salim de Yüksel de Enes de yargılanıyor.
Maşallah: Kamera görüntüleri çıksın.
Hakim: Nevzat'ın birini öldürme ihtimali var mı?
Maşallah: Yok bugüne kadar
Hakim: Salim, Yüksel ve Enes öldürmüş olabilir mi?
Maşallah: Yok, bir fiske bile vurmazlar.
Hakim: Yüksel nerde arıyor özellikle 15:30 gibi?
Maşallah: O saatte ne yapıyorlar duymadım görmedim Yüksel tepeye çıktı çocuğunu aradı kaybolduğunda.
Aile bakanlığı avukatı soruyor;
Avukat: Bu kızı kim niye öldürdü?
Maşallah: Düşünmedim. Hep biz kayıp sanıyorduk.
Mahkeme Başkanı, Yüksel, Enes ve Salim Güran'a "soru sormak ister misiniz" diye söz hakkı verdi.
Tutuklu Enes Güran soru sormak istedi.
Enes Güran yengesi Maşallah Güran'a soruyor;
Enes: Yenge, Narin kaybolduğunda aramaya çıktığında tepede beni görmedin mi yanında?
Maşallah: Görmedim.
O sırada Salim Güran'ın sesi yükseldi; Bize iftira atanların Allah belasını versin.
Maşallah Güran da "bin kere bin kere" diyerek destek verdi.
Sanık avukatı, Maşallah Güran'a soruyor:
Avukat: Arif ile Nevzat arasında bir araç yüzünden gerilim olmuş. Daha sonra Nevzat Bahtiyar'ın eşi Gazal Bahtiyar ''Hakkımı helal etmiyorum, parayı verdik zor durumda kaldık,'' demiş.
Maşallah: Benim evimde böyle bir şey olmadı.
Avukat: Narin'in kaybolmasının ardından Gazal Bahtiyar, ''Biz buralardan gideceğiz.'' dedi mi?
Maşallah: Hayır. Şunu söylemek istiyorum, yangın çıkmadan önceki gün Yüksel'lerdeydik, Yüksel ağladı, sigara verdim. "Rüya gördüm, köy yanıyordu" dedi. Sonraki gün köy yandı. Böyle bir şey olabilir mi?
Mahkeme Başkanı araya girdi: "Olur, olur, rüyalar alemi diye bir şey var."
26 tanıktan şu ana kadar 5'i dinlendi. Geri kalan 21 tanık arasında Narin'in arkadaşları/yaşıtları olan çocuklar da var.
Tanık çocuklar, SEGBİS sistemi üzerinden uzaktan bağlanarak duruşmaya katılıyor.
Şu an Çocuk M.E.G dinleniyor.
Psikolog eşliğinde sorular soruluyor.
Pedagog, çocuk M.E.G.'ye soruyor;
Narin o gün camiye gitti. Kim kim evdeydiniz, neler yaşandı? Anlatabilir misin?
M.E.G.: Narin gittikten sonra Enes abimle oyun oynadık. Annemin telefonu ile oynuyorduk, o da annemin telefonu ile oynuyordu. 2 el attık, çıktık.
- Saat kaç gibiydi?
- Saati hatırlamıyorum.
- Saat 16:30'a kadar evde uyudun mu?
- O saatlerde bakkalın oraya indim.
- Şimdi tekrar sorayım; siz PUBG oynadınız. Sen uyandığında evde kimler vardı?
- Annem vardı ve Eren vardı.
- Abin ne zaman evden çıktı?
- Bilmiyorum.
- Hediye yengeni gördün mü?
- Geldiğini görmedim.
- Nereden biliyorsun geldiğini?
- Eren dedi.
- Ne dedi?
- Gördüm dedi.
- Sonra nereye gittin?
- Bakkala gittim.
- Kim vardı?
- Abim vardı.
- Ben eve giderken Enes abim oradaydı, konuşuyorlardı.
- Ne konuşuyordu?
- Bilmiyorum, Ufuk Kaya vardı.
- Abimin terliği yoktu, Osman'a "gelince bana terlik al" dedi. Sonra Osman, Dörtyol'a gitti, terlik baktı. O sırada annem sofrayı bıraktı, Narin'i çağır dedi.
Sonra koltuğun üzerine çıktım, camdan "Melike, Narin orada mı?" dedim." Yok dedi.
Sonra annem gitti, yengem Maşallah oradaydı.
Sonra yengem Hediye'yi aradı. Ben onların evine gittim. ''Narin orada mı?'' dedim, yok dedi.
- Bu aralar saat kaç gibiydi?
- Karanlık olmuştu.
- Salim amcan neredeydi?
- Onu okulun orada gördüm.
- Okuldan önce hiç görmedin mi?
- Kimi?
- Salim amcanı.
- Yok, görmedim. Sonra evine gittik, Gizemgil açtı kapıyı.
- Nevzat'ın da evi çok yakın değil mi?
- Oraya gitmedik.
- Peki, onlar duymadı mı siz ararken?
-Yavuz.
- Onlara bir şey söylediniz mi?
- Halit Zeyno oradaydı, Narin'i arıyoruz dedim.
- Hediye eve geldiğinde kapıyı açmış mı?
- Kapıyı Eren açtı ben yatıyordum içerde yatıyordum annem koltuğun üstünde abim Enes diğer koltuğun üstünde yatıyordu
Hediye 2. kez geldiğinde
ben 16:30 gibi uyandığımda Hediye yengem gelmişti.
- Saati nasıl bu kadar net hatırlıyorsun?
