Amnesty International'ın, İran'daki Protestoculara Yönelik Tecavüzler ve Cinselleştirilmiş Şiddet Üzerine Hazırladığı Rapor
ARD Muhabiri Ilanit Spinner’in 7.12.2023 tarihli haberinde yer alan Amnesty International'ın, "İran'daki Protestoculara Yönelik Tecavüzler ve Cinselleştirilmiş Şiddet Üzerine Hazırladığı Rapor"u 12punto çevirdi.
Amnesty International: herhangi bir hükümet, politik ideoloji, ekonomik çıkar veya dinden bağımsız olarak faaliyet gösteren Organizasyon, insan hakları ihlallerine dair dikkatli araştırmalara dayanan detaylı araştırma raporları ve kampanyaları ile tanınır. Dünya çapındaki üyeleri ve destekçileri tarafından yapılan bağışlarla finanse edilmektedir.
Amnesty International'ın güncel raporuna göre, İran güvenlik güçleri, 2022'de ülke çapındaki protestolar sırasında gözaltına alınan kadınları, erkekleri ve çocukları tecavüz etmek ve işkence yapmak suretiyle mağdur etmiştir.
Bir kadın, Tahran'daki bir gösteriye katıldıktan ve İslam Cumhuriyeti rejimine karşı kamusal alanda başörtüsünü çıkardıktan sonra Devrim Muhafızları tarafından gözaltına alınmış ve iki aylık gözaltı süresince defalarca tecavüze uğramıştır. Amnesty International, raporda "Maryam" olarak adlandırılan kadının, Jina Mahsa Amini'nin ölümünün ardından gerçekleşen kadın protestoları sırasında, sadece kendisinin değil daha başka birçok kişinin de başına gelenleri bu şekilde rapor ediyor.
"BURADA TANRI YOK"
Maryam, gözaltına alındığı andan itibaren tecavüze maruz kaldığını anlatıyor. Sorgusu sırasında Devrim Muhafızları tarafından tecavüze uğradığını ve kız kardeşini de getirip onun gözleri önünde tecavüz edecekleriyle tehdit edildiğini anlatıyor. İslam Cumhuriyeti polislerine Allah‘ın adını vererek onlardan kendisini bırakmaları için yalvardığında , bir polisin ona "Burada Tanrı yok. Biz sizin tanrınızız. Sizi gömeceğiz ve kimsenin haberi olmayacak." dediğini aktarıyor.
Bu raporda, bu şekilde belgelenmiş 45 tane vak'a bulunuyor. 26 erkek, 12 kadın ve 7 çocuk, istihbarat servisi veya güvenlik güçleri mensupları tarafından gerçekleştirilen tecavüzler, toplu tecavüzler ve diğer cinselleştirilmiş şiddet biçimlerini anlatıyor. Hiçbirinin tıbbi bakım aldığına dair tutarlı bir ifade yok. Maryam, serbest bırakılan bir kadının intihar girişiminde bulunduğunu bildiriyor.
"EN BRUTAL SİLAHLARDAN BİRİ"
Amnesty International çalışanları İran'a resmi olarak giremedikleri için, ülkede gözaltı şartlarını rapor etmek için İran'a çağrıda bulunmuşlar. Amnesty International sözcüsü Ellen Wesemüller Bu çağrıya "84 mağdur, doktor, terapist ve avukat raporları ile katıldı," diyor. Geçen yıl İran'daki protesto dalgası sırasında 20.000'den fazla insan gözaltına alındığını ve gerçek rakamın çok daha yüksek olabileceğini belirtiyor:
Amnesty International Almanya Genel Sekreteri Julia Duchrow, "Cinselleştirilmiş şiddetin, İran yetkilileri tarafından protestocuları aşağılamak, korkutmak, eleştiriyi bastırmak ve her ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmak için kullandığını ve bu kullanılan en brutal silahlardan biri " diyor.
FAİLLERİN ÇOĞU DEVLET KURUMLARINDAN
Amnesty'nin bulgularına göre, failler arasında Devrim Muhafızları, paramiliter Besic Milisleri, İstihbarat Bakanlığı mensupları ve çeşitli güvenlik güçleri birimleri, kamu güvenliği polisi, soruşturma birimi ve diğer özel birimler bulunuyor. Kurbanlar arasında başörtülerlerini çıkaran kadınlar ve kızlar ile rejimi protesto etmek için sokaklara çıkan erkekler ve çocuklar yer alıyor. En genç mağdur 14 yaşında.
ŞİMDİYE KADAR HİÇBİR FAİLE SUÇLAMA YAPILMADI
"İran'da cinsel tacizin belgelenmesi birkaç nedenden dolayı çok zor" diyor Wesemüller: Devlet aktörleri tarafından bu şekilde aşağılanmış ve tecavüze uğramış olanlar dini kültürleri sebebi ile şiddetli bir utanç yaşıyorlar, ayrıca hem kendileri hem de çevrelerindeki insanlar yönelik korkuları var, çünkü rejim genellikle mağdurların ailelerini de tehdit ediyor. Özellikle tecavüz mağduru olan kadınlar, tekrar gözaltına alınma korkusuyla hastaneye gitmeye çekiniyorlar. Tıbbi yardımı ise, mümkünse tanıdık veya arkadaş çevrelerine arıyorlar.
