Kuzu çevirmediği için mi kimsenin gıkı çıkmadı?!

Pazartesi günü Erdoğan'ın önemli bir misafiri var. Yunanistan Başbakanı Miçotakis, iade-i ziyarette bulunacak.

İktidar medyasının, “ziyaret komşuda heyecan yarattı” masallarına kulak asmayın. Asıl Miçotakis gelecek diye kendilerinin etekleri zil çalıyor!..

Erdoğan'ın bu haftaki Cumhurbaşkanlığı Kabine toplantısından sonraki şu sözleri ne kadar çok şey anlatıyor:

“Yunanistan Başbakanı Sayın Miçotakis resmî ziyaret kapsamında Ankara’ya gelecek. Çift başlı Selçuklu kartalı misali doğuyla ve batıyla ilişkilerimizi ortak çıkarlarımız temelinde geliştirmenin yollarını arayacağız.”

Nereden nereye?!.. Sadece 2 yıl önceki, “Benim için artık Miçotakis diye biri yok.” restinden buraya!..

Peki Yunanistan, Ankara ile aynı fikirde mi? Türkiye'ye karşı pozisyonunda herhangi bir değişiklik var mı?

Miçotakis'in 15 gün kadar önce Türkiye ziyaretiyle ilgili açıklamaya bakalım yeter.

Bu yakınlaşmanın, “bugüne kadar bazı önemli sonuçlar verdiğini” vurgulayıp, “Ege'de sakin bir ortamın hüküm sürdüğünü”, “yasa dışı göçün son derece azaldığını, ayrıca 'kapıda vize' uygulamasıyla adalardaki esnafın ekonomik kazanç sağladığını” anlattı.

Yani, “Şu ana kadarki yakınlaşmada kazanan biz olduk.” demeye getirip diyaloğun yeni kazanımların kapısı olacağı mesajını verdi!..

Tablo bu mu değil mi; son 1 ayı bilançosunu çıkarıp görelim.

Miçotakis, 15-17 Nisan'da Atina'da düzenlenen “Bizim Okyanusumuz” konferansında İyon Denizi ve Ege'de iki büyük deniz parkı ilân etti. Uzmanlara göre, Ege'de deniz canlılarını ve doğayı koruma görünümlü bir deniz parkı ilânı “Egemenliği Antlaşmalarla Yunanistan’a Devredilmemiş Ada, Adacık ve Kayalıkları- EGAAYDAK da kapsayan bölgede fiili olarak Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) ilânına giden bir adım” niteliğindeydi.

Tabii Ankara da tehlikeyi gördü ve hopladı!..

Önce Dışişleri Bakanlığı, ardından AKP Sözcüsü, nihayetinde Milli Savunma Bakanlığı Yunanistan'ı uyardı.

Dışişleri, “Tartışmalı coğrafi formasyonlar üzerinde yaratılmak istenen fiili durumları kabul etmeyeceğimizi” bildirdi... AKP Sözcüsü Ömer Çelik, bunun “normalleşme sürecini sabote eden bir durum” olduğunu vurguladı... MSB de, “Teyakkuz halinde bulunmaktayız.” dedi.

Ama bu tepki ve uyarıların mürekkebi kurumadan Erdoğan, Miçotakis'in ziyaretinin Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde önemli bir merhale olacağını açıkladı!..

Peşinden “teyakkuza” geçen Milli Savunma Bakanlığı'ndan bir heyet Yunanistan 31'inci Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'na ziyaret etti!..

Ardından Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Londra'da Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgos Gerapetritis'le buluşup 2.5 saat görüştü. Yunan medyasından öğrendiğimize göre, baş başa gerçekleşen görüşme “son derece gizlilik koşulları altında” yapılmış!..

SOYKIRIM İFTİRASI VE ÇANAKKALE'Yİ ANMA

Miçotakis'in Türkiye ziyaretine 19 gün kala, 24 Nisan soykırım iftirasının günüydü. Bugün için bir paylaşım yapan Miçotakis, “Bugün Anma Günü, Ermeni soykırımının başlangıcının 109'uncu yılı. Kurbanları anıyor ve anılarını canlı tutuyoruz.” dedi.

