Dervişoğlu’ndan 'Talat Paşa' tartışması için diplomasi hamlesi! Özel ile bir araya geldi
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, TBMM’deki “Ermeni Soykırımı” tartışmalarına ilişkin tutanakların çıkarılması için yaptığı başvurunun ardından AKP ve CHP ile kritik temaslarda bulundu. Görüşme sonrası Müsavat Dervişoğlu ve Özgür Özel ortak açıklama yaptı.

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, TBMM’deki 'Talat Paşa' tartışmasının yer aldığı tutanakların çıkarılması için yaptığı başvurunun ardından siyasi temaslarını sürdürüyor.
Dervişoğlu, bu süreçte AKP Grup Başkanı Abdullah Güler’i ziyaret ederek ortak bir açıklama gerçekleştirdi. Ardından CHP Genel Merkezi’ne yönelen Dervişoğlu, CHP Grup Başkanvekili Murat Emir tarafından kapıda karşılandı.
Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nu partisinin genel merkezinde kabul etti. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özel, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, “Geçtiğimiz hafta Sayın Genel Başkanımız Müsavat Dervişoğlu’nun bir randevu talebi vardı. Yoğun programından dolayı her iki tarafın gerçekleştirememiştik. Bugün, haftanın ilk gününde kendileri çok kıymetli heyetleriyle bizi ziyaret ettiler. Büyük bir memnuniyetle kendilerini ağırladık” dedi.
Özel, şunları söyledi:
“OMUZ OMUZA HEM MÜŞTEREK HEM AYRI AYRI MUHALEFETİ SÜRDÜRECEĞİZ”
“Bir kez daha Sayın Genel Başkanımıza, kıymetli heyetine ziyaretleri için, taziye dilekleri için çok teşekkür ediyorum. Manisa’nın bir büyük yası, Türkiye’nin yasına dönüştü. Bu noktada hem İYİ Parti’nin Manisa örgütü her an yanımızdaydı, hem Sayın Genel Başkan telefonla çok yakından takip etti. Cenazede de hem Manisa’daki, hem tüm Türkiye’den gelen çok sayıda İYİ Partili dostumuz acımızı paylaşmıştı. Bugün de bu taziye ziyaretiyle birlikte aynı iyi duyguları bir kez daha karşılıklı paylaştık. Geçtiğimiz hafta yaşanan olayı ilk duyduğumda, yine hemen ertesinde sıcağı sıcağına sizler sormuştunuz. Ben de demiştim ki ‘Meclis’te zaman zaman iletişim kazaları, zaman zaman yol kazaları olur. Bu iş arka odada hallolur. Bizim arka odada Müsavat Başkan’la birlikte ve diğer mevkidaşlarımızla birlikte çözmediğimiz sıkıntı yok. Çünkü bizim hem partilerimizin tarihine, hem tarihsel bakışa, Cumhuriyet’in değerlerine, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel tezlerine, uluslararası alanda müştereken sahiplendiğimiz tüm tezlere olan inancımız noktasında birbirimizden şüphemiz olmadığı için her türlü kazayı birlikte aşarız.’ O günden sonra o günkü oturumu yöneten Sayın Tekin Bingöl’ün de hem sosyal medyadan açıklamaları, hem saygın gazetecilere verdiği demeçlerde konuya ilişkin kendi hassasiyetini; partimizin hassasiyetiyle, paraleldeki hassasiyetini, yaklaşımını yapıcı cümlelerini hep birlikte okuduk. Bugün de Sayın Genel Başkanımız meseleyi yukarıda özetlediğinde tam bir mutabakat halinde konuyla ilgili tutumlarımızı bir kez daha netleştirdik. Hem iki Genel Başkan’ın birbiriyle olan geçmiş görevlerinden, birçok sınavda birbirimize vermiş olduğumuz güvenle aşamayacağımız hiçbir sorun olmadığını biliyorduk. Bugün de konu bu çerçevede cereyan etmiştir. Bundan sonra Cumhuriyet Halk Partisi ile İYİ Parti hem Meclis zemininde hem tüm Anadolu’da, 81 ilde, omuz omuza, birbirinin farklılıklarına saygı duyarak ama temel değerlerdeki ortak duygusunu her zaman paylaşarak, bu ülkeyi içinde bulunduğu cendereden kurtarmak için yapması gereken muhalefeti hem icap ettiği yerde müştereken, hem ayrı ayrı ama birbirinden güç alarak, birbirine güç vererek sürdürmeye devam edecek. Bu konuda Sayın Genel Başkan’a ve heyetine bir kez daha teşekkür ederiz."
Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız’ın açıklaması kapsamında “Hukuka aykırı deliller yok hükmündedir” şeklindeki ifadesinin sorulması üzerine şunları söyledi:
