Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,5944
Dolar
Arrow
35,2303
İngiliz Sterlini
Arrow
44,4940
Altın
Arrow
2964,0000
BIST
Arrow
10.015

Yenidoğan davasında 9. gün sona erdi: Sanık avukatı ve savcı arasında tartışma çıktı

Küçücük bebeklere yaptıkları eziyetlerle milyonların tepkisini alan Yenidoğan Çetesi'nin yargılanmasına 9. duruşmayla devam edildi. 22 tutuklu sanığın yargılandığı davada tutuksuz sanıklar mahkemeye savunmalarını sundu. 12punto Muhabiri Nagihan Yılkın, mahkemeden dakika dakika bildirdi.

Yenidoğan davasında 9. gün sona erdi: Sanık avukatı ve savcı arasında tartışma çıktı

Nagihan YILKIN /12punto

İstanbul'da, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları öne sürülen 47 sanığın yargılandığı davanın duruşması 9. gününde devam ediyor.

Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince adliyenin konferans salonunda yapılan duruşmaya, organize suç örgütü elebaşı olduğu iddia edilen Fırat Sarı'nın da aralarında bulunduğu 22 tutuklu ve bazı tutuksuz sanıklar ile tarafların avukatları katıldı.

Çok sayıda basın mensubunun takip ettiği duruşmanın yapıldığı salon ve önünde, polis ekiplerince yoğun güvenlik önlemi alındı.

Bugüne kadar 22'si tutuklu 12'si tutuksuz toplamda 34 sanık yargılandı. Geriye 13 tutuksuz sanık kaldı.

Duruşma bugün Silivri Kolan Hastanesi hemşiresi Renginar Molla'nın savunmasıyla devam edecek.

 

Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı'yı daha öncesinde tanıyor muydunuz?

Renginar Molla: Sadece duymuştum.

Mahkeme Başkanı: Sanıklardan başka?

Renginar Molla: Hasan Basri, Mert diye tanıdığım Gıyasettin Mert.

Mahkeme Başkanı: Hasan Basri size nasıl tanıtıldı?

Renginar Molla: Bana, yönetim tarafından doktor asistanı hemşire olarak tanıtıldı.

Mahkeme Başkanı: Sizden başka hemşire var mıydı?

Renginar Molla: Vardı.

Mahkeme Başkanı: Mehmet Salih'i tanıyor musunuz?

Renginar Molla: Çalıştığım sürece tanımadım.

 

"BASAMAKLARI ÇEK DİYORDU"

Mahkeme Başkanı: "Abla, basamakları çek" diyor, öyle mi?

Renginar Molla: Evet, öyle diyordu.

Renginar Molla: Yönetim tarafından benden doğum sayılarını istediler, biraz da ondan...

Mahkeme Başkanı: Basamakları kim belirliyordu?

Renginar Molla: Fırat Sarı belirliyordu.

Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı mı söyledi diye düşündünüz?

Renginar Molla: Evet, Fırat Sarı dedi diye düşündüm.

 

"HASTA DOSYASINDA DEĞİŞTİRDİM"

Mahkeme Başkanı: Normalmiş gibi konuşuyorsunuz. Doktorlar hiç basamak demiyor, hemşireler sürekli basamak diyor.

Renginar Molla: Hasan Basri aradığında düzeltme yaptım.

Mahkeme Başkanı: Değiştirdiniz mi yani?

Renginar Molla: Hasta dosyasında değiştirdim.

Mahkeme Başkanı: 3'ten 1'e çektiniz mi?

Renginar Molla: Çektik mi, çekmedik mi, orada biz bir çelişkiye girdik.

 

"EPİKRİZLER YAZILMAMIŞTI"

Mahkeme Başkanı: Denetim tapelerinde Hasan Basri'ye denetime geleceklerini söylediniz mi?

Renginar Molla: Denetime geldiklerinde epikrizleri görmek istediler. Ben de yazılmayan epikrizleri söyledim.

Mahkeme Başkanı: Epikrizler yazılmamış mıydı?

Renginar Molla: Yazılmamıştı.

Mahkeme Başkanı: Kim yazıyordu?

Renginar Molla: Hasan Basri. Tek başına mı, Fırat Sarı ile mi yazıyordu, bilmiyorum.

Mahkeme Başkanı: Hasan Basri size yardımcı olacaktı, değil mi?

Renginar Molla: Yönetimden söylediler.

 

"YÖNETİMDEKİLER BİLİYORDU"

Mahkeme Başkanı: Kim söyledi?

Renginar Molla: Başhemşire Ufuk. Yönetimde kim varsa bilgileri vardı.

Mahkeme Başkanı: Kaç yıllık hemşiresiniz?

Renginar Molla: 15.

Mahkeme Başkanı: Yenidoğan bölümünde ne kadar çalıştınız?

Renginar Molla: 10 yıl.

Mahkeme Başkanı: Neden Hasan Basri'ye sordunuz?

Renginar Molla: Doktorun yaptırdığı görevleri bilmiyordum.

 

"FIRAT SARI'DAN BORÇ İSTEDİM"

Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı ile para hareketiniz olmuş. Nedir bu?

Renginar Molla: Yurtdışına çıkacaktım, ondan para istedim. O da sağ olsun verdi. Geri biriktirip ödemek istedim, ama kabul etmedi.

 

"NEDEN TEPKİ GÖSTERMEDİN"

Mahkeme Başkanı: Gıyasettin Mert'i ne diye tanıyorsunuz?

Renginar Molla: Hemşire.

Mahkeme Başkanı: Hiç bebek şevkinde denk gelmediniz mi?

Renginar Molla: Hayır.

 

(Mahkeme Başkanı bir tapeyi soruyor.)

Mahkeme Başkanı: Basamaklara önem verdiklerini anladım. Siz ne düşünüyorsunuz?

Renginar Molla: Sorguluyorum ben burada da. Bir yönlendirme bekliyordum. Her konuşmamızda sorgulamıştım. "Neden böyle?" diye soruyordum.

Mahkeme Başkanı: Neden Hasan Basri, "Baskın yiyoruz," diyor? " Basamaklarla ilgili," diyor.

Renginar Molla: Basamaklarla ilgili bir işlem yapmadım.

Mahkeme Başkanı: Yapmadınız ama nasıl olduğunu biliyor musunuz?

Renginar Molla: Doktorların dediğini yapıyordum.

Mahkeme Başkanı: Hasan Basri'ye, "Bebeğin yatışından sana ne?" diye neden tepki vermiyorsunuz?

Renginar Molla: Orada anladığını düşünüyorum.

 

"BEBEKLERDE KANAMA VAR DİYORSUN"

Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı'ya, "Hocam, ben bu şekilde çalışmayacağım," diyorsunuz. " Tamam, Hasan Basri'yi idare ediyorum ama bu bebekte kanama var," diyorsunuz.

Renginar Molla: Nöbetçi arkadaş tedirgin olup beni arıyordu. Ben, "Beslemeyin," diyordum. Sabah geldiğimde bebeğin kontrolünü kendim yapıyordum. Bebeklerle ilgili şeyleri Hasan'a iletmeyeceğim diyordum. Yönetime de söyleyeceğimi söylemiştim.

Mahkeme Başkanı: O bebeğe daha sonra ne oldu?

Renginar Molla: Fırat Bey geldi, tedavisini yaptı. Bebek toparladı, annesine teslim ettik.

Mahkeme Başkanı: Hiç hemşirelerle basamak muhabbeti yaptığınız bir şekilde çalıştınız mı?

