Son Dakika... Numan Kurtulmuş, açılım komisyonunda konuştu: 'Yeni bir dönemin başlangıcına şahitlik ediyoruz'
TBMM'de kurulan açılım komisyonunda konuşan Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, "Yeni bir dönemin başlangıcına şahitlik ediyoruz" dedi.

İktidarın Terörsüz Türkiye adını verdiği yeni açılım süreci kapsamında Meclis'te kurulan komisyon, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un başkanlığında toplandı.
Meclis Başkanı Kurtulmuş, komisyonda konuşmasını yaptı.
#CANLIYAYIN TBMM Başkanımız @NumanKurtulmus konuşuyor https://t.co/feWTiuSGfh
— TBMM (@TBMMresmi) August 5, 2025
"Yeni bir dönemin başlangıcına şahitlik ediyoruz" diyen Kurtulmuş, "Burada asli meselemiz hiç şüphesiz anayasa yazmak, hukuk reformu yapmak ya da tüm meseleleri bir anda çözmek değildir. Meclis'in halkın sesi olmanın yanında toplumsal barışın taşıyıcısı, kardeşliğin teminatı, çözümün meşru adres olduğunu hatırlatma iradesidir." dedi.
Kurtulmuş, komisyonunun prensiplerini "şeffaflık, açıklık ve çoğulculuk" olarak açıkladı ve şunları kaydetti:
"Komisyon çalışmaları hakkında kamuoyunun bilgilendirilmesi yalnızca TBMM Başkanlığı tarafından yürütülecektir. Süreci zehirleyebilecek açıklamalara itibar edilmemesini sağlamak da bu komisyonun başlıca görevlerinden birisidir."
Kurtulmuş, konuşmasının ardından komisyona 10 dakika ara verdi.
Kurtulmuş'un açıklamasından öne çıkanlar şöyle:
Milletlerin tarihinde öyle anlar vardır ki yalnız o günü, o anı değil, milletlerin yarınlarını da şekillendirir. Bugün de öylesi günlerden birindeyiz.
Yarım asırdır milletimizin başına bela olmuş terör illetinden kurtulmak için tarihi bir dönüm noktasına gelindiğini hepimiz müşahede ediyoruz. Milletimiz geçmişte en zorlu dönemlerde nasıl birlik içerisinde hareket ederek kenetlenerek hareket ettiyse bugün de aynı inanç, kararlılık ve dayanışmayla bu sorunu çözecektir. Bu toplantı yalnızca komisyonumuzun çalışmalarının başlangıcı değil. Aynı zamanda aziz milletimizin geleceğine geleceğe dair umutlarının yeşermesinin de başlangıcıdır.
"YENİ BİR DÖNEMİN BAŞLANGICI"
Burada toplanmış olan komisyon sıradan bir heyet değil, yarınlarımızı onarma cesareti ve toplumsal bütünleşmeyi pekiştirme iradesi gösteren tarihi bir heyettir.
Bu salonda milletin iradesini temsilen yeni bir dönemin başlangıcına şahitlik ediyoruz. Bu komisyon millet adına çözüme çözüme ulaştırılacak sorunların müzakeresi, üzerinde uzlaşılan teklif ve tavsiyelerin Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne iletilmesi ve bahse konu süreçlere millet adına vaziyet etmek için vardır. Komisyonumuz on yıllardır ülkemizin enerjisini tüketen ve kardeşi kardeşten uzaklaştırmaya çalışanların provoke ettiği bir meseleye yeni bir gözle bakma iradesinin de yansımasıdır.
ANAYASA MESAJI
Burada asli meselemiz hiç şüphesiz anayasa yazmak, hukuk reformu yapmak ya da tüm meseleleri bir anda çözmek değildir. Meclisin halkın sesi olmanın yanında toplumsal barışın taşıyıcısı, kardeşliğin teminatı, çözümün meşru adresi olduğunu hatırlatma iradesidir.
Siyasi hesaplarla, dar tanımlarla ve kalıplarla değil, cesaretle, vicdanla ve adaletle hareket etmenin adıdır.
Çünkü örgütün kendini fes ederek silahların tamamen susturulması ile başlayan süreç herhangi bir kişi, kurum ya da siyasi yapının değil, doğrudan doğruya aziz milletimizin meselesidir.
Meclis Komisyonu'nun da kıymeti tam buradadır. Bu komisyon toplumun manevi dokusuna tahkim etmeye, kardeşliği kalıcılaştırmaya ve farklılıklarımızı zenginliğimiz olarak kabul ederek edip ortak yaşamı güçlendirmeye dönük bir çağrıdır.
