PKK'nın silah bırakması sevindiricidir.
Terör örgütünün silah bırakmasının iki nedeni olduğu görünüyor:
Birincisi, bu örgüt Kürt, Türk demeden katliamlar yapmıştır. Bölge halkını isyana teşvik etmek amacıyla yatırımları engellemiş, feodalitenin devamına ses çıkarmamış, masum insanları namlu ile ihanete zorlamıştır. Ancak bu emperyalist plan, Kürtlerin bir alaşım haline gelmiş bu coğrafyadaki her etnik grupla olan kardeşliğini dağıtamamıştır.
Kürtlerin çok büyük bir bölümü, diğer tüm yurttaşlar gibi eşit haklara sahip olmaktan, aynı bayrak altında yaşamaktan, aynı havayı solumaktan mutludur.
Geçmişte yaşanan insan hakları ihlalleri, bölgede şiddetin doğurduğu şiddet sarmalında masum Kürtlerin yaşadığı zulmü Türkiye’de kimse yok saymamaktadır. PKK’yı besleyen ortam ortadan kalkmış, örgüt askeri olarak yenilmiş ve bölünmeyi istemeyen Kürtler örgütün peşinden gitmemiştir. Silah bırakılmasındaki birinci neden budur.
İkinci neden, emperyalizmin bölge planı ile ilgilidir.
Yaklaşık 10 yıl önce kaleme aldığım Uluslararası Kriz Grubu'nun (Soros’un kurucusu olduğu) raporunda da belirtildiği gibi plan tıkır tıkır işlemektedir… 2017 yılında yazdığım raporda; bu sivil toplum örgütü, PKK’ya Türkiye’de silahları bırakıp Suriye’nin kuzeyindeki devlet oluşumuna destek vermesini, Türk devletinin de karşılığında anayasayı değiştirip özerklik ve anadilde eğitim dahil ulus devleti dağıtacak birtakım haklar vermesini önermiştir…
Bugün tanık olduklarımız, bu planın sonuçlarıdır.
Emperyalizm, Türkiye’den Suriye’de kurulan ikinci İsrail’e ses çıkarmamasını, hatta bu devleti himaye ve ihya etmesini istemiş, bunun karşılığında da Erdoğan iktidarına bulunmaz bir "terörsüz Türkiye" kartı sunmuştur.
Bu kart ile AKP, örgütün açıklamasındaki kabul edilemez ifadeleri yok sayarak, “terörü bitiren iktidar” propagandasına yoğun olarak başlamış durumda.
Büyük resimde, örgütün silah bırakması ülkemiz adına çok sevindiricidir.
Türkiye, iki parçalı Kürt devletleri ile çevrelenmiş durumdadır. İran’a bu anlamda bir operasyon an meselesidir.
Önümüzde duran büyük soru şudur:
Türkiye, bu devletçikleri kabul ve himaye mi edecektir yoksa millî birliğe bir tehdit olarak görmeye devam mı edecektir?
Çok Okunanlar

'Deliler Delisi' Muhammed Yakut'un hayatını kaybettiği iddia edildi

İzmir Büyükşehir Belediyesi operasyonlarını kimin başlattığını açıkladı

Türkiye'de en çok güvenilen kurum belli oldu

Erdoğan 'Sadece İstanbul değil' mesajı vermişti, ardından operasyon geldi

Sinan Ateş suikastı davasında sürpriz birleştirme kararı

AKP'li isimlerin İmamoğlu korkusu

'Muhalife uyku da haram'

Naci Görür'den kritik uyarı geldi!

Meltem Cumbul'un Fenerbahçe'nin lansmanındaki kıyafeti ortalığı karıştırdı

Osimhen için geri sayım, Aslan'a sambacı kaleci