“Sayın Feti Yıldız’ın değerlendirmelerini, Türkgün gazetesindeki röportajını dikkatlice takip ettik. Aslında Sayın Feti Yıldız’ın söylediklerine bağlı bir soruşturma süreci yaşanıyor olsa, daha önce de kendisinin tutuklu yargılamanın istisna, tutuksuz yargılamanın genel kaide olduğuna ilişkin görüşlerini de görmüştük. Bunlar uygulanıyor olsa kimsenin ne yargılanmaktan, ne yargıdan kaçmaktan ya da hukuka uygun toplanmış delillere itiraz etmek gibi bir pozisyonu olmaz. Bugün yapılan iş; bir gizli tanık müessesesinin ortaya konması, oradan atılan iftiraların daha sonra bazı kişilerin aileleriyle, çoluğuyla, çocuğuyla tehdit edilerek ‘Buna uygun ifadeler ver’ diye zorlanması, ‘Öyle duydum, böyleymiş, tahmin ediyorum’ gibi ifadelerin sanki somut bir delile ulaşılmışcasına bir karalama ve itibarsızlaştırma kampanyasına dönüşmüş olması aslında ilk gün elde olmayan kanıtların halen elde edilememiş olup, kazıyarak kanıt üretme, kanırtarak ifadeye zorlama yönteminin ne kadar yanlış olduğunu gösteriyor. Sayın Feti Yıldız’ın çerçevesinde bir yargılama yapılıyor olsa, buna kim niye itiraz etsin? O zaman biz bir tek şey talep etmeye devam ederiz. İddialar kadar yanıtların da kamuoyu tarafından duyulması çok önemlidir. Bu konuda Meclis kapanmadan bir yasal düzenleme yapılacak olursa, iki satır ‘Bu tip yargılamalarda tarafların karşılıklı kabulü durumunda basın-yayın organları canlı yayın yapabilirler’ dendiğinde bizim korkacak, çekinecek, utanacak hiçbir şeyimiz yok. Her soruya verilecek yanıtımız var. Yanıtın verilemeyeceği bir soru varsa, adaletin tecellisine de kimsenin itiraz etmesi mümkün değil. Yeter ki adil, şeffaf, hukuka uygun bir yargılama yapılsın. Biz Ekrem Başkan’ın masumiyetine, haklılığına kefalet koymuşuz. Bu noktadaki pozisyonumuz son derece açıktır.”
“MECLİS BAŞKANININ AÇIKLAMALARI ÇELİŞKİLİ BİR TUTUMDUR”
Özel, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un yeni Anayasa hakkında, “En ideali 400’ü aşkın vekille Meclis’te kabul edilmesi” sözleri hakkında şu değerlendirmeyi yaptı:
“Numan Bey’in değerlendirmesi ise daha önce partisinin ‘400 milletvekili de olsa biz anayasa değişikliğini bir milletimize götürür, onun da rızasını alırız’ şeklindeki yaklaşımından çelişkili bir tutumdur. Anayasa değişikliği yapılacaksa, üzerinde bütün toplumun mutabakat sağlayacağı, herkesin ‘tamam’ diyeceği, tam bir mutabakatla geçmiş maddelerin geçmişte hızla anayasaya derc edildiği durumlar vardır. Bunlar önemlidir ama bu kadar anayasa ihlallerinin söz konusu olduğu, Anayasa Mahkemesi’nin kapatılmasının bile teklif edilebildiği süreçler yaşanmışken Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına birinci derece mahkemeleri direniyorken bu kadar açık anayasa ihlalleri ortadayken, ‘400 milletvekiliyle anayasayı değiştirelim, referandum da olmasın’ yaklaşımı doğru bir yaklaşım değildir. Partisinin daha önce ifade ettiği ‘400’ün üzerinde de oy alsa anayasa değişikliği referanduma gitmelidir’ tutumundan ayrışmasını doğru bulmam.”
“ZAMANLAMA HATASI VAR”
Genel Başkan Özgür Özel, DEM’li Cengiz Çandar’ın, ‘Abdullah Öcalan görüşmek istiyor’ sözlerinin yer aldığı röportajı hakkında, “Cengiz Çandar’ın röportajını dikkatle okudum. Ona ilişkin söyleyebileceğim tek şey; Sayın Sırrı Süreyya Önder’in beni aradığı ve bir takım bu ifadeleri söylediği, benim de DEM heyetine randevu verip vermemek konusunda mütereddit olduğum, bu ifadeler üzerine kararımızı değiştirdiğimiz noktasındaki yaklaşımda bir hatırlama, bir zamanlama hatası var. Şöyle ki biz DEM Parti heyetine randevu vereceğimizi zaten söylemiştik. Ama onlar bütün partileri ziyaret edeceklerini söylemişlerdi. Daha sonra Sayın Erdoğan’a gitmeyecekleri, Sayın Erdoğan’ın heyeti kabul etmeyeceğine ilişkin söylemler gelişince, biz durumu yeniden değerlendirdik. Daha sonrasında DEM Parti heyetini kabul ettik. Çünkü onlar turun sonunda Erdoğan ile de görüşeceklerini söylemişlerdi. Malumunuz o görüşme de gerçekleşti zaten. O konudaki hassasiyetimiz Erdoğan ile görüşmeyip, Erdoğan’ın kendisini bu sürecin dışında tutup, diğer partilerden randevu istenmesi sürecindeki tereddütü MYK’mızda değerlendirmiştik. Bu değerlendirme, bu tereddüt, bahsedilen telefon konuşmasından 20 gün sonradır. ‘O gün öyle bir şey duyuldu da ondan sonra randevu verildi’ şeklindeki değerlendirme, bir takım yanlış hatırlamalar oluyor. Keşke Sırrı Süreyya Önder burada olsaydı da o süreci an an yaşamış kişi olarak bunu hatırlatsaydı. Onun dışındaki değerlendirmeler benim ilgi alanımda değil.”