Esasında milletimizin arasındaki birlik, beraberlik ve kardeşlik duyguları toplumumuzun asırlar boyunca en önemli toplumsal yapı taşı olmuştur. Küresel emperyalizmin böl parçala yönet politikalarının kirli aracı olarak kullanılan terör aparatları vasıtasıyla içimize suni şekilde sokulmaya çalışılan ayrılık fitnesine milletimiz hiçbir zaman itibar etmemiştir.
Terör eylemlerinin ülkemize yaşattığı karanlık yıllar her bir yurttaşımızın ortak kaybıdır, ortak acısıdır. Terör bu topraklarda uzun yıllar boyunca sadece canlarımızı almadı. Emeğimizi, umudumuzu ve ortak hayalimizi de çaldı. Cumhuriyetimizin yüzyıllık tarihinin yaklaşık 50 yılında enerjimizi içerideki karanlıkla boğuşmakla geçirdik.
Farklı terör örgütlerinin arkasına saklanarak yürütülen kirli oyunlar ülkemizin güçlü, müreffeh, huzurlu bir ülke olma hedefinin önünde yıllarca en büyük engeli oluşturdu. Tek bir terör örgütü değil, farklı isimler ve maskeler altında birçok yapının ülkemizin önünü yıllarca kesmeye çalıştığına da hep birlikte şahit olduk. Bu örgütler bölgemizdeki ülkeleri parçalayan vekalet savaşlarını yürütmek için kurulmuş yapılardı hiç şüphesiz. Çevremizdeki çoğu ülkede bu yapılar eliyle bölgemiz istikrarsızlaştırılmaya çalışılmış, kardeş halklar arasında çatışmalar, katliamlara yol açılmış, milyonlarca insan topraklarından edilerek sığınmacı durumuna düşürülmüştür.
Bu tablo Türkiye'nin de demokratik ve özgürlükçü vizyonunun daha güçlü bir siyasal düzlemde kök salmasını ne yazık ki uzun yıllar engellemiştir.
Bugün FETÖ dahil darbe girişimlerini boşa çıkaran ve terör örgütünün etkisini kıran kararlı adımlarla birlikte yeni bir dönemin eşiğindeyiz.
Yeni dönem siyasetin, düşüncenin ve vicdanın daha çok konuşulduğu bir dönem olmak zorundadır. Evladını yitiren annenin, dükkanını kapatmak zorunda kalan esnafın, yaylasına çıkamayan köylünün ve kamu adına görev yaparken can veren, şehit olan kamu görevlisinin acısı hepimizin ortak acısıdır.
Ortak acılarımızı artık ortak umuda çevirmek için buradayız. Uzun yıllarca süren bu büyük problem siyaseti ve devleti güvenlikçi reflekslerle hareket etmeye mecbur bırakmıştı. Ancak artık güvenliğin yanı sıra özgürlüğün, eşitliğin ve adaletin imkanlarını ve gücünü daha da yüksek sesle konuşmanın zamanı gelmiştir.
"1. DÜNYA SAVAŞI'NDAN SONRA ARALARINA TEL ÖRGÜLER ÇEKİLEN HALKLAR..."
Bu komisyonun bir diğer misyonu da budur. 1. Dünya Savaşı'ndan sonra birbirinden kopartılan aralarına tel örgüler çekilen halklar artık yeniden birbirlerini daha yüksek sesle duymayı hak ediyor.
Attığımız her adım bu kadim coğrafyada barış ve kardeşliği tahkim etmeye yönelik olmalıdır. Bu çerçevede terörsüz Türkiye aslında açıkçası terörsüz bir bölge demektir. Değerli milletvekili arkadaşlarım, aziz milletim. Gayet açık ki açıktır ki Türk Kürt kardeşliği coğrafyamızın asli kodudur.
Çanakkale'de omuz omuza savaşanların torunlarıyız. Kaderdaşlık yalnız savaş meydanlarında değil, alın terinde, acıda ve umutta da birlikte yürümektir. Biliyoruz ki Selahattin Eyyubi'yi, Nurettin Zengi'yi anlamadan bu toprakların hakikatini kavrayamayız. Alpaslan'ın ve Kılıç Aslan'ın yaptıklarının özünü anlamadan ise birlikte yürümenin anlamına ulaşamayız. Hepsi kendi çağlarında adaletin, kardeşliğin, dayanışmanın, paydaşlığın, sevinci ve tasayı ortaklaştırmanın milletçe beraber yürümenin öncüleri, sembolü olmuş büyük şahsiyetlerdi.