Kurbanların üzerindeki derin bedensel ve psikolojik travmaların ömür boyu sürecek olması yetmezmiş gibi, işlenen suçların bildirilemiyor olması ve cezai takibata tabi tutulamıyor olması durumu daha da zorlaştırıyor. Duchrow, işkence için güvenlik güçleri ve istihbarat servisleri içindeki faillerin kendilerini savunma ihtiyacı hissetmediğini açıklıyor. Çünkü "Bugüne kadar hiçbiri hakkında suç duyurusunda bulunmak mümkün olmamış."
ŞİDDET EYLEMLERİ ÇOĞUNLUKLA GÖZALTI SONRASI MEYDANA GELİYOR
Olay sonrası hatırlama kayıtlarına göre, tecavüzler çoğunlukla gözaltına alındıktan hemen sonra gerçekleşmiş. Geçici olarak düzenlenmiş gözaltı merkezlerinde ya da polis araçlarında, yani suç faillerin adaletin ve kamuoyunun gözünden kaçabileceği yerlerde işlenmiş.
ARD'ye göre, güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilen, yoğun şiddet içeren işkenceler ve tehditler hakkında raporlar mevcut. Raporlara göre, gözaltına alınan kişiler, otobüsler, okullar ya da konutlar gibi geçici olarak gözaltı merkezlerine dönüştürülen yerlerde, birkaç saat veya gün tutulmuşlar. Kamuoyunun gözünden kaçabilecekleri bu yerlerde, tecavüz ve kötü muamele vakalarının meydana geldiği bildiriliyor.
Amnesty International'dan Wesemüller, raporun ortaya koyduğu vakaların münferit olaylar olmadığını, aksine İran’da uygulanan sistematik bir model olduğunu belirtiyor. Güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilen tecavüzlerin ve cinselleştirilmiş şiddetin, ülkede uzun bir geçmişi olduğuna dikkat çeken Wesemüller, 1983 ile 1988 yılları arasındaki gösteriler sırasında da bu tür saldırılar yaşandığını, ayrıca 2009'daki büyük protestoların ardından da, güvenlik güçleri tarafından tutuklanan ve tecavüze uğrayıp işkence gören protestoculara ilişkin haberlerin sürekli gündeme geldiğini hatırlatıyor.
MAĞDURLAR, YAŞADIKLARI TRAVMA İLE ÖMÜR BOYU YALNIZ BIRAKILIYORLAR
Georgetown Üniversitesi'nde Kadın, Barış ve Güvenlik Enstitüsü'nde çatışma araştırmacısı olan Robert Nagel, tecavüzlerin, İran güvenlik güçlerindeki şiddet repertuarının bir parçası olarak olduğunu düşünüyor. "Bu durumun, baskı, sindirme ve korkutma stratejilerinin bir parçası olduğuna işaret ederken, raporda çizilen tablo, eylemcileri bastırmak ve sindirmek amacıyla yapılan saldırıların, açıkça ve ya dolaylı olarak resmi kurumlar tarafından tolere edildiğini gösteriyor." diyor
Nagel, şu ana kadar askerlerin tecavüz emri verdiğine dair raporlar veya kanıtlar görmediğini belirtse de, Amnesty International ve Human Rights Watch'ın raporlarındaki genel tutarlılık, askerlerin, polislerin, ajanların veya Devrim Muhafızları üyelerinin tecavüz ve cinselleştirilmiş işkenceyi yasak olarak görmediğini gösteriyor. Bu eylemler aktif olarak engellenmediği için dolaylı olarak rejim tarafından kabul gördüğü anlaşılıyor.
ARD Muhabiri Ilanit Spinner’in 7.12.2023 tarihli haberinden derlenmistir.
Haber Kaynağı : 12punto
Çok Okunanlar
Gelinim Mutfakta kim elendi? 10 bileziği kim aldı? 22 Kasım 2024 puan durumu
Fenerbahçe En-Nesyri için Al-Nassr'den gelen rekor bonservisi reddetti
22 Kasım 2024 burç yorumları
Atatürk için 21 Kasım 1938'de yapılan resmi cenaze töreninin fotoğrafları
BEDAŞ 22 Kasım'da İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
Bu akşam TV'de ne var? 21 Kasım Perşembe TRT 1, Kanal D, Star TV, Show TV, ATV
21 Kasım 2024 reyting sonuçları: Perşembe günü hangi yapım birinci oldu?
Bakan Yusuf Tekin'den Teğmen Ebru Eroğlu ve diğer teğmenleri kurtaracak karar!
Lüks araba markası Jaguar logosunu neden değiştirdi? Yeni logosu ne oldu?
Teğmenlerin avukatlarından MSB'ye sert yanıt