Ayhan Bora Kaplan iddianamesine girmeyen ‘işkence’ olayı: Buzhaneye kapattı ve silahı çekti
Suç örgütü lideri suçlamasıyla yargılanan Ayhan Bora Kaplan dosyasında “M7” kod adlı gizli tanık deşifre olmuş ve çetenin iki numarası Serdar Sertçelik olduğu ortaya çıkmıştı. Sertçelik’in gizli tanık ifadesinde yer alan iddialarının doğruluğuna ilişkin deliller üzerinden “araştırma tutanağı” hazırlandı. Ankara Emniyeti’nin hazırladığı tutanaktan “işkence” olayı çıktı.
Caner Taşpınar
Ankara, Kızılay Meydanı’nda CD satıp işportacılık yapan Ayhan Bora Kaplan, torbacılık ve ardından uyuşturucu ticaretini büyütüp tanınan bir suç örgütü lideri oldu.
Ankara’daki çete liderlerinin yakalanması için polis muhbirliği de yaptığı ortaya çıkan Ayhan Bora Kaplan, özellikle son 5 yılda zirveye oturdu. Ankara’da hem eğlence mekanları hem de uyuşturucu ticareti ve dolandırıcılık üzerinden tanınan bir isim oldu.
Kaplan ve ekibi 7 Eylül 2023’te Ankara Esenboğa Havalimanı’nda yurtdışına kaçmak üzereyken gözaltına alındı. Kaplan, hakkında “suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, “kasten yaralama” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarından yakalama kararı bulunuyordu. Gözaltına alınan Kaplan, 12 Eylül’de çıkarıldığı Ankara Sulh Ceza Hakimliği’nce tutuklandı.
Ayhan Bora Kaplan iddianamesinde 12 kişi müşteki, 61 kişi de sanık sıfatıyla yer alıyor.
Ancak, iddianamede yer almayan mağdurlar da var. Bu mağdurlardan bazıları belki de korktukları için şikayetini sürdürmedi.
12Punto, Ayhan Bora Kaplan iddianamesine girmeyen işkence olayının belgesine ulaştı.
Kaplan dosyasındaki “M7” kod adlı gizli tanık deşifre olmuştu ve çetenin iki numarası Serdar Sertçelik olduğu ortaya çıkmıştı. Sertçelik’in gizli tanık ifadesinde yer alan iddialarının doğruluğuna ilişkin deliller üzerinden “araştırma tutanağı” hazırlandı. Ankara Emniyeti’nin hazırladığı tutanaktan iddianameye girmeyen “işkence” olayı çıktı.
Gizli tanık ifadesinde “Peynirci Onur’un Dolandırılması” başlığı altında anlatılan olayda, Onur’un market devri yapılacağı iddiasıyla dolandırıldığı ve talimatı da Ayhan Bora Kaplan’ın verdiği anlatılıyordu.
Peki, kimdi bu Peynirci Onur?
Onur Hasan Tavut…
Müşteki sıfatıyla ifade veren Onur Hasan Tavut iddianamede yer almadı.
“Kim” olduğunu kendisinden dinleyelim:
“Ben yaklaşık 13- 14 yıldır baba mesleğim olan peynir imalat sektöründe çalışmaktayım. Kendi adıma kayıtlı şirketim ile peynir imal ederek 81 ilde bulunan marketlere, toptancılara imal ettiğimiz bu ürünlerimin dağıtımını yapmaktayım. Bu şekilde uzun yıllardır faaliyet göstermekteyim. Eşim ile birlikte, üretmiş olduğumuz ürünleri kendi marketimizi açarak satma girişiminde bulunmaya karar verdik. Bu konu ile ilgili GİMAT'ta bizim gibi peynir sektöründe esnaf olan Kenan Akpolat ve Sedat Çelik isimli şahıslara danıştım ve kendilerine biraz birikmiş param olduğunu, market sektörüne girmeyi düşündüğümü söyleyerek hazırda marketini devredecek birilerini tanıyıp tanımadıklarını sordum.”
İşte, her şey böyle başlamıştı.
Onur Hasan Tavut’un yardım istediği kişiler onu eski adıyla “Elmacı Market” yeni adıyla ise “Mandıracı Amca” olan marketlerin sahibine yönlendirdi.
Ayhan Bora Kaplan dosyasını takip edenler için Elmacı Marketler zinciri yeni değil.