Renginar Molla: Fırat Bey bana ulaşamadığında, "Hasan'la görüş, ona söyle, o bana iletecek," dedi. Ben part-time çalışıyordum, o şekilde anlaşmıştık. "O iletişimi Hasan'la sağlayacaksınız," dediler. Bir şey diyemedim. Yönetimden Hasan Basri'nin bilgisi vardı.

Üye Hakim: Denetime geldiklerinde hastalar 3. basamak mıydı?

Renginar Molla: Hatırlamıyorum.

Üye Hakim: 3'ten 2'ye, 1'e çek derken ne demek istiyordu?

Renginar Molla: Oksijenleriyle ilgili bir şeydi. Dosya üzerinde değiştirdim. Bebeğe herhangi bir şey yapmadım.

Üye Hakim: Hasan Basri'nin ciro hesabı yaptığını gördünüz mü?

Renginar Molla: Görmedim.

 

"OKSİJEN VARDI AMA YOK GİBİ YAZ DEDİ"

Üye Hakim: Dosya üzerinde tam olarak ne yaptınız?

Renginar Molla: Bebek oksijen alıyordu, ama almıyormuş gibi yaz dedi.

Üye Hakim: O anda oksijen alıyor muydu?

Renginar Molla: Alıyordu.

Üye Hakim: Amacı neydi peki?

Renginar Molla: Sorgulamadım.

Üye Hakim: Hastane evraklarını Hasan Basri dışarı çıkarıyor muydu?

Renginar Molla: Bizden alıyordu. Epikrizleri yazacağım diyordu. Dosyalar arşive gidiyordu.

Üye Hakim: Sisteme kaydetme işlemlerini kim yapıyordu?

Renginar Molla: Ben yapıyordum.

Üye Hakim: 10 yıllık hemşiresiniz. Hangi hastanın 3. basamak, hangi hastanın 2. basamak olduğunu anlarsınız.

Renginar Molla: Bana, bebeklere odaklan diyorlardı. Ben de bebeklere odaklanıyordum.

Üye Hakim: Yenidoğanın işleyişiyle başhekim ilgilenir miydi?

Renginar Molla: Evet, 'Kaç hasta var, genel durum nasıl?' diye soruyordu.

 

SAVCI: ŞAKASI BİLE OLMAZ

Savcı Kadir Koçakaya: Neden yenidoğan yoğun bakımın dolması için bir çaba gösteriyorsunuz?

Renginar Molla: Benim hiçbir zaman öyle bir çabam olmadı.

Savcı Kadir Koçakaya: Bana hasta gelmedi diyorsunuz. Bunu söylemekteki amaç ne?

Renginar Molla: Amacım yok.

Savcı Kadir Kocakaya: Şakasının bile yapılabileceğini düşünmüyorum. Sana, Bir ilaç getireceğim (oksijeni yavaşlatan bir ilaç), bunu ver, diyorlar. O sırada ne yaptınız?

Renginar Molla: O anda ne demek istediklerini anlayamadım. "Gayet iyi gidiyor bu bebekler," dedim.

Savcı Kadir Kocakaya: Hesabınıza gelen para haricinde elden para aldınız mı?

Renginar Molla: Hayır.

Savcı Kadir Kocakaya: Hastane yönetimiyle Fırat Sarı'nın yaptığı anlaşmadan bilginiz var mı?

Renginar Molla: Hayır.

Savcı Kadir Kocakaya: Başhekim Yener Mansuroğlu mu?

Renginar Molla: Evet.

Savcı Kadir Kocakaya: Fırat Sarı, anlaşmayı kimle yapmıştır?

Renginar Molla: Bilmiyorum, ama başhekimle yapmıştır herhalde.

Sağlık Bakanlığı avukatı: 10 yıl yoğun bakım hemşiresi hastaların tedavisiyle ilgili bilgileri kime vermeli ve kendisi kime veriyordu.

Renginar Molla: Tedavileri doktordan alıyordum, hastaya uyguluyordum.

Avukat: Bilgiyi hekime mi vermeli sorumlu hemşire mi

Renginar Molla: Önce hekime bildirim yazarım sonra hemşireye

Avukat: Önceki beyanda hekime değil sorumlu hemşireye verdiniz

Renginar Molla: Yok yok hekim. Önce hekim.

Avukat: Her taburcu bebekte Fırat Sarı mı oluyordu?

Renginar Molla: Evet, geliyordu. Taburcu öncesi değerlendirme yapıyordu.

Sanık kürsüsüne Mustafa Kazan geldi.

Bağcılar Şafak Hastanesinde idari personel olarak çalışmış. Hakkında, "Şüphelinin müdürü olduğu hastanenin yenidoğan yoğun bakım servisinde usulsüz epikriz yazımı, 112 sistemi kullanılmaksızın hasta sevki, hastaların basamaklarında oynamaya yapıp ve gerçeğe aykırı şekilde ilaçları SGK'ya fatura ettirerek nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği" belirtiliyor.

 

"SIKINTILI BİR HASTANEYDİ"

Mahkeme Başkanı: Savunma yapacak mısın?

Mustafa Kazan: Bağcılar Şafak hastesinde 2023'ün başları 2024'ün şubat ayına kadar çalışmışımdır. Bizzat kendim istifa ettim. Sürekli bir kaos vardı hastanede, sıkıntılı bir hastaneydi. Sonra Kızılay hastesine geçtim. Psikolojimiz bozuldu, memlekete taşındık. İdari personel olarak teknik işlere bakn biri olarak çalıştım. Tıbbi süreçlerde yetkim bulunmamaktadır. Örgüte ilişkin bir para alışverişim yoktur.

 

"HASTANEYİ YABANCI UYRUKLULAR ALDI, TÜRKÇE BİLMİYORLARDI"

Mahkeme Başkanı: Bağcılar Medilife'ta çalıştınız mı?

Mustafa Kazan: 3 yıl önce çalıştım. Oradan da kendi isteğimle ayrıldım. Yabancı uyruklular almışlardı. Türkçe konuşamıyorlardı, anlaşamıyorduk. Bu yüzden ayrıldım.

Mahkeme Başkanı: Bağcılar Şafak'ta bir işletme var mıydı?

Mustafa Kazan: Benim bildiğim yoktu.

 

"KİMYA ÖĞRETMENİYDİM"

Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı ile muhatap olmadınız mı?

Mustafa Kazan: Kendisiyle tanışmam. Sadece bir kere beni aramıştı. İki kere görüşmemiz oldu. Bana, Bir alacağım var, diyor ama içeriğini bilmiyorum. Bununla ilgili ne yapabiliriz, diyor. Bilmiyorum, diyorum. Ben çıkarttırayım, baksınlar, ona göre size bilgi versinler, dedim. Ertesi gün yeniden aradılar. Ben ilettim. İşin içeriğini bilmediğim için geçiştirdim.

Mahkeme Başkanı: Başhekiminiz kimdi?

Mustafa Kazan: Semiha Yavuz.

Mahkeme Başkanı: Siz gelmeden önce de Semiha Yavuz muydu?

Mustafa Kazan: Benden bir ay sonra gelmişti.

Mahkeme Başkanı: Hastane sahibi kim?

Mustafa Kazan: Ortaklık yapısını bilmiyorum ama benim muhatabım Cem Türker Öztürk'tü.

Mahkeme Başkanı: Siz ne mezunusunuz?

Mustafa Kazan: Kimya. Aslında kimya öğretmeniydim.

