Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,2401
Dolar
Arrow
34,4862
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5545
Altın
Arrow
2962,0000
BIST
Arrow
9.367

Türkiye'nin İsveç kararı: 'Sözümüzü yutmak zorunda kaldık'

İsveç’in NATO’ya katılım protokolünün uygun bulunduğuna ilişkin yasa teklifinin TBMM Dışişleri Komisyonu’nda kabul edilmesi dünya basınında geniş yer buldu.

Türkiye'nin İsveç kararı: 'Sözümüzü yutmak zorunda kaldık'

12punto İngiltere Temsilci Taner Bildik, Türkiye'nin kararının dünya basınına yansımalarını yazdı. Bildik, dünya basınında, Türkiye'nin oylamayı erteleyip daha sonra komisyondan geçirmesinin, direnmesinin altında yatan beklentileri karşılamadığına dikkat çekildiğini belirtti. Bildik şunları yazdı:

"Şimdi süreç nasıl işleyecek diye bakmak lazım. Protokolün yürürlüğe girmesi için, TBMM Genel Kurulu’nda da kabul edilmesi gerekiyor.

Tam da bu aşamada geriye dönüp baktığımızda gerek geçmiş söylemler gerekse bu kozu kullanamamış olmak Türk hükümetinin geri adımı olarak görüldü. 

The New York Times, İstanbul temsilcisi Ben Hubbart imzalı yorum haberinde konuya geniş yer ayırdı. Makalede Türkiye'nin İsveç'in NATO üyeliğine karşı direnmesinin altında yatan beklentilerinin karşılanmadığının da altı çizildi. 

Hubbart, pek çok NATO liderinin, İsveç'in katılım için gereken her şeyi yaptığını fakat Türkiye'nin İsveç'in katılımını onaylamada defalarca gecikmesinin, Türkiye'yi iç çıkarları için konumunu güçlendiren bir ülke olarak görmelerine neden olduğunu yazdı.

Peki bu tespit doğru mu? Türkiye bunu yapabildi mi?

İngiliz Guardian Gazetesi, İsveç'in NATO üyeliği katılım protokolünün komisyondan geçmesini, Erdoğan'ın iktidar ittifakının sandalyelerin çoğunluğunu elinde bulundurduğu parlamentonun tamamının oy kullanmasının önünü açtığının altını çizdi.

Yani protokol Meclise geldiğinde AKP hükümeti İsveç'in NATO üyeliğini onaylayabilecek!

Gazete ayrıca ABD Alman Marshall Fonu düşünce kuruluşu Ankara Ofisi Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı'nın, "İsveç'in NATO üyeliği ve Türkiye'ye F-16 satışı bir ölçüde koordineli olarak yürütülecek... çünkü ne yazık ki hiçbir ülke diğerine güvenmiyor" tespitine de yer verdi.

Tam da burada Alman basınında bile yer alan ilginç bir tespit var. Irak'ın kuzeyine Pençe-Kilit harekat bölgesinde 12 askerimizi şehit eden PKK terör örgütünün kullandığı silah ve teçhizatın İsveç yapımı olması...

Almanya'nın önde gelen gazetelerinden Zeit, Türk Dışişleri Bakan Yardımcısı Burak Akçapar'ın İsveç'in Türkiye'nin taleplerini karşılamak için adım attığını açıkladığını yazdı. İsveç nasıl bir adım attı sorusu ise muamma! 

Tüm bu gelişmeler ne zaman yaşandı? 12 şehidimizin kanı bile kurumadan. Üstelik can alan silahlar İsveç yapımı çıkar çıkmaz! Komisyon bu görüşmeyi tüm bu sıcak gelişmeler ışığında erteleyemez miydi?

"Gördünüz mü bu nedenle İsveç'in NATO üyeliğine karşı çıkıyoruz" diye dünya kamuoyunda ses getirecek bir kampanya yürütülemez miydi? 

Mecliste kınama bildirisine imza attın atmadın kavgası yerine NATO'daki yaptırımımız için ortak bir akıl yürütülemez miydi?

The New York Times'ın makalesinde çarpıcı bir analiz daha dikkat çekiyor. Onların gördüğü ama bizim göremediğimiz...

Makalede "Türkiye, ABD'den 20 milyar dolarlık Amerikan yapımı F-16 savaş uçağı paketi ve halihazırda sahip olduğu jetler için yükseltme kitleri istiyor. Biden yönetimi satışı desteklediğini söyledi ancak Kongre üyeleri Türkiye'nin insan hakları sicili ve İsveç'e yönelik tutumunu gerekçe göstererek itiraz etti. Erdoğan ayrıca İsveç'in NATO teklifini, Türkiye'nin insansız hava araçlarında kullandığı optik ekipmanlara ihracat kısıtlamaları getiren bir diğer NATO üyesi Kanada'ya baskı yapmak için kullanmaya çalıştı" diye bir tespit yapılmış.

Buraya kadar herşey normal. Tabii ki bu taleplerimiz siyasi pazarlık konusu olarak masaya getirilebilir. Ancak bu kadar taze bir olayda milli menfaatlerimiz düşünülerek süreç konusunda bir adım atmak yerine bu karar komisyondan nasıl geçti, bunu akıl almıyor. Hem de AKP, CHP ve MHP oylarıyla...

İYİ Parti ve Saadet Partisi “hayır” oyu kullandı. NATO’ya karşı tutumuyla bilinen DEM Parti ise oylamaya bile katılmadı. 

Siyasi arenada yine boşu boşuna bağırıp, sözümüzü yutmak zorunda kaldık. Dünya siyasetinde mesele kameralar önünde posta koymak değil, doğru zamanda doğru hamle ile masadan istediğini alarak kalkmaktır. Ne yazık ki dış politika iç politikada olduğu gibi basit hamlelerle yürümüyor...

Dış politikaya bakış açımız değişmezse İsveç NATO üyesi de olur, PKK'ya silah satmaya da devam eder. Kanada yaptırımlar konusunda geri adım atmaz Biden'de F-16'lar için avucunuzu yalayın demeye devam eder...


Haber Kaynağı : 12punto

İYİ Parti New York Times Saadet Partisi TBMM Genel Kurulu İsveç nato oylaması