Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,2401
Dolar
Arrow
34,4862
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5545
Altın
Arrow
2962,0000
BIST
Arrow
9.549

Vicdanınızı nasıl alırsınız?

Bir süredir çağımızın hastalığı ‘anksiyete ve kaygı durum bozukluğu’ndan muzdaribim… 

Aslında terapi, çeşitli spiritüel seanslar ve ‘hayat devam ediyor yaa!’ Avunmaları ile oldukça iyi şekilde toparladım. 

O an geldiğinde, aklımda oluşan, fısıldayan sesleri, kurmaları kovabilme gücüne eriştim. Beynime patronun kim olduğunu kıvrımlarına kadar kazıyorum. 

Son dönemde kiminle konuşsam hemen hemen aynı durumları yaşıyor. 

Peki neden bu kadar kaygılıyız?

Pandemi?

Ekonomi?

Artan şiddet olayları?

Savaşlar?

İstismar vakaları?

Doğa olayları?

Trafik?

Hepsi?

Her birinden birer doz… Bir de, elbette kendi hayatlarımıza tüm bunların yansıması. 

İlişkilerimizde yaşadığımız sorunlar ve bir de üzerine eklenen ebeveyn olma durumu. 

Annelik başlı başına kalbimde bir taş parçası ile yaşama hali. 

O kadar acayip bir hal ki bu, geçtiğimiz hafta kızım son dönemde çoğunluğun yaşadığı, geçmişte soğuk algınlığı deyip geçtiğimiz, şimdide adına Latince isimler bulunan bir tür gribe yakalandı. 

Ateş, halsizlik, boğaz ağrısı ve öksürük… 

Bir ara öksürmekten yorgun düştüğü bir anda onu sevip öperken, ‘OY kuzum benim, Allah hastalığı senden alsın, bana versin’ derken buldum. 

Aynı annem gibi… 

İşte böyle bir hal o analık! 

Sana kötü gelen bana gelsin hali… 

Ve bitmek bilmeyen bir vicdan azabı… 

Tüm bu güvensizlik ortamında nasıl kaygılı olmayalım ki?

Bu duygu ile çocuklarımıza karşı çok daha korumacı bir hal içindeyiz. Sürekli bir şeyler konusunda uyarıcı konumdayız. Bazen çok abartıyor muyuz diye düşünüyorum. 

Hazır olmadıkları bazı bilgileri de onlara yüklüyor muyuz acaba?

Bununla beraber de aslında karşımızdaki insan için aynalık yaptığımızı da arada hatırlamak gerekiyor. 

Sizin kaygı durumunuz, korkularınız direkt çocuğunuza da yansıyor. 

Son dönemde çocukluk çağında depresyon, anksiyete çok fazla görülmeye başlandı. 

Bazı anne babalar, evlatlarının bunu dikkat çekmek için yaptıklarını düşünüyor. 

Mutlaka istisnalar vardır. Ancak, bu konuda da, her daim olduğu gibi evlatların sizin yansımanız olduğunu unutmamanızı tavsiye ediyorum. 

Geç kalındığında daha da ciddi sorunlar baş veriyor maalesef… 

Peki ne yapacağız? 

Deneyimlerime dayanarak, öncelikle kendi kaygılarımızla baş etmeyi öğrenip, bir uzmandan yardım alıp sakinleşmemiz gerekiyor. 

Evladımızı boğmadan, sıkıştırmadan denetimi elden bırakmayacağız. Bol bol konuşacağız. 

Her ne olursa olsun her zaman yanlarında olduğumuzu anlatmaktan bıkmayacağız. 

En önemlisi de derin nefes alacağız.

Evet bu hayatta hastalıklar, savaşlar, kötü olmayı seçmiş insanlar ve maalesef adaletsizlik var. 

Ancak, iyileşmeler, şifa dolu insanlar, haksızlığın karşısında duranlar da var. 

Bugün başımıza talihsiz bir olay gelebilir. Düşebilir, yaralanabiliriz. 

Hastalanır, yıkılabilir, bazen ölümle de sınanabiliriz. 

Bunların hepsi ya da biri başımıza gelebilir. 

Ha bir de her şeyi çok bilen ebeveynler, her konuda fikri olan uzmanları da unutmamak gerekiyor. 

Sürekli yeni bir bilgi ile sınanıyoruz. Evet geçmişte bu böyle değildi. Gelişmişliğin az olduğu zamanlardaki sorunlarımız, hastalıklarımız o çağa uygundu. Şimdiki gelişmişliğe bağlı yaşıyoruz hepsini bence. Çocuklarımız da bambaşka bir çağa doğru ilerliyor. Bu böyle de sürüp gidecek.

Önemli olan bütün bunların karşısında elimizden geldiğince nasıl davrandığımız… 

İnsan ve diğer canlılar arasındaki en büyük fark muhakeme yeteneği ve vicdani sorumluluk duygusu. 

‘Vicdanlı ve dürüst olmak, hesaplı olmaktan iyidir. Hesap insanı makam sahibi yapar da, vicdan daha önemli bir işe yarar, insanı insan yapar.’ demiş, Friedrich Nietzsche… 

Sanırım en çok da vicdanı unutuyoruz son günlerde. Ve biz bunu unuttukça, evlatlarımızın gördüğü ayna da daha karanlık oluyor.