Bu görüntüleri kim niye gizledi?

Akademisyen-Yazar Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’nun 18 Aralık’ta katledilişinin 22’nci yıldönümünde medyamız, Hablemitoğlu’nun öldürülmeden 4 gün önce Eskişehir’de verdiği konferans ile suikasttan hemen önce Migros mağazasındaki görüntülerine ilişkin bilirkişi raporundan söz ederek; Hablemitoğlu’nu Migros’ta üç kişinin takip ettiğini, bu üç kişiyle de Eskişehir konferansındaki 12 kişi arasında eşkâl benzerliği bulunduğunu açıkladı.

Oysa yeniymiş gibi aktarılan bu bilirkişi raporu Temmuz ayında mahkemeye sunulmuş ve sonrasında başka önemli gelişmeler yaşanmıştı.

Şu görüntüler meselesini ana hatlarıyla özetleyelim.

Hablemitoğlu suikastı davasına bakan Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi, daha ilk celselerde Eskişehir konferans görüntülerinin bulunması, Migros’ta Hablemitoğlu’nu takip ettiği düşünülen iki kişinin Eskişehir konferansında da olup olmadığının ve sözkonusu kişilerin davada yargılanan sanıklarla benzerliğinin araştırılması için Ankara Emniyet Müdürlüğü ve Savcılığa yazı yazdı.

Ancak Eskişehir görüntüleri bir türlü bulunamadı. Savcılıktan hiçbir ses çıkmazken, Ankara Emniyet Müdürlüğü önce, “Savcılığa sorun” dedi... Ardından, 15 Temmuz’da arşivlerinin sele kapıldığını bildirdi.

Tam umut kesilmişti ki; iddianame ve duruşma savcısı, bu görüntülerin Adli Emanet’te olduğunu belirterek oradan istenmesi yönünde mütalaa verdi. Ama bu arada Savcı’nın, Mahkeme’ye o mütalaayı vermeden önce görüntüleri Adli Emanet’ten alıp incelediği, sonra yeniden mühürleyip emanete teslim ettiği ortaya çıktı.

Sanık avukatları, savcının bu yaptığını “delil kaçırma ve delil karartma” diye nitelendirip HSK’ya suç duyurusunda bulunsa da kimse oralı olmadı.

Hablemitoğlu Ailesi’nin Avukatı Ersan Barkın da, “Böyle bir görüntü var idi ise 22 yıl boyunca dosyaya neden konulmadı?” diye sordu.

Devam edelim.

Mahkeme bulunan görüntüleri 4 Nisan’da bilirkişiye verdi. Bilirkişi de 3 ay sonra 8 Temmuz’da sunduğu raporda; Hablemitoğlu’nu Migros’ta üç kişinin takip ettiğinin düşünüldüğünü bildirirken, bu üç kişi ile Eskişehir’deki konferansa katılanlardan “eşkalce benzerlik gösterdiği düşünülen şüpheli kişilerin fotoğraflarını” işaretledi. Raporda, Migros’taki kişilerin kameraya uzaklıklarından dolayı ayrıntılı yüz fotoğraflarının elde edilemediği de kaydedildi.

Daha sonra davada yargılanan sanıkların suikast tarihi ile güncel fotoğrafları temin edilerek, Migros ile Eskişehir konferansındaki kişilerle benzerliklerine bakıldı. Bilirkişi, 17 Ekim’de sunduğu raporda; sanıklarla o kişiler arasında benzerlik olmadığı sonucuna vardı.

NETLEŞTİRİLMİŞ GÖRÜNTÜLERİN AKIBETİ

Özellikle Migros görüntüleriyle ilgili şöyle bir sorun vardı; bunlar net değildi.

Ancak daha soruşturmanın sürdüğü ve gizlilik kararının olduğu 22 Aralık 2019’da Sabah Gazetesi’nden Ferhan Ünlü, devletin bunları ABD’ye gönderip netleştirdiğini yazmıştı.