Bugün de bizler halkın tam da içinden çıkan o akla yaslanarak, o milli irfanı kuşanarak tarihi bugünün anlayışıyla yeniden yorumlamak ve geleceği bu iradeyle kurmak mecburiyetindeyiz. Küresel şartlar ve bölgesel gelişmelerin kırılganlığına rağmen içeride birliğimizi büyütmek, toplumsal huzuru pekiştirmek, dışarıda ise bölgesel barışı korumak mecburiyetindeyiz. İç cephemizi tahkim etmek Türkiye'nin istikrarını kurumsal bir siyasal akla oturtturmak zorundayız. Ülkemizin önünü tıkayan karanlık dönem milletimizin feraseti ve devletimizin kararlılığıyla artık geride kalıyor. Meclis hakikati duyan, toplumu hisseden ve vicdanı temsil eden şüphesiz en yüksek demokratik çatıdır. Biz bu komisyonda yeni bir anayasa yazmıyoruz belki ama kardeşlik cümlelerini kuracağız ve birlikte hareket edeceğiz.
HEM NAZIM HEM DE MEHMET AKİF'DEN ŞİİR OKUDU
Meclisimiz 1000 yıllık kardeşliği yeniden hatırlatmakla kalmayacak, siyasal düzlemde yeniden tarif edecektir. Bilinmelidir ki şahit olduğumuz silah bırakma süreci bir pazarlığın sonucu asla değildir.
Milletimizin huzura, birliğe dair kararlılığın sonucudur ve bunun yansımasıdır. Bugün iftihar ettiğimiz gelişmeler insanımızın emeğini ve vaktini çalan bir engelin ortadan kalkması istikametindedir.
Eğer terör belasıyla uğraşmamış olsaydık, eğer bütçemizin önemli bir bölümünü yıllarca terörle mücadeleye değil kalkınmaya ayırabilseydik nice okullar, üniversiteler, hastaneler çok daha önceleri inşa edilebilirdi.
Daha çok öğrenci daha nitelikli eğitimle buluşur, daha çok insanımız sağlığa daha kolay ve hızlı erişirdi. Bugünlerde ulaştığımız bu noktaya çok daha önceleri ulaşmamız mümkündü. Bugün iftihar ettiğimiz savunma teknolojilerimiz, kendi helikopterlerimiz, uydularımız milli savunma sanayinde geldiğimiz bu seviyeye belki çok daha erken zamanlarda ulaşabilirdik.
Fakat bu tüm bu kayıpların ötesinde en ağır bedel şüphesiz ki canla ödenmiştir. Manevi kayıplar unutulmaz acılarımızdır. Her biri ayrı bir ailenin ocağına düşen şehitlerimizin, her biri bir ömrü feda eden gazilerimizin acısı.
Canları pahasına bu vatanı savunan tüm kahramanlar bugün burada başlattığımız sürecin manevi mimarlarıdır. Bu istikamette atacağımız her adımda onların emanetine sadakatle bağlı kalacağımızı ilan ediyoruz. Bu komisyon sözünü yükselten herkesin kürsüsüdür. Yeter ki ortak kelimelerimiz barış, ortak hedefimiz kardeşlik olsun. Bu çatı altında konuşulmayacak hiçbir konu yoktur. Yeter ki birbirimizi dinlemeye hazır olalım. Yeter ki her görüş birlik ve kardeşliğin parçası olma iradesini içersin. Bu olumlu sürecin parçası olan vicdan sahibi herkese, her kuruma bir kez daha yürekten teşekkür ediyorum. İnanıyorum ki katkı veren herkes bu memleketin mayasında kardeşlik olduğunu göstermiştir ve gösterecektir. Akif'in girmeden tefrika bir millete düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez dizeleriyle. Nazım'ın da bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşcesine dizeleriyle ifade ettiği hayali. Yani siyasetin eliyle gerçekleştirmek zorunda olduğumuz, borcunda olduğumuz kardeşliği inşallah büyüteceğiz ve hep birlikte topluma yayacağız.
AHMET HANİ'DEN ŞİİR
