Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
48,1615
Dolar
Arrow
41,1780
İngiliz Sterlini
Arrow
55,6235
Altın
Arrow
4755,0000
BIST
Arrow
11.288

Barzani şovunun sorumlusu Şırnak Valisi ise Tunceli Valisinin yaşadıkları neydi?!

Birkaç gün önce Erdoğan ile Türkiye’nin kırmızı bültenle aradığı Suriye PKK’sının başındaki Mazlum Kobani’nin görüşmek için anlaştığı öne sürülünce Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, iddiaların gerçeğe aykırı olduğunu belirtip, “Sayın Cumhurbaşkanımızın gündeminde buna yönelik bir girişim veya planlama yer almamaktadır.” açıklamasını yaptı.

Bundan önce DEM’li bazı isimler de -Erdoğan’la görüşmeden söz etmedi ama- Türkiye’ye gelebileceğini söyledi.

Örneğin MHP Lideri Bahçeli’nin bir vakitler “12 kötü adam” arasında saydığı, önceki gün ise Meclis’teki bütçe görüşmelerinde birlikte poz verdiği Cengiz Çandar 19 Kasım’da, Barzanilerin Mazlum Kobani’yi “SDG Başkomutanı” unvanıyla ağırlayıp, “Rojava Kürt yönetimi tanınsın” çağrısını yaptırdığı Duhok’taki konferansta Kobani ve İlham Ahmed’le görüştükten sonra şunları söyledi:

“Duhok’ta en üst düzeyde ağırlanmaları, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin gerek Şam ve gerekse Türkiye nezdinde diplomatik girişimde bulunma hazırlığı olarak algılandı. Türkiye’den davet bekliyorlar. Bir süre sonra onları Türkiye’de görmek şaşırtıcı olmayabilir.”

20 Kasım’da DEM Sözcüsü Ayşegül Doğan, “Mazlum Abdi Türkiye’de ağırlansın” çağrısında bulundu.

Son olarak yine Cengiz Çandar, Mazlum Kobani’nin sağ kolu İlham Ahmed’in DEM’in İstanbul’da düzenlediği konferansa zoom’la katıldığı ve de Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın o yalanlamayı yaptığı gün, “[İlham Ahmed’in] telekonferansla da olsa katılacak olması, uzak olmayan bir gelecekte diyeyim, İlham Ahmed’i de Mazlum Abdi’yi de Türkiye’de görebileceğimiz düşüncesini uyandırıyor.” dedi.

Bu tabloya bakınca, Barzanilerle muhabbetin nereden nereye geldiğini hatırladım.

Bir vakitler en fazla yüzbaşıyla görüşebilen Mesut Barzani, zaman içinde önce albay, sonra general en nihayetinde başbakan ve cumhurbaşkanlarıyla muhatap olur konuma yükseldi.

Yıl 2007; Mesut Barzani Avrupa Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada, “PKK siyasal bir sorundur. Askeri müdahalede biz yokuz.” deyince, dönemin Başbakanı Erdoğan, “Ben onlarla medya üzerinden hiç konuşmayayım artık. Biz onlara söyleyecek sözlerimizi söyledik. Bizim için şu anda muhatap noktasında da olmamalı.” açıklamasını yaptı.

Yıl 2011; Mesut Barzani Türkiye’ye gelip, dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Erdoğan’la görüşünce Bahçeli şöyle tepki gösterdi:

Nerede Türkiye'nin yıkılmasını, parçalanmasını bekleyen hain niyetler varsa, AKP ile aynı karede buluşmuştur. Bu kadrajın içinde BOP'un hazırlayıcıları ve ihale makamı vardır. Haçlı seferlerinden beri sabırla bekleyen asırlık nefretlerin sahipleri vardır. Kandil fitnesini koruyan ve kollayan peşmerge rezili vardır. Şu tesadüfe bakın ki, Irak'ın kuzeyinden gelen peşmerge, bugün el üstünde tutulmuş, köşklerde ağırlanmış ve tavsiyeleri dinlenmiştir. Sayın Cumhurbaşkanından, hükümet yetkilerine kadar herkes peşmergenin ağzına bakmıştır. Başbakan, Almanya ve Fransa seyahatleri esnasında, Avrupalı dostlarına terör uyarısı yaparken ve verilen destekleri eleştirirken, kanlı çetenin bir numaralı hamisi ve himayecisi Türkiye'de ağırlanmış ve iltifat görmüştür. Üstelik faili ve azmettiricisi olduğu bölücü terörle ilgili görüşler sarf etmiş ve basına mülakatlar vermiştir. Bölücülüğün toplumsal dokuya yedirilmesi ve sindirilmesi için küstahça beyanatlar vermekten zerre kadar utanmamıştır. Bu zilleti, milletimizin kabul etmesi mümkün değildir. Bu aşağılanmaya onay vermesi, sessiz durması söz konusu değildir. Başbakan Erdoğan başını, Avrupa'daki müsebbiplerden önce, ülkemizde konuk ettiği kirli simaya çevirmeli ve eğer birazcık milli onuru varsa yakasından tutmalıdır.”

Yıl 2013; PKK açılımı kapsamında Barzani Diyarbakır’da Erdoğan’la bir araya geldi, “megri megri” türküleri söylendi.

Yıl 2017; Mesut Barzani Barzanistan’da bağımsızlık referandumu yapınca Erdoğan, “Bir vanayı kapadığımız anda iş bitti. Bütün geliri meliri hepsi ortadan kalkıyor... Son ana kadar Barzani’nin böyle bir yanlışa düşeceğine ihtimal vermiyorduk, demek yanılmışız. İlişkilerimizin tarihteki en iyi seviyesinde olduğu bir dönemde, önceden hiçbir danışma ve görüşme yapılmadan alınan bu karar açıkçası ülkemize ihanettir.” dedi.

CİZRE'NİN SORUMLUSU ARANIRKEN

Ve yıl 2025, günlerden 29 Kasım; Mesut Barzani, bordo bereli, uzun namlulu silahlı, “Kürdistan” bayraklı peşmergeleriyle Cizre’de boy gösterdi.

Sonrasını biliyorsunuz; Bahçeli, “Rezalettir. Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenlik hak ve hukuku çiğnenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin itibarına taammüdün saldırıdır.” sözleriyle tepki gösterdi... Barzani cenahı, “Türkiye’nin ilgili kurumlarının onayıyla gelindiği” vurgularken Bahçeli’yi “ırkçı ve şovenist” ilân etti... Erdoğan, Barzani cenahından bu açıklamanın düzeltilmesini, Dışişleri Bakanlığı da sorumlular hakkında gerekli işlemin yapılmasını istedi... Ancak Barzanistan hükümeti, “istenmeyen ve maksadını aşan yorum ve değerlendirmeler” demekle yetindi.

Bu arada İçişleri Bakanlığı, peşmerge görüntüleri için inceleme başlattı ve soruşturma için iki müfettiş görevlendirirken, AKP’de tam bir karmaşa yaşandı.

Kimi, “Türkiye’nin de Duhok’ta, Amediye’de zırhlı tankları var” benzetmesiyle terörsüz Türkiye süreci için o tarz görüntülerin görmezden gelinip duyulmaması gerektiğini savunurken, kimileri İçişleri Bakanı veya mülki amirleri suçlayıp Şırnak Valisi Birol Ekici’nin derhal görevden alınmasını istedi.

Kimileri ise o sempozyumda Barzani’ye, “Sen benim dayımsın, amcamsın. Sen gözümüzün nurusun... Biz Kürtlüğü gördüysek, senden gördük.” övgüleri yağdıran Şırnak Milletvekili Arslan Tatar’ın, protokollerin esnetilmesi ricasında bulunması üzerine peşmergelerin bu şekilde Türkiye’ye giriş yaptığını öne sürdü. Ayrıca sempozyuma katılan İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu da suçlandı.