- Güneş batmamıştı
- Eve o gün birileri girdi mi?
- Muzaffer amcam sabah kahvaltıya geldi
- Salim amcan geldi mi?
- Gelmedi, gelse sesleri bana gelirdi
- Uyuduğu odanın kapısı kapalı mı
- Hayır açıktı
- Enes'in telefonu şarjda mıydı?
- Hayır açıktı
- O gün Enes'in davranışları nasıldı? Abinde ısırık izi var gördün mü?
- Görmedim, bilgim yok.
- Narin tek başına eve girebiliyor mu
- Giriyor, açamazsa kapıya vuruyordu.
- Narin kaybolduktan sonra Enes'e kızdılar mı "senin yüzünden kayboldu" diye?
- Böyle bir şey olmadı.
Salonda gerginlik arttı.
Narin'in 6 yaşındaki kardeşinin ifade alınması Mahkeme Başkanı tarafından iptal edildi.
Pedagog: Hiç annen yanınıza geldi mi? Enesler bir aradayken?
Çocuk M.E.G.: Hayır. Bir şey diyeceğim. Eren durmuyor, ikide bir gitmek istiyor, söylemek istedim.
Sanık Avukatı: Biraz hassasiyet.
Mahkeme Başkanı: Tamam, son soru.
O esnada Narin'in 6 yaşındaki kardeşi Eren ağlayıp bağırmaya başladı.
Mahkeme başkanı: Eren'i içeri alın.
Sanık avukatları: Hassasiyet.
Mahkeme başkanı: iki çocuğun da ifadesi alınmasın tamam.
Bunun üzerine Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın avukatı "Çocuğun dinlenmesi gerekiyor." dedi.
Mahkeme Başkanı sinirlendi ve ses tonunu yükselterek "Size bunu izah etmekten utanıyorum." dedi.
Ardından abi Baran Güran tekrar duruşma salonuna geldi.
Mahkeme Başkanı az önce ifadelerini iptal ettiği çocukları kastederek "Baran, kardeşlerinin yanına git" dedi.
Gerginlik yatıştı.
Sonrasında 9 yaşındaki kız çocuğu M.K.'nin ifadesi alındı pedagog eşliğinde.
Şimdi başka bir çocuk dinlenecek.
Salim Güran'ın 16 yaşındaki G.G. de pedagog eşliğinde dinleniyor;
Pedagog: Baban kaçta çıktı?
G.G.:15.30 gibi babam çıktı.
- Nereye?
- Tarlaya gitmiş.
- Sonra ne oldu?
- Eve gelmedi.
- Sonra babanı ne zaman gördün?
- Babam eve gelmedi. Narin kaybolunca babamı aradım.
- O zaman saat kaç gibiydi?
- Karanlıktı. Yüksel yenge geldi, kalktı çaldı.
- Peki, baban 15.30 gibi evden çıktı ya, hiç telefonla konuşup sana "bir şey söyleme" dedi mi?
- Hayır.
Mahkeme Başkanı: Kendisi evden çıkmış mı hiç, babası evden çıktıktan sonra eve gelen oldu mu?
Pedagog: Peki, baban evden çıktıktan sonra siz ne yaptınız?
G.G.: Oturduk.
Pedagog: Evde kimler vardı?
G.G.: (Duyamadım.)
Mahkeme Başkanı tekrar araya girdi: Enes eve gelmiş mi, hiç sorar mısın?
Pedagog: Enes sizin evinize gelmiş mi?
G.G.: Hayır, hiç gelmedi. Ben de evden hiç çıkmadım.
Mahkeme Başkanı: G.G.'ye teşekkür ederiz. Melike'yi alalım diyerek Salim Güran'ın kızının ifadesini sonlandırdı.
Pedagog, M. G.'ye soruyor;
Pedagog: Narin kaybolduktan sonra kavga olmuş. Anlatır mısın?
M.G.: Narin kaybolduğu gün kadınların arasında kavga oldu. Yüksel yengemi ambulansa götürdüler. Narin'in teyzesi, anneme parmağını salladı, ben de sinirle ayağa kalktım; 'Yeter, biz bir şey bilmiyoruz.' dedim.
Pedagog: Yasemin neden öyle dedi?
M.G.: Annemler çok ifadeye gelip gitti. Herkes herkesten şüpheleniyordu, bence ondan.
Pedagog: Peki annen kavga esnasında bir şey dedi mi Yasemin'e?
M.G.: Hayır, annem ona bakıyordu.
Mahkeme Başkanı: Narin ne zaman eve geldi, sorar mısın?
Pedagog: Narin olay günü size geldi mi?
M.G.: Kapı çaldı, 'Narin' dediler, ben Narin'i görmedim, köydekiler hep 17:00-18:00 diyordu.
Pedagog: Bu olaylardan sonra İstanbul'a gidip geldi. Konuştunuz mu?
M. G.: Bize geldi ama hiç konuşmadık.
Pedagog: Anneniz ya da ablanız konuştu mu?
M.G.: Hayır.
Pedagog: Saat konusunda Enes'in size telkini oldu mu?
Diyarbakır Barosu Eski Başkanı Nahit Eren araya girdi: Enes'in 'bu saatte görmeniz imkansız' gibi söylemi olmuştu. Bunu sorar mısınız?
Pedagog sordu: Bu konuda ne düşünüyorsun?
M.G.: "Hayır, ben duymadım."
Mahkeme Başkanı, "Çocukları çıkarıp evlerine gönderebilirsiniz" diyerek çocukların ifadesini tamamladı.
