Türkiye Metin Uca’yı yürekten sevdi…

Yüreğim kor oldu geceleyin…

Durumu iyiye gitmiyordu ama adını ölümle yan yana getirmeyi beynim reddediyordu. 

O, dünyanın en güzel kalpli insanlarından biriydi.

İnsan sevgisi, vatan sevgisi ile doluydu…

Yüzünden gülümseme eksik olmazdı. 

Enerjisi tüm dostlarına yeter de artardı… Öyle pozitif, hayata öyle güzel bakan, öyle şahane bir adamdı…

Metin Uca… Yazmaya elim varmıyor… 

Nasıl gittin aramızdan?

*

Daha dün asistanı, yakın arkadaşı Kübra’yı endişe ile arayıp durumunu sordum.

Kartal Eğitim Hastanesinde entübe edilmişti, ziyaretçiye kapalı bir odada yaşam mücadelesi veriyordu. 

Kübra gözyaşları içinde, ‘iyi olması için dua ediyoruz’ dedi. 

Boğazıma bir yumru takıldı. 

*

‘Sen ne zaman istersen canımın içi…’ sesi kulağımdaydı. 

Program davetlerime en yoğun zamanlarında bile koşarak gelirdi… 

Dün gece ondan iyi haber beklerken yandı yüreğimiz…

Metin Uca, nasıl da aniden… 

*

Çok üzgünüm. Bugün yazacağım tüm gündemi bir kenara bıraktım. 

Metin’i, çok değerli bir dostu kaybetmenin üzüntüsü ile başka bir şey düşünecek durumda değilim. 

90’lı yıllardı…

Ben mesleğe yeni başlayan bir gazeteci - televizyoncu olarak onu izlerdim.

Kanal D haberin Ankara merkezinde çok farklı haberlerle kendinden söz ettirirdi. 

Her haberinde ince bir hiciv, çok zekice yapılmış siyasi eleştiriler olurdu.

*

Daha sonra onu, rating rekorları kıran sabah haberleri, gece bültenleriyle izledik. 

Haber şovu Türkiye’de ilk kez denedi ve özgün formatı ile çok başarılı oldu. 

Haberin stand -up ını yapıyordu. 

Sonra yine izlenme rekorları kıran Pasaparola… Ekranlara sığmayan enerjisi, yüksek zekasının eseri anlatımı, üslubu, göndermeleri ile Türkiye’nin aydınlık yüreklerinde taht sahibi oldu. 

Ana akım medyada çok izlenen programlar yaparken aydın kimliğinden de asla vazgeçmedi. 

İktidarı uygun gördüğü her ortamda eleştirdi. Karşı devrime aklı ile, yüreği ile, emeği ile direnen büyük bir yurtseverdi Metin Uca. 

Aydın mücadelesinin karşılığını ana akım medyadan kovularak aldı!

Toplumdaki karşılığı, her programının yüksek izleyici ile buluşmasının önemi yoktu! Üzeri ‘çizildi’ ve yaşamının son anına kadar hakkı olanın elinden alınmasının kırgınlığını, burukluğunu taşıdı.

Ekonomik olarak çok zor günler geçirdi ama asla eğilip bükülmedi. 

Yılmadı… Kendi şovlarını yazdı ve oynadı. Kitaplar kaleme aldı. 

Yazdığı tek kişilik oyunlarla yine sevenleri ile buluştu. 

Her oyununa izleyicileri kahkahalara boğan siyasi eleştirileri ustaca yerleştirdi. Çok sevdiği memleketi için daha iyi bir yaşama, demokrasiye, adalete olan özlemi anlattı. 

*

En iyi bildiği, en sevdiği mesleğini yapamamanın üzüntüsünü hep yaşadı ama güzel yüzünden gülümsemeyi de hiç eksik etmedi Metin Uca… 

Sevenlerinin moralini yükseltti, çevresine umut aşılamaktan vazgeçmedi. 

Çok erken, çok ani, çok acı bir kayıp…

Sessiz gözyaşlarım bütün gece mıh gibi aktı göğsüme.

Seni çok sevdik güzel Dostum… Yokluğuna alışamayacağız…