Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,2401
Dolar
Arrow
34,4862
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5545
Altın
Arrow
2962,0000
BIST
Arrow
9.367

Plastik atıklar çevreyi ve sağlığı tehdit ediyor! Sağlıklı bir çevrede yaşam, anayasal haktır!

İstanbul Barosu Çevre Kent ve İmar Komisyonu Üyesi Av. Kemal Yılmaz ve Stj. Av. Özgür Özdemir 12 Punto için yazdı.

Plastik atıklar çevreyi ve sağlığı tehdit ediyor! Sağlıklı bir çevrede yaşam, anayasal haktır!
Plastik atıklar hem çevreyi hem de toplum sağlığını tehdit ediyor. Türkiye de mevcut çevre kirliiğinin üstüne bir de yurt dışından çöp atık ithal etmektedir. Uzmanlar bunun çevre ve sağlık için aleyhe olup kabul edilemez bir uygulama olduğunu vurguluyor. İstanbul Barosu Çevre Kent ve İmar Komisyonu Üyesi Av. Kemal Yılmaz ve Stj. Av. Özgür Özdemir 12 punto için yazdıkları yazıda çöp ithalatı ve çevrenin atıklar yoluyla kirletilmesi konusunda yasal yollara başvurabileceklerini belirtti.

Av. Kemal Yılmaz ve Stj. Av. Özgür Özdemir'in yazısı şu şekilde

Ülkemizde ve dünyada plastik atık her geçen gün daha büyük bir çevre sorunu olmaya devam ediyor. Her yıl milyonlarca ton plastik çevreye, denizlere karışıyor ve tüm canlıların sağlığını tehlikeye sokan endişe verici görüntülere sebep oluyor. 

Uluslararası toplum, dünyanın büyüyen plastik sorununu frenlemek için ilk kez bir çerçeve üzerinde anlaştı. BM öncülüğünde 28 Şubat-2 Mart 2022 tarihleri arasında Nairobi’de gerçekleşen toplantıda ilk kez plastik kirliliği ile mücadele etmek üzere yapılacak bir çerçeve anlaşma üzerinde uzlaşıldı. Taraflar plastik kirliliğini sona erdirmek ve 2024 yılına kadar uluslararası olarak yasal bağlayıcılığı olan bir anlaşma için tarihi bir karar alındı. BM kararında, “Yüksek ve hızla artan plastik kirliliği seviyeleri, küresel ölçekte ciddi bir çevre sorununu temsil ediyor. plastik kirliliğinin ortadan kaldırılması için uzun vadede acil önlemler almak için küresel koordinasyonu, işbirliğini ve yönetişimi güçlendirmenin acil gereğini kabul ediyoruz” denildi. 

Ülkemizde de gerek sanayide üretimde, gerek bireysel tüketimde plastik kullanımı ölçüsüz denetimsiz ve tehlikeli boyutta olup, ayrıca plastik çöp atık ithal edilmesi de çevre ve sağlık için aleyhe olup kabul edilemez bir uygulamadır. Araştırmalar, bu sürecin tehlikeli hava kirleticileri ve toksinler yayarak yerel çevreyi zehirleyebileceğini ve insanların sağlığını tehdit edebileceğini göstermiştir.

Vatandaşlar ve sivil toplum kuruluşları, atıklar konusunda çeşitli hukuki adımlar atabilir. Anayasamızın 56. maddesi ile düzenlenen ‘’sağlıklı bir çevre yaşama hakkı’’ her vatandaşın anayasal hakkıdır. Bu hak aynı zamanda herkese sorumluluk ve görev yükleyen bir metindir. Çevreye ilişkin haklar; Anayasa’daki sorumluluk ve görevler, başta olmak üzere Çevre Kanunu, Ceza Kanunu, Orman Kanunu aracığıyla belirginleştirilmiştir. Bu kanunlardaki hükümlere aykırı davranışlar, suç teşkil edecektir.

Çöp ithalatı ve çevrenin atıklar yoluyla kirletilmesi konusunda yasal yollara başvurulabilir. Öncelikle kirletilen alanın neresi olduğu ve kimleri doğrudan etkilediğini tespit etmek çok önemlidir. “Kirletilen alan bir orman sahası mı yoksa bölgedeki su kaynaklarına yakın bir alan mı, bölgedeki idari sorumluluk kime ait ve kirleten kim?” gibi soruların cevabı doğrultusunda nitelikli bir başvuru yapılabilir.