Tanık çocuklar ifade vermek için adliyeye geldi ancak duruşma salonunda değillerdi.
Adliye içerisindeki A.G.O. (Aile Gelişim Odası) odasından pedagog eşliğinde duruşmaya katıldılar.
Az önce Mahkeme Başkanı da Baran Güran'ı salona girer girmez "kardeşlerinin yanına git" diyerek AGO'ya yollamıştı.
Şimdi Narin'in İstanbul'da yaşayan anneannesi dinlenecek. Ancak, Türkçe bilmediği için Kürtçe bilen bir jandarma tercümanlık yapacak.
Mahkeme Başkanı, kürsüden inerek Narin'in anneannesinin yanına geldi.
Yakın mesafeden soru-cevap şeklinde ifadesini aldı. Yanlarında tercümanlık yapan Jandarma personeli eşliğinde.
Mahkeme Başkanı kadınlar arasındaki kavgayı sordu, anneanne de ben şahit olmadım dedi. Zaten çok yaşlı olan kadını daha fazla yormadan ifadeyi bitirdi.
Şimdi tanık koltuğunda Salim Güran'ın eşi oturuyor.
Salim Güran'ın eşi Melek Güran soruları cevaplıyor;
- Eşim geldi, 'Açım' dedi, bir şeyler hazırladım. Kızların yanına gittim, kızlarım da kıyafetlerini giymişlerdi. Babalarına gösterdiler, babaları 'Çok güzel olmuş' dedi.
Hakim: Eşiniz ne yedi?
- Kahvaltılık hazırlamıştım.
- Kaç gibi çıktı?
- Hatırlamıyorum.
- Evinize başka biri geldi mi?
- Hayır.
- Enes geldi mi?
- Hayır.
- Siz dışarı çıktınız mı?
- Çıkmadım.
- Kızlarınız çıktı mı?
- Hayır, onlar da evdeydi.
- Peki, bu olaylardan sonra eşinizin hareketlerinden şüphelendiniz mi?
- Hayır, kesinlikle şüphelenmiyorum.
- Eşinizin bazı yönlendirmeleri oldu mu?
- Nasıl?
- Eşiniz jandarmayı yönlendirmiş Narin bulunamasın diye, iddia bu. Yaşandı mı böyle bir şey?
- Hayır.
- Dosyada şöyle bir iddia var; Kızınızın telefonu 15:39'da aranmış.
- Hayır, böyle bir şey olmadı, çarşıda aradım o kadar.
Savcı, Salim Güran'ın eşi Melek Güran'a soruyor:
Savcı: 15:39'da neredeydiniz?
Melek Güran: Evdeydik.
Diyarbakır Barosu Eski Başkanı Nahit Eren, Salim Güran'ın eşi Melek Güran'a soruyor;
Nahit Eren: Olay günü için demiyorum. Sen Hediye'yi 3-4 defa cevapsız kalacak şekilde başka bir zaman aradın mı?
Melek Güran: Hatırlamıyorum.
Diyarbakır Baro avukatı soruyor;
Avukat: Eşiniz, sizi aldattığını bu salonda ikrar etti. Haberiniz var mı?
Melek Güran: Eşim beni aldatmaz.
Mahkeme Başkanı: Tanığın haklarına saygı duyalım.
Avukat: Kocanız size altın hediye alır mıydı?
Melek Güran: Hayır.
Avukat: Size 600 bin liralık altın almadı mı?
Melek Güran: Hayır.
Salim Güran'ın avukatı, Salim Güran'ın eşi Melek Güran'a soruyor;
Avukat: Çocuklarınız ile Narin oynar mıydı?
Melek Güran: Evet, hep kapıda oynarlardı.
Avukat: Peki, DNA bu yüzden bulaşmış olabilir mi?
Melek Güran: Olabilir.
Avukat: Eşiniz Narin'i öldürmüş olabilir mi?
Melek Güran: Hayır.
Sanık avukatlarından biri mikrofonu aldı ve
"Burada sistematik bir işkenceden bahsediyoruz. Hepsi korkuyor." dedi
Melek Güran'ın da ifadesi tamamlandı.
Şimdi, kuzen Birsen Güran dinlenecek.
Bazı avukatlar "Yorulduk, bayılacağız" diyerek ara istedi.
Mahkeme Başkanı, "Ben de iki katı efor sarf ediyorum. 1 saat sonra ara veririz." diyerek duruşmaya devam etti.
O sırada Salim Güran ihtiyaç molası istedi ve jandarma eşliğinde tuvalete götürüldü.
Mahkeme Başkanı Birsen Güran'a soruyor;
- Salim seni yönlendirdi mi?
- Yönlendirmedi. Ben galiba kendimi yanlış ifade ettim, okumadan imzaladım, ilk mahkememde öğrendim.
- O zaman Birsen Hanım, 17:40'ta Narin'i gördün diye söylemeni Salim mi istedi?
- Hayır, olmadı. Ben ve Melike, Narin'i arıyorduk. Saat konusunu tartışıyorduk.
- Neden saat konusunu tartışıyordunuz?
- 17:40 dememenin sebebi şu; Mina geldi. Melike kardeşim kapıyı açınca... (anlaşılmadı)
19 Ağustos'ta ben, babam ve annem üniversiteye kayıt yapmaya gitmiştik. Heyecanlıydım.
- Yani Salim size 17:40 söyleyin demedi mi?
- Hayır, böyle olmadı.
- Bu olaydan sonra Salim sizi başka konuda yönlendirdi mi?
- Hayır olmadı. Ben sürekli evdeydim. 18:00'de görenler olduğunu söylemişti.