 

"BEBEK BAŞI 10 BİN LİRA"

Mahkeme Başkanı: Gıyasettin ile olan tapenizde, "İlk il dışımız da hayırlı olsun diyelim o zaman," deniliyor. Bu ne anlama geliyor?

Mustafa Kazan: İl dışından gelen bir gebe olacaktı. Hatta durumu başhekime ilettim. Aciliyetle ilgili bir konuşmaydı.

Mahkeme Başkanı: "Bebek başı 10 BİN lira vereyim," deniliyor. Bu nedir?

Mustafa Kazan: İki görüşmem oldu. Görüşmelerim yönetimin bana ilettiği şeyler hakkındaydı. Biri 10 bin, diğeri 50 bin mi neydi, bir de hasta başı vardı. Benim bildiğim, bunu kabul etmemişti.

Mahkeme Başkanı: Sonradan kabul etmiş mi?

Mustafa Kazan: Etmiş galiba. Ben de tapelerden gördüm ama detayını bilmiyorum.

 

"YÖNETİM PARAYI VER DEDİ"

Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı'yı arıyorsunuz ve, "Hocam, sizden destek isteyeceğim. Sayıyı artırabilir miyiz, 27 falan?" diyorsunuz. Bu ne anlama geliyor?

Mustafa Kazan: Hatırlamıyorum.

Mahkeme Başkanı: Neden Fırat Sarı ile böyle bir konuşma yapma ihtiyacı duydunuz?

Mustafa Kazan: Bilmiyorum.

Mahkeme Başkanı: Rabia Taşkın sizi aramış. Kimdi bu?

Mustafa Kazan: Muhasebe.

Mahkeme Başkanı: "Mert geldi, 50 bindi, değil mi?" diyor. Siz de "Evet," diyorsunuz. Bu ne anlama geliyor?

Mustafa Kazan: Beni yönlendirmeleriyle söylediğim bir şeydir. Zaten parayı onlar soruyor.

Mahkeme Başkanı: Yönetim mi size, bu parayı ver, diyor?

Mustafa Kazan: Evet.

Mahkeme Başkanı: Kim söylüyor bunu?

Mustafa Kazan: Cem Bey.

 

HASTA BAŞI 10 BİN -50 BİN GİBİ BİR ŞEY DEDİ

Savcı: Cem bey genel bir talimat mı verdi, yoksa Mert ile mi görüş dedi

Mustafa Kazan: Mert'le görüş dedi. Bunun karşılığında hasta başı 10 bin TL ya da 50 bin TL gibi bir şey söyledi.

Savcı: Cem, Mert'i tanıyor muydu?

Mustafa Kazan: Bilmiyorum.

Savcı: Demek ki tanıyordu. Peki, sen tanıyor muydun?

Mustafa Kazan: Tanıyordum.

Savcı: Neden kendisi doğrudan görüşmüyor da seni aracı koyuyor?

Savcı: Maaşını nasıl alıyordun?

Mustafa Kazan: Hastaneden alıyordum.

Savcı: Muhasebeden kim sorumluydu?

Mustafa Kazan: İsmini hatırlamıyorum.

Savcı: Neden para çıkışıyla ilgili seni arıyorlar?

Mustafa Kazan: Kimse bilmediği için beni arıyorlardı.

Savcı: Muhasebeden sorumlu kişiyi aramıyorlar mı?

Mustafa Kazan: İlk görüşmeyi ben yaptığım için.

Savcı: Neden bu görüşmeyi onunla değil de seninle yaptılar?

Mustafa Kazan: Sebebini bilmiyorum.

 

"BEBEKLERİN MAL GİBİ ALINIP SATILMASI RAHATSIZ ETMEDİ Mİ?

Savcı Kadir Kocakaya: Ölüm tehlikesi olan bir bebeğin mal gibi alınıp satılması rahatsız etmedi mi seni?

Mustafa Kazan: Uygun değil doğru söylüyorsunuz. Çalışmam gerekiyordu, çünkü 3 çocuğum vardı.

Savcı Kadir Kocakaya: Aksiyon almadın mı?

Mustafa Kazan: İş arayışım vardı.

 

AVUKAT: MAL ALIŞVERİŞİ GİBİ DEMENİZ BASINDA KÖTÜ YANSIYOR

 

SAVCI: SANIK DİYOR, DIŞARIYA NASIL YANSIYACAĞINA İLİŞKİN YARGILAMA YAPMAM

Savcı Kadir Kocakaya: Bu bebek ölürse sorumluluğun olur diye düşünmedin mi?

Mustafa Kazan: Aynen, benim de çocuğum var. Doktorların hastalarla çok ilgilendiğini düşünüyordum. Hastane doktorlarına güvendim içim o yüzden rahattı.

Avukat itiraz etti: Savcı mal gibi alınıp getiriyor diyor zaten kamuoyunda baskı var. Savcının yönlendirmesini kabul etmiyorum. Buralar hastanedir varoş bir yer değildir. Hastaneler tam teşekkürlerdir. Basın da şimdi böyle bir yayın yapacak

Savcı Kadir Kocakaya: Sanık diyor ki biz para karşılığında alıyorduk diyor. Ben demiyorum ki. İkincisi dışarda bunun yansıyacağı beni ilgilendirmez. Nasıl yansıyacağına ilişkin ben bir yargılama yapamam.

 

SAĞLIK TURİZMİ

Avukat: Hasta turizm gibi bir faaliyet var mı?

Mustafa Kazan: Evet oluyordu, yabancı uyruklular da geliyordu.

 

FIRAT SARI SORDU

Fırat Sarı; Mustafa bey Gıyasettin Mert dışında başkalarıyla çalıştı mı?

Mustafa Kazan: Çalışmadım.

 

"SAĞLIK BAKANLIĞI USULSÜZLÜK TESPİT ETMEDİ"

Murat Mantuş'un avukatı Burak Mengü: Sağlık Bakanlığı bu süreçte denetledi mi?

Mustafa Kazan: Denetlendi

Burak Mengü: Usulsüzlük tespit edildi mi?

Mustafa Kazan: Edilmedi.

 

SANIK AVUKATINDAN SAVCILARA TEPKİ

Mustafa Kazan'ın avukatı duruşma savcısının bebeklerin mal gibi alınıp satılmasıyla ilgili sorduğu soruya karşı çıktı. 

Masumiyet karinesini ihlal ettiğini söyledi.

Soruşturma savcısı Yavuz Engin'in de iddianameyi kendisinin yazmadığını, kolluk kuvvetlerine yazdırdığını iddia etti.

Semiha Yavuz sanık kürsüsüne geldi.

Semiha Yavuz, Şafak Hastanesi başhekimi. 

Hakkında, "Şüphelinin başhekimi olduğu hastanede, 112 sistemi kullanılmaksızın hasta sevki, hastaların basamaklarında oynamaya yapıp ve gerçeğe aykırı şekilde ilaçları SGK'ya fatura ettirerek nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği" ifade ediliyor.

Mahkeme Başkanı: Savunmanı yapacak mısın?

Başhekim: Semiha Yavuz: Yapacağım. (Elindeki kağıttan okuyor)

Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum.

Göçmen bir 7 çocuktan en büyüğüm. Evliyim 2 evladım var. Allah herkesin evladını bağışlasın. 

Bizler başhekimleri olarak hasta haklarını maksimum düzeyde gözeterek işin ehli doktorlar ve hemşirelerle yaptık.

Biz başhekimlerin mali süreçlerle hiçbir alakası yoktur. Saha içinde aktif bir başhekimiydim. 

Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan denetimlerden en iyi şekilde geçtim.