İddianamede mağdur-müşteki olarak yer alan Muhammed Sağ, bu Elmacı Marketlerin kuruluş sürecinde Ayhan Bora Kaplan ve ekibi tarafından dolandırılmış, hem kendisi hem de ailesi tehdit edilmişti.
Onur Hasan Tavut’un ifadesinden devam edelim:
“30 Ocak 2023 günü GİMAT’ta bulunan merkez ofislerinde Burak Bozbeyoğlu ile görüştüm. Bu görüşmede iş ortağım olan Halil İbrahim Kılıç, Sedat Çelik ve Kenan Akpolat da vardı. Burada Burak Bozbeyoğlu ile yaptığımız görüşmede kendisi ile pazarlık yaparak toplam 7 mağazanın devri ile ilgili 11.500.000 TL karşılığında anlaşarak el sıkıştık. Bunun üzerine elimde bulunan 6-7 adet toplam değeri 11.500.000 TL olan müşteri çeklerini Burak Bozbeyoğlu'na teslim ettim. Burak da bana çekleri kontrol ettireceğini söyledi. Oradan ayrıldıktan yaklaşık bir saat sonra beni arayarak çekleri kabul ettiğini söyledi. Ertesi gün Burak Bozbeyoğlu beni Temelli’de bulunan fabrikasına çağırdı. Ben de hatırladığım kadarı ile saat 14:00 sıralarında bu fabrikaya gittim. Burada Burak Bozbeyoğlu ile görüştüm. Kendisi bana ortağı olduğunu söylediği tanımadığım ve bilmediğim Ayhan ve Erkan isimli ortaklarının çekleri kabul etmediklerini söyledi ve bu çeklerin yerine 7 mağazaya ürün yerleştirmemi ve satılan bu ürünlerden elde edilen geliri kendisinin alarak anlaştığımız 11.500.000 TL tutarındaki parayı bu şekilde almak istediğini teklif etti. Ben de kabul ederek çekleri Burak Bozbeyoğlu'ndan alarak mal tedariği yaptığım arkadaşlarımı aradım ve yaklaşık 9.000.000 TL tutarında süt ürünlerinden oluşan mal istedim ve faturalarını da kendi şirketime kestirdim. Bir gün sonra toplam 4 TIR maldan 2 tanesi GİMAT’ta bulunan merkez ofise, 2 TIR ise Temelli’de bulunan fabrikaya indi. Daha sonra bu ürünlerin dağıtımını mağazalara yaptıktan sonra mağazaların başına geçtim. Bu arada Burak Bozbeyoğlu ile prensipte anlaşmıştık ve mağazalar artık gayrı resmi olarak sözde bana devrolmuştu. Burak Bozbeyoğlu mağazaların devri konusunda hallederiz acele etme diyerek beni geçiştiriyordu. Getirdiğim malların satışından elde edilen gelir direk Burak Bozbeyoğlu'nun hesabına geçiyordu. Günlük olarak yapılan ciroyu elden Burak Bozbeyoğlu’na verilerek borcumdan düşüyordu. İki ayın sonunda Burak Bozbeyoğlu'na olan 11.500.000 TL’lik borcun tamamı ödenmişti. Ben her defasında Burak Bozbeyoğlu'na artık mağazaları devretmesi gerektiğini söylesem de beni çeşitli bahaneler ile oyaladı. Bu süreçte de ortağı olan Ayhan Bora Kaplan isimli şahsın anlaştığımız rakam olan 11.500.000 TL’yi kabul etmediğini ve 2.000.000 TL daha istediğini bana söyledi.”
AKŞENER’LE MECLİS KÜRSÜSÜNE ÇIKAN ‘YILDIRIM’ DEVREDE
Onur Hasan Tavut’un ifadesinde önemli bir isme sıra geldi, Erkan Yıldırım.
Ayhan Bora Kaplan iddianamesinde “şüpheli” olarak yer alan Erkan Yıldırım yurtdışında… Yıldırım ile ilgili dosyanın müştekilerinden Muhammed Sağ “Erkan Yıldırım beni İngiltere numarasıyla aradı ama Dubai’de olduğuna eminim” demişti.
