Ortadoğu yanarken Türkiye…

"Savaş zorunlu olmadıkça bir cinayettir" demişti Büyük Önder…

Hamas ile İsrail arasındaki savaş, cinayetler, katliamlarla sürüyor. 

Hamas’ın sivilleri ayırmadan düzenlediği saldırı ve karşılığında İsrail’in de masumları katleden bombardımanı… 

Gazze’de çocuklar ölüyor… Tam anlamı ile insanlık dramı yaşanıyor!.

*

Ortadoğu coğrafyasında Osmanlı Subayı olarak savaşmış Mustafa Kemal Atatürk, tecrübe ve gözlemlerinin beslediği engin öngörüsü ile Türkiye’yi yöneteceklere bölgedeki iç çatışmalardan uzak durulmasını vasiyet etti. 

Gerçekten de AKP’ye kadar Atatürk’ün ‘yurtta sulh, cihanda sulh’ ilkesine harfiyen uyuldu, Araplarla, Ortadoğu ile mesafeyi koruyup yüzünü Batı’nın medeniyetine - emperyalizmine değil - dönmüş bir dış politika vardı. 

AKP sistemli ve bilinçli olarak Türkiye’yi bu raydan çıkardı. Suriye’de Irak’ta emperyalizmin taşeronluğuna soyunan Saray rejimi ülkeyi ateşe attı!

*

Suriye iç savaşında radikal dincilerin yanında yer alan iktidar, bu yapıların Türkiye’ye yerleşmesine göz yumdu. 

Suriye’den gelen kaçakları yeterince güvenlik taramasından geçirmedi, takip etmedi… 

Eşzamanlı olarak Afganistan’dan Pakistan’a, Türkmenistan’dan Yemen’e yine memlekete akın eden kaçaklarla ilgili yeterli önlem almadı. 

Gelenlerin çoğunun ortak özelliği Atatürk Türkiye'si karşısında Ortaçağ zihniyetinde yaşıyor olmalarıydı!

Yani aydınlanmaya, çağdaş değerlere düşman, Türk halkı ile en küçük ortak bağı, kesişen kümesi olmayan kaçak topluluğu idi… Ve elbette Türkiye’ye akıyor olmaları plan dahilindeydi!

*

Dün akşam Tele 1'de hazırlayıp sunduğum 'Anında Manşet' programında odaklandığım nokta buydu…

Batı, Ortadoğu ile kendi medeniyetleri arasında köprü konumundaki Türkiye’ye görev vermişti… AKP, BOP’un yakıp yıktığı coğrafyalardan gelen göçün bekçiliğini yapacaktı. 

İktidar bekçilik yapmanın yanı sıra Türkiye’ye gelen yığınların ortak paydasından yararlanacaktı. İçerde tarikat ve cemaat yapılanmaları ile radikal dincilerin çıkarları ortaktı!

Ulus devletin, Atatürk Türkiye'sinin, laik Cumhuriyetin yıkılması!

*

Cumhuriyet 100 yılına girerken sevgili Nasuh Mahruki bir arada yaşamanın imkânsız olduğu bu yapılarla olası iç savaş tehlikesinden söz etti… 

Demokrat Partili İlay Aksoy; Suriye’de terör örgütü lideri olan bir kişinin 6 yıl Türkiye’de kalıp üniversite okuduğunu, Erasmus ile yurt dışına çıktığı sırada Fransa tarafından yakalandığını anlattı…

CHP’li Murat Bakan dışardan gelen göçün yarattığı tehlike kadar içerdeki gerici yapılanmanın da giderek devleti ele geçirdiğini vurguladı…

Prof Duran Bülbül kapasitenin 10 katı kabul edilen göçün sürdürülemeyeceğini, Türk halkının hızla yoksullaşmasının, hayatın pahalı hale gelmesinin birinci nedeninin kaçak 16 milyon olduğunun altını çizdi. 

İçişleri eski Bakanı Sadettin Tantan sokaklara varıncaya kadar yükselen güvenlik açığından söz etti… 

*

Yanıtsız sorular havada uçuşuyor… 

Memlekete Suriye’den, Afganistan’dan, Pakistan’dan giren radikal İslamcıların sayısını biliyor muyuz?

Bırakın sırt çantasını ellerinde su şişesi bile olmayan ve Türkiye’ye 4 bin km öteden gelen Afganları hatırlayın…

18-20 yaşlarındaki bu savaşçılar neredeler? 

Ne için geldiler?

Neyi bekliyorlar?

*

Türkiye, Cumhuriyetin 100. yılına kuruluş felsefesinden uzaklaşmış, içine, çağdaş değerlere düşman Ortadoğu kaçmış, anayasal kurumları çökmüş bir dönüşümle giriyor!

Cumhuriyet içerden yıkılırken koltuk derdine düşenleri millet affetmeyecek…