Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
34,9385
Dolar
Arrow
32,5064
İngiliz Sterlini
Arrow
40,8451
Altın
Arrow
2441,0000
BIST
Arrow
10.087

Haber verme hakkı, özel hayatın gizliliğini ihlal eder mi?

Avukat Tarık Ziya Karanfil, Türkiye'nin her daim gündeminde olan haber verme hakkı ve özel hayatın gizliliği konusuna hukuki çerçevede değindi. Karanfil yazısında, "Özel hayatın gizliliğini ihlal eden yayınlar bakımından hakkın kullanılması (haber verme hakkı) hukuka uygunluk nedeni olup olmadığının her somut olayda tek tek incelenmesi gerekmektedir" ifadesini kullandı

Haber verme hakkı, özel hayatın gizliliğini ihlal eder mi?

Özel hayatın gizliliğini ihlal eden yayınlar bakımından hakkın kullanılması (haber verme hakkı) hukuka uygunluk nedeninden yararlanılabilir mi? Bunun için karşılanması gerekli kriterler nelerdir?

Bu soruyu, AİHM, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay gibi yüksek yargı organlarının konuya yaklaşımını da dikkate alarak kısaca değerlendiriyorum.

5237 sayılı TCK’da hukuka uygunluk sebepleri;

a- Kanunun hükmünü yerine getirme (m.24/1)

b- Meşru savunma (m.25/1)

c- İlgilinin rızası (m.26/2)

d- Hakkın kullanılması (m.26/1) olarak kabul edilmiştir.

Suçun tüm unsurları oluşmuş olmasına rağmen, hukuka uygunluk sebebi var ise fiil suç oluşturmayacaktır. 

Bu bağlamda, “Özel hayatın gizliliğini ihlal eden yayınlar bakımından hakkın kullanılması (haber verme hakkı) hukuka uygunluk nedeninden yararlanılabilir mi?

Genel olarak;

Temelini Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesi ile Anayasa’nın 28. vd. maddelerinden alan ve 5187 sayılı Basın Kanunu'nun 3. maddesinde düzenlenen basın özgürlüğü ve bu kapsamda bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser ortaya koyma hakkı, TCK’nun 26. maddesinin birinci fıkrasında; “Hakkını kullanan kimseye ceza verilmez” düzenlemesi kapsamında bir hukuka uygunluk nedenidir.

5187 sayılı Basın Kanunu’nun 3. Maddesine göre; “Basın özgürdür. Bu özgürlük; bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını içerir.”

Anayasa’nın 26. maddesinde haber veya fikir alma ya da verme hürriyeti; Anayasa’nın 28. maddesinde ise basın hürriyeti düzenlenmiştir. 

AİHS’nin  10. Maddesinde de haber ve görüş alma ve verme hürriyeti güvence altına alınmıştır.. Şüphesiz bu hürriyetler, bilgi edinmeyi, açıklamayı, yaymayı, eleştirmeyi ve yorumlamayı da içermektedir. Söz konusu hürriyetlere ilişkin Anayasa’da öngörülen sınırlama nedenleri arasında başkalarının şöhret veya hakları ile özel ve aile hayatlarının korunması yer almış, AİHS’te de benzer bir düzenlemeye verilmiştir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin “İfade özgürlüğü” başlıklı 10. maddesinde;

“1- Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın ve ülke sınırları gözetilmeksizin, kanaat özgürlüğünü ve haber ve görüş alma ve de verme özgürlüğünü de kapsar. Bu madde, Devletlerin radyo, televizyon ve sinema işletmelerini bir izin rejimine tabi tutmalarına engel değildir.

2- Görev ve sorumluluklar da yükleyen bu özgürlüklerin kullanılması, yasayla öngörülen ve demokratik bir toplumda ulusal güvenliğin, toprak bütünlüğünün veya kamu güvenliğinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın, başkalarının şöhret ve haklarının korunması, gizli bilgilerin yayılmasının önlenmesi veya yargı erkinin yetki ve tarafsızlığının güvence altına alınması için gerekli olan bazı formaliteler, koşullar, sınırlamalar veya yaptırımlara tabi tutulabilir” denilmiştir.

Ayrıca; Anayasa’nın 133. maddesinde “radyo ve televizyon kurmak ve işletmek özgürlüğü” ve özü itibariyle de 25. maddesinde “düşünce ve kanaat özgürlüğü” de düzenlenmiştir.

Haber değeri olan olaylara basında yer verilirken çoğu kez özel hayata ilişkin detaylar ön plana çıkarılmaktadır. 

AİHM, haberin kamu yararına yönelik tartışmaya katkısına, ilgili kişinin kamuoyundaki bilinirliğine, haberin konusuna, içeriğine, şekline ve sonuçlarına, ilgili kişinin önceki eylemlerine, bilginin edinildiği metoda ve bunun doğruluğuna, görüntünün alındığı koşullarına bakarak bir çatışan haklar arasında bir dengenin bulunup bulunmadığını incelemektedir. Anayasa Mahkemesi de benzer yaklaşımla bir inceleme yapmakta ancak dengelemede ifade hürriyetine ağırlık verdiği gerekçesiyle eleştirilmektedir.

Her olayın kendine özgü koşullarının ayrı ayrı değerlendirilmesi önemlidir.

Özel hayatın gizliliğini ihlal eden fiillerin, haber verme hakkına ilişkin olduğu sonucuna ulaşılabiliyorsa, hakkın kullanılması kapsamında hukuka aykırılık unsurundan yoksun kabul edilmeleri gerekir.

Buna göre ve Yargıtay uygulamasında; basın hürriyetinin önemli bir parçası olan haber verme hakkının hukuka uygunluk nedeni sayılabilmesi için bazı koşulların gerçekleşmiş olması gerekir. Bunlar;

1- Haber gerçek olmalı,

2- Haber güncel olmalı,

3- Haberin verilmesinde kamu yararı bulunmalı,

4- Haberin veriliş biçimi ile özü arasında düşünsel bir bağ bulunmalıdır.

Bu nedenlerle, özel hayatın gizliliğini ihlal eden yayınlar bakımından hakkın kullanılması (haber verme hakkı) hukuka uygunluk nedeni olup olmadığının her somut olayda tek tek incelenmesi gerekmektedir.

Sözü edilen şartlardan birinin eksikliği haber verme eylemini hukuka uygun olmaktan çıkaracak ve TCK 134. maddesinde düzenlenen suç açısından bir hukuka uygunluk sebebinden söz edemeyeceğiz.

Kamuya mal olmuş kişiler (sanatçılar, siyasetçiler, sporcular vs.) açısından haber verme hakkının daha geniş bir alanda kullanıldığını ifade etmek gerekir.

Kişinin toplum nezdindeki konumu ne derece önemliyse ve bilinirliği ne kadar çoksa o kişi ile ilgili haberlerin kamu yararı da o ölçüde artacaktır. Yine burada da haber verme ve öğrenme hakkı ile kişinin özel hayatının gizliliği arasında her somut olayın koşullarına göre bir denge kurmak zorunluluktur.

Genellikle “haberin verilmesinde kamu yararı bulunmalı” koşulu magazinsel haberler açısından gerçekleşmediği söylenebilir. Yargıtay da, "Magazin haberlerinde insanların merak duygusunun tatmin edilmesi kamusal yarar değildir" der.


Haber Kaynağı : 12punto

Anayasa Mahkemesi AİHM Tarık Ziya Karanfil Basın Özgürlüğü