Erkan Yıldırım’la Ayhan Bora Kaplan ilişkisi üzerine “M7” kod adlı açığa çıkan gizli tanık Serdar Sertçelik ise şunları söylemişti:
“Silahlı kadroların araç temini için Erkan Yıldırım adına olan Point Rent A Car’dan hem normal zamanlarda hem de herhangi bir olaya karışacakları zaman araç temini sahte kimliklerle bu firmadan temin ediliyor. Örnek olarak bu araçlar suçun işlenmesine kullanıldığı zaman Erkan Yıldırım devreye girmektedir. Aynı zamanda Ozan Can YILDIZ ve Doğan Kaan Yıldız'da devreye girmektedirler. Onlarda Rent A Car işiyle uğraşmaktadırlar. Olaya ilişkin aracın plaka bilgileri kollukça tespit edildiği zaman Polis Rent A Car firmasının sahibi olarak bu şahısların ifadelerinin altında kendileri sahte kimliklerle aracı sanki başka bir üçüncü şahsa kiralamış gibi göstermekteydiler. Erkan Yıldırım’ın da bu araçları sahte kimlik adına verdiğinden bilgisi vardır. Ayhan Bora Kaplan’ın adamı olmasından kaynaklı ve olası bir olay yaşaması durumunda kendisini işin içinden sıyırması için böyle bir yöntem kullanmaktadırlar.”
Serdar Sertçelik ayrıca araç satışında dolandırıcılık yapılarak Ayhan Bora Kaplan ve Erkan Yıldırım’ın 20-25 milyon TL haksız kazanç elde ettiğini anlatıyordu.
Erkan Yıldırım, İYİ Parti’nin meclis kürsüsünde de boy göstermişti.
Erkan Yıldırım’ın tanıyan müşteki Muhammed Sağ, 20 Mayıs 2024’te katıldığı Tele1’deki “Kayıt Dışı” programında “İYİ Parti kürsüsünde konuşan kişi Erkan Yıldırım, Ayhan Bora Kaplan ile ilişkisi olan isim” demişti.
Ayhan Bora Kaplan dosyasında “şüpheli” olarak yer alan Erkan Yıldırım, 14 Ekim 2021’de İYİ Parti grup toplantısına katılıp “sanayicilerle” ilgili konuşma yapmıştı. Eski İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise Yıldırım’ı “Bu hafta milletin kürsüsünde bir sanayici kardeşimizi misafir ediyoruz. Erkan Yıldırım aramızda… Buyurun, Erkan kardeşim söz de kürsü de sizindir” diyerek kürsüye davet etmişti.
Onur Hasan Tavut’un ifadesinden Erkan Yıldırım bölümünü okumadan önce Yıldırım’ı biraz tanımış olduk.
‘BENİ MAĞAZANIN BUZHANESİNE KAPATIP BİR SAAT MAHSUR BIRAKTI’
Şimdi, Onur Hasan Tavut’un ifadesini okumayı sürdürelim:
“Ben Gimat’ta bulunan merkez ofiste iken isminin sonradan Erkan Yıldırım olduğunu öğrendiğim şahıs bana gelerek ‘bu marketlerin parasını ödeyecek misin, ödemeyecek misin' diye sert bir giriş yaptı. Bende kendisine kim olduğunu sordum. Bu şahıs da bana buraların sahibi olduğunu söyledi. Bende kendisine marketlerin parasını Burak Bozbeyoğlu'na ödediğimi söyledim. Erkan Yıldırım da bana kendisine hiç para verilmediğini, sadece 350.000 TL para verildiğini söyledi ve Burak Bozbeyoğlu ile görüşerek tekrar bana döneceğini söyledi. Hatırladığım kadarı ile aynı günün akşamı beni Burak Bozbeyoğlu aradı ve nerede olduğumu sordu. Ben de Yenimahalle'deki şubede olduğumu söyledim. Yaklaşık bir saat sonra yanında tanımadığım bir şahıs ile yanıma geldi. Burak Bozbeyoğlu bana Erkan Yıldırım'a bu konuları anlattığım için saldırdı ve yumruk attı. Bana ‘eğer bana ödediğin 11.500.000 TL’den Erkan Yıldırım'a bir daha bahsedersen, borcumu ödedim bitti falan dersen sen mahvederim' diyerek tehdit etti. Daha sonra da beni aynı mağazanın buzhanesine kapatarak bir saat mahsur bıraktı. O esnada mağazada B. T. İsimli çalışan bulunuyordu. Bu olanlara kendisi şahit olmuştur. Buzhanede bir saat kaldıktan sonra beni çıkardı ve bana silah göstererek ‘akıllı ol seni mahvederim’ diyerek dükkandan ayrıldı.”