Mustafa Kazan bilgi verirken tek uygunsuz hastane Bağcılar Şafak hastanesidir dedi. Şaşırdı herhalde. Kimse de düzeltmedi.

Olağan dışı denetimlerden birinde denetimdeki kişi 'Semiha görüyorum ki çok iyi işler yapıyorsun. Her raporu gösteriyorsun' dedi.

'Sana ve ekibine çok teşekkür ediyorum. Ben Kadıköy'de oturuyorum ama bir hastam olsa sana yönlendiririm' dedi. İşime daha çok sarılarak devam ettim.

Dinlemeden hüküm vermek bir yöneticinin yapacağı en kötü şeydir.

 

"İSTANBUL'UN EN İYİSİYDİ"

Başhekim Semiha Yavuz: Yenidoğan ünitem çok ferahtı. İstanbul'un en iyisiydi belki de.

Bebeğin basamakları farklı kriterlere bağlıdır. Her hastayı ben karşılamaya dikkat ederdim. Hastada ne var, ne yok ben değerlendiriyordum. Aileyle de bizzat ben görüşürdüm. Yanımda da hemşire olmasına özellikle dikkat ederdim. Doğumdan sonra da ilk babayla muhattap oluyordum. Bütün iş yoğunluğuma rağmen anne kendi odasına geçtikten sonra yanlarına giderdim. Bizzat ben giderdim çünkü güven duymalarını isterdim. Hasta vizitlerini hasta başında işinin ehli hemşirelerle yaptım.

 

"İLK DEFA BURADA DUYDUM"

Mahkeme Başkanı: Medilife'ta da çalıştınız değil mi?

Semiha Yavuz: evet

Mahkeme Başkanı: işletme var mıydı?

Semiha Yavuz: benim olduğum dönemde yoktu. Ben çocuk doktoru olduğum için böyle bir şey olduğunu düşünmedim. 

Mahkeme Başkanı: Sizden önce Şafak'ta var mıydı?

Semiha Yavuz: Ben yok diye biliyorum.

Mahkeme Başkanı: Mustafa Kazan yönetim talebiyle konuştum diyor. Hatta para verildiği iddiası var. 

Semiha Yavuz: Ben bütün bu bilgileri ilk defa burada duydum. Savcı da sorduğunda ilk defa o tapelerde gördüm. Benim açıkçası böyle bir şeye ihtiyacım yoktu. Neden böyle bir duruma ihtiyaç oldu.

 

"KAŞELER MAHREMİYETİMİZDİR"

Mahkeme Başkanı: Yönetim niye ihtiyaç duymuş?

Semiha Yavuz: Bilmiyorum ben de sormak istiyorum

Mahkeme Başkanı: Hiç denk gelmediniz mi?

Semiha Yavuz: Hiç kimseyle böyle bir muhabbetim olmadı.

Mahkeme Başkanı: Böyle bir uygulama var mı?

Semiha Yavuz: Çeşitli şekillerde duyumlar oluyordu. Başhekim olduğu için kimse benimle bu şekilde konuşamazdı.

Mahkeme Başkanı: Başka doktorun kaşeleri kullanılması olağan mıdır?

Semiha Yavuz: Ben camiada böyle konuşmalara şahit olmadım.

Mahkeme Başkanı: Burada tuhafına gitmedi mi?

Semiha Yavuz: Kaşeler mahremiyetimizdir.

Mahkeme Başkanı: Denetim geldiğinde epikrizler ve dosyalar istediğinizde hemen verdiniz mi?

Semiha Yavuz: Verdim.

Mahkeme Başkanı: 'Epikrizleri tamamlayın' diye bir şey söylediniz mi?

Semiha Yavuz: Hayır. Demedim. Böyle bir şeye ihtiyacım yoktu.

Mahkeme Başkanı: Hemen nasıl verdiniz?

Semiha Yavuz: Ben çok disiplinli çalışan bir ekiptim. Bu duruma düşmemek için zaten doğru bir ekiple çalıştım.

Mahkeme Başkanı: Gıyasettin Mert'i tanıyor musunuz?

Semiha Yavuz: Mert diye birini biliyorum 112'den hasta sunan ama gıyasettin olduğunu burada duydum.

Mahkeme Başkanı: Gıyasettinle bir konuşmanız var 'entübe' mi diye soruyorsunuz?

Semiha Yavuz: Hastayı soruyorum ki ona göre hazırlatacağım. İl dışından gelen bir hastaydım.

Mahkeme Başkanı: Gıyasettin 'Suriyeli bebek var alır mıyız', diyor 'alırız' diyorsunuz?

Semiha Yavuz: Özellikle tc olmayan bebeğin İstanbul'da oturması gerekiyor. Benim para almam söz konusu değil zaten 

Mahkeme Başkanı: Hasta sayısının konuşulması abest değil mi?

Semiha Yavuz: Sıradan yapılan bir konuşma. 33 hastam var gece kabulü gelirse diye...

Mahkeme Başkanı: 112 ile konuşmanız saçma değil mi, sanane diye demiyorsun?

Semiha Yavuz: Hasta sayısını paylaşarak konuşmamda bir durum yok gerçekten çok yoğundum.

 

"BÖYLE KONUŞMASI"

Mahkeme Başkanı: "Mehmet Halis'in Fırat Sarı ile bir konuşması var: 'İl dışından gelen bebekler ex oluyor, Semiha gözünü karartmış, ortalığın anasını s... Bu konuşmaya ne diyorsunuz?'"

Semiha Yavuz: Esefle kınıyorum. Benimle uzun yıllar çalışmış birinin arkamdan böyle konuşması çok. Kesinlikle doğru değil. Benim bu kadar eks verdiğimle ilgili şeyler kesinlikle doğru değil. Denetimden geldiler tek tek incelediler. Bunların en büyük kanıtı bu denetimlerdi.

Mahkeme Başkanı Hakan Doğukan Taşçıyla ilgili bir soru sordu

Semiha Yavuz: Hayatımın hiçbir saniyesinde bu adamları görmedim. Niye bu şekilde konuşuyorlar sizin takdirinize bırakıyorum.

Mahkeme Başkanı:Fırat Sarı çalıştı mı hastanenizde?

Semiha Yavuz: Hiç çalışmadı.

 

"BİR DAHA ÇOCUK DOKTORU OLURDUM"

Mahkeme Başkanı: Ekleyeceğin bir şey var mı?

Semiha Yavuz: Buradaki insanların hataya düştüğünü gördüm. Çok sevgi dolu bir ailede büyüdüm ben. Annem ve babam öleli çok oldu ama onların düşüşüyle büyüdüm. 7 evlat yetiştirdiler. Kardeşim de diş doktoru. İnsan olmayı unutmayın. O sevgisizlik çok kötü bir şey tabii ki kendimi de seviyorum ailem de arkamda. Dünyaya bir daha gelsem doktor olurdum. Çocuk doktoru olurdum. Beni yetiştiren aileme, sevdiklerime teşekkür ederim.

 

SAVCI: SENİN HADDİNE DEĞİL

Savcı Kadir Kocakaya: "Şafak Hastanesinde kaç müdür çalışıyordu?....

Semiha Yavuz: 3 müdür çalışıyordu....

Savcı Kadir Kocakaya: Sözümü kesmek. Benim niyetimi sorgulama, senin haddine değil. Neyi duymak istediğimi de sorgulama. Benim niyetimi sorgulama. Mustafa Kazan, işletme müdür yardımcısı olarak direkt size mi bağlıydı yoksa arada başka kişiler var mıydı?"

Semiha Yavuz: Bizim hastane konkordato olduğu için kime bağlı olduğunu bilmiyorum.

