Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,6401
Dolar
Arrow
34,2639
İngiliz Sterlini
Arrow
44,8812
Altın
Arrow
2911,0000
BIST
Arrow
9.129

Seçim, Savaş ve TSK!..

31 Mart seçimlerinden hemen sonra 4 Nisan’da Milli Güvenlik Kurulu Erdoğan’ın başkanlığında toplandı.

Toplantıdan sonra güvenliğe ilişkin iç ve dış gelişmeler hakkında 6 maddelik bir açıklama yapıldı. Açıklamanın 6’ıncı ve son maddesi seçimlere ilişkindi. Şöyle denildi:

“31 Mart 2024 mahalli idareler genel seçimlerinin, vatandaşlarımızın feraseti ve tüm kurumlarımızın gayretli çalışmalarıyla huzur ve güven ortamı içerisinde güçlü demokrasi geleneğimize yaraşır şekilde gerçekleştirilmesinden memnuniyet duyulduğu vurgulanmıştır.”

İşte bu ifadeler iktidar medyasının bir yazarını “o kadar etkiledi ki”, özetle şu değerlendirmeleri yaptı:

“Daha önce bir MGK bildirisinde böyle bir ifade gördüm mü? Hiç hatırlamıyorum. Demokrasi adına, olgunluk adına, gelecek adına beni çok umutlandıran bir maddeydi bu... Demokrasi adına sevindiğim Türkiye’nin nasıl bir demokratik olgunluk içinde olduğunu kanıtlayan, hatta dünyaya ilan eden bir Milli Güvenlik Kurulu ifadesiydi bu... Düşünün ki; MGK’nın başkanı olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu bildirinin altına imza atıyor. Üstelik partisi seçimde oy kaybına uğramış olsa da... Devletin bekası ve güvenliği açısından en üst kurul olan MGK’da bu demokratik olgunluk kayıtlara geçiriliyor. Neden önemli? Çünkü; Demokrasi dışı, milli iradenin üzerindeki bütün oluşumlar millet ve devlet için bir tehdittir. Bu açıdan MGK bildirisinin 6’ncı maddesi daha da önemlidir. Helal olsun. Bu olgunluğu alkışlıyorum... Koskoca bir ülkeyi, muazzam bir devleti iki yakasından çekiştirmek yerine; MGK bildirisinden gelen bu havayla biraz nefes alsak. Kötü mü olur?”

DEMOKRASİ OY KULLANABİLMEKSE?!

Pek anlaşılamasa da yazarımız, acaba MGK’nın bu açıklaması üzerinden aynı zamanda askerimizin ne kadar demokratikleşip olgunlaştığını mı ima etmek istedi? Şayet öyleyse şunu hatırlatalım:

Artık MGK’da askerler değil siviller hâkim. Dolayısıyla böylesi bir açıklamaya şaşmamak gerek!..

Asıl kısma gelelim.

Demokrasi sadece oy kullanmak ve seçimlerin olaysız geçmesi ise –ki 31 Mart’ta sandıklarda yer yer olaylar yaşandı- evet, bu memnuniyet verici bir tabloydu.

Peki seçim sürecinde yaşanan;

Devlet kurumu olan TRT’nin iktidar partisine 6.5 saat, ana muhalefet partisine 67 saniye ayırması,

Hem devletin hem AKP’nin başı olan Erdoğan’ın, miting miting gezip, seçmenleri “Oy yoksa hizmet de yok”, “Biz yoksak doğalgaz yok” diye tehdit etmesi,

İstanbul’da Ekrem İmamoğlu ile Erdoğan’ın ve 17 bakanının mücadele etmesi,

Seçimlerin güvenliğinden doğrudan sorumlu, aynı zamanda MGK üyesi de olan İçişleri, Adalet ve Milli Savunma Bakanlarının AKP için seçim kampanyası yürütmesi, 

Hatay’da depremde hayatını kaybetmiş vatandaşlarımız adına oy kullanıldığının ortaya çıkması ve pek çok ilde sayımlarda hile yapıldığının anlaşılması gibi olayları bu “güçlü demokrasi geleneğimizin” neresine yaraştı?!

MSB SİYASETİN NERESİNDE?

MGK bildirisini bir yana bırakıp tüm milletin ordusu TSK’nın bağlı olduğu MSB’nin seçimlerde nerede durduğunu masaya yatıralım.

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler emekli bir asker, eski Genelkurmay Başkanı olsa da Cumhurbaşkanlığı kabine sisteminin gereği AKP adına seçim çalışması yapması olağan işlerden sayılır hale geldi.