Mahkeme heyeti kendi arasında konuştu.
Diyarbakır Barosu avukatı, Birsen Güran'a soruyor;
Avukat: İlk ifadenizde sorun var mıydı?
- Sorun vardı. Yüksel yengemden duyduğumu söylemiştim.
- Olaydan 8 gün sonra yine ifade veriyorsunuz, burada baskı gördünüz mü?
- Kim tarafından?
- Kötü muameleye maruz kaldınız mı?
- Kötü muameleye maruz kaldım. Beni, benim özel hayatımla... (avukat anlatmasını istemedi)
Kimseye suç duyurusunda bulunmadım, korkuyorum.
Mahkeme Başkanı avukatlara "dinlenen tanıklar salonda dursun mu?" diye sordu.
Tanıkların salonda durmasına karar verildi.
Saat 16:00'a kadar mahkemeye ara verildi.
Duruşma aradan sonra hızlı başladı.
15 yaşındaki tutuklu Ramazan Atasoy mahkemeye getirildi.
(Salim Güran ile telefon konuşması çıkmıştı)
Mahkeme Başkanı tanık olmak istiyor musun diye sordu.
Ramazan Aksoy da tanık olmak istemiyorum dedi.
Mahkeme Başkanı cezaevine geri götürün dedi.
Nahit Eren bunun üzerine "CMK'nın hangi maddesine göre tanık olmamasının dosyaya eklenmesini istedi.
Mahkeme Başkanı da tamam teşekkür ederim dedi.
Mahkeme, tanık Ramazan Atasoy hakkında benzer iddialar olduğunu, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma yürütüldüğünü belirtti.
Ayrıca, ileride herhangi bir tartışmaya mahal vermemek için tanıklıktan çekileceğinin hatırlatıldığını ve Ramazan Atasoy’un da tanıklıktan çekildiğini tutanağa geçirdi.
Hediye Güran tanık olarak geldi.
Hediye Güran ifade veriyor;
Salim Güran kaynım
Yüksel eltim
Enes yeğenim olur.
Hakim: Narin'in kayboldugu günü anlatır mısın?
Hediye: Saat 15 gibi Yüksel'in evine suyu açmaya gittim suyu açtım sonra çıktım
Kapıyı Eren açtı "annem yatıyor" dedi evde başka kimseyi görmedim.
2. kez eve geldiğimde kapı açıktı
Eve patika yoldan gittim
Yüksel Güran'ın evindeki
Suyu kapattım
Sonra eve girdim
Yüksel, Enes, Muhammet evdeydi
Enes uyuyordu ben gelince uyandı
Enes'in çıktıgını görmedim ama evden çıktı
Hakim: Evde ne yaptınız?
Hediye: Oturduk sohbet ettik
Kıyafetleri valize koyduk
Hakim: Kaç saat evde kaldın?
Hediye: Bayağı uzun oturduk
Hakim: Enes ahırda olabilir miydi?
Hediye: Hayır
Hakim: Bir beyanınızda "Enes uyuyor", diğerinde "Enes eve geldi" demişsiniz
Hediye: Ben geldiğimde Enes uyandı onu gördüm
Hakim: Nevzat'ı tanıyor musun şüpheli hareketine şahit oldun mu?
Hediye: Hayır
Hakim: Evlere kamera taktırmışlar
Hediye: Bilmiyorum. Sadece Hüseyin amcagil olaydan sonra taktı.
Hakim: Neden?
Hediye: Kendi aileleri için.
Hakim: Bu kameraların bulunduğu evlerde gizli toplantılar yapıldı mı?
Hediye: Hayır
Hakim: Delilleri saklayın veya jandarmayı yanlış yönlendirin diyen oldu mu?
Hediye: Hayır, olmadı.
Hakim: Narin bulunduğu zaman Yüksel nasıldı?
Hediye: Perişandı.
Hakim: Nasıldı, işlediği bir suçun açığa çıkması gibi bir durumu var mıydı?
Hediye: Bir anne olarak yüreği yanar gibiydi.
Hakim: Salim’le hiç görüştünüz mü?
Hediye : Hayır.
Hakim: Salim sizin kayınbiraderiniz değil mi?
Hediye: Evet.
Hakim: Sizin eşiniz gidip geldiğinde size anlatmadı mı bir şey?
Hediye: Hayır, kimse anlatmadı.
Savcı soru soruyor;
Savcı: O gün çıktın Yüksel'e çamaşırları bıraktın suyu açtın ve kapattın. Kendi evinde ne kadar kaldın?
Hediye: Bilmiyorum.
Savcı: Çocukların senin 1 kere evden çıktığını söylemiş
Hediye: Hatırlamıyor o.
Nahit Eren, Hediye Güran'a soruyor;
Nahit Eren: Sabah çocuklarınıza kahvaltı hazırladığınızı söylediniz, Abdurahman kahvaltıda mıydı?
Hediye Güran: Evet.
Nahit Eren: Saat 13:00-15:00 arası nerede olduğunu hatırlıyor musun?
Hediye Güran: Evimdeydim.
Nahit Eren: Oğlun ifadesinde, 'ben saat 13:00’te uyandım, annem evde değildi, annemi sadece 17:00 sıralarında gördüm' diyor.
13:00-15:00 arası neredeydin?
Hediye Güran: Evdeydim.
Nahit Eren: "15:00-17:00 arası neredeydin?
Hediye Güran: Evdeydim.
Nahit Eren: Öğleden sonra uyanık mıydı Abdurahman?
Hediye Güran: Uyuyordu.
