Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,2401
Dolar
Arrow
34,4862
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5545
Altın
Arrow
2962,0000
BIST
Arrow
9.471

Yabancı Askerler Türkiye'ye Mehmetçik Gazze'ye Öyle mi?!

“Stratejik müttefikimiz”, NATO'daki ortağımız ABD Suriye'de SİHA'mızı düşürdü. Bu yetmezmiş gibi, Filistin-İsrail çatışmasında “Dünya liderimizi” muhatap almadı. Haliyle çok öfkelenen Erdoğan bir haftadır ABD'ye verip veriştiriyor. Beraberinde de çeşitli sorular sorup “izah” istiyor.

İşte o açıklamalarından bir demet:

“Son harekâtta en büyük sorunu DEAŞ bahanesiyle terör örgütüne destek veren müttefikimizle yaşadık... Hiç şüphe yok ki, bu olay milli hafızamıza kaydedilmiştir ve vakti saati geldiğinde gereği muhakkak yapılacaktır.”

“Amerikan uçak gemisinin İsrail'de ne işi var, ne yapmaya geliyor?.. Orada bütün Gazze'yi, etrafını vurarak, indirerek çok ciddi katliamlara adım atacak.”

“Suriye'de bugün 20'nin üzerinde Amerika'nın üssü var. Suriye'de Amerika'nın üslerinin ne işi var? Bu üslerle ne yapılıyor? Bütün bunları da bir değerlendirmek gerekmiyor mu?.. İnsansız hava aracını Amerika düşürürken bu Türkiye şu anda NATO'da Amerika'nın ortağı değil mi? Beraber değil mi? Bunu neyle izah edeceğiz?”

“Bay Amerika, yahu Amerika nere; Akdeniz, İsrail, Filistin nere? Ne işin var senin orada?.. Düşünün Türkiye'ye ait bir SİHA'yı terörle mücadele ederken düşürecek kadar ferasetini kaybeden bir anlayış var.”

ABD'ye Değil Kendinize Sorun... İzahını da Millete Yapın

Hale bakın; 21 yıldır ülkeyi yönetiyor, “dünyanın en tecrübeli lideri olduğu”, “onsuz masa kurulamadığı” anlatılıyor; ama sanki ABD ülkemize ilk kez ihanet etmiş, verdiği sözleri tutmamış gibi bunları sorup izah istiyor.

Yönelttiği soruların cevabını, yani ABD'nin bölgemizde ne yapmak istediğini en iyi bilmesi ve olanları milletimize izah etmeleri gereken kendileri değil mi? Bilmiyorlarsa vahim, biliyor ama bu söylemlerle yine “Hem ağlarım hem giderim” diyorlarsa daha da vahim!..

İki gün önce TÜGVA'yla buluşmasında; “Suriye’deki kardeşlerimizin, Irak'ın, Yemen'in, Libya'nın” hâlinden söz edip, “nerede bir zulüm varsa durdurmaya, nerede bir kanayan yara varsa merhem olmaya çalıştıklarını” söyledi.

Peki Irak'ın işgâlini destekleyen, Suriye'de daha iç savaş başlamadan 100 bin çadır sipariş edip sonrasında NATO'yu göreve çağıran ve bir kez olsun “ABD'nin burada ne işi var?” diye sormayan kimdi? Evet, “NATO'nun Libya'da ne işi var?” kükremesini gördük. Ama hemen peşinden Türk gemileriyle Libya'nın işgâline katıldıklarını da!..

UÇAK GEMİSİNİN DOĞU AKDENİZ'DE NE İŞİ VARDI?

ABD uçak gemisinin İsrail'de ne işi varmış!..

Keşke ABD, Rum kesimini silahlandırma kararı aldığında;

Ağustos'ta USS Mount Whitney gemisinin İstanbul'u ziyaret ettiği, uçak gemisi USS GERALD R. FORD'la Doğu Akdeniz'de tatbikat yaptığımız övünçle anlatılıp USS Mount Whitney'de üst düzey yetkililer ile TSK mensuplarına resepsiyon verildiğinde ve Selçuk Bayraktar o uçak gemisine davet edildiğinde; “ABD gemilerinin Doğu Akdeniz'de ne işi var?” diye sorulsaydı!..

Unutmadan; bir de burnumuzun dibindeki, Lozan'a göre silahsız olması gereken Dedeağaç'ta ABD konuşlanması var. Erdoğan evvela, “ABD'nin 2014'ten beri yürüttüğü planlı program” açıklamasını yaptı... 3 ay sonra Biden ve Macron'a, “Bu Dedeağaç olayı nedir? Burada böyle bir üssün kurulması bizi, halkımızı ciddi manada rahatsız ediyor.” dediğini söyledi... Buna rağmen dönemin Savunma Bakanı Hulusi Akar, “ABD bize karşı orada değil. Şu anda gördüğümüz, bunların tatbikat amaçlı gelişmeler olduğu” tespitinde bulundu.

Sonuç? ABD, buraya iyice yerleşti; ama artık, “Dedeğaç'ta ne işiniz var?” diye soran kalmadı!..

1 AYDA NEREDEN NEREYE?

ABD'nin SİHA'mızı düşürmesinden sonraki gelişmeyi biliyorsunuz. Başkan Biden, Suriye kaynaklı acil durumu 1 yıl daha uzatırken, PKK/YPG'ye düzenlediği operasyonlar sebebiyle Türkiye'yi “bölgedeki barışı, güvenliği ve istikrarı tehdit etmekle” suçladı.