Milli Savunma Bakanı Dendias da 4 Mart'ta Erivan'daki sözde soykırım anıtına yaptığı ziyarete ait bir fotoğraf eşliğinde, “insanlığa karşı suçların tekrarlanmaması için tarihi gerçeğin tanınması gerektiğini” bildirdi.

Dostlarımız (!) Mustafa Kemal Atatürk'ün “Anafartalar Kahramanı” unvanını aldığı 24-25 Nisan'da başlayan Çanakkale kara savaşlarının 109'uncu yıldönümünü de unutmadı!..

Savunma Bakanı Dendias, bu savaşlarda kaybettikleri askerleri için düzenlenen “onur ve anma günü” törenine katılıp, “Çanakkale savaşları stratejik hedeflerine ulaşamadı. Ancak insanlığın cesaretinin bir anıtı olarak kolektif hafızamızda silinmez bir iz bıraktı. Yunanistan ve müttefikleri arasında kan bağı kurdu.” şeklinde mesajlar verdi.

ADALARIMIZA ÇIKARMA YAPTI

22 Şubat'tı; Savunma Bakanı Dendias, “Ege'de Türk kıyılarının 3 mili dışındaki her şeyin Yunanistan'a ait olduğunu” söyledi. Ankara'nın gıkı çıkmadı.

Herhangi bir tepki olmayınca da Mavi Vatan'ın isim babası emekli Tümamiral Cem Gürdeniz'in dediği gibi, “küstahlıkları devam etti”.

Dendias, Miçotakis'in Türkiye ziyaretine 11 gün kala, bu ay başında “Doğu Ege adalarına ziyaret” kapsamında Yunan generallerle birlikte egemenliği hiçbir zaman Yunanistan'a devredilmemiş, ayrıca Lozan ve Paris Antlaşmalarına göre gayrı askeri statüde olması gereken adalara çıkarma yapıp buradaki askeri birlikleri denetledi.

Gidilen adalardan birisi de Aydın ilimize bağlı Eşek Adası'ydı ve Ankara'nın yine gıkı çıkmadı.

7 yıl önce bu zamanlardı; dönemin Yunan Savunma Bakanı Panos Kammenos da beraberinde Kara Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Stefanis'le Eşek Adası'na helikopterle giderek burada düzenlediği mangal partisinde kuzu çevirip kadeh kaldırmıştı.

Helikopterle gidişlerinde hava kontrolörümüz, Türk hava sahasında uçtukları uyarısında bulununca Kammenos, “Yunan hava sahasındayız. Yunan Savunma Bakanı’yım.” cevabını vermiş, kontrolörümüzün ısrarı üzerine de Türkçe küfretmişti.

BUNU NİYE Mİ HATIRLATTIK?

O vakitler Ankara cılız da olsa bu rezalete tepki göstermiş; Milli Savunma Bakanı olan Fikri Işık, “Yunan Savunma Bakanı şov yapıyor. Onların şovuna alet olacak bir tutum içerisinde olmayacağız, ama Türkiye'nin hiçbir şekilde emrivakiye boyun eğmeyeceğini de başta Yunan Savunma Bakanı olmak üzere hepsi çok iyi biliyor.” demiş, bugün de AKP Sözcüsü olan Ömer Çelik ise “oraya giderek Türkiye'nin egemenlik hakkını ihlâl etmesi veya Türk toprağı olan bir yeri Türkiye'nin elinden alması gibi bir şeyin sözkonusu olmadığını” anlatıp, “gereken cevabın Türkiye'nin belirleyeceği bir zamanda verileceğini” söylemişti.

