Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
43,6881
Dolar
Arrow
38,3463
İngiliz Sterlini
Arrow
51,1742
Altın
Arrow
4128,0000
BIST
Arrow
9.432

Bakan Tunç-DEM görüşmesi sona erdi! Öcalan için 'tecrit kalkmalı' mesajı

DEM Parti heyeti, Adalet Bakanı ile yapılan görüşme sonrası yaptığı açıklamada, İmralı'daki Abdullah Öcalan'ın koşullarının iyileştirilmesinin sürecin ilerlemesi açısından önem taşıdığını vurguladı.

Bakan Tunç-DEM görüşmesi sona erdi!  Öcalan için 'tecrit kalkmalı' mesajı

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) heyetinin Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile görüşmesi sona erdi.

DEM Parti heyeti, saat 10.30'da Adalet Bakanlığı'na gitti. Heyette, DEM Parti Meclis Grup Başkanvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit, Sezai Temelli ve Eş Genel Başkan Yardımcısı ile Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eş Sözcüsü Öztürk Türkdoğan yer alıyor.

MASADA NELER VAR?

DEM Parti’nin öncelikli gündemi, yasalarda yapılacak düzenlemeler olacak. DEM Parti heyeti, Cumhur İttifakı'nın bir yargı paketi hazırlığı yaptığının bilindiği bu dönemde, söz konusu paketin yürütülen sürecin ihtiyaçlarına da cevap vermesi gerektiğinden hareketle, hukuki düzenleme önerileri ve kanun değişikliği tekliflerinin yer aldığı bir dosyayı görüşmede Bakan Tunç'a sunacak.

İNFAZ KANUNU VE OHAL UYGULAMALARI

DEM Parti’nin talepleri arasında PKK lideri Abdullah Öcalan'ın üzerindeki "tecridin kaldırılması ve Öcalan'ın yaşam koşullarının iyileştirilmesi" de yer alıyor. DEM Parti'nin sunacağı dosyada, hasta tutuklular, hükümlüler ve infazları yakılanlara ilişkin İnfaz Kanunu’nda değişiklik önerileri bulunduğu belirtildi. Mahkemelerin verdiği cezaların kimi zaman yok sayıldığı ve İdari Gözlem Kurul kararlarıyla ceza verilebildiğine işaret ederek, bunun ortadan kaldırılması talep edilecek.

Covid-19 pandemisinde ilgili kanunlarda yapılan düzenlemeler ile hükümlüler arasında eşitsizlikler yaratıldığına ve siyasi hükümlülerin de bu düzenlemelerden yararlanması gerektiğine dikkati çekmesi beklenen heyetin, Terörle Mücadele Kanunu (TMK), kayyum ve OHAL dönemi uygulamalarına ilişkin taleplerini de Bakan Tunç'a ileteceği ifade ediliyor. 27 Şubat'ta başlayan sürecin "barış süreci"ne evrilmesi durumunda TMK'nin de kendiliğinden lağvedilmesi gerektiği görüşünü dile getireceği ifade edilen DEM Parti Heyeti, ilk etapta TMK'deki değişiklik önerilerini paylaşacak.

YENİ ANAYASA HENÜZ PARTİ GÜNDEMİNDE DEĞİL

DEM Parti kaynakları, gündemlerinde yeni anayasa olmadığını belirterek “Yeni anayasaya gidene kadar yapılacak şeyler var. Onlar yapılsın zaten ardı sıra anayasa tartışmaları da gelir” değerlendirmesinde bulundu.

ERTELENEN GÖRÜŞME

DEM Parti İmralı Heyeti üyesi Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder ve partinin grup başkanvekilleri, Yılmaz Tunç ile 18 Nisan’da görüşecekti.

Ancak Önder’in 15 Nisan'da yaşadığı kalp sorunu ve tedavi sürecinin devam etmesi nedeniyle görüşme ertelendi.

Önder’in sağlık durumu ve Pervin Buldan’ın gelen ziyaretçileri karşılaması nedeniyle grup başkanvekilleri ile Türkdoğan’ın Tunç ile görüşeceği netleştirildi.

GÖRÜŞME SONRASI AÇIKLAMA

DEM Parti heyetinin, görüşmenin ardından açıklama yapıyor.

Gülistan Kılıç Koçyiğit açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

"Değerli basın emekçileri, hepinizi öncelikle saygıyla selamlıyoruz. Bugün Grup Başkan Vekilimiz Sezai Temelli, Hukuk İşlerinden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcımız Öztürk Türkdoğan'la Sayın Adalet Bakanı'yla bir görüşme gerçekleştirdik. Bu görüşme İmralı heyetimizin aslında Sayın Cumhurbaşkanı'yla yaptığı görüşmeden sonra planlanmıştı. Ama ne yazık ki İmralı heyet üyemiz ve Meclis Başkan Vekilimiz Sayın Sırrı Süreyya Önder'in hastalığı nedeniyle erteledik ve bugün de onlar olmadan bu görüşmeyi gerçekleştirdik. Bu vesileyle bir kez daha umutlu bekleyişimizi sürdürdüğümüzü ve yatağında hastalığına direnen Sırrı Süreyya Önder arkadaşımıza, Meclis Başkan Vekilimize, İmralı heyet üyemize geçmiş olsun dileklerimizi buradan bir kez daha iletmek istiyoruz.

Ekim'den beri başlayan tartışmalar vesilesiyle bunun sürece, yapacağı katkıları, yasal düzenlemeleri geniş bir zeminde konuşma fırsatı bulduk.

