Olay örgüsü

Dönüşüm isimli bir önceki yazımda yaşadığımız toprakların 150 yıllık değişiminden üstü kapalı bahsetmiş ve muhalefetin erken seçim baskısı yapmaktan başka çaresi kalmadığını ve mitinglerini bu minvalde yapması gerektiğini anlatmıştım. Ertesi gün erken seçim çağrıları gelmeye başladı. Bu yazıda da son günlerde bize yaşatılanları ve olası sebep-sonuçlarını anlatmaya çalışacağım.

TBMM 2025 yılı bütçe görüşmelerine başladı. Bir meclisin aslî görevi devletin parasının hesabını sormak. Kasım ayı boyunca Meclis her çalışma günü bütçe tartışacak. Ancak ne meclisin mevcut düzende bütçe üzerinde kallavi bir söz hakkı var, ne de konu ülke gündeminde. Gerçek gündem yoksulluk olmasına rağmen, suni gündem yeni anayasa ve yine Kürt meselesi

Prof. Dr. Ahmet Özer PKK/KCK kapsamında suçlandı, tutuklandı ve yerine kayyum atandı. Soruşturmada geriye dönük 10 yıllık inceleme yapıldı. DEM Parti ile yapılan Kent Uzlaşısı kapsamında CHP Esenyurt Belediye Başkanı seçildi. Esenyurt Türkiye’nin en kalabalık ilçesi, nüfusu 1 milyon ve ekseriyetle Kürtler ikamet ediyor. Soruşturma kapsamında telefon dinlemesi, hesap hareketleri incelemesi ve fiziki takip yapılmış. Ahmet Özer’in ifadesinde kendisine belediye konserleri, şarkıcı seçimleri, evinde bulunan kitaplar sorulmuş. Yandaş medya Ahmet Özer’i dağdan yeni inmiş PKK’lı olarak servis ediyor. Halbuki Ahmet Özer 10 yıllık rektör. Soruşturmada hukuki bir zeminin olmadığı, Ahmet Özer’in düşünceleri sebebiyle kullanışlı bir hayali suç figürü olarak seçildiği ve kent uzlaşısını tasfiye etmeye Esenyurt’tan başlandığı anlaşılıyor. Yine kent uzlaşısıyla kazanılan Mersin’in Akdeniz ve Toroslar Belediyelerinin isimlerinin de aynı zamanda servis edilmesi Kürtlerle CHP’nin ittifak yapmasının fiilen yasaklandığını gösteriyor.

Servis edilen başka şeyler de var: 5 şehit verdiğimiz TUSAŞ saldırısından dakikalar sonra paylaşılan güvenlik kamerası görselleri. Ülkenin gerçek gündemi ekonomiyken MHP Lideri Abdullah Öcalan’ın mecliste konuşma içeriğinden ve umut hakkından bahsetmişti. Terör örgütünü lağvet ve bu iş artık bitsin söyleminden sonraki gün stratejik bir askeri sanayi kurumu basıldı. PKK’ya yakın bir ajans tarafından saldırının otonom bir ekip tarafından gerçekleştirildiği, önceden planlanmış olduğu ve siyasi gündem ile ilgisi olmadığı açıklandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan meclis grup konuşmasında CHP lideri Özgür Özel’in el yükseltmesine teşekkür ederek parti içini karıştırmayı ihmal etmedi. Aynı konuşmada bölgede sınırların yeniden çizildiğini, muhatabın aracı kabul etmeksizin Kürt vatandaşlar olduğunu ve terörün Esenyurt’u kasıp kavurduğunu söyledi. İktidar, devlet gücünü anayasa değişikliği konusunda yanında olmayanlara karşı acımasızca uygulayacağı suni bir dönem başlattı. Bir süre önce konuştuğumuz Daltonlar, Casperlar gibi çetelerin neden semirtildiği ve gündem yapıldığı daha iyi anlaşılıyor. Zira biz bugünü ve şimdiyi yaşayan bir halkız.

Tutuklanan Ahmet Özer, Ekrem İmamoğlu’nun eski danışmanı, ondan başlanmasının başlıca sebeplerinden biri de bu. İmamoğlu 29 Ekim’de cumhurbaşkanlığı adaylık konuşmasını yaptı ve adaylık içeriğini de açıklamış oldu. “Şaibeli bir referandumla Türkiye’ye dayatılan tepeden inme cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini” eleştirdi ve kişisel değil kavramsal bir aday olarak kendini konumlandırdı. Mansur Yavaş ise temkinli ve yazılı bir açıklama ile Ahmet Özer soruşturmasındaki tutarsızlıklardan bahsetti. 

5 Kasım ABD başkanlık seçimleri bölgemizde tüm iktidar sahipleri için tarihi bir fırsat olarak görülüyor. Trump’ın kazanacağı, ABD’nin iç işlerine yoğunlaşacağı ve bunun da Ortadoğu’da siyasi ve askeri bir boşluk yaratacağı görülüyor. İsrail’in bu boşluğu önceden gördüğü için hunharca saldırdığı ve ilerleme kaydettiği söylenebilir. İktidar ise ilk 4 maddeyi değiştirip Türk’ü Türkiyeliye çevirerek İran, Irak ve Suriye’deki Kürtlerle uzun vadeli bir uzlaşı ve konfederal bir birleşim tasarlıyor olabilir. 

TBMM’de CHP’nin %21 temsiliyeti var. Meclis anayasayı referandum yapmadan ilk 4 madde dahil değiştirme gücüne sahip. Erdoğan ve Dem Parti meclis aritmetiğinin tarihi bir fırsat olduğunu grup konuşmalarında açıkça söyledi. Gelinen noktada Kürtler iktidarın yanında yer almaya zorlanıyor. Keza kendilerine bir el uzatıldı, ertesi gün terör saldırısı gerçekleşti. Bir hafta sonra 10 yıllık bir rektörün evi gece basılarak terörist olmakla suçlandı. Yani ya makbul Kürt olup yeni anayasadan yana olacak ya da PKK’lı yaftası yemeye devam edecekler. Ahmet Özer ile Ekrem İmamoğlu’na siyasi yasak için sakıncalı bir bağlantı daha yapılmış oldu. Mansur Yavaş ise ağırdan sıkıştırılıyor. Erdoğan geleneksel olarak ortada güçlü rakip bırakmıyor. Abdullah Öcalan’a hitaben açıklama yaparak tüm süreci başlatan iktidar kanadı hem Selahattin Demirtaş’ı hapishanede unutturdu hem de Kürt meselesinde DEM Parti’yi muhatap almadı. 

Bu girdaptan çıkmanın tek yolu kışa girerken iktidarı bir erken seçime zorlamak. 14 Mayıs 2023 seçiminde ömrümüzden 5 sene daha kaybettik. Ancak bu suni gündemlere kimsenin dayanacak takati kalmadı. Gerçek gündem ekonomi, yoksulluk, adaletsizlik, liyakatsizlik ve umutsuzluk. Halk 14 Mayıs seçimindeki tercihlerinden pişman. O gün sahte görseller ile CHP’yi bölücülükle suçlayanların bugünkü eylemleri ortada. Ülkeyi hızla bir seçime götürmek gerekiyor. Bunun için TBMM’de 356 milletvekilinin erken seçime evet demesi gerekiyor. Ama nasıl?  Hamlet’in dediği gibi; işte bütün mesele bu.