Acaba yöneticilerimiz böylesi meydan okumalara iyice alıştığı için mi, Dendias Eşek Adası'nda Kammenos gibi kuzu çevirmeyip kadeh kaldırmadığı için mi, yoksa Miçotakis'in ziyaretine gölge düşürmemek için mi bu defa sessizliğe büründüler, bilinmez; ama “gereken cevabın verilmesi zamanının” henüz gelmediği anlaşılıyor!..

“KONSTANTİNOPOL”DEKİ KARİYE CAMİİ

Malûm, Ayasofya'nın camiye çevrilmesiyle birlikte Kariye'nin de ibadete açılması kararlaştırılmıştı. Karar 4 yıllık garip bir sürecin ardından geçtiğimiz günlerde yürürlüğe girdi.

Ayasofya gibi, bundan ilk rahatsızlık duyan yine Yunanistan oldu. Dışişleri Bakanlığı, bunu “uluslararası toplum açısından provokasyon” olarak nitelendirirken Miçotakis'e Türkiye ziyaretini erteleme çağrısı yapıldı.

İktidarın medyası Miçotakis'in bu çağrıya cevabını şöyle aktardı:

“Miçotakis ziyaretinde İstanbul'daki Kariye Manastırı'nın camiye dönüştürülmesinden dolayı duyduğu memnuniyetsizliği dile getireceğini söyledi... Miçotakis, 'Ziyaret ertelenmemeli, zira iletişim kanallarının açık tutulması önemli. Benim Cumhurbaşkanı Erdoğan'a giderek Türkiye hükümetinin bu seçiminden duyduğum rahatsızlığı bizzat iletmem, Türk-Yunan ilişkilerinde son dönemde başardığımız ilerlemeleri yok edecek bir krizi yaratmamızdan çok daha iyidir.' ifadesini kullandı... Kariye Camii'nin Türkiye ile Yunanistan arasında ikili bir sorun olmadığını belirten Miçotakis, caminin çok önemli bir dünya kültürel mirası olduğunu ifade etti. Miçotakis, bu kararı yanlış bulduğunu belirtti.”

Oysa Miçotakis'in gerek bu konuda sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda gerekse  Cumhurbaşkanı Katerina Sakellaropoulou ile yaptığı görüşmede söylediklerinde önemli ayrıntılar vardı.

Paylaşımında, “Kariye Manastırı'nın tamamen gereksiz bir şekilde camiye dönüştürülmesi” konusunda “Konstantinopol'ün zengin tarihine hakaret eden bir eylemdir.” diyen Miçotakis,  Sakellaropoulou'yla görüşmesinde de şunları söyledi:

“Tarihi bir Bizans tapınağı olan Kariye Manastırı’nın gereksiz bir şekilde camiye dönüştürülmesi hakkında tüm Yunanlıların da paylaştığı güçlü memnuniyetsizliğimi açıkça belirtmek istiyorum. Bu davranışın, medeniyetlerin kesişme noktası olan Konstantinopolis’in zengin tarihine zarar veren bir eylem olduğuna inanıyorum ve bu konuyu Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüştüğümde kesinlikle ele alacağım.”

Yunan Cumhurbaşkanı Sakellaropoulou ise, “Kariye Manastırı'nın cami olması meselesi iyi bir mesaj vermiyor, zira Kariye Manastırı ekümenik bir anıttır, sadece bir Ortodoks kilisesi değildir. Kültürel mirasın evrensel bir anıtıdır... Kültürel ve dini mirasın korunması, özellikle de bu evrensel niteliğe sahipse, hepimizin bir yükümlülüğüdür ve bu değerlere olan saygımızın göstergesidir.” karşılığını verip Miçotakis'e Türkiye yolculuğunda iyi şanslar diledi.

Görüldüğü üzere adamlar her alanda ülkemizin egemenlik haklarına müdahale ediyor; ama medyamıza göre, iki ülke ilişkilerinde “pozitif hava” var!..

“Pozitifi” bunlarsa negatifi ne ola ki?!

Müyesser YILDIZ

10 Mayıs 2024