Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
43,6881
Dolar
Arrow
38,3463
İngiliz Sterlini
Arrow
51,1742
Altın
Arrow
4128,0000
BIST
Arrow
9.312

Akar'ın eski başdanışmanı: Yurtta Sulh Konseyi var başkanı da Hulusi Akar

Yargıtay’ın 199 sanık yönünden verilen kararları bozmasının ardından yeniden görülen Genelkurmay Çatı davasında, dönemin Genelkurmay Harekat Merkezi’nde görevli eski kurmay albay Osman Kardal, Hulusi Akar ve Yaşar Güler’in garantör sıfatıyla darbeyi önlemedikleri için yargılanmasını istedi. Sanıklardan Ali Çakır da cezaevinde birlikte kaldığı Bora Kaplan davası sanıklarından birisinin, “15 Temmuz’da hasımlarımızı öldürüp askeri birliklerin önüne attık.” itirafında bulunduğunu öne sürdü.

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Sincan Cezaevi yerleşkesindeki duruşma salonunda görülen davanın bugünkü üçüncü celsesinde sanıklar ve avukatlarının Yargıtay kararına karşı beyanlarının alınmasına devam edildi.

Sanıkların büyük bölümü deliller değerlendirilmeden, silahların balistik incelemesi yapılmadan yargılanarak cezalandırıldıklarını anlatıp yeniden yargılanmaları gerektiğini bildirdi.

Bora Kaplan 15 Temmuz Bağlantısı

Sanıklardan eski yüzbaşı Ali Çakır ise cezaevinde aynı koğuşta kaldığı Bora Kaplan davası sanıklardan birisinin, “15 Temmuz’da hasımlarımızı öldürüp askeri birliklerinin önüne attık.” itirafında bulunduğunu öne sürüp bu konunun araştırılmasını istedi.

Eski kurmay albay Cemal Turgut ise 15 Temmuz’da bazı polis telsizlerinde yapılan konuşmalara ve TBMM’de görevli polislerin açıklamalarına dikkat çekerek, “Rastgele 4 bin mermi atılmış. Bölgedeki sivillerin bunlarla vurulması mümkün. TSK’da kalaşnikof ve keskin nişancı sılahı yok. Bu polisler tanık olarak dinlensin.” dedi.

Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’in özel kalem müdürü eski kurmay yarbay Bünyamin Tuner de mahkemenin önceki heyetine tepki gösterip bu heyetten gerçeklerin ortaya çıkmasına engel olmamasını istedi.

Eski kurmay binbaşı Mutlu Burak Uyar, askeri mevzuatı bilmeyen hakim ve savcılar yüzünden mağdur edildiğini anlatırken o gece karargâhta kalmasına sebep olan Daire Başkanı Uğur Tarçın başta olmak üzere Hulusi Akar, Yaşar Güler, Metin Gürak gibi çok sayıda ismin dinlenmesini isteyip, “Bunlar benim masumiyetim için önemli.” dedi.

“Cumhurbaşkanının Adamıyım”

Dönemin Genelkurmay Harekat Merkezi sorumlusu eski kurmay albay Osman Kardal, ülkemizde hak yemenin, sol elle yemek yemek kadar dikkat çekmediğini belirtip mahkeme heyetini eleştirince Başkan, heyete yönelik ithamlarda bulunmaması uyarısında bulundu. Beyanının devamında yeniden yargılanmaları gerektiğini bildiren Kardal, mağdur müştekilerden gelen tepkiler ùzerine de “Ülkemizin üye olduğu BM 61 şehidin dışarıdan öldürüldüğünü yazdı. Kimse kimseye ahkam kesmesin.” dedi.

Osman Kardal, Trabzonlu ve Trabzon Lisesi mezunu olduğunu belirtirken Ekrem İmamoğlu’nu kastederek, “Muhtemelen lisede birlikte okuduk. O liseyi bitiren herkes 4 yıllık fakülteyi kazanır.” mesajı verdi.