Aynı şekilde büyük bilgin ve mutasavvuf Kürtçenin büyük şahidi şairi Ahmet-i Hani'nin düşünceleriyle ifade edersek, halkların kalbi adaletle birlikte atarsa millet olur. Dil değişir, kıyafet değişir, coğrafya değişir ama ortak duygular baki kalır.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli basın mensupları. Milletin taleplerinin siyasal deminde buluşması, kurumlar arası koordinasyonun sağlıklı yürütülmesi, istikrar ve huzur için elzemdir. Bu açıdan tartışmanın doğru mecrası Büyük Millet Meclisi ve onu temsilen bugün burada oluşturduğumuz komisyondur. Çünkü milletin tamamını temsil eden her fikrin ve kimliğin söz söyleyebildiği yer de tam burasıdır. Dikkatinizi çekmek isterim. Bugün burada sadece grubu olan siyasi partileri değil. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde temsil edilen bütün siyasi partilerin temsilcisi arkadaşlarımız buradadır. Diyebiliriz ki bu salon toplumun %98'inin temsil edildiği bir siyasi iradenin yansımasıdır. Her bilgilendirme ve adım şeffaf ve kapsayıcı biçimde yapılacaktır. Bu çatının altında yürütülen her çalışma halkın gözü önünde ve millet iradesinin güvencesiyle ilerleyecektir.
ÜÇ PRENSİP SAYDI: 1 ŞEFFAFLIK
O yüzden komisyonun işleyiş prensiplerini ilk günden itibaren açık bir şekilde ifade etmek zorundayız. Hiç şüphesiz bunlardan ilki şeffaflıktır. Çünkü milletimiz her adımı bilmeye, her adımda gerçekleştirilenleri öğrenmeye hakkı vardır ve bunun yegane muhatabıdır. Bir diğer ilkemiz açıklık olmalıdır. Çünkü saklı gündemlerin, örtük hesapların toplumsal barışa hiçbir katkısı yoktur. 3. temel ilkemiz ise hiç şüphesiz çoğulculuk olmak olmalıdır. Çünkü bu topraklar tek renkle değil, çok sesle, çok kültürle anlamlıdır.
BASINI SADECE TBMM BAŞKANLIĞI BİLGİLENDİRECEK
Değerli milletvekili arkadaşlarım. Komisyon çalışmaları hakkında kamuoyunun ve basının bilgilendirilmesi yalnızca Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı tarafından yürütülecektir. Çünkü süreci zehirleyebilecek ve provoke edecek açıklamalara itibar edilmemesini sağlamak da bu komisyonun başlıca görevlerinden birisidir. Onun için kamuoyunu zamanında basınımız vasıtasıyla da yerinde zamanında doğru bilgilendirme bildirmek önceliklerimizden birisi olmalıdır. Bu komisyonda ele alacağımız konu, yani Türkiye'nin terörü bırakmasıyla birlikte ele alacağımız konular herhangi bir siyasi partinin tekelinde olan konular değildir. Bu süreç Türk'ün de, Kürt'ün de her kesimden yurttaşın ortak geleceğini ilgilendiren bir beka meselesidir.
Burayı tekraren söylüyorum. Bu süreç Türk'ün de, Kürd'ün de, her kesimden yurttaşın ortak geleceğini ilgilendiren bir beka meselesidir.
Dolayısıyla komisyonumuz müzakereci bir istişare organı olarak hareket edecektir. Komisyonumuz müzakereci bir istişare organı olarak hareket edecektir.
Bu zeminde farklı fikirlerin ve hissiyatların ortak akılla bir akılda birleşmesini sağlayacak bir anlayışla çalışacaktır. Komisyonun görev ve sorumlulukları arasında özellikle silah bırakma sürecinin millet adına takibi büyük önem taşımaktadır.
Bu süreç hukuki çerçevesiyle, sosyal zeminiyle, siyasal diliyle dikkatle izlenmeli, yönlendirilmeli ve gerektiğinde öneriler sunulmalıdır.
Burada önemli bir hususu da vurgulamak istiyorum. Hiç şüphesiz bu sürecin en önemli hususiyetlerinden birisi de toplumsal psikolojinin iyi bir şekilde yürütülmesidir.
Bu çalışmaların başarıya ulaşılmasında toplumsal kesimlerin, farklı kesimlerin sürece katkısının sağlanması bakımından toplumsal psikolojinin doğru ve hep birlikte yönlendirilmesi, oluşturulması da önemli bir görevdir.
Bu aynı zamanda güçlü ve karşılıklı toplumsal bir saygıyı da doğuracak olan adımdır. Kürt'ün onurunu korumayan bir dili, Türk'ün gururunu hiçe sayan bir söylemi barışa değil, yeni kırılmalara neden olan yaklaşımlar olduğunu ifade etmek isterim. Hedefimiz sadece asgari müştereklerde birleşmek değildir.