Nahit Eren: Salim kendi beyaz arabasıyla o evin önüne ve çevresine park etse görürdün değil mi?
Hediye Güran: Evet.
Nahit Eren: Araç büyük beyaz bir araç görmedin mi?
Hediye Güran: Dikkat etmedim.
Sanık avukatları araya girerek "Üst üste aynı soru soruluyor" diye itiraz etti.
Nahit Eren: Siz Yüksel ile tek kaldığınızda Muhammet sizi gördü mü?
Hediye Güran: Ben onu gördüm.
Nahit Eren: O seni gördü mü?
Hediye Güran: Bilmiyorum.
Nahit Eren: "Çıktığımda Enes'in eve girdiğini gördüm" dedin. Muhammet yanında mıydı?
Hediye Güran: Hayır.
Hediye Güran'ın ifadesi de bitti.
Sanıklar Salim Güran, Enes Güran Yüksel Güran ve Nevzat Bahtiyar yemek molasına çıkarıldı. Duruşmaya yarım saat ara verildi.
Duruşma aranın ardından, Salim Güran'ın çalışanı Mehmet Selim Atasoy'un tanık olarak dinlenmesiyle tekrar başlıyor.
Mehmet Selim Atasoy ifade veriyor;
- Ben gittim, Salim ve benim oğlan sondajın orada oturmuştu.
- Saatini hatırlıyor musun?
- Saat 15'i geçiyordu.
- İkindi ezanı okunmamış mıydı?
- Hatırlayamadım.
Tarlaya gittim, Salim ve Ramazan oradaydılar. Kısa bir süre oturdum. Tavşantepe ile Çarıklı arasındaki tarlaya indim suyu değiştirmeye gittim. Ondan sonra tekrar yukarı çıktım. Güneş batmak üzereydi. Tekrar Tavşantepe ile Batı Karakoç’un oraya gittim, güneş batmak üzereydi. Telefonu çaldı, bizim köyde bir çocuk kayıp dedi."
- Yani o zaman yaklaşık 4 saat tarlada birlikteydiniz.
- Saati tam olarak hatırlamıyorum.
- Salim ile konuştuğunuzda Salim’in hareketlerinden şüphelendiniz mi?
- Ben orada çok kalmadığım için…
- İddianameye göre, Salim Narin'i öldürdükten sonra oraya gelmiş oluyor. Hareketleri nasıldı?
- Onu bilmiyorum.
- 15:52’de sizi telefonda aramış. Ramazan size başka bir şey söyledi mi?
- Beni aramadı, öyle bir şey konuşmadık.
- 15:52’de bu konuşma neden gerçekleşti? Sizinle değil Ramazan ile konuşuyor.
Sizi kaçta aradığını biliyor musunuz?
- Aradığını biliyorum, saatini hatırlamıyorum.
Diyarbakır Barosu’ndan bir avukat, Mehmet Selim Atasoy’a soruyor;
- 18:38’de neredeydiniz?
- Tavşantepe ile Çarıklı arasındaki tarladaydım.
- Oğlunuz Ramazan sizinle birlikte miydi?
- Hayır.
- Bir telefon konuşması var. Salim Güran oğlunuzu arıyor. Kürtçe bir konuşma. ''Senin bir şeyin düşmüş sınırda...'' diye. Bununla ilgili bir şey söyledi mi?
- Hayır, söylese ben de size söylerdim.
- 18:51’de bu kez oğlunuz arıyor, bir araçtan bahsediyor. Sonra 1 dakika sonra yeniden arıyor. ''Tamam gitti'' demiş. Nedir bu?
- Salim bize kaçaktan dolayı haber vermemizi söylemişti.
- TEDAŞ’ın gece saati teftişi oluyor mu?
Bir jandarma tutanağı var. Jandarma tutanağında, oğlunuz, ''Muhtar öğleden sonra geldiğinde her iki ayak bileğinin de paçaları ıslaktı'' demiş. Doğru mu?
- Hayır, öyle bir şey yok.
- Dere kenarına gitmediniz mi?
- Hayır.
Salim eve geldiğine kalabalığın içine girdik
- Ama ifadenizde "Salim üstünü değiştirmeye girdi" demişsiniz.
- Evet üstünü değiştirmeye gitti.
Nahit Eren soruyor;
- Sen yukarıdaki sondaj olan yere, Ramazan ile Salim’in yan yana olduğu yere tam olarak saat kaçta geldiğini hatırlıyor musun?
- Hatırlamıyorum. Genelde işçiyi sabah 06:00'da tarlaya bırakıyorum, sonra köye saat 15:00 gibi bırakıyorum, motosiklet ile tarlaya geri dönüyorum.
- Süreyi hatırlamıyor musun?
- Hayır.
- Sen Narin’in nereden çıkarıldığını biliyor musun?
- Hayır, bilmiyorum.
- 3 tarlaya gittiğinde Eğertutmaz Deresi’nin konumunu görebiliyor musun?
- Bilmiyorum.
Avukat Nahit Eren saat 16:28’de Salim Güran ile yaptığı bir telefon görüşmesinin dökümünü Kürtçe okuyor.
Salim Güran dahil olmaya çalışıyor. Avukatları ses kaydını talep etti.
Ses kaydı flash bellekten bilgisayara aktarılıyor ve mahkemede dinletilecek.
Herkes ayağa kalktı, yemin edildi.
Her iki taraftan da Kürtçe bilen avukatlar, ses kaydını çevirecek. Kayıt şu an dinleniyor.