Tutuklu sanık İlker Gönenli'den Semiha Yavuz'a: Kendisinin haberi olmadan hizmet alımı yapıldı mı?

Semiha Yavuz: Haberim yok.

İlker Gönenli: Hasta turizmi için hasta transferi yaparak geçimini bunla sağlayanlar var mıdır?

Semiha Yavuz: Resmi mevzuata uygun şekilde sağlayanlar vardı.

 

SANIK AVUKATINDAN SAVCIYA: KENDİSİ HADDİNİ BİLSİN

Semiha Yavuz'un avukatından Savcı Kadir Kocaya'ya tepki

Semiha Yavuz'un avukatından Mahkeme Başkanına: Kendisinin sizinle birlikte kürsüde oturuyor olması mahkemeyi yöneteceği anlamına gelmez. Haddini bil diyor kendisi haddini bilsin.

Savcı Kadir Kocakaya: Benim şahsımla alakalı bir yorum yapmayın.

Avukat: Siz yaparsanız ben de yaparım.

Savcı Kadir Kocakaya: Sizin öyle bir yetkiniz yok.

Avukat: Sizin de öyle bir yetkiniz yok. Sınırlarınızı bilin.

Yenidoğan Çetesi davasında duruşmaya  40 dakika ara verildi.

 

Duruşmaya verilen ara bitti.

 

Güney Hastanesinde hemşire yardımcısı olarak çalışan tuttuksuz sanık Batuhan Çetin, sanık kürsüsüne geldi. 

Hakkında, "Kaya bebeğin ölmesinde ihmali bulunduğundan ihmalli davranışla kasten öldürme suçunu işlediği" belirtiliyor.

Batuhan Çetin: 2021 yılında Güney Hastanesine stajyer olarak başladım.

Stajım bittiği zaman bu hastanede yenidoğan yoğun bakım ünitesinde hemşire yardımcısı olarak başladım.

Batuhan Çetin: Yapılan usulsüzlüklerden haberim yok. Damla Atak geldikten sonra yoğun bakım değişti. İşletme olduğunu biliyordum. İşletme gittikten sonra Ali Dirik işletiyor diye biliyorduk.

Mahkeme Başkanı: İşletme senin çalıştığın dönemde var mıydı

Batuhan Çetin: Vardı.

Mahkeme Başkanı: Kim ilgileniyordu?

Batuhan Çetin: Geceleri İlker Gönen geliyordu. Gündüz çok nadir Şeyhmus Çelik geliyordu. Hüseyin Günerhan ilgileniyordu. Hüseyin Günerhan kendini Şeyhmus olarak tanıtıyordu.

 

"ZATEN ÖLECEK, ÇEK FİŞİNİ GİTSİN DEDİ"

Batuhan Çetin: Kaya Bebek ölürken anestezi uzmanı bile elini sürmedi. Kimse ilgilenmedi. İkinci günün gecesinde bebek kanamaya başladı. Hemşire Damla Atak çağrıldığı halde gelmedi. 

Bebek gece 3 buçuk civarında daha da ağırlaştı. Rıza doktoru aradım, yardım istedim. Bana "500 gram, bu bebek zaten ölecek. Çek fişini, gitsin" dedi. Bebeğin ailesinden özür diliyorum. Ama Rıza hoca böyle dedi. Bunlar böyle insanlar.

 

"TANIK OLARAK DİNLENMELİYDİM"

Batuhan Çetin: Kalp masajı yaptığım için şu an yargılanıyorum. Sanık olarak getirildim ama tanık olarak gelmeliydim.

Benim üstüm Damla Atak. Ben gidip başkasına soramam.

 

"YÖNETİM BENİ TEHDİT ETTİ"

Batuhan Çetin: Denetim oldu. Müzeyyen hanım beni odasına çağırdı sorular sordular. 

Hastane avukatı, hastane müdürü, Damla Atak bir odaya aldılar. Beni tehdit eder tarzında üstüme iftira atar şekilde beni tehdit ettiler. Seni şikayet edeceğiz. Ben de ben kimseyi aramadım dedim. Kanıtlayamazsınız dedim. Savcılığa gidicez dediler. Ben de hasta bilgilerinin dışarda konuşulmasının yasak olduğunu bilmiyordum.

 

"HERKESİN BEBEKTEN HABERİ VARDI"

Batuhan Çetin: Nöbet listesini yapıp beni oraya bırakan yönetim suçludur.

Hastane yönetiminden gece amirine kadar herkesin bebekten haberi var. Bebeğin öleceği belli beni niçin oraya bırakıyorlar. Ben de merak ediyorum açıkçası.

 

"KAŞESİNİ KULLANDIRAN BİR DOKTOR"

Mahkeme Başkanı: Şeyhmus Çelik ne zaman oradan ayrıldı

Batuhan Çetin: Şeyhmus hoca bebeği hiç görmedi. Zaten çok gelip gitmezdi. Kaşesini kullandıran bir doktor.

Mahkeme Başkanı :Bebeğin geliş süresinde kim vardı?

Batuhan Çetin: Damla Atak biliyordu bebeğin 500 gram şeklinde geleceğini biliyordu.

 

"YAZILI BEYANİ ALMADILAR"

Batuhan Çetin: İl Sağlıkta ifade verdim. Ben il sağlığa gittiğimde neyin legal neyin illegal olduğunu bilmiyorum. Bunlar sadece sözlü olarak kaldı ama yazılı beyanımı almadılar.

 

"KAMERA KAYITLARI VARDI"

Mahkeme Başkanı:Hilda Keykubad'ın kaşesi hastanede miydi?

Batuhan Çetin: Evet.

Mahkeme Başkanı:Hilda Keykubad gelmedi. Rıza keykubad geldi mi?

Batuhan Çetin: Bebeğin ölümünden önce de sonra da hastaneye geldi.

Yoğun bakımda kameralar var hatta kameralar var diye Hakan Doğukan'a seninle konuştuğumu kanıtlayamazlar kameraların olmadığı yerde konuştum dedim. Biri bacak bacak üstüne attığında arayıp bacağını indir derlerdi.

 

"KAMERA KAYITLARI KAYBOLMUŞ"

Mahkeme Başkanı: Kamera kayıtlarına ne oldu?

Batuhan Çetin: Bilmiyorum, kaybolmuş.

Mahkeme Başkanı: Kim erişiyordu?

Batuhan Çetin: Hüseyin Günerhan ve Doğukan Taşçı erişebiliyordu. Bunu da veren kişi Batuhan adlı bilişimci olan birisi.

 

"MOBBİNG UYGULADILAR"

Mahkeme Başkanı: Bana mobbing uyguladılar demişsin?

Batuhan Çetin: Damla atak geldikten sonra bana her gece nöbet tutturdular. Diğer hemşire yardımcılardan daha fazla çalıştırıldım. Bunun adı mobbing değil midir? Mobbingdir.

Mahkeme Başkanı: Kamera kayıtları var mıydı?

Batuhan Çetin: Kesinlikle çalışıyordu.

Savcı Kadir Kocakaya: Denetimde Kaya bebek öldükten sonra onun dosyası ne oldu?

Batuhan Çelik: Ölüm bildirimini Furkan Çalışkan gece amiri yaptı. E imza olmadan nasıl yaptı bilmiyorum

Batuhan Çelik: Denetimden sonra Damla Atak beni arıyor. 'Oktay geldi müdahale etti'diyeceksin, dedi. 