‘SENİ KIYMA MAKİNESİNDE ÇEKERİZ’
Onur Hasan Tavut gördüğü işkencenin ertesi gününde, Erkan Yıldırım’ın daveti üzerine Burak Bozbeyoğlu'nun Temelli’de bulunan fabrikasına hesap görmeye gitti. Onur Hasan Tavut gereken ödemeyi yaptığını anlattı ancak Burak Bozbeyoğlu “O kadar ödeme almadım” dedi. Onur Hasan Tavut ise bunun üzerine fabrikadan ayrıldı, muhasebecilerine de talimat vererek hesabı çıkarmalarını istedi. Gerçekten de Burak Bozbeyoğlu günlük cirolardan bir günü kendi adına çıkış olarak göstermiş ancak diğer günde ise adı yer almıyordu. Bu toplantıda yaşananları Onur Hasan Tavut’un ifadesinden okuyalım:
“Burak Bozbeyoğlu’nun kasadan günlük ciroları aldığını fakat adına çıkış yaptırmadığını anladım ve bu şekilde de 6.000.000 TL gibi bir açık çıkmıştı. Bunu sistematik olarak bir gün kaydedip bir gün kaydetmeyerek günlerce devam ettirmiş. Ben bunu anladıktan sonra Erkan Yıldırım'ı aradım ve tekrar aynı kişiler ile fabrikaya gittik. Mağaza çalışanları, muhasebeciler ile birlikte hesapları çıkarıp önlerine koyduk. Daha sonra bölge müdürü olan İbrahim Kapusuz ‘siz hırsızsınız, kasadan resmen para çalmışsınız’ deyince Berkan Bozbeyoğlu ve babası Fikret Bozbeyoğlu, İbrahim Kapusuz'a saldırdılar ve ‘aşağıda seni kıyma makinesinde çekeriz’ şeklinde tehdit ettiler. Erkan Yıldırım ve Burak Bozbeyoğlu ‘4.000.000 TL daha ödersen hesabı kapatır devirlerini veririz. Eğer bu parayı da ödemezsen haftalık üzerine yüzde 10 faiz ekleriz’ dediler. Ben de herhangi bir şey söyleyemedim. Çünkü 20.000.000 TL’lik malım bu şahısların mağazasındaydı ve 10.000.000 TL de param gitmişti.”
BAŞINA SİLAH DAYAYIP RUHSATI ALDI
Onur Hasan Tavut bu olaydan sonra 4 milyon TL bulmanın yollarını aradı. Ticaret yaptığı kişilerin yönlendirmesiyle Semih Perveç’e gitti ve onunla 6 milyon TL değerindeki otomobili üzerinde anlaştı. Bu otomobili borç karşılığı verip marketlerin devrini alacaklar Semih Perveç de ortak olacaktı. Ama öyle olmadı! Noter satışı sırasında Semih Perveç dolandırılacaklarını anlayıp “ruhsat yok” dedi. Ruhsat olmamasına karşın noter devri Burak Bozbeyoğlu’na yaptı. Noter dönüşü Bozbeyoğlu’ndan yine tehdit geldi, Onur Hasan Tavut’un ifadesinden devam edelim:
“Aracın devrinden yaklaşık bir saat sonra Burak Bozbeyoğlu Semih Perveç'in başına araçta silah dayayarak ruhsatı vermesini söyledi. Semih Perveç de ruhsatı vermek zorunda kaldı. Marketi ne zaman devredeceğini sorduğumuzda da ‘devretmiyorum lan, alabiliyorsanız alın’ diyerek açıkça niyetini belli etti. Bu nedenle Semih Perveç ile de aram açıldı ve sorun yaşamaya başladık. Ben de Semih Perveç'in mağduriyetini gidermek için kendisine 6.000.000 TL’lik mal vererek hesabımı kapattım.”