Ses kaydı, dosyaya “Abi derenin yanında o tekeri açtım, ben ne yaptıysam olmadı” şeklinde girdi.
Sanık avukatı; “Tekeri açmaya çalıştım, açılmıyor” dedi.
Mehmet Selim Atasoy’a soruldu,
“bilmiyorum” dedi.
Avukatı, Salim Güran’ın el kaldırdığını belirterek söz hakkı verilmesini istedi.
Mahkeme Başkanı, Salim Güran’ı çağırdı.
"Salim, bu Kürtçe konuşma nedir?” dedi.
Salim Güran da "Biz traktörün arkasına takılan, taş atmak için kullanılan alete kepçe diyoruz." diye açıkladı ve tekrar yerine geçti.
Nahit Eren, çevirinin yanlış yapıldığını ifade etti.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı, Mehmet Selim Atasoy’a sordu:
- Salim size emir verir miydi?
- Hayır, bizim işimiz tarla işiydi, bize yardım ederdi.
- Nevzat’ı tanıyor musun?
- Tanımam.
- Salim’in maddi durumu nasıldı?
- Bilmiyorum.
- Saat kaçta Salim yayına geldi
- ?hatırlamıyorum
- ?Salim Güranın 3 tarlası var o tarlanın konumu dereyi görebiliyor mu
- ?Bilmiyorum
- ?3 tarlada suyu değiştirmen ne kadar sürdü?
- ?Değişir zaman.
- ?Narin'in öldürüldüğü gün sen kepçe ile ilgilendin mi?
- ?Kepçe arabanın arkasında bağlıydı
- ?Sen tarlaya gelen elektrikçileri gördün mü?
- ?Görmedim.
Yüksel Güran’ın kız kardeşi yani Narin'in teyzesi Yasemin Gül tanık olarak dinlenecek.
Yasemin Gül;
Yüksel Güran’ın kız kardeşi ifade veriyor
Narin kaybolduğu gün evdeydim, saat 21 gibi aradı. Köye geldik, aramalara katıldık.
Başkan: Yüksel, “Narin’in bir mezarı olsun,” dedi mi?
Yasemin: Öyle değil, Tülin öldüğü için öyle dedi. Öldüyse onunla bari bir mezarı olsun, dedi.
Hakim: Enes’te morluk var mıydı?
Yasemin: Vardı, hafif bir morluk vardı.
Hakim: Olay günü mü?
Yasemin: Hatırlamıyorum.
Hakim: Kadınların kavgası neydi?
Yasemin: Narin bulununca eşim ile köye gittim. Ablam üzüntülüydü, “Allah kimseye yaşatmasın,” dedi. Maşallah geldi, tepki gösterdi, “Allah belanızı versin,” diye. Ben de dedim ki, “Bizi mi suçluyorsun?” Sonra Kürtçe “Allah belanı versin, gözüm çıksın, boynun devrilsin,” dedi ama kime söylediğini bilmiyorum. Kadınların hepsine dönerek söyledi.
Diyarbakır Baro avukatı:
Avukat: “Böyle bir olay varsa, öldürüldüyse, bunu köyün dışından birinin yapması imkansız.”
Yasemin: “Köyde çocuk mu kaybolur, öldürülür dedin. Ablamın gönül ilişkisi olsa benim haberim olur.”
Mahkeme başkanı evde çocukları beklediği için Yasemin Gül’ün evine gitmesine izin verdi. O sırada Yasemin Gül ablasına seslenerek selam verdi ve “Allah büyüktür Yüksel” diyerek el salladı ve salondan çıktı.
Salona Nevzat Bahtiyar’ın kardeşi Vecdi Bahtiyar getirildi.
Vecdi Bahtiyar: “Ali Rıza Güran, Hasan Kaya’ya demiş ki, ‘Nevzat kızı öldürmüş, herkes biliyor, itiraf etsin, suçu üstlensin.’ Ben de gidip Nevzat’a görüşte söyledim.”
Mahkeme Başkanı: “Siz kiminle konuştunuz?”
Vecdi Bahtiyar: “Yeğenim İbrahim bana söyledi.”
Mahkeme Başkanı: “Nerede yaşıyorsunuz?”
Vecdi Bahtiyar: “Çarıklı.”
Mahkeme Başkanı: “Narin’in kaybolma olayını biliyor muydunuz?”
Vecdi Bahtiyar: “Ben Hatay’da çalışıyordum, eşim aradı haber verdi. Salim Güran’ı aradım.”
Mahkeme Başkanı: “Salim’i nereden tanıyorsunuz?”
Vecdi Bahtiyar: “Eski köylümüzdür.”
Mahkeme Başkanı: “Nevzat diyor ki, ‘Ben eve gittiğimde kız evde ölüydü, Salim bana ‘ben öldürdüm, al bu cesedi yok et’ dedi.’ Salim size bu yönde tembihlerde bulundu mu?”
Vecdi Bahtiyar: “Hayır.”
Mahkeme Başkanı: “Sizin bu rutin aramalarınız tamamen meraktan mıydı? Salim size talimat verdi mi?”
Vecdi Bahtiyar: “Hayır.”
Diyarbakır Barosu Eski Başkanı Nahit Eren, Vecdi Bahtiyar’a soruyor:
“Sıralı aramaları hatırladın mı?”
Vecdi Bahtiyar: “Aradığımı biliyorum.”
Nahit Eren: “Aynı gün içerisinde 2-3 saat arayla Salim’e ne sordun?”
Vecdi Bahtiyar: “‘İnşallah bulursunuz’ dedim, ‘buldunuz mu?’ dedim.”