Erdoğan da bu suçlamaya; “Amerika'nın, PKK'nın Suriye'deki uzantılarıyla bu ülkede yürüttüğü faaliyetler, Türkiye'nin millî güvenliği için olağanüstü bir tehdit mahiyetine sahiptir... Aramızda güvenlik sorunu var.” sözleriyle tepki gösterdi.

Haydi Erdoğan'ın geçen ay BM Zirvesi için gittiği New York'ta yaptığı açıklamalara bakalım. DEAŞ, FETÖ ve PKK'ya nefes aldırmadıklarını anlatıp aynen şunları söyledi:

- “Türk-Amerikan ilişkilerini zehirlemek için hareket eden bazı çıkar grupları var. Hakikatleri anlatarak, iyi örnek olarak, Türkiye’yi ve Türk milletini hakkıyla temsil ederek bunlara set çekeceğiz.”

- “Devletler arası ilişkilerde görüş ayrılıkları her zaman olabilir, bu normaldir. Ancak biz ortak paydaların daha fazla olduğunu, bu minvalde açılacak çok sayıda fırsat penceresinin olduğunu da biliyoruz.”

- “Sayın Biden’la yaptığımız görüşmelerde tıkanıklıkların önemli kısmını aştık, pozitif gündem çerçevesinde temaslarımızı artırma kararı aldık. Her iki ülke için de tehdit kaynağı olan terör konusunda iş birliğimizi güçlendireceğiz.”

Gördük mü, “normal” denilen “görüş ayrılıklarının” nereye vardığını? ABD, “milli güvenliğimize olağanüstü tehdit” imiş. Peki bu, 15 günde mi oldu?

Filistin-İsrail savaşıyla ilgili Biden'ın bir telefonu veya Dışişleri Bakanı Blinken'in ziyaret programına Türkiye'yi almasıyla şu sözler de unutulmaz inşallah!..

AKP VE MHP'NİN “YABANCI ASKER” ÇELIŞKISI

Geçen hafta partilerin gündeminde, önümüzdeki günlerde TBMM'de görüşülecek olan Suriye-Irak tezkeresi vardı.

Biz de grup toplantılarından önce; 2021'deki tartışmalarından hareketle, tezkeredeki “yabancı asker” ifadesiyle kimlerin kastedildiğini yazdık. Resmi açıklamalara göre kastedilen; ABD'nin güdümündeki, çok uluslu ve dahi Türkiye'nin de içinde yer aldığı “DEAŞ'la Mücadele Uluslararası Koalisyonu” idi.

Bu koalisyonun Suriye'de PKK/YPGyi koruyup kolladığını, eğittiğini, son olarak SİHA'mızı düşürdüklerinde, “Güçlerimizi tehlikeye sokan tehditlerle karşılaştığımızda her zaman doğal meşru müdafaa hakkımızı saklı tutarız” diye gözdağı verdiğine dikkat çektik.

Ama, gördük ki, ne tezkereyi canla başla savunan MHP Lideri Bahçeli ne de tezkereye “Yabancı askerin Türk topraklarına postallarının değmesini istemiyorum... Kim bu yabancı askerler?” diye soran CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu bu yaman çelişkiyi anlamış.

Düşünün; bir yandan ABD'nin “milli güvenlik sorunumuz” haline geldiği açıklanıyor, öte yandan “DEAŞ'la mücadele” adı altında, ABD başta olmak üzere bilmuum yabancı askerin ülkemize gelmesinin önünü açacak tezkerenin propagandası yapılıp karşı çıkanlara “hain” deniyor. Karşı çıkan da bu çelişkiyi ortaya koyup derdini anlatamıyor!..

“MEHMETÇİK GAZZE İÇIN HAZIR”MIŞ

Önceki gün Milli Savunma Bakanlığı'nın basın bilgilendirme toplantısı vardı. Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk, güncel gelişmelerle ilgili değerlendirmeler yaptı.

Bir süredir şöyle bir tablo var: resmi açıklamalar Tuğamiral Aktürk'ün ağzından aktarılıyor, ama kritik konularda, “MSB kaynakları” deniyor.

Son toplantıda da böyle oldu. Örneğin, ABD'nin SİHA'mızı vurduğunu Pentagon Sözcüsü General Pat Ryder gümbür gümbür anlatırken, saldırıyı yapan ABD uçağının İncirlik'ten değil, Ürdün'den kalktığı bilgisi “MSB kaynaklarına” dayanılarak verildi.

Yaşasın; İncirlik'ten değil, Ürdün'den kalkmış... Bir de İncirlik'ten kalksaydı bari!..

Daha önemlisi; iktidarın Gazetesi Yeni Şafak, MSB kaynaklarının, “Cumhurbaşkanı tarafından verilecek direktifler doğrultusunda TSK'nın yardım ulaştırılması için verilecek görevleri yapmaya hazır” şeklindeki açıklamasını aktarırken şu başlığı kullandı:

“Mehmetçik Gazze için hazır: MSB kaynaklarından dikkat çeken mesaj”

Birçok ilimizde olduğu gibi dün Filistinlilere destek için Beyazıt Meydanı'nda yapılan mitingde de “Mehmetçik Gazze'ye” sloganları atıldı.

Buyurun, gerçekten izaha muhtaç bir başka soru:

DEAŞ'la mücadele için yabancı askerler ülkemize gelecek, Mehmetçik de Gazze'ye gidecek, öyle mi?!

Müyesser YILDIZ

14 Ekim 2023