Öncelikli tartışma başlığımız, öncelikli konuşma başlığımızın İmralı'da bulunan ve 27 Şubat çağrısıyla da Türkiye'de yeni bir dönemin kapısını aralayan, Kürt sorununun demokratik çözümünde yeni bir eşik atlamamızı sağlayan Sayın Öcalan'ın çalışma koşulları, sağlık koşullarının olduğunu ifade etmek isterim.

Bu konuda Sayın Bakan'a tecrit koşullarında bu sürece Sayın Öcalan'ın katkı sunamayacağını, sürecin ilerletilmesi açısından Sayın Öcalan'ın koşullarının en önemli başlık olduğunu ve derhal, bir an önce artık bu koşulların amasız, fakatsız düzeltilmesi gerektiğini kendilerine ifade ettik. Bu konuda sanırım önümüzdeki dönemde bu, bazı gelişmeler görme şansımız da olacak.

Bunun dışında oraya farklı heyetlerin gitmesi, farklı milletvekillerinin, farklı siyasi partilerin, aydınların, yazarların, gazetecilerin gitmesi ve yine Sayın Öcalan'ın görmek istediği, görüşmek istediği bazı aydınların, yazarların, gazetecilerin adaya gitmesi, onunla temasta bulunmasının çok önemli olduğunun altını çizdik.

Bu anlamıyla, bu konuda da bakanlığın hızla adım atması gerektiğini ifade ettik. Tabii bunun dışında da biliyorsunuz Türkiye'de adalet sistemiyle ilgili çok geniş sorunlar var. Bunları da kapsamlı bir şekilde, ele alma şansımız oldu.

Bizim için en önemli temel başlıklardan birisi halihazırda cezaevinde bulunan hasta mahpuslar başlığı. Gerçek anlamda bunun ne insani, ne vicdani ne de hukuki olmadığını her birimiz biliyoruz. O anlamıyla hasta mahpuslar açısından hızla bir düzenleme yapılması, halihazırda adli tıp raporları alanların hızla cezaevinden salıverilmesi konusunda da görüş ve düşüncelerimizi kendilerine yine ifade ettik.

Bu konudaki taleplerimizi kendilerine ilettik. Yine kamuoyunda "Covid Yasası" olarak bilinen, aslında Covid pandemi döneminde cezaevinden şartlı salıverme koşullarını düzenleyen ama onun içerisinde örgütlü suçları istisna tutan yasal, yasal düzenlemede, biliyorsunuz bir infaz paketi düzenlemesi var.

Oradaki bu örgütlü suçları istisna tutan meselenin ortadan kaldırılması ve gerçek anlamda herkesi kapsayan, eşitlikçi bir yaklaşımın gözetilmesi gerektiğini de kendilerine ifade ettik.

Yine özellikle bu,önümüze gelecek olan infaz paketinde biliyorsunuz Anayasa Mahkemesi'nin daha önce de iptal ettiği örgüte üye olmamakla beraber örgüt adına suç işleme, maddesi vardı.

Anayasa Mahkemesi bunu iade etmişti ama ne yazık ki Meclis'ten geldiği gibi aynı şekilde düzenlendi, geçti. Şimdi yeniden, pakete konulmasına dair bazı bilgiler aldık. Bunun mutlaka amasız, fakatsız ortadan kaldırılması, asla kabul edilemediği, bu anlamıyla Anayasa Mahkemesi'nin kararına uygun bir düzenleme yapma beklentimizi yine kendilerine ifade etmiş olduk.

Bu anlamıyla özellikle yine en büyük sorunlardan birisi olan cezaevindeki mahpusların cezalarını yatmış olmalarına rağmen İdari Gözlem Kurulu kararlarıyla tamamen sübjektif, tamamen keyfe keder gerekçelerle insanların cezalarını çekmiş olmalarına rağmen cezaevinde kalmalarını sağlayan bu meselenin, bu idari gözlem kurullarının reforme edilmesi, gözden geçirilmesi, bu kurulların demokratikleştirilmesi ama bununla beraber de bütün bu gözlem kurulu kararlarının kriterlere, yani objektif kriterlere göre karar vermesi gerektiğini kendilerine ifade ettik ve bu anlamıyla gelecek ilk pakette de idari gözlem kurullarının bu keyfe keder, gerçek anlamda aslında ikinci bir cezalandırma mekanizması olan bu kurulun,, demokratikleşmesi, yapısının demokratikleşmesi, kararlarının da, objektif kritere göre vermesi gerektiğine dair bir düzenlemenin hızla gelecek ilk yasal pakete, ilk pakete konulması gerektiğini, ifade etmiş olalım.

Bütün bunların dışında yine idari gözlem kurullarının, keyfe kederliği dışında aslında mahpusların haksızlığa, cezaevindeki koşulların düzeltilmesi için yaptıkları eylem ve etkinlikler nedeniyle aldıkları disiplin cezalarının da yine iyi şartlı olma, iyi halli olma meselesinde bir kriter olduğunu görüyoruz. Bu anlamıyla bu disiplin cezalarının gerçek anlamda yeniden düzenlenmesi, bu kadar hızlı mahpusa aslında cezaevi koşullarının düzeltilmesini istemesi nedeniyle yaptığı eylemlerin bile bir disiplin suçu kapsamına alınmasının kabul edilemez olduğunu, hele de bunun şartlı tahliyeye esas alınması, bu hükme esas alınmasının kabul edilemez olduğunu da kendilerine ifade ettik."

 

 


Haber Kaynağı : 12punto

Wodo Network