I) Türk Ceza Kanunu
Türk Ceza Kanunu, “Çevreye Karşı Suçlar” (Madde 181-184) başlığında çevrenin kirletilmesine ilişkin düzenlemeler içermektedir. Burada çevrenin kasten ve taksirle kirletilmesi ayrımı yapılmış olup ilgili fiillerin nitelikli hallerine de yer verilmiştir. Örneğin, bir alan atık bırakma ile kasten kirletilmiş ise 6 aydan 2 yıla kadar ve atık ülke dışından izinsiz olarak getirilmişse 1 yıldan 3 yıla kadar ceza verilmektedir. Söz konusu atığın kalıcı hasarlar oluşturabileceği olduğu hallerde ise (örneğin nükleer ve kimyasal atıklar) ceza iki kat arttırılabilmektedir. Kirletilen bir alan ile karşılaşıldığında kirletenle ilgili bir suç duyurusunda bulunulabilir.

II) Orman Kanunu
Orman Kanunu’nun 14. maddesinin F bendinde orman alanlara çöp dökülmesi yasaklanmıştır. Söz konusu kirletilen alan, orman vasfı taşıyorsa Orman Kanunu hükümleri de göz önünde bulundurulmalıdır.

III) Çevre Kanunu
Çevre korunması açısından en geniş düzenlemeye sahip kanun Çevre Kanunu’dur. Kanunun temelinde, kirletme yasağı (Madde 8) ve kirleten öder (Madde 28) prensibi yer almaktadır. Bununla birlikte, çevrenin korunması için herkesin gerekli özeni göstermekle yükümlü olduğu (Madde 9) vurgulanmıştır. Bu kanun kapsamında öncelikle kirletilen alan ile ilgili idari sorumluluk kime ait ise ona bir idari başvuru yapılması gerekir. Bu başvurunun sonucuna göre idari yargı süreci yürütülebilir. İdareye başvuruda bulunurken, kirletilen alan ile ilgili bilgi edinmeden tutun da kirletilmeden dolayı oluşan zararın tazmini de istenebilir. Ancak, idareye başvuru süreci çoğunlukla olumsuz sonuçlanmaktadır. İdari yargı süreci de tam da bu noktada başlamakta olup yargıya gidilecektir.

IV) TİHEK kurumuna başvuru
Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlallerini azaltmaya çalışan bir kurum olan TİHEK, idari kurumların ve idari görevlilerin tutumu ile ilgili başvuruları değerlendiren ama klasik yargı yollarından olmayan ve 2016’dan bu yana olduğu için daha az başvurulan bir kurumdur. Kirletilen bölgeden doğrudan etkilenen kişi ve gruplar, idarenin gerekli özeni göstermemesinden dolayı sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı konusunda ayrımcılık yaşandığını ileri sürebilir. TİHEK’in çalışmalarının nirengi noktası ayrımcılık yasağı olduğu için doğrudan sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı üzerinden değil, idarenin gerekli özeni göstermemesinden kaynaklı bir ayrımcılık olduğu vurgulanmalıdır.

V) BM İnsan Hakları Komitesi'ne başvuru 
Çevrenin kirletilmesi ekseninde BM İnsan Hakları Komitesi (BMİHK)'ne başvuruda bulunulabilir. Bir kişi, bir grup insan veya bir sivil toplum örgütü başvuru yapabilir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)'nde olduğu gibi bir sürecin olmadığını belirtmek önemlidir. BMİHK sorunun kaynağındaki nedeni ortaya çıkarmaya yönelik hareket eder ve kararları tavsiye niteliğindedir. Hükümetlere yönelik bir baskı unsuru olması nedeniyle önemlidir. 

Eurostat verileri ve İngiliz gazeteci Kit Chellel’ın ‘Londra’dan Adana’ya giden çöpler’ haberinin ardından çöp ithalatı konusu Türkiye’de çokça konuşuldu. Buna dair hukuki başvuru yollarının konuşulması önemli ve sevindirici bir gelişmedir. Bu duruma ilişkin hukuki başvuru yapmak isteyen vatandaş ve sivil toplum örgütlerine birinci tavsiyemiz çıktıkları yoldan asla geri dönmemeleridir.
İkinci tavsiyemiz ise hukuki başvuru türleri, belirli bir teknik bilgi düzeyini gerektiren takip süreçleri olduğundan bir hukukçu ile yürütmeleridir.
Üçüncü tavsiyemiz ise -özellikle sivil toplum örgütlerine sesleniyoruz- kirletilen alanın kayıt altına alınması, teknik raporlama vb. uzmanlık, zaman ve arşivleme çalışmalarının yapılmasıdır. Böylelikle yargı aşamasında delil ve dayanak oluşturulacaktır. 

Av. Kemal Yılmaz - Stj. Av. Özgür Özdemir 
İstanbul Barosu Çevre Kent ve İmar Komisyonu Üyesi

Haber Kaynağı : 12punto

BM İstanbul Barosu Kemal Yılmaz mahkeme sağlık çöp ithalatı