Burak Bozbeyoğlu ve Erkan Yıldırım'ın talimatı ile bütün mağaza müdürlerinin işyeri anahtarları toplatılmaya çalışılmış. Bundan mağaza müdürlerinin beni araması ile haberim oldu. Ben de kendilerine vermemelerini söyledim. Haberim olmadan bütün işyerlerinin kilitlerini değiştirmişler. Anahtarlar değiştirildikten sonra tekrar almak istedim. Günlerce Burak Bozbeyoğlu'nun yanına gidip geldim. Daha sonra Esertepe şubesinde elektriklerin gitmesinden dolayı ürünlerin bozulmaması için mağazada kalan ürünlerimi alabilmek için Erkan Yıldırım'ı aradım. Gece 15’e yakın personel toplayıp nakliye ayarlayıp Esertepe’ye gittik. Oların adamları olan Harun Demir ve Batuhan Kaplan buraya geldi. Mağazanın kapısını açtılar. Burada Harun Demir ile kavga ettik. O da beni ‘bir gün seni öldüreceğiz’ diyerek tehdit etti. Ben de korktum oradan ayrıldım. Ben çıkıktan sonra Ayhan Bora Kaplan'ın adamlarının içinde bulunduğu ve makineli silahları olan bir araba dolusu adam gelerek, ‘sizin patronunuzu öldüreceğiz’ diyerek oradaki çalışanları tehdit etmiş. Bu olayı duyduktan sonra eşimi ailesinin yanına memlekete gönderdim. Bu olaydan sonra Ayhan Bora Kaplan'ı tanıdığını söyleyen Hakan Restauran'ın sahibi olan Hakan isimli şahıs bana beni Ayhan Bora Kaplan ile görüştüreceğini ve mağazaların devrini yaptırmak için yardımcı olacağını söyledi. Daha sonra Ayhan Bora Kaplan ile telefon ile görüştüm.”
İşte Ayhan Bora Kaplan ile Onur Hasan Tavut’un telefon görüşmesinin Emniyet ve savcılık kayıtlarına giren tapesi:
BORA KAPLAN: Bu çocuğun normalde size kaç lira borcu var?
ONUR HASAN TAVUT: Anlaşılmıyor!
BORA KAPLAN: Onun senedi üç milyon yüz borcun mu var?
ONUR HASAN TAVUT: Evet abi üç milyon yüz borcum var
BORA KAPLAN: Peki kaç para aldın bu güne kadar? (Anlaşılmayan sesler)
ONUR HASAN TAVUT: Hayır abi
BORA KAPLAN: (Anlaşılmayan sesler) Duyuyon mu oğlum?
ONUR HASAN TAVUT: Duyuyom abi. Benim üç milyon yüz lira gerçekten borcum var abi. Erkan abi, Burak abi, ben üçümüz Burak abinin fabrikada oturduk hesap gördük
BORA KAPLAN: (Yanındaki şahsa seslenir) - Burak bir sus
BORA KAPLAN:. .. . . . ... . .. . . .(Anlaşılamayan sesler) Onur.
ONUR HASAN TAVUT: Buyur abi
BORA KAPLAN: ...... .... (Anlaşılamayan sesler)
ONUR HASAN TAVUT: Abi üç milyon yüze bir marketi şubesini sattım. Adam yan çeklerini de verecek Gimat’ta
BORA KAPLAN: Sen şubeyi bırak şimdi senin üç milyon yüzün var mı? Pazartesi bu parayı ödeyebilir misin?
ONUR HASAN TAVUT: Şu anda o kadar nakit olarak yok. O kadar param yok abi
BORA KAPLAN: Sen Pazartesi ödeyebiliyorsan gel gardaş......... (Anlaşılamayan sesler)
ONUR HASAN TAVUT: Tamam abi
BORA KAPLAN: Pazartesi getir parayı gardaşım............... (AnIaşılamayan sesler)
ONUR HASAN TAVUT: Abi Pazartesiye kadar ayarlayamam.
Gelelim olayın sonuna…
Onur Hasan Tavut devir için beklediği 7 şubeden 4’üne razı oldu. 3 şube satıldı ancak 4 şube Burak Bozbeyoğlu’na kaldı.
Onur Hasan Tavut umudunu kesince maddi durumunu toparlamak için dayısı adına Yenimahalle ilçesinde Gurmeden isimli marketi devraldı. Burayı işletmeye başladıktan kısa bir süre sonra bir gece hırsızlık olayı oldu. Sabah işyerinin masasında bir not vardı. Notta “Biz istemedikten sonra size hiçbir yerde iş yaptırtmayız” yazıyordu.
Haber Kaynağı : 12punto
Çok Okunanlar
Arda Güler, 6 gollü maçta Real Madrid tarihine geçti!
AKP'nin en düşük emekli maaşı için düşündüğü rakam kulislerden sızdı!
AKP'nin ittifak ortağı MHP'den asgari ücret ve emekli maaşı önerisi geldi
En hızlı fakirleşen ve zenginleşen illeri belli oldu
Şam yakınlarındaki toplu mezarlar görüntülendi!
Athletic Bilbao maçındaki hatanın perde arkası ortaya çıktı!
AKP'nin asgari ücret zammı için düşündüğü oran ortaya çıktı
Bu bütçe insan haklarına aykırı
Diyanet’in ABD’deki külliyesinde yok yok!
Mehmet Uçum'dan anadilde eğitim açıklaması