Nitekim Bakan Yaşar Güler seçim döneminde birçok ile gitti. Ancak beraberinde Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarını da götürdü. Gündüzleri, onlarla birlikte mülki amirleri ziyaret etti. Yanlarında genellikle AKP’nin milletvekilleri ve yöneticileri de oldu. Haydi buna da “alıştık” diyelim; akşamları kışlalarda şehit aileleri, gaziler ve Mehmetçikle yapılan iftarlarda yine sadece AKP’lilerin bulunmasına ne diyeceğiz?!

TATBİKAT MI SEÇİM Mİ?

Malûm, seçimlerde özellikle Kars’a “asker taşındığı” iddiaları çokça konuşuldu. Bunu soran CHP’ye de “tatbikat yapılacağı” bilgisi verildi.

Evvela askerlere ait WhatsApp gruplarındaki kimi paylaşımlarda yer alan iddiaları aktaralım.

Adres değişikliğinin gönüllü olduğuna ilişkin geçmişe yönelik evrak düzenlenip askerlerin bunu imzalaması istenmiş. İmzalamayanların ise izne çıkarılmayacağı ve kendilerine hafta sonu eğitim yaptırılacağı bildirilmiş.

Kimi askerler bu belgeyi imzalamak için komutanlarından yazılı emir vermesini isteyince de, “Geriye dönük emir çıkarılmaz.” denmiş.

Tatbikat meselesine gelince;

Seçimlerden dört gün sonra medyada, “16 ilde Kış Tatbikatı-2024 gerçekleştirildi” başlıklı bir haber yer aldı. Haberde;

-Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın yıllık planlı eğitimleri kapsamında, 2 yılda bir icra edilen tatbikatın 5 Mart'ta başladığı ve 5 Nisan'da sona ereceği,

- Seferberlik tatbikatının 5-6 Mart'ta Ağrı'da, Topçu ve Komando Karma Birlik Eğitiminin 18-25 Mart'ta Tatvan'da, Atışsız Tabur Görev Kuvveti Tatbikatının 29 Mart'ta Ağrı'da, Hudut Güvenliğinin Sağlanması Tatbikatlarının 20-28 Mart tarihlerinde Ağrı/Doğubayazıt'ta, Atışlı Tabur Görev Kuvveti Tatbikatının da 31 Mart'ta Kars'ta gerçekleştirildiği anlatıldı.

Habere göre tatbikat 5 Mart’ta başlamış; ancak şöyle bir araştırınca gördük ki, Milli Savunma Bakanlığı internet sayfasında 10 Ocak’ta “Kış Tatbikatı” görüntüleri paylaşılmış...

Keza Kara Kuvvetleri Komutanlığı, “Kış-2024 Tatbikatı” ile ilgili basın duyurusunu tatbikatın bitmesine ramak kala, ancak 1 Nisan’da yapmış...

Şimdi bir de geçmişteki tatbikatların zamanına bakalım.

2019’daki tatbikat; 4-22 Şubat,

2021’deki tatbikat; 1-12 Şubat,

2023’deki tatbikat ise; 18 Ocak-2 Şubat tarihleri arasında yapıldı.

Söz konusu tatbikat 2 yılda bir yapıldığına göre can alıcı soruya gelelim.

Normalde 2025’te olması gereken tatbikat niye bu yıl yapıldı ve -öncekilerin aksine- 5 Mart-5 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirildi?!

Buna ilişkin yine kimi askerlerin WhatsApp’taki yazışmalarına hiç girmeyip Doğu ve Güneydoğu’da askerlerin topluca oy kullanması konusunda MSB kaynaklarının seçimden sonra yaptığı açıklamaya bakalım. Dediler ki;

“18 yaşını dolduran her Türk vatandaşı seçme ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir. Anayasamız ve ilgili mevzuat kapsamında silah altında bulunan er ve erbaşlar ile askeri öğrenciler oy kullanamazlar. Belirtilen statülerdeki personel dışında kalan profesyonel olarak askerlik mesleğini icra eden diğer personel ise vatandaşlık görevini yerine getirmek için oy kullanma hakkını yürürlükteki mevzuat esasları kapsamında yerine getirmektedir.”

Tamam, yasal durum bu; ama zorla adres değişikliği iddiaları veya CHP’ye verilen “tatbikat” bilgisinin cevabı nerede?!

Her ne olduysa oldu bitti, ama şuraya geleceğiz: AKP, seçim kaybının muhasebesini yapmaya girişti ya;

BOP eşbaşkanlığının kabulü, Irak, Suriye ve Libya’nın parçalanmasına katkı, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine onay gibi; ülkemiz, idaresinin üstün (!) katkılarıyla dört yandan ateş çemberine düşmüş, üçüncü dünya savaşı da kapımıza dayanmışken 31 Mart’tan çıkarılacak ilk dersin, artık askerin siyasete alet edilmesinden vazgeçilmesi olması gerekmiyor mu?