Aynı anda ölmemek için!

Savaşın başından bu yana İsrail İstanbul’un küçük bir ilçesi kadar alan kaplayan Gazze’ye 33 ton bomba yağdırdı.

2704’ü çocuk, 1584’ü kadın, 364’ü yaşlı, 6 bin 600 Filistinli hayatını kaybetti.

Bombaların enkaza dönüştürdüğü kentte yıkılan binaların altında 2 bin can kurtarılmayı bekliyor. 

1800 diyaliz hastası günde 3 kez makineye bağlanmak zorunda ve enerji kesintileri hastalar için ölüm anlamına geliyor…

*

Binlerce hamile anne adayı çocuğunu doğuracak bir hastaneden, tıbbi olanaklardan mahrum…

Gazzeli gazeteci Muhammed Abu Takıya ile Tele 1’de hazırlayıp sunduğum anında manşet programında konuştum. 

Muhammed anlatırken boğazımda bir yumru…

*

‘Yağmur gibi bomba yağarken Gazze’de güvenli bir yer kaldı mı?’ diye soruyorum…

Hastaneleri, camileri, kiliseleri, okulları hatta şehri terk etmeye zorladığı sivil konvoyları bile vuran İsrail, kentin tamamını hedef tahtasına çevirmiş.

Güvenle durulacak bir metrekare yer yok!

Her an tepenize bir bomba inebilir… Muhammed yukarda yer verdiğim rakamları aktarırken dünyanın bu soykırıma seyirci kalmasına isyan ediyor. 

*

‘Ailen ne durumda?’ diye soruyorum, çünkü o eğitim için Türkiye’de olduğu sırada patladı savaş…

‘Birlikte can vermemek için şehrin dört bir yanına dağıldılar’ diye yanıt veriyor!

Annesi kardeşleri üç ayrı noktada birbirlerinden kopuk halde yaşıyor. Can güvenliği nedeniyle sokağa çıkıp bir araya gelemiyor, iletişim kuramıyorlar. Muhammed'e mesajla ulaşıp diğerlerinin durumunu soruyorlar…

Aynı kent içinde, bomba sağanağında birlikte yok olmamak için aldıkları önleme bakar mısınız?!

*

2 milyon 300 bin insan, İsrail bombaları altında 21. yüzyılın en acımasız ölüm piyangosunda sıranın kendilerine, yakınlarına gelmemesi için dua ediyor. 

Muhammed, ‘ölülerimizin ardından acımızı bile yaşayamıyoruz çünkü sağ kalanlar ile ilgili endişemiz tüm benliğimizi esir alıyor’ diyor…

Kayıpların acısı içinde yaşayanlara şükretmek… 

*

İsrail’de vicdan sahibi yüzbinler de Netanyahu denilen eli kanlı katilin istifa etmesi için savaş tamtamları arasında çaba harcıyor. 

Hamas’ın terörden farksız saldırısı, barış isteyenlerin, ateşkes isteyenlerin yüzüne vuruluyor. 

Hamas’ın ilk saldırıda sivilleri katletmesi İsrail içinde ve iki yüzlü Batılı ülkelerdeki muhalefetin ‘zulme başkaldıran’ seslerini boğuyor… 

*

Savaş ilk günlerde yazdığım gibi uzuyor, uzayacak… 

Emperyalizm kana yeterince doyduğunda savaşı başlatanlar bitirmeye de karar verecek!

Hedef yalnızca Gazze değil… Gazze ile yaratılacak etki ve kutuplaşma üzerinden, Suriye, İran ve hatta Türkiye’ye yönelik ‘dizayn hayalleri’, BOP’un bitmeyecek saldırıları devam edecek…

*

Türkiye ne yapmalı?

Diplomasiyi en ileri düzeyde harekete geçirmesi dışında yapacağı bir şey yok…

Savaşı, çatışmayı durdurabilmek için ikna gücünü kullanmalı. 

Peki AKP’nin, Erdoğan’ın böyle bir karşılığı var mı? 

Olduğu söylenemez… 

Son esir takasında Türkiye masada değildi. Arap dünyası Ankara’yı bölgede istemiyor. Türkiye’de miting yapmak ise yalnızca içerdeki seçmenleri konsolide etmek anlamına geliyor… 

*

Sorun Batılı ülkelerde, onların İsrail zulmüne arka çıkmalarında… Ölen bebeklere, çocuklara, katliama vicdanlarını kapatmış olmalarında… 

Türkiye o kilitleri açmak için uğraş vermeli…. Mehmetçiğin sahaya sürülmesi teklif dahi edilmemeli!..