Savcı Kadir Kocakaya: Kaya bebeğin dosyası ne oldu

Batuhan Çelik: Bilmiyorum, diğer dosyaların oraya koyulması lazımdı.

Savcı Kadir Kocakaya: Müfettişler onu aldı mı? 

Batuhan Çelik: Ben yoktum. Sabah 8de çıktım. Damla Atak Rıza hocayı çocuk doktoru olarak tanıttı.

Savcı Kadir Kocakaya: Gıyasettin'i tanır mısın? Ben onun simsar olduğunu biliyorum demişsin Simsar nedir? 

Batuhan Çetin: Bebekleri getiren ve Damla Atak ile iletişime geçendi. 

Savcı: Kamera kayıtlarında hemşire bacak bacak üstüne attığı zaman kayıtlarda sizi kim uyarıyordu?

Batuhan Çetin: Müzzeyyen uyarıyordu

Sağlık Bakanı Avukatı soruyor: Furkan Çalışkan'dan gece amiri olarak söylediniz? Görevi nedir? 

Batuhan Çetin: Hekim değilse bile uzman biri olduğunu biliyorum.

Avukat: Ölüm raporunu kimin yazdığını biliyor musunuz? 

Batuhan Çetin: Hayır bilmiyorum

 

"BENİ ARAMA BAŞIM AĞRIYOR DEDİ"

Damla Atak avukatı: Damla Atak gelince nasıl işleyiş vardı hastanesinde?

Batuhan Çetin: Damla Atak gelince hastanede düzgün doktor olmuyordu.

Kaya bebeğin durumu kötüye gidince Damla Atak beni arama başım ağrıyor dedi.

 

"DENETİMDEN HABERLERİ OLUYORDU"

Kaya bebeğin babası salonda.

Avukatı soruyor: Kaya bebeğin öldüğü akşam birilerini aramışsınız. 

Ben kalp mesajına başladım. Bebek are olduğunu bildirdim. Benim sorumlu hemşirem dahi... (tıbbı terim) kullanma yetkim yok, bilgim yok. 

Mağdur avukatı: Küfür ediyorsunuz. Kime mi?

Rıza Keykubad'a ediyordum. Arkasındayım.

Mağdur avukatı: Eksikler var mıydı?

Ben hemşire yardımcısıyım. Gelen denetimlerden önce eksikler diğer hastanelerden getiriliyordu. Denetim bittikten sonra geri gidiyordu. Denetimden haberleri oluyordu. Nereden oluyordu bilmiyorum.

Ali Dirik sanık kürsüsüne geldi.

Güney Hastanesi mesul müdürü olarak çalışıyor.

Hakkında, “SGK'ya fatura ettirerek nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği, ayrıca Kaya bebeğin ölümünün ardından kamera kayıtlarının alınmasını engellemek adına görüntüleri sildirerek suç delillerini gizleme ve yok etme suçunu işlediği, Kaya bebeğin öldüğü gece yenidoğan yoğun bakımda hiçbir tıbbi müdahale yetkisi bulunmayan hemşire yardımcısını bırakarak nöbetçi sorumlu hemşire ve nöbetçi doktor görevlendirmediği, sonucunda aynı gece Kaya bebeğin eks olduğu, bu kapsamda sözleşmeden kaynaklı sorumluluğunu yerine getirmeyip Kaya bebeğin ölümüne sebep olarak ihmalen adam öldürme suçunu işlediği anlaşıldığı” deniliyor.

'FIRAT SARI TANIDIĞIM SAVCI VAR DEDİ'

Ali Dirik:

"Diyarbakır ve Hatay’da çalıştım son 13 yıl da Güney Hastanesinde çalıştım. Fırat Sarı’yı tanımam. Hemşire bulmakta zorluk çekiyorduk hastane sahibi Müzeyyen hanıma söyledim. O da Fırat Sarı’ya ulaşmış. Fırat Sarı bize danışmanlık hizmeti vermeye başladı. 2023 yılında … isimli ilaç girişi fazlaydı. Hemşireleri çağırdım siz bu ilacı hastalara uyguladınız mı diye sordum. Hemşireler hayır dediler. Sonra Fırat Sarı’ya dedim burada SGK’ye bildirilmeyen ilaç girişi var yolsuzluk yapılıyor dedim. Burada sonra danışmanlık hizmeti ile anlaşmazlıklar ortaya çıktı."

Ali Dirik savunmasına devam ediyor:

“Epikrizler SGK’ya bildirilmemişti, dosyaların eksik olduğunu gördüm. Fırat Sarı’yı hastaneye çağırdım. Hastane sahipleri, hastane yöneticisi ben Fırat Sarı ile konuştuk. Aramızda hararetli tartışma yaşandı. Bu ilaçları açıklayın dediğimde açıklayamadı ben de başhekim olarak Fırat Sarı ile çalışmayalım dedim. Fırat Sarı beni tehdit ederek, tanıdığım savcı var. Sen kimsin dedi? Fırat Sarı’nın danışmanlığına bağlı gelen hemşireleri de işten çıkardım. Tapelerde vardır. Fırat Sarı buna sinirlendi, arkamdan bana çok ağır sövmüşler ne anam kalmış ne sülalem kaldı."

'ANNENİN DURUMU DA AĞIRDI'

Ali Dirik:

"Kaya bebek ile tartışmalara değinmek istiyorum Ayın 13ünde gece 22:00’de arandım. Aranmamanın sebebi uzun zaman yoğun bakımda çalışmışım ve başhekimlik yapmışım. Bana bebek katili deniliyor. 22 yaşındaki annenin durumu da ağırdı bebeği de 500 gram olarak doğdu. Size belgelerle bizim hastanede çalışan doktorların çalışma belgelerini sunacağım.  

Kaya bebek doğduğunda doktor Oktay beye neler yaptığını sordum. Ben annesiyle ilgileniyordum. Anne 4. katındaydı yoğunbakım ünitesi 5. kattaydı." 

“SAĞLIK BAKANLIĞI’NA DEFALARCA BAŞVURDUM”

Üye hakim soruyor: Hilda Keykubat 17.11.2023’te işe başladığını ve Kaya bebeğin ölümüyle ilgili olmadığını söylüyor? 

Siz ne diyorsunuz? 

Ali Dirik: Biz kendisiyle 13ünde görüştük, 15’inde işe başladı. E-imzası vardır o tarihte.

Mahkeme Başkanı: Gece kimler çalışırdı?

Ali Dirik: Sağlık Bakanlığı ruhsat verdiği yerlerde. Normalde 7/24 doktor ister. Ama iki kişilik kadro vardı. Döndüremezdim. İcapcılar vardı.  Sağlık Bakanlığı’na defalarca başvuru yaptım. Doktor verilmiyor.

Mahkeme Başkanı: Şeyhmus Çelik’in istifasını siz mi istediniz?

Ali Dirik: Şeyhmus Çelik, Fırat Sarı’nın referansı ile gelmişti. Ben de doktor arayışındaydım. Fırat Sarı ile problem yaşıyordum.

Mahkeme Başkanı: Hilda Keykubat ve Rıza Keykubat, Kaya bebek öldüğünde ikisi de çalışıyor muydu? 

Ali Dirik: Biz ayın 13ünde görüştük, 15inde sözleşme imzaladık ve işe başladılar.

Mahkeme Başkanı: Rıza Keykubat ‘biz 17sinde başlayacaktık, bize kumpas kurdular’ dedi, ne diyorsunuz? 

Ali Dirik: Efendim biz 13’ünde görüştük.

Savcı Kadir Kocakaya: Denetimcilerin savcılıktan geldiğini nasıl anladın?