“TRUMP’I KINAMAYAN ERDOĞAN’I DA KINIYORUM”
Genel Başkan Özel, ABD’nin İran’a yönelik saldırısına Erdoğan’ın doğrudan tepki göstermemesine yönelik soruyu şöyle yanıtladı:
“Partisinin olay olduğu andan itibaren koyduğu tepkilerle uyumlu, gizli özne kullanmış yine. Bu saldırıyı yapıyorlar, saldırıyı doğru bulmuyorlar. ‘Kim yapıyor bu saldırıyı?’ Gizli özne. Hatta Ömer Çelik’e sorarsan, ne oluyorsa İsrail yapıyor. İsrail yüzünden oluyor. Amerika’dan uçaklar kalktı B-2’ler, 6 bin mili havada yakıt ikmali yaparak geldiler. Uluslararası hukuka aykırı biçimde bombalama yaptılar ve döndüler. Yapan Amerika. Kınanacaksa Amerika ve Trump kınanacak. Trump’ı kınıyorum. Trump’ı kınamayan Erdoğan’ı da kınıyorum.”
Dervişoğlu’nun açıklaması şöyle:
"Geçen haftaki randevu talebimizin gerekçesi bir taziye ziyaretiydi. Benim de çok sevgili dostum Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Bey’in vefatının ardından karşılıklı telefon görüşmeleri yaptık ama hissiyatımızı direkt olarak kendisiyle paylaşalım arzusuyla talepte bulunmuştuk ama Türkiye’nin yoğun gündemi bizim bir araya gelmemize engel teşkil etti.
Yoğunluktan kaynaklı yerine getirilmesi gereken başka görevler olması münasebetiyle de bazı görüşmeler erteleniyor.
Biliyorsunuz bizim CHP ile olan temasımız ve ilişkimiz kamuoyunun malumu ayrıca sayın genel başkan ile de maziye yayılmış bir dostluğumuz ve mevkiidaşlık hukukumuz var. TBMM’de de birlikte çalıştık.
TBMM’de yaşanan gelişmelerle alakalı olarak olumlu, olumsuz bazı konular üzerinde de sürekli görüş alış verişinde bulunuyoruz.
18 Haziran günü TBMM’de yaşanan her ikimiz açısından da iş kazası olarak nitelendirilebilecek bir olayla ilgili TBMM başkanlığına bir müracaatımız oldu. O müracaat kapsamında kendisine bilgi verdim ve konuyla ilgili desteklerini talep ettim, aynı hassasiyeti kendileri de en az bizim kadar hissediyorlar ve gereğinin yapılması noktasında arkadaşlarımızın teknik çalışmalarının sonunda mümkün olacak olan katkıyı vereceklerine olan inancımı sizlerle paylaşmak isterim. Hem bu konuyu konuştuk hem de Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu temel sorunları konuştuk. Türkiye’nin dış politika alanındaki açmazları konuştuk. Türkiye’nin adalet alanında yaşadığı sıkıntıları karşılıklı olarak paylaştık ki CHP ütün olup bitenlerden diğer siyasi kurumlara oranla daha fazla etkileniyor. Haksızlığın, adaletsizliğin, hukuksuzluğun hüküm sürdüğü bir Türkiye kimsenin arayışına ve beklentisine cevap verebilecek bir Türkiye değildir.
Adalet duygusunun zedelenmemesi için atılması gereken adımların müştereken atılmasına yönelik kararlılığımızın devam ettiğini birbirimize ifade ettik. Bu görüşmeler devam edecek, Türkiye hepimizin ve dolayısıyla Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu bütün olumsuzlukları birlikte aşma iradesini Türk milletinin her bireyinin yerine getirmesi düşüncesinden hareketle siyasi partilerimizin de o alandaki sorumluluklarımızı unutmayacağını kamuoyunun bilmesini istiyorum.
Haber Kaynağı : 12punto
Çok Okunanlar

İşin rengi değişti: Ankete kararsızlar damga vurdu

Resmî Gazete / 16-22 Haziran 2025

Hablemitoğlu suikastında başka şüpheli bulunamadı!..

Sözcü TV'ye veda eden Fatih Portakal'ın yeni adresi belli oldu

TBMM kürsüsünden sıkılan taşnak kurşunu

Bankaların güncel mevduat faizleri ve açıklandı

PKK elebaşı Öcalan'dan dikkat çeken talep: Özgür Özel ile görüşmek istiyor!

Defne Samyeli'den Fatih Altaylı'nın tutuklanmasına sert tepki!

Ahmet Hakan fena yanılmış

RTÜK, Fatih Altaylı'nın YouTube kanalına lisans uyarısı yaptı