Nahit Eren: “Bir günde 2-3 defa sorma ihtiyacı hissettin yani?”
Vecdi Bahtiyar: “Evet.”
Nahit Eren: “23 Ağustos’tan sonra niye bir daha hiç aramamışsın?”
Vecdi Bahtiyar: “Çünkü köye geldim.”
Diyarbakır Barosu Avukatı, Nevzat Bahtiyar’ın kardeşi Vecdi Bahtiyar’a soruyor:
“Siz mi daha samimiydiniz, Salim ile abiniz mi?”
Vecdi Bahtiyar: “Abim.”
Avukat: “Peki, nasıl oluyor da siz daha fazla görüşüyorsunuz?”
Vecdi Bahtiyar: “Zaten onlar işbirliği yapmışlar.”
Aile ve Sosyal Politikalar Başkanlığına bağlı avukat, Nevzat Bahtiyar’ın kardeşi Vecdi Bahtiyar’a soruyor:
“50 bin liralık ödeme bu cinayete mi sebep oldu?”
Vecdi Bahtiyar: “Hayır, öyle bir şey yok.”
Avukat: “Arama çalışmalarına beraber mi gidiyorlardı?”
Vecdi Bahtiyar: “Hayır, ben görmedim.”
Avukat: “Alacak verecek meselesinden sonra Salim ve Nevzat’ın arası nasıldı?”
Vecdi Bahtiyar: “İyiydi, aralarında problem yoktu.”
Yüksel Güran’ın avukatı, Nevzat Bahtiyar’ın kardeşi Vecdi Bahtiyar’a soruyor:
“Aileniz Salim’den korkar mı?”
Vecdi Bahtiyar: “Hayır, ama arkadaşı olduğu için çekinirdi.”
Avukat: “Siz?”
Vecdi Bahtiyar: “Ben sadece Allah’tan korkarım.”
Avukat: “Dosyada sizin adınıza bir ihbar var.”
Vecdi Bahtiyar: “Kabul etmiyorum.”
Avukat: “Nevzat yakalanınca siz neredeydiniz?”
Vecdi Bahtiyar: “Evdeydik, yollar kapalıydı, giriş çıkışlar kapalıydı.”
Avukat: “Ali Rıza Güran teklifte bulunmuş dediniz. Başka aracılar ile teklif ilettiğini söylediniz değil mi?”
Vecdi Bahtiyar: “Evet, telefon görüşmesi de oldu.”
Avukat: “Kimle?”
Vecdi Bahtiyar: “İbrahim Bahtiyar, Hasan Kaya ona söylemiş.”
Enes Güran’ın avukatı, Vecdi Bahtiyar’a soruyor:
“Mahkeme başkanı bu soruyu geçti.”
Avukat: “Kardeşinizi nasıl bir insan olarak tanımlarsınız?”
Vecdi Bahtiyar: “Kendi halinde, sakindir.”
Avukat: “Kardeşiniz soğukkanlı mı?”
Vecdi Bahtiyar: “Gördüğünüz gibi soğukkanlılığı ortadadır.”
Avukat: “Siz Nevzat’ın bu suçu işlediğine inansaydınız, yardımcı olur muydunuz?”
Mahkeme Başkanı: “Bu soruyu geçiyoruz.”
Enes Güran’ın avukatı, Vecdi Bahtiyar’a soruyor:
“Nevzat’ın paraya ihtiyacı var mı?”
Vecdi Bahtiyar: “Abimin paraya ihtiyacı yok. 3 tane erkek oğlu var. Hepsi çalışıyor.”
Avukat: “Ağabeyiniz Askeri Bahtiyar parayı sever miydi?”
Vecdi Bahtiyar: “Sen de avukatsın, sen daha çok parayı sevmez misin?”
Mahkeme Başkanı müdahale etti.
Salona Salim Güran’ın kardeşi Erhan Güran getirildi.
Hakim: “Bu yangını planlı mı yaptınız?”
Erhan Güran: “İstesek de yapamayız, teller çok yüksek.”
Hakim: “Kamerayı neden taktınız?”
Erhan Güran: “Sürekli benim evimin etrafında çalışmalar yapılıyordu. Evimizin önüne herhangi bir şey atarlar diye kamera taktık.”
Hakim: “Siz Narin bulunmadan önce mi kamera taktırdınız?”
Erhan Güran: “Evet, 4 Eylül’de.”
Hakim: “Siz bu evlerde toplantı yaptınız mı gizli saklı? Narin’in kimin öldürdüğünü bilip çıkmaması için hareket ettiniz mi?”
Erhan Güran: “Çıkmaması için değil, biri bir şey biliyorsa yardımcı olsun diye toplandık.”
Hakim: “Bu toplantının sebebi katilin bulunmasıydı yani?”
Erhan Güran: “Evet.”
Hakim: “Bu toplantılarda Salim var mıydı?”
Erhan Güran: “Yok, o hep kolluk ile beraberdi.”
Hakim: “Siz dışarıdasınız, tutuklu değilsiniz. Vecdi Bahtiyar olayı nedir? Para teklifi oldu mu?”
Erhan Güran: “Kesinlikle Vecdi ile yan yana gelmedik. Numarası da kayıtlı değildi. Beni aradı, kendimi tanıttı; ‘Bizim bir suçumuz yok,’ dedi. ‘Dedim biz sana bir şey dedik mi?’ Hayır dedi.”
Hakim: “Ben masumum demek için aramış olamaz mı?”
Erhan Güran: “Niye beni arıyor ki?”