Osman Kardal şöyle devam etti:

“1-10 Temmuz arasında ailemle tatildeydim. Örgütten olsam izinli olmazdım. Ailemden bir tane FETÖ’cü bulun, örgüt üyeliğini kabul edeceğim. Örgüt üyesi de darbeci de değilim. 17-25 Aralık’tan sonra ‘Genelkurmay’a hiçbir FETÖ’cü girmeyecek’ denilerek Harekat Merkezinde görevlendirildim. Ben aslında Cumhurbaşkanının adamıyım. 15 Temmuz’da eksi 15’inci katta çalısıyor; Irak, Suriye, Yemen’i takıp ediyordum, dışarıda olanlardan haberdar değildim. Koskoca Genelkurmay Başkanı, hiçbir kuvvet komutanına bildirmeden telefonla uçuş sahasının kapatılması talimatını bir albaya verdi. Sen bunun darbe olduğunu söyle, önleyelim. Başladıktan sonra önleyemezsin. Garantör sıfatıyla darbeyi önlemediler. Neden önleyemediler? Birinci ve ikinci başkanın yargılanmasını istiyorum. Harekat Merkezinde üç kurmay albaydık. Biri general oldu. Diğeri, Genelkurmay’da okunmaz, ama o hep Aydınlık okurdu. Onu da general yaptılar. Beni içeri atmaları gerekiyordu ki, general olsunlar. O gün sadece Daire Başkanımız İlhan Kırtıl’la 20’ye yakın görüşmem var, ama darbeden söz eden yok. O yargılanmadı. En son Cumhurbaşkanlığı Harekat Merkezinin başında olduğunu duydum. Süleyman Ayhan Bey (Cumhurbaşkanlığı avukatı) bilir.”

Kardal, gözaltında ağır işkence gördüğünü, ifadesinin bile sadece alt iç çamaşırıyla ve avukatsız alındığını iddia ederken de, “İşkence yeniden yargılama sebebidir.” dedi.

Eski Başdanışman Bombaladı

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın başdanışmanı olan eski kurmay albay Orhan Yıkılkan, Akar ve Yaşar Güler hakkında dikkat çekici iddialarda bulundu.

Yıkılkan, mühimmat dağıtan, halka karşı asker sevk eden Fahri Kafkas hakkında beraat kararı verildiğini, Yargıtay’ın da bu kararı onadığını vurguladıktan sonra şunları sôyledi:

“Haklı ve doğru bir karar. Sorduğum şu: onun beraat gerekçelerinin neden dikkate alınmadığı. Nedeni, maalesef Yaşar Güler’in devre arkadaşının yakını olması ve Güler’in referansıyla Genelkurmay’da görevlendirilmesidir.”

Orhan Yıkılkan, olmadığı anlaşılan sözde Yurtta Sulh Konseyi ile ilgili olarak da şu çarpıcı iddiaları dillendirdi:

“Mahkeme zaten yok demişti. Yargıtay da Konseyle ilgili bilgi belge bulunmadığını belirtti. Hayır MEDAS mesajları içinde Hulusi Akar’ın konsey başkanı olduğuna dair evrak var. Başkanın Akar, kuvvet komutanlarının da üye olduğunu gösteriyor. Bu 12 Eylül mesajlarıyla aynı. İşte bunu yok saymak için Mahkeme de Yargıtay da ‘Yok’ dedi. Peki, buna gôzümüzü kapatalım, Akar, ‘İmzalamadım.’ desin; ama öncesi, ön hazırlıkları, verdiği emirler var. Apaçık bunu göz önünde bulundurmamak ne kadar vicdani? Bunu önceki mahkeme heyetine söylediğimde Başkan Oğuz Dik, ‘Hulusi Akar iddianamede yok, yargılayamayız.’ dedi. Yargılayın demiyorum; hak, hukuk, adalet diyorum. İsmi, imzası olmayanlar cezalandırılıyor, buna dikkat çekiyorum.”

Bu beyanlarının ardından Yıkılkan, mahkemenin de hukuksuzlukları tespit etmesi halinde Adalet Bakanlığı veya Yargıtay Başsavcılığı nezdinde yargılama sürecinin yeniden başlatılması için girişimde bulunmasını istedi.

“Ümit ve Ekrem Beyler Aramıza Hoşgeldiniz”

15 Temmuz’da Hulusi Akar’ı derdest ettirmekle suçlanan eski tuğgeneral Mehmet Dişli de şunları söyledi:

“Konumum sayın Hulusi Akar’la aynıdır. 16 Temmuz’da Çankaya Köşkü’nde kriz masasında görev yaparken gözaltına alınıp Emniyete götürüldüğümde, ‘Niye buradayım?’ diye sordum. 9 yıl geçti, hala aynı noktadayım. Yargı kararları deniyor; hangi yargı kararlarından bahsediliyor? En temel hukuk kaidelerinin yok sayıldığı, tanıklarin dinlenmediği, sadece kurgusal raporların dikkate alındığı kararlar mı? Ümit ve Ekrem Beylere aramıza hoşgeldiniz diyorum. Başımıza ne geldiğini şimdi anladılar. Bundan sonrası benim için onur ve bunların sorumlularından hukuk önünde hesap sorma mücadelesidir. Az kaldığını düşünüyorum.”