İddianame ve duruşma savcısı, iyileştirilmiş görüntüler olmadığını savunurken, dosyayı didik didik eden sanık avukatları, 2018 yılına ait “soruşturma dosyası kapsamındaki materyallere ilişkin dizi pusulası”nda Eskişehir görüntülerinin yanı sıra “ABD’ye gönderilmiş ve iyileştirilmiş” tam 120 adet fotoğrafa ilişkin kayıt bulunduğunu, ama Emniyetin 2 CD halinde sunduğu bu görüntülerin Mahkemeye gönderilen delil listesinde yer almadığını tespit etti.

Konuyu geçtiğimiz 31 Ekim’deki duruşmada gündeme getiren sanık avukatlarından Ali Soykan, 2018 yılında Adli Emanet’e gönderilen delil listesi ile Mahkemeye gönderilen delil listesi arasındaki farkı gösteren belgeleri sunup Savcı’nın iyileştirilmiş görüntüler hakkında doğruyu söylemediğini belirttikten sonra şunları anlattı:

“Dosyada bizzat Savcı Bey’in tanık sıfatıyla Atilla Yılmaz isimli kişinin aldığı ifadesi var. Savcı Bey, ‘İyileştirilmiş görüntü yok.’ diyor ya; Atilla Yılmaz isimli bu tanığa uzmanlık raporundan bir erkek şahsın görüntüsünün gösterildiği, gösterilen şahsın favorileri belli olacak kadar saç yapısının, yürüyüş şeklinin, uzun bir siyah palto giydiğinin, şahsın kuruyemiş reyonundan ufak bir şey aldığının belli olacak kadar net görüntülerinin dosyada mevcut olduğu sabit. Savcı Bey, zamanında bu görüntüleri görmüş ki, Atilla Yılmaz isimli kişiye sormuş. Herhalde görüntü net olmasa oradaki kişinin favorileri, saç yapısı, yürüyüş şekli, kuruyemiş reyonundan alışveriş yaptığı görülmez. Bu görüntüler nerede? Sizin bilirkişiye verdiğiniz görüntüler arasında ne bu iyileştirilmiş Amerika’dan gelen görüntüler var ne de Emniyetin yaptığı; ama Savcı Bey’in kaybettiği görüntüler var. Şimdi tekrar soruyorum: bu iyileştirilmiş görüntüler nerede ve neden bizzat Savcı tarafından saklanıyor?”

Bu beyanın ardından Mahkeme şu ara kararı aldı:

“Av. Ali Soykan’ın beyanında geçen 26 Temmuz 2017 tarihli Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün tutanağında, Migros isimli iş yerine ait görüntülerin ABD’ye gönderildiği, 120 adet fotoğraf dosyası görüntülerinin iyileştirilerek gönderildiğinin belirtildiği anlaşılmakla, ilgili görüntülerin bir örneğinin mahkememize gönderilmesi için Ankara Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdürlüğü'ne müzekkere yazılmasına...”

GELDİ AMA EKSİK GELDİ

Son durum şu:

Mahkemenin bu kararı üzerine Ankara Emniyet, sözkonusu iyileştirilmiş görüntüleri geçen ay bir CD ile gönderdi.

Ancak CD’yi alan avukatlar bu defa da zarfın üzerinde “120 fotoğraf” yazdığı halde, CD’den 79 fotoğraf çıktığını gördü.

Yarın yapılacak duruşmaya bu gelişmenin damga vuracağını; avukatların, hem CD’den neden 79 fotoğraf çıktığını soracağını hem de netleştirilmiş görüntülerdeki şahısların kimliklerinin TEM ve Siber Suçlarla Mücadele Müdürlüğü’ndeki “Kapan” sistemiyle tespit edilmesini ve haklarında suç duyurusunda bulunulmasını isteyeceğini belirtelim.

Müyesser YILDIZ

1 Ocak 2025