Resul Emrah Şahan Silivri Cezaevi'nden yazdı: ''Beni buraya getiren bir suç değil...'
Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan eski Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, tutukluluğunun ardında yatan sebebin bir suç değil, çoğulcu demokrasi fikri olduğunu belirtti.
Görevden uzaklaştırılan Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, Silivri Cezaevi'nden yazdığı mektupta, tutukluluk sürecine dair değerlendirmelerde bulundu. Şahan, kendisine yöneltilen suçlamaların siyasi olduğunu savunarak, "Beni buraya getiren bir suç değil, hepimize ait olan bir fikir" dedi.
Şahan, mektubunda Şişli'deki yönetim anlayışını ve İstanbul İttifakı-Kent Uzlaşısı sürecinin önemini savundu. 2019 seçimlerinde İstanbul İttifakı'nın terör imalarıyla hedef alındığını belirten Şahan, bu ittifakın sosyal demokrat yerel yönetim anlayışıyla ülkenin demokrasi kültürüne katkı sağladığını ifade etti.
Şahan'ın mektubu şöyle:
'Ülkenin Bir Parçası Silivri’den Sürece Bakmak
Bugün burada, bu dört duvarın ağır nefesi içinde, bir ülkenin geleceği için atılan barış adımlarını izliyorum. Hem içerideyim hem dışarıda; hem duvarlarla çevriliyim hem memleketin bütün sesini iliklerimde duyuyorum. Hikâyemin çizgisi acıyla değil, umutla başlar; umutla devam eder. Her adım, hem kişisel bir yolculuğun sessiz tanığı hem de daha adil bir ülkenin mümkün olduğuna dair inancın diri nefesidir.
'2019 SEÇİMLERİNDE İSTANBUL İTTİFAKI’NI TERÖR İMALARIYLA KAMPANYA KONUSU YAPTILAR'
Şişli’de göreve geldiğim ilk günden itibaren tek bir ilkeye tutundum: Bu ülkenin 85 milyon yurttaşı, aynı göğün altında eşit haklarla yaşar. Birlikte yaşamın bereketinin tadına varmış bu ilçede, farklı olanın yan yana gelişini korumak hem etik hem tarihsel bir sorumluluktu. Alevi öğretisinin çocuk yüreğime nakşettiği kadim söz hâlâ kulaklarımda çınlar: “Yetmiş iki millete aynı nazarla bak.” Ben bunu ruhuma işlenmiş bir kadim harita, yaşamımı yönlendiren bir yıldız olarak benimsedim. Her adımımı, her kararımı bu ışığın rehberliğinde attım; hem bürokrat hem belediye başkanı olarak kent ve insan ilişkilerinde bu ilke pusulam oldu. İnsanların renklerini, dillerini ve inançlarını birer nota gibi dinleyip, bütün melodiyi tek bir ezgiye dönüştürmek, işte bu sözü kalbimde yaşatmanın yolu oldu.
Nedir bir sabah şafak baskınıyla beni ailemden ve çok sevdiğim görevimden uzaklaştırmalarına neden olan? Söyleyeyim:“İstanbul İttifakı-Kent Uzlaşısı”suçu. Halbuki İstanbul İttifakı ile, bu çok sevdiğimiz topraklara bir nüve atıldı. Böylece ülkemizin yüz yıl içinde gelmeye çalıştığı demokrasi kültürüne doğru, sosyal demokrat yerel yönetim anlayışımız içinde hepimiz sorumluluk alarak büyük bir adım atmış olduk; bu sorumluluğu milletçe aldık. Bu çoğulcu modelin toplumda yarattığı karşılık o kadar büyük oldu ki, tekliği savunanlar için bir tehdit hâline geldi. 2019 seçimlerinde İstanbul İttifakı’nı terör imalarıyla kampanya konusu yaptılar, bu ülkenin yurttaşına korku salmaya çalıştılar. Ancak öyle güzel bir milletiz ki, korku ve kaygıyla yönetmeye çalışanlara 31 Mart 2024’te bir milyon oy farkla “Biz buradayız ve birlikteyiz” diye cevap verdik.
Bir kentin meşru siyasi aktörleri arasında başlayan ve topluma yayılan bu ittifak fikri, Türkiye’nin geleceğine dair daha geniş bir resme gönderme yapıyor. Bugünkü tutukluluğumun esas sebebi bir “suç” değil; aksine suç sayılmak istenen, bana ait olmayan ama hepimize ait olan bu fikirdir. Yedek tutuklamalar, açılan yeni dosyalar, herkes için eşit, adil ve özgür bir ülke hayalinin gerçekleşmesini erteleme çabasından başka bir şey değildir.
'SAMİMİYETTEN, ADALETTEN, HAKİKATTEN KOPMAYALIM'
O yüzden, tam da yerelden yükselen çoğulcu bir demokrasi fikrine, bugünün tüm koşullarına inat sahici bir şekilde sahip çıkmak zorundayız. Şişli’den Silivri’ye uzanan süreç bu yolun ne kadar kırılgan olduğunu gösterse de, toplumun adalet talebinin gücünü ortaya koyuyor.
Türkiye İttifakı-Kent Uzlaşısı; tüm baskılara ve operasyonlara rağmen ilerletilmeye çalışılan sürecin anahtarı, duygusu ve rızasıdır. Bugün yerelden büyüyen demokrasi filizlerinin üzerine basmaya çalışanlar var. Oysa biliyoruz ki filizler ne kadar ezilirse ezilsin, toprak hakikatliyse yeniden çıkar. Amik Ovası’nın sabahında çiğ damlaları güneşe nasıl parlıyorsa, halkın vicdanı da öyle parlar. Bu ülke, yaralarını onararak çoğulcu bir birlik duygusunu büyütecek kudrete sahiptir. Yeter ki birbirimizi yalnız bırakmayalım. Samimiyetten, adaletten, hakikatten kopmayalım.'
Haber Kaynağı : 12punto
Çok Okunanlar
Bilal Erdoğan uyarısı ortalığı karıştırdı
Teğmenler Youtube kanalı açtı, merak edilen soruları yanıtladılar!
Türkiye’nin şehir şehir en popüler yemekleri belli oldu
Abdullah Öcalan'ın İmralı görüşmesindeki planı
'Devlet Politikası' veya 15 yıl sonra teröristbaşının isteklerinin karşılanması!
Fatih Altaylı kararına AKP cephesinden ilk tepki geldi
CHP lideri Özel, AKP'nin İmralı teklifini ifşa etti!
Mehmet Ağar Bursa'da görüldü
Toplumun barometresi ve CHP'nin 'sedatif' etkisi
Özgür Özel'den Kılıçdaroğlu'na yanıt geldi