Bilsem Hulusi Akar’ı Boğardım

Sanıklardan eski Çiğli Üs Komutanı Kubilay Selçuk da Hulusi Akar için “efendi” sıfatını kullanıp şöyle konuştu:

“Ne haltlar karıştırdığını, Atatürk Orman Çiftliği’nde birileriyle biraraya geldiğini veya darbeyi haber alıp en ufak tedbiri almadığını bilsem, onu orada boğardım herhalde. Siyasi bir tuzağa düştüm, beni attılar ki, böyle at oynatabilsinler, memleketi sereserpe yere sersinler. Hulusi Akar’ın buraya gelmesini istiyorum. Karakterim ve ahlakım gereği paylaşmadığım şeyler de var. Gelirse paylaşırız. Bir Genelkurmay Başkanı Karargahını FETÖ’cülerden seçer mi? Değilse, hüsnü şehadat edeceği bir tane adam mı yok? Bu bir karakter testidir. Böyle birisini Genelkurmay Başkanlığı’na devam ettiremez, Milli Savunma Bakanı yapamazsınız.”

Devlet Başkanı Kim Olacaktı?

Bugünkü celsede beyanda bulunan son sanık eski tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş oldu. Sônmezateş şunları söyledi:

“Kimseyi öldürüp yaralamadım. Ben niye ceza aldım? Erdoğan’ı tutuklamaya çalışmaktan. Bundan büyük suç yok. Bundan daha az suç olan, Cumhurbaşkanı adaylığı ve seçilme ihtimali söz konusuysa tutuklanmaktır. Yoksa öldürme, yaralama suç değil. Evet, Marmaris’e gittim. O gün elinde silah olan tek general bendim ve görevimi başaramadım. O yüzden buradayım.”

Sönmezateş beyanının devamında Erdoğan’la ilgili yolsuzluk iddialarını gündeme getirince Mahkeme Başkanı, bunların dava konusu olmadığı ve siyaset yapmaması uyarısında bulundu.

Sönmezateş şöyle devam etti:

“Ben ve adamlarım kimseyi öldürmedik. Yapsam mutlaka söylerdim. Yaptığım suçtan değil yapmadığımdan ceza aldım. 14 gün TEM’de sorgulandım. 15 Temmuz’u sorguladılar, gerçeği arıyorlardı. Darbenın 1 numarası denilen Akın Öztürk’le ıigili tek soru sormadılar. Akın Öztürk’ün darbeyle, FETÖ’yle ilgisi olmadığını çok iyi biliyorlardı. Abidin Ünal ve Hulusi Akar’la ilgili çok soruya muhatap oldum. Abidin Ünal’la darbeden önce hiç görüşmediğimi söyledim. Hulusi Akar’ı sorarsanız; bu salondakilere, ‘Darbeden sonra kim devlet başkanı olacaktı?’ derseniz, yüzde 90’ı, ‘Akar olacaktı.’ der. Sorguyu yapanlara, ‘Siz ona dokunamaz, hiçbir şey yapamazsınız.’ dedim. Hulusi Akar’ın adamları 2 sene onu korumak için elinden geleni yapti, ‘Hulusi Akar hakkında konuşmayın. Sizi yakında kurtaracak, bunun için çalışıyor.’ dediler. Ama artık karınlarının bu yalana doyduğunu, her koyunun kendi bacağından asıldığını anladıklarını görüyorum. Burada örgüt de lider de yok. 2018’de var gibiydi. O da Hulusi Akar’ı korumak içindi. Bugün de Hulusi Akar’a kimse bir şey yapamaz. Erdoğan’ın korumasında, Hakan Fidan’ın en yakın arkadaşı. O mesele kapandı, bitti.”

Sönmezateş, Akın Öztürk ve İlhan Talu’nun ağır işkencelere maruz kaldığını belirtirken de Özgür Özel’in Erdoğan’a verdiği, “15 Temmuz’u dış dünyaya anlatmada bizden yardım istediniz.” cevabına şöyle tepki gösterdi:

“Özgür Özel denen herif şimdi itiraf ediyor. Yurtdışına gidip işkence görmediğimizi anlattı. Şimdi üniversite ve lise öğrencileri işkence görüyorsa sebebi budur. Ben onların yerinde olsam Özgür Özel’e güvenmem.”

Mahkeme Başkanı, Sönmezateş’in bu sözlerine de, “Davamızın konusu değil.” diyerek müdahale etti.

Duruşmaya yarın devam edilecek.

Müyesser YILDIZ

24 Nisan 2025