Ali Dirik: Polislerle beraber geldiler evrakta Büyükçekmece Cumhuriyet Savcılığı yazıyordu. Polis evrak gösterdi oradan biliyorum.

Savcı Kadir Kocakaya: Kaya bebeğe hiçbir doktor bakmadı diyor. Batuhan niye sizin için böyle bir şey  söylesin?

Ali Dirik: Fırat Sarı ile çalışıyordu diye Doğukan’ı da göndermiştim. Zaten bir husumet vardı. şimdi anlıyorum ki batuhanı da kendi oyunlarına alet etmişler.

Savcı: Madem husumetiniz yok niye o zaman böyle bir ithamda bulunuyor.

Ali Dirik; Doğukanla Batuhan’ın yakın olduğunu öğrendim.

Tutuksuz yargılanan Güney Hastanesi Başhekim sanık Ali Dirik, çelişkili ifadeler veriyor.

Savcı: Kaya bebeğin ölümündeki başhemşire kimdi

Ali Dirik: Elçin hanım diye hatırlıyorum

Savcı: Soyadı neydi

Ali Dirik: Bilmiyorum

Savcı: Batuhan arayınca Rıza’nın gelmesi gerekiyor dedin yanlış mı söyledin. 

Ali Dirik: Yanlış söylemişimdir.

“SİYASİLERLE HALLEDİCEM”

Savcı: Siyasilerle halledicem diyorsun? Senin bir başhekim olarak ciddi olayları gıyasettinle konuşmanın anlamı nedir?

Ali Dirik: Tanıyorum. Dışardan biri olduğu için abi kardeş olarak konuşuyorum.

SAVCI: BASİT BİR ŞEY SORUYORUM

Savcı Kadir Kocakaya: Normalde senin Gıyasettin’e bilgin vermen de yasak, niye yapıyorsun?

Ali Dirik: Fırat Sarı ile yakın olduğunu bilmiyorum.

Savcı: Yasak zaten.

Ali Dirik: Bilmiyorum.

Savcı: Çok basit bir şey soruyorum. Sen başhekimsin. Sen hastanedeki ölüm olayını niye Gıyasettin Mertle konuşuyorsun?

Ali Dirik: Hastaneye geliyordu. Özel bir ilişkim yok. Sormuştur. Dışardan biri diye konuşmuşumdur. 

Savcı: Gıyasettin Mertle yoğun bakımı işletme gibi bir şeyin oldu mu?

Ali Dirik: Kesinlikle böyle bir şey yok. Hastane başhekiminin işlermesi için devretmesi gerekiyor zaten.

Mağdur avukatı soruyor: Kollukta Damla Atak dosyaları dışarı çıkarmasın demişsiniz neden? 

Güney Hastanesi avukatı soruya itiraz etti. Hakim soruyu kabul etti. 

Ali Dirik: Damla Atak, Fırat Sarı döneminde eksik bilgileri vardı. O yüzden dosyalar dışarı çıkarılmıyordu.

Avukat: Rıza Keykubat, çocuk doktoru mu? 

Ali Dirik: Hayır, pratisyen hekim.

Rıza Keykubat avukatı soruyor: Hilda ile poliklinikte mi yoksa yenidoğan yoğun bakımda mı çalışması için işe aldınız? 

Ali Dirik: Yenidoğan yoğun bakım için işe aldım.

Avukat: Doktorların nöbet listesini ben hazırlıyorum dediniz, hekimlerin haberi olur muydu? 

Ali Dirik: Arar bilgi verirdim. Arada değişirdi.

Çünkü ayrılan doktor olabilirdi.

Avukat: Siz kaya bebek eks olduğu için kendi üstünden sorumluluğu atmak için mi Hilda hanımı hemen işe aldınız

Ali Dirik’in avukatı itiraz etti. Sorulmasına karar verildi.

Ali Dirik: Hangi bebeğin eks olabileceğini bilmem imkansız.

“SAVCI YAVUZ ENGİN İÇİN KİMSE RÜYAYA YATMADI”

Başhekim Ali Dirik’in avukatı savunma yapıyor: 9 gün burada yargılama yapıyoruz 47 sanığın bazıları tutuklu bazıları tutuksuz yargılanıyor. Bazıları meslek etiklerine uymadıkları için linç ediliyor.

Denetime gelindeki evrakta Savcı Yavuz Engin’in ismi var. Rüyaya yatılarak bu isme ulaşılmadı.

Ülkede neonatolog sayısı yetersiz.

Sanık avukatı: Delillerin karartılması konusunda kamera kayıtları 9 Kasımda elektriklerin gitmesiyle 2 harddisk arızalanmış 1 hafta sonra fark edilmiştir. Deliller karartılsa sadece yenidoğan ünitesi kamera kayıtları ile diğer birimlerin kamera kayıtları da silinirdi halbuki hastanedeki diğer kamera kayıtlarını alan 3 harddisk çalışıyordu. Nasıl deliller karartılabilir? Kaya bebek durumuna gelince Kaya bebek Esengül hastanesinde doğmuş ve Güney hastanesine sevk edilmiştir. Kaya bebeğin annesi Zeynep hanıma müvekkilim müdahale etmiştir. Annesi müvekkilime teşekkür etmiştir. Hatta bebeğini kaybeden anne Zeynep 2024 yılında Güney hastanesine tekrar gitmiştir bu kamera kayıtlarında da mevcuttur, ihmali olarak bebeğin ölümüne neden olan bir hastane varsa insanlar bırakın, hastaneye gitmeyi onun önünden bile geçmez.

Yenidoğan Çetesi davasında duruşmaya 20 dakika ara verildi.

Duruşmaya verilen ara bitti.

Güney hastanesi sahibi Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu sanık kürsüsüne geldi.

İddianamede hakkında, “3. Düzey olmayan yenidoğan yoğun bakımlarına hasta kabul ederek hemşire yönetimine bırakan Özel Güney Hastanesi yöneticilerinin sorumlu olarak ihmalen ölüme neden olduklarının tespit edildiği, 112 sistemi kullanılmaksızın hasta sevki, hasta basamaklarında oynamaya yapıp ve gerçeğe aykırı şekilde ilaçları SGK'ya fatura ettirerek nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği, ayrıca Kaya bebeğin ölümünün ardından kamera kayıtlarının alınmasını engellemek adına görüntüleri sildirerek suç delillerini gizleme ve yok etme suçunu işlediği, Kaya bebeğin öldüğü gece yenidoğan yoğun bakımda hiçbir tıbbi müdahale yetkisi bulunmayan hemşire yardımcısını bırakarak nöbetçi sorumlu hemşire ve nöbetçi doktor görevlendirmediği, sonucunda aynı gece kaya bebeğin eks olduğu, bu kapsamda sözleşmeden kaynaklı sorumluluğunu yerine getirmeyip Kaya bebeğin ölümüne sebep olarak ihmalen adam öldürme suçunu işlediği anlaşıldığı” belirtiliyor.

Ayşe Müzeyyen’in kulağında protez varmış 74 yaşında. 

Mahkeme Başkanı ayakta durabiliyor musunuz diye sordu.

Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu: 74 yaşındayım Güney hastanesinin yönetim kurulu başkanıyım. 

Çocuk doktoru ve diğer bölümlerde doktor bulmak zordu. O yüzden danışmanlık hizmeti veren Fırat bey ile konuştum. Fırat bey bize çoğu hastaneye danışmanlık hizmeti verdiğini söyledi.Kendisine bağlı hemşirelerin olduğunu doktor İlker beyin olduğundan da bahsetti. Ben de başhekimimiz Ali Dirik’e söyledim. Süreç bu şekilde başladı

Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu kendisini  Güney hastanesinin Yönetim Kurulu Başkanı olarak tanıttı.