Hakim: “Sen nasıl evine başın belaya girmesin diye kamera taktırmışsın; o da ondan aramış olamaz mı?”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'ndan avukat;
Avukat: " Saat 13.00-15.00 sıralarında bir şey gördünüz mü?"
Erhan Güran: "Benim evim altta görmüyor. 17.00 sıralarına kadar evdeydim."
Diyarbakır Barosu'ndan avukat sormaya başladı:
Avukat: 'Kanala yoğunlaştık' dediniz, neden?"
Erhan Güran: "Köpekler yönlendirdi."
Diyarbakır Barosu’ndan avukat, Erhan Güran’a soruyor: "Siz Diyarbakır Barosu ile görüşürken Enes'e kötü muamele olacağından duyum aldığınızı söylemiş miydiniz?"
Erhan Güran: "Evet."
Avukat: "Baro başkanı ne dedi?"
Erhan Güran: "Nasıl böyle olur, böyle bir şey dedi?"
Sanık avukatları itiraz ediyor: "O zaman özel avukat yoktu."
Mahkeme Başkanı: "Şu an amacından saptın, teşekkürler."
Vecdi Bahtiyar: "1-2 gündür peşimde olan kişiler var. Araştırdım, Barış Güran’ın adamları çıktı."
Mahkeme Başkanı: "Diyarbakır Başsavcılığına gidin lütfen."
Nahit Eren, işkence konusunda yapılan diyaloğu şu şekilde aktarıyor:
“Çocuklarımız okula gidemiyor. Aile üzerinde baskı oluştuğunu söylediler. Gözaltında çocuklarımıza işkence yapıldı” dediler.
Diyarbakır Barosu'nun tarihi, bu tür iddialarla mücadele ile geçmiştir dedim, ancak aile bireylerine işkence iddiası varsa lütfen bana anlatın. Bir arkadaşımız eline telefon aldı ve Taner isimli birini aradı. Sorduk, "Kötü muamele yapıldı mı?" sorusuna evet dedi. Bizim işlem yapmamız için başvuru yapmaları gerekiyor dedim, ancak başvuru yapılmadı.
Mahkeme Başkanı: "Toparlayalım."
Barış Güran hakkındaki tüm iddiaları reddederek, "Adalet mülkün temelidir ama şu an benim dişlerim sallanıyor. Kim gelse yüzümüze yumruk atıyordu. İçeriye gelen bizi dövüyordu. Bütün odalar doluydu, bütün Güran ailesine işkence yaptılar" ifadelerini kullandı.
Barış, "Ferhat Bahtiyar’ın evini bilmediğim halde, dayak yememek için biliyorum dedim. Nevzat Bahtiyar bizi görünce elini cama attı, kaçmaya başladı. Sonra Nevzat'ı karşı inşaata götürdüler, topla attılar. Nevzat orada itiraf etti bence. Şakir komutan geldi, 'çok şükür çözüldü' dedi."
Ali Rıza Güran tanık olarak ifade vermek üzere geldi.
Mahkeme Başkanı Ali Rıza Güran’a soruyor: "Vecdi Bahtiyar’a Nevzat’a iletmesi için suçu üstlenmesi için para teklif ettiniz mi?"
Ali Rıza Güran: "Efendim, bu işin aslı astarı yok, yalan."
Mahkeme Başkanı: "Yeğeniniz Salim’den şüphelendiniz mi?"
Ali Rıza Güran: "Hayır Salim sürekli jandarma ile beraberdi. Ben hep yeğenlerimi köşeye çeker, sorardım. Nevzat bile bazen gelirdi, bana bir kere 'Allah halkınızı bırakmasın' dedi."
O esnada Yüksel Güran bela okudu.
Mahkeme Başkanı: "Aile içinde toplantı yaptınız mı?"
Ali Rıza Güran: "Evet, yaptım”
Ali Rıza Güran, avukatlara anlatıyor: "Benim köyüm kırsal bir yer değil. Havaalanı kameraları bakıyor, baksınlar. Eğer gerçekten Nevzat, Arif’in evinden aldıysa, benim ailem öldürmüştür. Ama bu kız patikadan yukarı çıkmamışsa yalan atmasın. Nevzat, kendi evinin önünde, 3-5 kez daha önce para vererek alıştırmış, en son kucağına alıp kaçırmış."
Ali Rıza Güran’ın ifadesi tamamlandı.
Avukatlar çok yorulduklarını ve duruşmanın bugün sonlandırılmasına talep etti.
Mahkeme Başkanı: Ben de bittim ama 1 saat daha devam.
DURUŞMA SONA ERDİ
Narin Güran davasında ikinci gün sona erdi: Duruşma yarın devam edecek.
Haber Kaynağı : 12punto
Çok Okunanlar
BEDAŞ 21 Kasım'da İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
A101 21 Kasım 2024 Perşembe aktüel ürünler kataloğu yayımlandı!
Hasan Arat'tan Fenerbahçe'ye Rafa Silva'lı 'Talisca' yanıtı
21 Kasım 2024 burç yorumları
Fatih Altaylı'dan Acun Ilıcalı ve yasa dışı bahis yorumu
21 Kasım Perşembe maç programı: Bugün maç var mı, hangi maçlar var, saat kaçta?
UEFA Uluslar Ligi'nde Türkiye'nin rakibi kim olacak? Play-off maçı ne zaman?
Ebru Baki Sözcü'den ayrıldı mı?
Onur ve Semih arasında MasterChef'te kavga! Yeni fragmanda olay anları
20 Kasım reyting sonuçları 2024: Annem Ankara, Kuruluş Osman, Leyla