GÖREVİNİ YAPMAK İSTEYENE KİM ENGEL OLDU?

Ez cümle, Cizre’de birilerinin görevini yapmadığı/yapamadığı ortadayken ve şimdi rezaletin sorumlusu aranırken, görevini yapmak isteyenin başına neler geldiğini hatırlamamız gerekmiyor mu?

Geçtiğimiz 17 Mayıs’ta iki PKK’lı için Tunceli’de anma töreni düzenlenmesi üzerine görevden alınmasını isteyen Vali Bülent Tekbıyıkoğlu’ndan söz ediyoruz.

Vali Tekbıyıkoğlu, “Ben PKK’lılara anma töreni yaptırmam” dedi. Ancak Ankara’dan, “Dini tören yapacaklar, izin verin.” talimatı geldi. O da anma adı altındaki rezaletleri gördükten sonra istifasını verip merkeze çekilmesini istedi.

Ama birileri, sadece ve sadece görevini yapmak isteyen bu Valiyi, “terörsüz Türkiye projesinin altını boşaltmak istemek”, hatta “provokasyon” yapmakla suçladı.

Başka?

Olaydan sonra İmralı’daki bir ziyarette teröristbaşının şunları söylediği iddia edildi:

“Şimdi kardeşlik hukuku diyoruz. Bakın İbrahim Bey geldi buraya. Ali Haydarların anmasına karşı çıkan vali vardı, Dersim valisi. ‘Hemen kovdum’ dedi.”

Vali Tekbıyıkoğlu da bu iddiaya, “Kimse beni kovmadı. Zaten adı geçen kişi/makam beni kovabilecek bir kişi/makam değildir. Şahsıma bu yönde hiçbir telkinde dahi bulunulmadan kendi hür irademle 19 Mayıs 2025 günü Bakanlığımıza Tunceli Valiliği görevimden alınma talebimi ilettim. Eğer gerçekse, mevzu bahis tutanakta geçen ifade muhatabının takdirini kazanmak için söylenmiş, aslı olmayan bir sözdür.” karşılığını verdi.

Aynen Vali Tekbıyıkoğlu gibi o anmaya sıcak bakmayan, dönemin Tunceli Emniyet Müdürü Hakan Duman’ın da geçtiğimiz Eylül’de merkeze alındığını kaydedip yeniden Cizre rezaletine dönelim.

Bahçeli’den sonra Başdanışmanı Ruhi Ersoy da şu tepkiyi gösterdi:

“Son günlerdeki asayiş sorunları başta olmak üzere Şırnak’taki sempozyum vesilesiyle kamuoyuna yansıyan ve milli vicdanı rahatsız eden görüntülerin ortaya çıkmasındaki süreç yönetimi ve buna benzer pek çok tartışmalarda da yine olayların nesnesi görüntüsü verilmiştir. Süreci yönetemeyenler alt düzeyde bir kabahatli bulup konuyu kapatsalar da hakikat ortada durmaya devam edecektir!”

Yeni Türkiye’de A’dan Z’ye tüm yetkililer, söze “Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla” diye başlarken, yangına bile Erdoğan’ın talimatıyla müdahale edilirken ve de Vali Tekbıyıkoğlu’nun başına gelenler ortadayken; Şırnak’taki mahalli yöneticilerin suçlanması ya da alt düzeyde bir kabahatli bulunacağı beklentisi ne kadar gerçekçi olabilir ki?!

Vazgeçtik bir sorumlu bulunmasından, Cizre Belediyesi eş başkanlarının sempozyuma katılmasını engellediği gerekçesiyle DEM’lilerin hedefe oturttuğu Emniyet Müdürü görevden alınmazsa, iyidir!..

Müyesser YILDIZ

10 Aralık 2025