“TANIDIĞIM SAVCI VAR DEDİ”

Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu: Başhekimimiz Ali bey ilacı sordu ilacı açıklamıyorsun demişti. Fırat bey yanımda başhekime bağırıp, küfretti.

Fırat bey başhekime ‘göreceksiniz tanıdığım savcı var’ dedi.

Sonra Büyükçekmece Savcılığı hastaneme geldi denetim yaptı.

“İŞTEN ÇIKARDIM”

Mahkeme Başkanı: Bu ilaçla ilgili araştırma yaptınız mı, hemşirelerle ilgili tutanak tuttunuz mu? 

Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu: Ben tazminatlarını ödeyerek Fırat Sarı’ya bağlı Hasan Basri, Hasan Doğukan ve Hüseyin’i işten çıkardım.

“AKŞAM EKS OLMUŞ”

Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı’ya sizin yüzünüzden zarar ettim demişsiniz konuşmalarda? 

Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu: Doktorlar düzenli gelmiyordu çünkü.

Mahkeme Başkanı:Kaya bebek ile ilgili ne söylemek istersiniz ? 

Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu: Ayın 16’sında hastaneye geldim baktım hastanede kargaşa var denetim yapılıyor. Ayın 15inde akşam eks olmuş. Esencan hastanesinde gebelik zehirlenmesi yaşayan anne bizim hastaneye getirilmiş, 500 gram doğmuş.

“ORTAOKUL MEZUNUYUM, HASTANEYİ SATIN ALDIM”

Mahkeme Başkanı: Siz ne mezunusunuz? 

Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu: Ortaokul mezunuyum Almanya’da çalıştım yıllarca, sigortam devam etsin diye Esenler Güney Hastanesini aldım. Başhekimimiz Oktay bey vardı bizimle 24 yıl çalıştı.

Mahkeme Başkanı: Şeyhmus Çelik’ten sonra kiminle anlaştınız? Müzeyyen Yurtoğlu: Ben anlaşmadım başhekim anlaştı. Bilgim yok. 

Mahkeme Başkanı: Kamera kayıtları ile ilgili ne düşünüyorsunuz? 

Ayşe Müzeyyen: Ben denetime gelen savcılık ekibinden öğrendim haberim yok. Kamera kayıtlarında yoğunbakım doğum ünitesindeki çalışan hemşirelere bacak bacak üstüne atma, düzgün otur gibi şeyler de söylemedim.

“SİYASİ GÖRÜŞÜM VAR”

Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu: Siyasi görüşüm var. Söyleyeyim mi size?

Mahkeme Başkanı: Sen sorulara cevap ver.

(MHP Esenler İlçe Başkanlığı daha önce Müzeyyen Yurtoğlu’nu ziyaret ettiklerine ilişkin paylaşımda bulunmuştu.)

“Hastane bilgilerini verme”

Mahkeme Başkanı: Batuhan sizin hemşireniz bunu yönetim biliyordu dedi. Doktor eksikliği ile ne söylemek istersiniz?

Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu:  Batuhan biz de staj yaptı bizimle çalışmak istiyor musun dedim ona. Bak bizimle devam etmek istiyorsan onlara (Fırat Sarı ekibine) hastanenin bilgilerini verme dedim

Mahkeme Başkanı: Denetim sonrasında sizin hastaneniz ile ilgili yenidoğan ünitesinin ihtiyaçları karşılamadığı ibaresi var? O geçici bir durumdur.

Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu: 1984 yılından itibaren bu hastanenin sahibiyim. Benim sağlık çalışanları ile ilgili bir tasarrufum yok ondan başhekim sorumludur.

Mahkeme Başkanı: Siz hep hastaneye düzenli gidip gelir miydiniz? 

Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu: Evet gelirdim ama son 10 yıldır sağlık sorunlarım nedeniyle gidemiyorum.

Mahkeme Başkanı: Doktor Songül? 

Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu: Kendisi çok iyi kadın doğum doktorudur 12 yıl bizimle birlikte çalıştı. Hatta İngiltere’ye gideceği için çok üzüldüm.

Mahkeme Başkanı: ekleyeceğiniz bir şey var mı?

Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu: SGK’yı zarara uğratmadım. Örgüt üyeliğim de yoktur, suçlamaları da kabul etmiyorum.

“FIRAT SARI’YI BEN BULDUM”

Çapraz sorguya geçildi

Üye hakime  soruyor: Fırat Sarı ile nasıl iletişime geçtiniz? O mu sizi mi buldu siz mi? 

Ayşe Müzeyyen: Ben buldum bizim hastanede çalışan genel cerrahi uzmanı anlatmıştı öyle iletişime geçtik

PARA KARŞILIĞI HASTA SORULDU

Savcı Kadir Kocakaya: Gıyasettin Mert’i tanır mısın?

Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu: Tanımam. Ama hastanede görüyordum. Bir sorumlu hemşiremiz vardı Şiyar,  onun yanına gelirdi. 

Savcı Kadir Kocakaya: Para karşılığı hastanene bebek getirildi mi?

Ayşe Müzeyyen: Hayır

“EN FAZLA 90 BİN TL ÖDEDİM”

Savcı Kadir Kocakaya: Fırat Sarı faturayı neye göre keserdi, miktarı neye göre belirlerdi?

Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu: Gece ne kadar gelirlerse. Miktarı vardır bunların toplanır. En fazla ödediğim 90 bin TL ödemişim.

Savcı:Yenidoğan 10 yataklı, hepsi 3. Derece mi?

Ayşe Müzeyyen: Evet

Savcı Kadir Kocakaya: Niye danışmanlık ihtiyacı duydun?

Ayşe Müzeyyen: Gece kimse gelmek istemiyordu. 

Benim doktorum ‘24 yıl çalıştım ben gece aranmak istemiyorum’ diyordu. 

Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu’nun avukatı savunma öncesi mahkeme heyetine müvekkilinin sağlık raporunu verdi. ‘Zorunlu kullanması gereken ilaçlar var’ dedi.

“BANA ÖYLE SÖYLEDİLER”

Savcı: Başhekim maaşını neye göre veriyordun? Sabit mi değişken mi?

Ayşe Müzeyyen: Sabit.

Savcı: Batuhan ‘ayak ayak üstüne attığımızda kameradan izler müdahale ederdi’ dedi. Oluyor muydu?

Ayşe Müzeyyen: Hayır savcım olmuyordu.

Savcı: Doktor Hilda var. Gelip Kaya bebeği muayene etttiğini söylemişsiniz.

Ayşe Müzeyyen: Bana öyle söylediler, öyle söyledim. Ama ben kendim görmedim.

Savcı: Kollukta gördüm demişsin.

Ayşe Müzeyyen: Bana öyle söylendi.

Savcı:Kim söyledi?

Ayşe Müzeyyen: Kimin söylediğini hatırlamıyorum.

Sanık avukatı Batuhan Çetin’in banka hesaplarının incelenmesini talep etti.

Yenidoğan Çetesi davasında 9. gün bitti.

Bugüne kadar 22’si tutuklu, 18’i tutuksuz toplam 40 sanık yargılandı. Geriye 7 tutuksuz sanık kaldı.

Duruşma yarın 09:30’da başlayacak


Haber Kaynağı : Nagihan Yılkın

yenidoğan yenidoğan bebekler yenidoğan bebek Yenidoğan çetesi