Biz birlikte yaşamın azami zeminini güçlendirmek için buradayız. Komisyon farklı fikir, beklenti ve kanaatlerin çatıştırılmadığı, aksine birlikte yaşama iradesinin inşa edildiği güçlü bir zemin olacaktır. Silahın tamamen bırakılması ile beraber barışı kalıcılaştıracak yasal düzenlemelerin önerilmesi, hazırlanması da bu komisyonun sorumlulukları arasındadır.
Ortaya çıkacak ihtiyaçlar doğrultusunda öneriler geliştirmek, raporlar sunmak, analizler yapmak ve bunları meclisin genel iradesine taşımak da bu yapının asli görevidir. Değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli basın mensupları, aziz milletim. Meclisin manevi gücü, tarihsel tecrübesi ve temsili yapısı provokasyonlara karşı en güçlü kalkanımız olacaktır.
Hiç şüphesiz provokasyonlar her zaman her dönemde olabilir. İçeriden ve dışarıdan gelecek hamleleri bertaraf edecek en önemli unsur çoğulcu demokratik yapımızdır. Bu yüzden çalışmalarımıza sadece siyaset kurumu değil, toplumun bütün kesimleri de dahil edilecektir.
Kanaat önderleri, üniversiteler, hukuk camiası ve sivil toplum kuruluşlarının bu konulardaki katkıları kıymetli olacaktır. Basın, siyasi magazinden uzak, halkı doğru bilgilendirmekle, akademi meseleyi soğukkanlı ve bilimsel bir çerçevesiyle çerçeveyle izah etmekle, sivil toplum sahadaki ihtiyaçları dile getirmekle görevlidir. Hiç kimse dışarıda bırakılmamalıdır. Hiçbir kenar fikir kenara itilmemelidir. Çünkü biz bu milletin tamamını kapsayan birliği ve kardeşliği kurmak istiyoruz.
Mecliste görev yapan her bir milletvekilimiz hangi partiden ve bölgeden olursa olsun milletimiz adına bu çalışmalara katıldığı anlayışla hareket edeceklerdir. Sonuç olarak bu masa milletin vicdanıyla, aklıyla, irfanıyla ve inancıyla kurulmuştur.
Türkiye'nin barışla, bütünlükle, demokrasiyle ve kardeşlikle kardeşlikle güçleneceğine inanıyorum. Demokratik çoğulcu ve herkesin kendisine ait hissettiği bir Türkiye'yi hep birlikte büyük bir çabayla inşa edeceğiz. Komisyonumuz hakikatin göz ardı edilmediği, duyguların inkar edilmediği ve siyasetin çözüm üretme cesaretini gösterdiği bir anlayışı temsil edecektir.
Burada konuşulacak her söz kardeşliğin diliyle ve vicdanın sesiyle şekillenecektir. Her kimlik milletimizin asli rengidir. Hiçbir vatandaşımız kimliğinden, dilinden ve inancından dolayı ötekileştirilemez. Bu uğurda milletin iradesine sonuna kadar bağlıyız. İnanıyorum ki komisyonumuz milli birlik ve kardeşlik içinde yürütülen bu tarihi misyonu layıkıyla gerçekleştirecektir.
Niyetimiz halis, sözümüz kuvvetli, ufkumuz açık, vaktimiz bereketli, kardeşliğimiz daimim olsun. İnancımız tamdır. Allah yar ve yardımcımız olsun.
Komisyon toplantımıza 10 dakika ara veriyoruz. Basınla ilgili düzenlemeyi yaptıktan sonra gruplar adına milletvekili arkadaşlarımız ve partileri temsilen katılan arkadaşlarımız da kendileri adına konuşacaklar. Gruplar adına 20'şer dakika şahıslar adına da 10'ar dakika konuşulacaktır. 10 dakika ara veriyorum
AYRINTILAR GELECEK...
Haber Kaynağı : 12punto
Çok Okunanlar

GENAR Araştırma’nın son anketinde büyük sürpriz!

Dekanın tezleri çalıntı çıktı

Sahte diplomalı psikolog halı yıkamacısıymış!

Tunceli Valisi Tekbıyıkoğlu kimin talimatıyla görevden alındı?

Devlet Bahçeli’den teröristbaşı Öcalan’a şiir!

Komisyonun esbab-ı mucibesi

Yandaş kalem 'erken seçim' dedi

Türk'ün vize sorunu bitmiyor

Dervişoğlu'ndan muhalefete Cumhurbaşkanı adaylığı çağrısı!

Sahte-Gerçek ikilemi
